Demirtaş, muhalefetin sessizliğini eleştirdi: Günü geldiğinde kimse bağrına taş basmayacaktır

Demirtaş, muhalefetin sessizliğini eleştirdi: Günü geldiğinde kimse bağrına taş basmayacaktır

HDP'nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, yaşanan son süreçte sessiz kalan muhalefeti eleştirirken, ''Günü geldiğinde kimse bağrına taş basmayacaktır'' dedi.

HDP'nin önceki dönem eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, siyasetin gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 4 Kasım 2016 tarihinden bu yana tutukluluğu devam eden Demirtaş, muhalefetin sessizliğini eleştirerek, Kürt halkının bugünleri unutmayacağı vurgusunda bulundu.

''Günü geldiğinde kimse bağrına taş falan basmayacaktır, o bir kere olur.'' diyen Demirtaş, ''Barış isteyen halka özeleştiri sorumluluğu, savaşın arkasında hizalanan muhalefettedir. Onların yerinde olsam Kürt halkını hafife almazdım. Bugünden başlayarak kendimi affettirmek için pratikte ikna edici adımlar atardım. Yoksa yarın geç kalınmış olabilir.'' ifadelerini kullandı. 

''Elimizde direnmek dışında bir seçenek yok. Umutsuzluğa gerek yok. (Cezaevindeki durumuna Türkiye merceğinden bakarak) Tek adamın dizinin dibinde yaşayanlardan daha özgürüz'' diyen Demirtaş, Yeni Özgür Politika’dan Yavuz Özcan‘ın sorularını yanıtladı. Demirtaş’ın açıklamaları özetle şöyle:

'EŞİT OLDUKTAN SONRA KARDEŞ OLMAK EN KOLAYIDIR'

''İnsanlarımız haklı olarak çok öfkeliler ancak bu öfkeyi halklara, bireylere değil zihniyetlere yöneltmektir doğru olan. Hepimiz zaman zaman halkların kardeşliği kavramını kullanıyoruz. Ancak siyaset bilimi açısından ‘kardeşlik’ yerine ‘eşitlik’ kavramı daha uygun düşer. Eşit olduktan sonra kardeş olmak işin en kolayıdır.

'AKLIMIZI ÖNE ÇIKARARAK KARARLAR ALMAK ZORUNDAYIZ'

Bu dönemlerde Kürtlerde yaşanan duygusal kopuş, aşırı milliyetçi savrulmalara yol açarsa bunun kimseye yararı olmaz. Evet Kürtler öfkeli ve haklı olarak kırılmış, yaralanmışlardır. Bu yaraları sarmanın yolu her zaman duyguyla hareket etmek değildir. Yeri geldiğinde aklımızı öne çıkararak kararlar almak zorundayız.

'GÜNÜ GELDİĞİNDE KİMSE BAĞRINA TAŞ BASMAYACAKTIR'

Ancak hiç kimse bugünleri de unutmayacaktır elbette. Günü geldiğinde kimse bağrına taş falan basmayacaktır, o bir kere olur. Barış isteyen halka özeleştiri sorumluluğu, savaşın arkasında hizalanan muhalefettedir. Onların yerinde olsam Kürt halkını hafife almazdım. Bugünden başlayarak kendimi affettirmek için pratikte ikna edici adımlar atardım. Yoksa yarın geç kalınmış olabilir. Kürtler kimsenin marabası, kuyruğu ya da payandası değildir. Bu savaşa koşulsuz destek sunanlar halka özeleştiri borçludurlar. Kürtlere sadece savaşı ve ölümü reva görenleri, Kürtler de günü geldiğinde tanımazlar.

'İKTİDARI DA MUHALEFETİ DE KÜRTLER HATIRLAYACAKTIR'

Dünyanın bütün güçleriyle görüşmeyi ve müzakere etmeyi meşru sayıp sıra Kürtlerle diyaloğa gelince “Teröristlerle görüşme yapılmaz” diyen iktidarı da muhalefeti de Kürtler hatırlayacaktır. Kürt siyaseti de ittifak politikasını sürdürecekse halkın bu hassasiyetini dikkate almalıdır. Bu kırılma giderilmeden mesafe kat edilemez diye düşünüyorum.

'HDP'NİN HER BİLEŞENİ KÜRT HALKININ YOLDAŞI VE DOSTUDUR'

('Son dönemlerde HDP’ye partinin sol bileşenler etkisi ile Kürt meselesini ötelediği, tali plana ittiği eleştirileri yapılıyor' sorusu üzerine)

Her şeyden önce HDP’de siyasi mücadele yürüten tüm kesimler partinin asli unsurlarıdır. Yani birileri ev sahibi, birileri de misafir değildir. Bileşenleri bağlayan ortak nokta ise parti programıdır. Kürt sorunu HDP programının temel başlığıdır ve tüm HDP’liler bilir ki, Kürt sorunu çözüm yoluna girmeden Türkiye’de demokratikleşme konusunda mesafe kat etmek imkânsızdır… Sol bileşenler dahil, HDP’nin her bileşeni de Kürt halkının yoldaşı ve dostudur. Eleştiri olsun ancak yıpratma ve emeği hiçleştirme boyutlarına varıp da başka amaca hizmet etmesin diye düşünüyorum.