Danıştay'dan TSK'de başörtüsü serbestisi kararı

Danıştay'dan TSK'de başörtüsü serbestisi kararı

Danıştay, başörtüsüne serbestlik getiren düzenlemenin yürütmesinin durdurulması istemini reddetti.

Danıştay 2. Dairesi, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde (TSK) başörtüsü serbestliği getiren düzenlemenin yürütmesinin durdurulması istemini 1'e karşı 4 üyenin oyuyla reddetti.

Milli Savunma Bakanlığı'nca Şubat 2017’de Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği’nde yapılan düzenlemeyle TSK’de kadın personellerin başörtü takabilmelerine imkan tanınmıştı. TSK Kıyafet Yönetmeliği'nin 'Genel Hükümleri' bölümüne şu madde eklenmişti:

"Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri mensubu bayan subaylar, sözleşmeli subaylar, astsubaylar, sözleşmeli astsubaylar ve askeri öğrenciler ile bunların adayları ve kursiyerleri, resmi üniformalarıyla birlikte şapka, bere veya kep altına başlarına taktıkları üniforma renginden istihkak olarak verilen desensiz giysileri yüzlerini kapatmayacak şekilde takabilirler."

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP); söz konusu düzenlemenin iptali için Danıştay'da dava açtı. HKP düzenlemenin yürütmesinin durdurulmasını da istedi. Daire ilk olarak yürütmeye durdurma talebini inceledi.

YÜRÜTMENİN DURDURULMASI TALEBİ REDDEDİLDİ

Müzakereler sonucunda düzenlemenin yürütmesinin durdurulması istemi 1'e karşı 4 üyenin oyu ile reddedildi. Kararda, "Uyuşmazlığın niteliğine ve davanın durumuna göre, olayda 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesinin 6352 sayılı Yasa ile değiştirilen 2, fıkrasında sayılan koşullar (telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları) gerçekleşmemiş olduğundan yürütmenin durdurulması isteminin reddine oyçokluğu ile karar verildi" ifadelerine yer verildi.

MUHALİF ÜYE: LAİKLİK İLKESİ VAROLDUKÇA KABUL EDİLEMEZ

Karara muhalefet eden bir üye karşı oy yazısında şunları kaydetti:

"İdarenin düzenleme alanının kamu hizmetinin gerekleri ve kamu yararıyla sınırlı bulunması, kamu hizmetinin ana ilkelerinden olan tarafsızlık ilkesinin idarece öncelikle gözetilmesinin gerekmesi nedeniyle, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü bulunan ve bu statüye girerken belirli ilkelere uymayı kabul eden kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, Anayasanın 2. maddesinde yer alan 'laiklik ilkesi' varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez. Din ve vicdan özgürlüğü bağlamında kamu personelinin dinsel aidiyetini göstermesine imkan tanınmasının; kamu görevini yerine getirirken ne kadar tarafsız davranırsa davransın, hizmetten yararlanan kişilerde şüpheye yol açabileceği ve bundan da kamu hizmetinin zarar görmesinin kaçınılmaz olduğunu izaha gerek yoktur."

Daire iptal istemine dair Milli Savunma Bakanlığı ve Danıştay Başsavcılığı'ndan da görüş istedi.

BAKANLIK: DİNİ İNANÇ VE İBADET HÜRRİYETİ

Milli Savunma Bakanlığı tarafından Daire’ye gönderilen savunmada düzenlemenin dini inanç ve ibadet hürriyetini güvence altına alarak, kadın personele istemesi halinde belirli şekil ve şartlar altında başını kapatma özgürlüğü tanındığı belirtildi.

SAVCI: KAMU GÖREVLİSİNDE BAŞÖRTÜSÜ ŞÜPHEYE YOL AÇAR

Danıştay Savcısı düzenlemenin iptalini istedi.

Savcı şu değerlendirmede bulundu:

"Kamu görevlilerinin, din ve vicdan hürriyetinden bahisle dinsel mensubiyetlerini öne çıkarmalarına olanak sağlayacak şekilde kural getirilmesi, Anayasanın 2. maddesinde yer alan 'laiklik ilkesi' varlığını korudukça, hukuken kabul edilemez. Din ve vicdan özgürlüğü bağlamında kamu personelinin dinsel aidiyetini göstermesine imkan tanınmasının; kamu görevini yerine getirirken ne kadar tarafsız davranırsa davransın, hizmetten yararlanan kişilerde şüpheye yol açabileceği ve bundan da kamu hizmetinin zarar göreceği açıktır" dedi.