Danıştay, SİT alanlarına HES yapılmasına izin veren kararı iptal etti
Danıştay 6. Daire, Mimarlar Odası ve Çevre Mühendisleri Odası’nın açtığı davada, doğal SİT alanlarında HES yapılmasına izin veren 69 sayılı ilke kararını iptal etti.
20-02-2021 23:14

Danıştay 6.Dairesi, "Doğal Sit Alanlarında Planlanan Hidroelektrik Santralleri (HES) Projelerinin Gerçekleştirilmesine Yönelik İlke Kararı"nın 3. maddesinin, 1. derece doğal sit alanlarıyla ilgili bölümü dışındaki kısmı ile 1., 2., 4., 5. ve 6. maddelerinin iptaline oy birliği ile karar verdi.
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, "Yargı bu kararla birçok doğal SİT alanında ekolojik katliama açan HES yapımına dur demiştir. Doğal SİT alanlarında dereler artık özgür akacak" dedi.
'EKOLOJİK KATLİAMDIR'
AKP iktidarı döneminde Türkiye'nin su kaynaklarının sermayeye peşkeş çekilmeye başladığını belirten Candan, "2003 yılından sonra derelerimiz üzerinde özel sektör tarafından yaklaşık 550’ye ulaşan HES projeleri yapıldı. Ruhsat alanlar ve inşaatı devam edenleri saymazsak bugün Türkiye'de Cumhuriyet tarihi boyunca 673 HES projesi bulunuyor. DSİ’nin 2020 Aralık verilerine göre bu projelerin 67’si DSi tarafından 616’sı özel sektör tarafından yapıldı. AKP iktidarı döneminde derelerimizin su kullanım hakkı özel sektöre peşkeş çekildi. Özel sektör tarafından yapılan dereler üzerindeki kelepçeler olan HES’lerin %88’i 2003 yılından sonra gerçekleşti ve doğal bir katliam yaşandı. Ankara’dan, Tunceli’ye, Bolu’dan Çorum’a, Karadeniz’in eşsiz doğasında, Alakır’da, ikizdere’de, Munzur’da, Rize Fındıklı’da Çağlayan Vadisinde doğal sit alanlarımızda, bu tahribattan nasibini aldı. Doğal SİT alanlarında belirli koşullarda HES yapılmasını öngören 69 sayılı ilke kararının meslek odalarımızın açtığı dava ile iptal edilmesi, derelerin kardeşliği için mücadele eden, barikatların önünde deresine suyuna toprağına doğasına sahip çıkan Melahat Teyzelerin, Metin Lokumcuların başarısıdır. Doğal varlıklarımızın korunmasında halkımızın direnişinin yanındayız." ifadelerini kullandı.
'İPTAL KARARLARI HAKLILIĞIN GÖSTERGESİDİR'
"Danıştay’ın arka arkaya Kaçak Sarayı ilgilendiren 271 sayılı İlke kararında, Munzur Vadisi Peyzaj düzenlemesi iptal kararında ve Doğal sit alanlarındaki HES lerin yapımını iptal eden kararları umut verici ve mücadelenin haklılığının tescilidir" diyen Candan Danıştay 6. Dairesinin, karar gerekçesinde yer alan şu ifadelere dikkat çekerek şunları söyledi:
"İlke Kararı incelendiğinde; doğal sitlerde sit derecelerine/kategorilerine göre belirli şartlara bağlanmak suretiyle HES projelerine izin verilebileceğine ilişkin soyut belirlemeler içeren genel bir düzenleme yapıldığı görülmektedir. Ancak; doğal sit alanlarında hidroelektrik santral yapımı gibi, korunması gerekli doğal alana etki olasılığı yüksek olan bir tesise izin verilebilmesi için; her iznin; izin verilecek olan doğal sit özelinde ve kurulacak tesisin niteliği, büyüklüğü, kapasitesi, çevresel etkileri gibi kendine özgü özellikleri dikkate alınarak karara bağlanması, uluslararası yükümlülükler ile doğal sitlerin korunması amacı çerçevesinde zorunluluk arz etmektedir. Bilimsel temele dayalı karar alma bütünlüğünü sağlamak amacıyla çıkarıldığı belirtilen dava konusu İlke Kararının, doğal sitleri düzenleyen ve dava konusu İlke Kararına göre üst norm olan Çevre Kanunu, Milli Parklar Kanunu, Orman Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Kara Avcılığı Kanunu, Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik ve Korunan Alanlarda Yapılacak Planlara Dair Yönetmelik gibi doğal sitler ve doğal sitlerle kesişen alanların korunması yönünde düzenlemeler içeren mevzuat hükümlerinin ihmal edilmesi sonucunu doğuracağı ve bu durumun uygulamada önüne geçilemez sonuçların oluşmasına sebebiyet vereceği açıktır. Bu itibarla; doğal sit alanlarında HES projelerine izin verilebileceğine ilişkin soyut belirlemeler içeren genel bir düzenleme niteliğindeki dava konusu İlke Kararında konu ve maksat yönlerinden hukuka uyarlık görülmemiştir.Danıştay bir kez daha doğal sit alanlarımızda katliama dur demiştir.’’
İLGİLİ HABERLER
İstanbul barajlarında son durum
Yüzde 19,16'ya kadar inen doluluk oranı, aradan geçen sürede yağışlarla yüzde 35,94 arttı.
26-02-2021 14:05

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, kente su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla yüzde 55,10 olarak ölçüldü. 8 Ocak'ta yüzde 19,16'ya kadar inen doluluk oranı, aradan geçen sürede yağışlarla yüzde 35,94 arttı. Kar yağışının başladığı 12 Şubat Cuma gününden bu yana ise barajlardaki doluluk oranı yüzde 9,62 yükseldi.
Su miktarı Istrancalar'da yüzde 71,10, Terkos'ta yüzde 51,39, Sazlıdere'de yüzde 29,56, Alibey'de yüzde 58,82, Büyükçekmece'de yüzde 57,30, Ömerli'de yüzde 65,61, Darlık'ta yüzde 60,87, Elmalı'da yüzde 63,29, Kazandere'de yüzde 63,06 ve Pabuçdere'de yüzde 37,97 olarak kaydedildi.
Kente su sağlayan baraj ve göletler, 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı bugün itibarıyla 478 milyon metreküp seviyesine yükseldi.
İstanbul'a dün itibarıyla verilen su miktarı ise 2 milyon 712 bin metreküp oldu.
Beşiktaş Belediyesi işçileri de grev kararını belediye binasına astı
İstanbul’da toplamda 6 belediyenin işçileri grevde.
25-02-2021 21:21

İstanbul’da belediye işçileri taleplerinin karşılanması için greve çıkmaya başladı. Ataşehir, Bakırköy, Kadıköy, Kartal ve Maltepe’den sonra Beşiktaş Belediyesi işçileri de bugün (25 Şubat) toplu iş sözleşmesi (TİS) sürecinde taleplerinin karşılanması talebiyle grev ilan etti.
"Bak İşçi Tulumu Giymiş Umut!"
— Belediye İşçileri Dayanışması (@BelediyeisciD) February 25, 2021
📌 TİS süreci kapsamında İstanbul'un bir diğer ilçe belediyesi #Beşiktaş'ta grev ilanı için hazırlıklar sürüyor! pic.twitter.com/QLHieZGq9I
DİSK’e bağlı Genel-İş üyesi Beşiktaş Belediyesi işçileri grev ilanını duyurduktan sonra alkışlarla ve sloganlarla belediye önünde beklemeye başladı.
Bartın'da yapılmak istenen termik santrale yargı engeli: Bakanlığın itirazı reddedildi
Çevre Şehircilik Bakanlığı, Danıştay'un yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasını isteyerek, karara itiraz etmişti. İtirazı değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu ise bakanlığın itirazını reddetti.
25-02-2021 15:12

İleri Haber
Bartın Hema Termik Santrali’ne ilişkin Danıştay’ın yürütmeyi durdurma kararına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan itiraz reddedildi. Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan, konuyla ilgili “Mahkeme Hattat Holding istedi diye Çevre Düzeni planı değiştirilemeyeceğini de gözler önüne sermiştir. Bu ülkenin toprakları sermayeye değil, halka aittir” dedi.
Hattat Holding tarafından Bartın’da yapılmak istenen Hema Termik Santrali'nin Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu raporuna karşı Bartınlılar 7 Kasım'da 2 bin 119 kişinin imzasıyla dava açarak termik santralin yapımına itiraz etmişti. Dava açıldıktan bir gün sonra, 'Zonguldak – Bartın – Karabük' illerini kapsayan Çevre Düzeni Planı değiştirilerek termik santralin yapımına olanak sağlanmıştı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Ankara Şubesi, Zonguldak-Bartın-Karabük Planlama Bölgesi 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı Değişikliğini yargıya taşımış ve Danıştay 6. Daire dava konusu işleme ilişkin yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Kararın gerekçesinde, termik santralin yapılabilmesi amacıyla çevre düzeni planı değişikliğine konu edilen alanın yüzde 90 oranında orman alanına isabet ettiğini vurgulanmıştı. Çevre düzeni planı değişikliği ile doğal orman alanının kaldırılarak termik santral alanının önerilmesinin yanlışlığına dikkat çekilen karar gerekçesinde, bu değişikliğin bir çevre düzeni planında olması beklenen ekolojik duyarlılık, çevresel koruma, orman alanlarının bütünlüğünün sağlanması gibi ilkelerle bağdaşmadığı ifade edilmişti.
BAKANLIĞIN İTİRAZI REDDEDİLDİ
Çevre Şehircilik Bakanlığı, yürütmeyi durdurma kararının kaldırılmasını isteyerek, karara itiraz etmişti. İtirazı değerlendiren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu bakanlığın itirazını reddetti.
‘PLAN DEĞİŞİKLİĞİ ACİLEN İPTAL EDİLMELİDİR’
Kararı değerlendiren Mimarlar Odası Ankara Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, “Doğa katliamına yol açacak ve telafisi imkansız zararlar verecek plan değişikliği acilen iptal edilmelidir” dedi. Amasra’nın, tarihi, arkeolojisi ve doğal tüm varlıkları ile halkın olduğunu ve halkın kalacağını vurgulayan Tezcan Karakuş Candan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu yolda Mimarlar Odası Ankara Şubesi olarak, Bartın Platformu ile dayanışma halindeyiz. Termik santrali halk istemediğini rekor imza ile dava açarak göstermiştir. Yargı, orman alanının katline yol açan, Amasra'nın turizm, kent, tarih kültürüne ve kamu yararına aykırı olan, Hattat Holding'e özel değişiklik yapılmasını sağlayan plana geçit vermediğini bir kez daha ortaya koymuştur. Mahkeme Hattat Holding istedi diye Çevre Düzeni planı değiştirilemeyeceğini de gözler önüne sermiştir. Bu ülkenin toprakları sermayeye değil, halka aittir."
Kuzey Ormanları Savunması: Ormanda RES olmaz, İstanbul RES iptal edilsin!
İstanbul RES projesine karşı Kuzey Ormanları Savunması tarafından yapılan açıklamada "Söz konusu İstanbul RES projesi için verilen ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyası ise ne hukuka ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygundur" denildi.
25-02-2021 10:46

Seçkin Barbaros
Kuzey Ormanları Savunması tarafından Kuzey Ormanları’nda kurulmaya başlanan İstanbul RES projesine karşı basın açıklaması yapıldı.
300 bine yakın leyleğin göç yolu üzerinde kurulduğu belirtilen açıklamada projenin gerçekleştirildiği bölgenin aynı zamanda dünya üzerindeki Küçük Orman Kartalları’nın yüzde doksanı tarafından kullanıldı belirtildi.
Yenilenebilir Enerji Şirketi Alman Dirkshof’un sahibi olduğu Universal Wind Enerji Elektrik Üretim A.Ş.’ne ait olan ve Türkiye’nin en büyük RES projesi olan İstanbulRES’e ilişkin yapılan basın açıklaması şöyle:
'ORMANDA RES OLMAZ! İSTANBUL RES İPTAL EDİLSİN'
"Kuzey Ormanları Savunması olarak Alman Dirkshof’in sahibi olduğu Universal Wind Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından Kuzey Ormanları’nda kurulması planlanan Türkiye’nin en büyük Rüzgar Enerji Santrali’ne karşı hukuki süreci başlattığımızı duyurmak istiyoruz.
Kuzey Ormanları’nın Çatalca bölgesindeki kadim meşe ormanlarını ve yaban hayatını yok edecek olan, 300 bine yakın leyleğin göçünü engelleyecek olan İstanbul RES Projesi iptal edilmeli, proje için verilen ÇED olumlu raporu kaldırılmalıdır.
Her geçen gün yok edilen Kuzey Ormanları’ndaki bu dev proje Çatalca’daki orman, tarım, sit alanlarının yok olmasına, yaban hayat alanlarının daralmasına, biyoçeşitliliğin zayıflamasına neden olacaktır.
Söz konusu İstanbul RES projesi için verilen ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyası ise ne hukuka ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygundur. ÇED olumlu kararının dayanağı olan dosya Meteoroloji mühendisi görevlendirilmeden hazırlanmıştır. ÇED dosyasının yeterli teknik personelce hazırlanıp hazırlanmadığı davalı İDARECE DENETLENMEMİŞ VE ARAŞTIRILMAMIŞTIR. Bu durum İdarece verilen kararın esaslı hatasını oluşturmaktadır. Meteorolojik verilerin hatalı saptanması sonucu yangını etkileyen faktörler hatalı saptanmıştır. Proje kapsamında yapılan yapılar için Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ( Afet İşleri Gn. Md.) genelgesi çerçevesinde jeoloji- jeoteknik Etüt Raporu dosyada bulunmamaktadır.
Yapmış bulunduğumuz araştırmada Kemerburgaz RES, GOP RES, Şile RES, Yamaçtepe RES, Tahakadın RES, Aydost RES gibi RES’lerle de komşu durumdadır. Bu projelerin tamamı aynı ormanlık alan içinde konumlanmış durumdadır. Bölgedeki benzer faaliyetlerin çevresel etkilerinin bir bütün olarak ele alınması gereklidir.
Kümülatif etki değerlendirmeye tabi tutulmaksızın İdarece verilen karar hatalıdır.
Proje alanı Çatalca’ya bağlı Karacaköy, Karamandere, Çiftlikköy, Kalfaköy, Gümüşpınar, Belgrat Köyleri hayvancılık, arıcılık, çiftçilik yapılan alanlardır.
İstanbul RES inşaatı, Çatalca’da orman ve tarım alanların yok olmasına ve biyoçeşitliliğe zarar verecektir.
İstanbul RES sonbahar ayında 250-300 leyleğin göç yolu olarak kullandığı koridor üzerinde kurulmaktadır. Dünya üzerindeki Küçük Orman Kartalları’nın %90’ı projenin gerçekleştirileceği Kuzey Ormanları üzerinden göç etmektedir. İstanbul RES projesinin kurulduğu Kuzey Ormanları 200 bin gündüz yırtıcısı tarafından göç yolu olarak kullanılmaktadır.
En az 34 kuş türü Bern Listesi Ek-II’ye, yani “Mutlak Koruma Altındaki Türler Listesi’ne; en az 17 kuş türü Bern Listesi Ek-III’e, yani “Koruma Altındaki Türler Listesi’ne girmektedir.
Proje sahasının bulunduğu Çatalca’nın ülkemizdeki ana kuş göç rotaları üzerinde bulunması nedeni ile Bern, JUCN, Ulusal kırmızı liste, AB Kuş Direktifleri mevzuatlarına aykırı olarak gerçekleştirilmek istenen projenin hayata geçmesi halinde kuşların bölgedeki yaban hayatında telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
İstanbul RES aynı zamanda Çilingoz Yaban Hayatı Geliştirme Sahasına bitişik konumdadır.
İstanbul RES projesinin yer aldığı bölgede arıcılık mutlak koruma altındadır. Trakya arısı 30.06.2010 Tarih ve 29 sayılı olurları ile Tarım Bakanlığı tarafından mutlak korumaya alınmış olup, Yıldız Dağları’nın (Istrancalar) tamamına yakınında TRAKYA ARISI koruma kapsamındadır.
İstanbul RES projesi Tarihi Roma Su Yolu’na ait su galerisi hattı kalıntıları ve ve bu hattın güzergahıyla birleşik konumdadır.
Kuzey Ormanları’ndaki yaban hayatı ve Kuzey Ormanları Ekosistemi’ni çökertecek olan, Dünya’nın en önemli göç yollarından Kuzey Ormanları’nın göç koridorundaki en büyük bariyerlere dönüşecek İSTANBUL RES isimli Rüzgar Enerji Santrali’nin iptal edilmesini, proje için verilen ÇED olumlu kararının kaldırılmasını ve bu süreçte Kuzey Ormanları’na yaratılan tahribatın bir an önce telafi edilmesini istiyoruz.
Kuzey Ormanları’nda RES olmaz."
KUZEY ORMANLARI SAVUNMASI"
İstanbul RES Projesi için hukuki süreç başladı: 'Kuzey Ormanları’nda RES olmaz'
KOS açıklamasında, ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyasının ne hukuka, ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygun olmadığı vurgulandı.
24-02-2021 16:25

İleri Haber
KOS, Çatalca bölgesinde meşe ormanlarını ve yaban hayatı yok edecek olan İstanbul RES Projesi’ne karşı hukuki süreci başlattığını duyurdu. Açıklamada, “Proje için verilen ÇED olumlu kararının kaldırılmasını ve bu süreçte Kuzey Ormanları’na yaratılan tahribatın bir an önce telafi edilmesini istiyoruz” denildi.
Alman Dirkshof şirketinin sahibi olduğu Universal Wind Enerji Elektrik Üretim A.Ş. tarafından yapılan ve Kuzey Ormanları’nın Çatalca bölgesindeki meşe ormanları ile yaban hayatını yok edecek, 300 bine yakın leyleğin göçünü engelleyecek olan İstanbul Rüzgar Enerji Santrali (RES) Projesi için ‘Çevre Etki Değerlendirmesi (ÇED) Olumlu’ kararı verilmişti.
Konuya ilişkin Kuzey Ormanları Savunması (KOS) tarafından yapılan açıklamada, “Her geçen gün yok edilen Kuzey Ormanları’ndaki bu dev proje Çatalca’daki orman, tarım, sit alanlarının yok olmasına, yaban hayat alanlarının daralmasına, biyoçeşitliliğin zayıflamasına neden olacaktır” ifadeleri kullanıldı.
'NE HUKUKA, NE ÇED İŞLEYİŞİNE NE DE KAMU YARARI VE HALK SAĞLIĞINA UYGUN'
Söz konusu İstanbul RES Projesi için verilen ÇED Olumlu kararı ve bu kararın dayanağı olan proje tanıtım dosyasının ne hukuka, ne ÇED işleyişine, ne de kamu yararı ve halk sağlığına uygun olmadığı belirtilen açıklamada, ÇED Olumlu kararının dayanağı olan dosyanın Meteoroloji mühendisi görevlendirilmeden hazırlandığı vurgulandı.
ÇED dosyasının yeterli teknik personelce hazırlanıp hazırlanmadığının davalı idarece denetlenmediği ve araştırılmadığı ifade edilen açıklamada, “Bu durum İdarece verilen kararın esaslı hatasını oluşturmaktadır. Meteorolojik verilerin hatalı saptanması sonucu yangını etkileyen faktörler hatalı saptanmıştır. Proje kapsamında yapılan yapılar için Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ( Afet İşleri Gn. Md.) genelgesi çerçevesinde jeoloji- jeoteknik Etüt Raporu dosyada bulunmamaktadır” denildi.
'İDARECE VERİLEN KARAR HATALIDIR'
Projenin getireceği problemler ise şöyle açıklandı:
Yapmış bulunduğumuz araştırmada Kemerburgaz RES, GOP RES, Şile RES, Yamaçtepe RES, Tahakadın RES, Aydost RES gibi RES’lerle de komşu durumdadır. Bu projelerin tamamı aynı ormanlık alan içinde konumlanmış durumdadır. Bölgedeki benzer faaliyetlerin çevresel etkilerinin bir bütün olarak ele alınması gereklidir.
Kümülatif etki değerlendirmeye tabi tutulmaksızın İdarece verilen karar hatalıdır.
Proje alanı Çatalca’ya bağlı Karacaköy, Karamandere, Çiftlikköy, Kalfaköy, Gümüşpınar, Belgrat Köyleri hayvancılık, arıcılık, çiftçilik yapılan alanlardır.
İstanbul RES inşaatı, Çatalca’da orman ve tarım alanların yok olmasına ve biyoçeşitliliğe zarar verecektir.
İstanbul RES sonbahar ayında 250-300 leyleğin göç yolu olarak kullandığı koridor üzerinde kurulmaktadır. Dünya üzerindeki Küçük Orman Kartalları’nın %90’ı projenin gerçekleştirileceği Kuzey Ormanları üzerinden göç etmektedir. İstanbul RES projesinin kurulduğu Kuzey Ormanları 200 bin gündüz yırtıcısı tarafından göç yolu olarak kullanılmaktadır.
En az 34 kuş türü Bern Listesi Ek-II’ye, yani “Mutlak Koruma Altındaki Türler Listesi’ne; en az 17 kuş türü Bern Listesi Ek-III’e, yani “Koruma Altındaki Türler Listesi’ne girmektedir.
Proje sahasının bulunduğu Çatalca’nın ülkemizdeki ana kuş göç rotaları üzerinde bulunması nedeni ile Bern, JUCN, Ulusal kırmızı liste, AB Kuş Direktifleri mevzuatlarına aykırı olarak gerçekleştirilmek istenen projenin hayata geçmesi halinde kuşların bölgedeki yaban hayatında telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkaracaktır.
İstanbul RES aynı zamanda Çilingoz Yaban Hayatı Geliştirme Sahasına bitişik konumdadır.
İstanbul RES projesinin yer aldığı bölgede arıcılık mutlak koruma altındadır. Trakya arısı 30.06.2010 Tarih ve 29 sayılı olurları ile Tarım Bakanlığı tarafından mutlak korumaya alınmış olup, Yıldız Dağları’nın (Istrancalar) tamamına yakınında TRAKYA ARISI koruma kapsamındadır.
İstanbul RES projesi Tarihi Roma Su Yolu’na ait su galerisi hattı kalıntıları ve ve bu hattın güzergahıyla birleşik konumdadır.
'KUZEY ORMANLARI'NDA RES OLMAZ'
KOS açıklamasında, Kuzey Ormanları’ndaki yaban hayatı ve Kuzey Ormanları Ekosistemi’ni çökertecek olan, Dünya’nın en önemli göç yollarından Kuzey Ormanları’nın göç koridorundaki en büyük bariyerlere dönüşecek İstanbul RES Projesi'nin iptal edilmesi talep edilirken, "Proje için verilen ÇED olumlu kararının kaldırılmasını ve bu süreçte Kuzey Ormanları’na yaratılan tahribatın bir an önce telafi edilmesini istiyoruz. Kuzey Ormanları’nda RES olmaz" ifadeleri kullanıldı.
İstanbul barajlarında son durum
Kente su sağlayan barajlardaki doluluk oranı bugün itibarıyla yüzde 52,29 olarak ölçüldü.
23-02-2021 11:06

İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, barajlardaki su seviyesi 8 Ocak'ta yüzde 19,16'ya kadar inerken, aradan geçen sürede yağışlarla yüzde 33,13 arttı. İstanbul'a su sağlayan barajların su seviyesi son yağışların ardından yüzde 52,29'a yükseldi.
Kar yağışının başladığı 12 Şubat Cuma gününden bu yana ise barajlardaki doluluk oranı yüzde 5,96 yükseldi.
Su miktarı Istrancalar'da yüzde 52,22, Terkos'ta yüzde 48,95, Sazlıdere'de yüzde 28,29, Alibey'de yüzde 58,02, Büyükçekmece'de yüzde 55,52, Ömerli'de yüzde 61,57, Darlık'ta yüzde 57,38, Elmalı'da yüzde 59,06, Kazandere'de yüzde 61,34 ve Pabuçdere'de yüzde 35,89 olarak kaydedildi.
Kente su sağlayan baraj ve göletler, 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı bugün itibarıyla 453 milyon metreküp seviyesine yükseldi.
İstanbul'a dün itibarıyla verilen su miktarı ise 2 milyon 822 bin metreküp oldu.