Damat’ın posta kutusundaki Katar Katar satışlar
Damat’ın kamuoyuna mal olmuş posta kutusunda Katar’a ilişkin bir hayli yazışma bulunuyor. Şu an "FETÖ" firarisi İhsan Kalkavan'ın şirketine Katar'dan verilen yüz milyonlarca dolarlık savunma ihalesi, Finansbank'ın QNB'ye satışında aracılık, BMC'yle ilgili sitemler, siyasi değerlendirmeler ve daha niceleri...
05-12-2020 00:55

Doğan Ergün - @dgnergun
Türkiye Varlık Fonu ile Katar Yatırım Otoritesi arasında 26 Kasım’da imzalanan satış mutabakatı çok konuşuldu.
Adalet ve Kalkınma Partisi’nin iktidara gelişi, iktidar yılları, finansman kaynakları ve bölge politikası açısından Katar’ın önemine dair İleri Haber’de çok yazıp çizdik.
İhvancılığın mali gücünü oluşturan ülkelerden biri olan Katar Emirliği ile yine İhvancılığın siyasi liderliğini üstlenen AKP arasındaki ilişki için biyolojide “mutualist” tanımı kullanılıyor. İlişkiden her iki tarafın da fayda sağladığı bir yaşam biçimi...
Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Mısır tarafından mali ve fiziki bir kuşatmayla karşı karşıya olan Katar için AKP Türkiyesi, uluslararası izolasyonu yarmanın bir aracı olarak işlev görüyor. Hem siyasi açıdan, hem iktisadi açıdan... Katar ile Türkiye arasındaki ticari ilişkilerin 2016’dan sonra radikal bir şekilde arttığını görebiliyoruz.
AKP ve başındaki Erdoğan ailesi açısından ise sıcak para ihtiyacını karşılamak, kamusal ve şahsi projelerine finansman sağlamak bakımından Katar’ın büyük değeri var. Türkiye’ye inen para yüklü Katar Emirliği uçaklarının hikayelerini çok dinledik. Dahası, bölgede, ihvancılık ve türevleri eliyle siyasi nüfuzun artırılması için de Katar parası çok işlevli oldu.
AKP’nin iktidara gelişini yalnız Türkiye bağlamında değerlendirmek mümkün değil. ABD emperyalizminin “ılımlı İslam” hedefi, bölgesel “Müslüman Kardeşler”i olan, bu kardeşlerinden mali, siyasi ideolojik destek alabilecek AKP gibi bir aktörü çağırıyordu...
Türkiye’de Katar ile ilişkiler dendiğinde birkaç şirketin adı özellikle öne çıkıyor. Bir tanesi Ethem Sancak’ın sahibi olduğu BMC. Savunma sanayisinin yükselen yıldızı Ethem Sancak, BMC’yi satın alabilmek için Katarlılarla işbirliği kurdu. Bir aktörün savunma sanayisinde öne çıkması, ancak devlet himayesiyle olabilir. Dahası Sancak’ın BMC’yi Katarlılarla ortak şekilde almasında da devletin ve “şahsının” epey önemli bir rol oynadığını da biliyoruz.
Süper Lig yayıncısı Beinsports, Katar’ın Türkiye’deki ilk medya macerası değil. Sabah, ATV, Takvim gibi kuruluşları bünyesinde barındıran Turkuvaz Medya bir dönem Katar ortaklığıyla Çalık Holding’indi. Ve orada parlak bir genç de CEO’luk yapıyordu: Damat Berat!
PANİK BUTONU: KATAR
Damat’ın kamuoyuna mal olmuş posta kutusunda Katar’a ilişkin bir hayli yazışma bulunuyor...
İşin bir boyutunu, siyasi kararlar oluşturuyor.
“Damat'ın Kutusu”na ilişkin yazacağımız diğer haberlerde de değineceğimiz bu mevzuya ilişkin bir örnek, 2015’te 7 Haziran-1 Kasım tarihleri arasında, Berat Albayrak’a Ertuğrul Aydın tarafından yazıldığı iddia edilen bir e-posta. Aydın, Enerji Bakanlığı döneminde Damat Bey’in danışmanlığını da yapmış, PETKİM ve Türk Telekom’da yönetim kurulu üyeliği olan bir isim. Temmuz ayında attığı e-postada Ertuğrul Aydın, yeni seçimlere uzanan yolda yapılması gerekenlere ilişkin farklı boyutları olan bir yol haritası öneriyor. İktidarın oldukça sıkıştığı bu dönemde Aydın’ın dış medya konusundaki önerisi Katar’ı devreye almak. “Dış medya saldırılarına karşı, kısa vadede Katar işbirliği yapılmalı” şeklinde ifade ediliyor.
Yine acil yapılacak işlere dair bir e-posta... Bu kez Ekim 2015'te Ertuğrul Aydın, Saros'ta 5+5 milyar metreküplük yüzer LNG tesisinin hızla tamamlanması gerektiğini vurguluyor. Edirne halkı başta olmak üzere çevrecilerin karşı çıktığı, Katar sermayeli BOTAŞ projesi bu yıl önce mahkeme kararıyla durdurulmuş ancak son aylarda ÇED sürecine yeniden başlandığı duyurulmuştu.
Acil işler ve Katar... Bir tür panik butonu...
FİNANSBANK’IN DÜŞÜK FİYATA SATIŞI
Geçelim, özel sektör için Katarlılara yapılan aracılığa... Bu kez “ihakkiaslan” adlı bir isimden geldiği iddia edilen bir e-posta var gündemimizde. Tarih, Mayıs 2015... Henüz milletvekili olmayan ancak AKP’de MYK üyeliği konumundaki Berat Albayrak’a Katarlıların Türkiye’de banka satın alma istekleri iletiliyor. O sırada Yunanlıların elinde olan Finansbank özel olarak belirtiliyor. Katarlıları kime yönlendirmek gerektiği soruluyor. Yaklaşık 7 ay içerisinde, üstelik beklenenden çok daha düşük bir fiyata Finansbank’ın satışı için Katar’a ait QNB ile anlaşılıyor. Yapıldığı iddia edilen yazışmaya göre, Yunan NBG, 6 milyar dolara Hüsnü Özyeğin’den satın aldığı Finansbank’ı Damat Bey’in devreye girmesiyle, yaklaşık 3 milyar dolara Katarlı National Bank’a (QNB) satıyor.
Damat Berat’a ait olduğu iddia edilen adrese, “ihakkiaslan@yahoo.com”dan başka e-posta’lar da geliyor. 2014 yılında, yani Damat Bey henüz herhangi bir icra makamında değilken, Merkez Bankası, BDDK gibi kurumlara kimlerin atanabileceğine ilişkin listeler gönderiyor. Bu atamaların akıbetlerini başka bir yazıda işleyeceğiz. Göreceğiz ki, Damat Bey’e gelen e-postalarla kimler AYM’ye atanmış, kimler yükselmiş...
KALKAVAN’LARA VERİLEN ‘600 MİLYON DOLARLIK’ İHALE
Biz bu yazıda Katar’a odaklanıyoruz.
Damat Bey malum, Gülencilere ait Fatih Koleji’nden mezun. 2009’da yakın arkadaşı Halil Danışmaz’ın (nam-ı diğer Halilin) Pensilvanya’ya yaptığı bir ziyarette “hocaefendisinden” şahsi selamlarını almıştı. Hem de odadan çıkmakta olan “hocaefendi” kapıdan dönüp Halil Danışmaz’a, Berat Bey’e iletilmek üzere selam söylemiş de, Halil Bey pek heyecanlanmış acaba başka bir mesaj mı vermek istedi diye düşünmüştü.
Konumuza dönelim...
Damat Berat’ın posta kutusu olduğu iddia edilen Wikileaks belgelerine göre, Gülen cemaatinin en bilinen isimlerinden, halen firari olarak aranan iş insanı İhsan Kalkavan, 2012 yılında Damat Bey’le bir araya gelmiştir. Görüşmeden kısa bir süre sonra, Kalkavan’lardan Yavuz Bey, Damat’a bu görüşmede gündeme gelen bir konuyla ilgili e-posta gönderir ve ilgileri için teşekkür eder.
Konu, Katar İçişleri Bakanlığının açtığı 17 ila 19 adet Karakol Botu ihalesidir. Yavuz Kalkavan, ihaleye Ares Beşiktaş firması olarak teklif verdiklerini, resmi görüşmeye davet edildiklerini, “neticelendirmek için şanslarının yüksek olduğunu” bildirir.
İhalenin akıbetiyle ilgili Ares Global’in internet sitesindeki şu haber (https://ares.global/media-center/news/turkeys-ares-shipyard-to-build-17-boats-for-qatar) Erdoğan ailesinin de ilgisiyle, 17 Karakol botluk işin “neticelendirildiğini” gösteriyor. Denizcilik haberleri veren navalnews.net adresli sitedeki bir haber, ihaleyle ilgili anlaşmanın 2014 yılında yapıldığını gösteriyor. (https://navalnews.net/turkish-ares-shipyard-preparing-to-deliver-new-boats-to-qatar/)
Bilindiği gibi, savunma sanayisine dair uluslararası ihalelerde devletlerin onayı kaçınılmazdır. Türkiye’den herhangi bir şirket bir başka ülkede savunma sanayisi alanında kendi başına iş yapamayacağı gibi, aynı şekilde yabancı bir ülkeye ait şirket de Türkiye’de kendi hükümetinin ilgi ve bilgisi olmadan ihale alamaz.
Zaten, 2014 yılında Damat Bey’e iletilen bir e-posta, mevzunun niteliğini göstermektedir:
“Son zamanlarda gündemde olan paralelcilerin ülkemize ne türlü zarar verdiğini hepimiz görmekteyiz. Benim de kendi sektörümde şahit olduğum bazı bilgileri paylaşmak istiyorum.
Geçtiğimiz günlerde onayı verilen ve imzalanan 2 adet SAT botu ihalesini Antalyada yerleşik bulunan ARES SHİPYARD kazandı. ARES Shipyard 3 ortaklı bir firma ve ortaklarından birisi Kerim KALAFATOĞLU'dur. Kerim KALAFATOĞLU aynı zamanda Beşiktaş Tersanesinin de sahibi olan aynı zamanda paralel yapıya yakınlığı ile bilinen İhsan KALKAVAN'ın yakın akrabasıdır.Son yaşanan olaylar ile igili kendisi özellikle Türkiye'de böyle askeri bir proje alamayacağını bildiği için ARES firmasını alt bir firma gibi kendi ismi geçmeden kullanmaktadır. En son Katar’da imzalanan yine askeri bir proje olan 17 adet farklı tip gemilerin ihalesini de Beşiktaş firmasının maddi desteği (verilecek teminatı Beşiktaş sağlamıştır) altında ARES firması almıştır. Projenin yaklaşık değeri 600 milyon dolar civarındadır. İhsan KALKAVAN'ın hocası diye hitap ettiği kişinin bağlantıları sayesinde böyle bir projeyi imzalamışlardır. Aksi takdirde ARES firmasının böyle bir projeyi yapacak gerek maddi gerekse yer olarak böyle bir gücü yoktur. (...) Hükümeti devirmek adına işler yapan ve tek amacı Türkiye'ye zarar vermek olan bu insanların böylesine stratejik askeri ihalelerde olması ülkemiz adına tehlike arz etmektedir.”
600 milyon dolar civarındaki Katar İçişleri Bakanlığı Karakol botu ihalesi, iktidar ailesinin ilgisi ve bilgisiyle Kalkavan’lara verilmiştir. Üstelik e-postayı gönderen bir başka denizcilik firmasının yetkilisine göre ihale, bu kapasiteye sahip olmayan bir şirketin olmuştur...
Savunma sanayisinden bir örnek daha...
BMC BUNUN İÇİN Mİ KURTARILDI...
Bilindiği gibi AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı "gördükçe aşık olan" Ethem Sancak'ın sahibi olduğu BMC'nin yüzde 50 eksi 1 hissesi 2014 yılında Katarlılara satıldı. Erdoğan'ın bizzat Katar Emiri'ni arayıp arabuluculuk yaptığı satıştan önce 2013 yılının Kasım ayında BMC'nin mali tabloları Damat Bey'e iletiliyor. Muhtemelen Katarlı dostlara iletilmeden önceki durak Damat Bey...
Satıştan sonra, 2014 yılında Katar Silahlı Kuvvetleri'nin "Hybrid Teknolojileri ve Araç Üretimine" yönelik projesinde BMC ile Fransız Thales firmasının işbirliği yapması ile ilgili şikayetler de tabii Damat Bey'in kutusuna geliyor. Bir mektupta, Fransız Thales'in hybrid teknolojileri ile ilgili yeteneğinin bilinmediği belirtiliyor. Toplantı notlarını iletenlerden birinin yorumu şu: "Üstad, Bu olay Türkiye’nin kalbine saplanmış bir hançerdir. BMC Fransızlara oyuncak olsun diye mi kurtarıldı?"
Damat Bey’in CEO’luğu döneminde de çok sayıda Katar işiyle karşılaşıyoruz. Zaten çoğu e-postada hangisi devlet işi hangisi şahsi iş, biri nerede başlıyor diğeri nerede bitiyor, anlamak kolay değil.
Ancak bir e-posta var ki Damat Bey’i henüz 2009’da Katarlı bankacılık sektörü temsilcileriyle tanıştırmayı öneren bir İngilizden geliyor. Ancak bu isimle yapılan yazışmalar, AKP’nin tanıtım işleri hakkında bir başka ipucu veriyor ki, o da başka bir yazıya kalsın. Zira, bu sıralar aşı karşıtları ve dincilerin hedefinde olan ve Irak işgalinde rol oynamış bir şirketle AKP’nin münasebeti kendi başına bir yazıyı hak ediyor.
İLGİLİ HABERLER
'2021 Yılı Yatırım Programı', Resmi Gazete'de yayımlandı
"2021 Yılı Yatırım Programı" Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlandı.
15-01-2021 23:04

"2021 yılı Yatırım Programı" AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla Resmi Gazete'de yayımlandı.
Programa göre, 3 bin 91 projeye 138,3 milyar lira ödenek tahsis edildi.
Resmi Gazete'de yayımlanan Yatırım Programı'nda en yüksek payları yüzde 30,7 ile ulaştırma-haberleşme sektörü ve yüzde 14,3 ile eğitim sektörü yatırımları aldı.
Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kuruluşlar, KİT, özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşlar ve sosyal güvenlik kuruluşlarının projelerinin yer aldığı programda, mahalli idarelerin yalnızca dış kredi ile finanse edilen projelerine yer verildi.
2021 Yılı Yatırım Programı hazırlıklarında 11. Kalkınma Planında yer alan temel politikalar, 2021-2023 dönemi Orta Vadeli Program ve Mali Plan'da yer alan politika ve öncelikler ile bütçe büyüklüklerinin dikkate alındığı görüldü. Yatırım Programı hazırlıklarında 11. Kalkınma Planı öncelikli sektörlerine yönelik kamu yatırımlarının öne çıktığı bildirildi.
atırım Programı kapsamında gerçekleştirilmesi planlanan 138,3 milyar liralık yatırımın yüzde 67,5’inin Merkezi Yönetim Bütçesi kapsamındaki kuruluşlar, yüzde 31,5’inin KİT ve özelleştirme kapsamındaki kuruluşlar, yüzde 0,9’unun döner sermayeli kuruluşlar ve sosyal güvenlik kuruluşları tarafından gerçekleştirilmesi planlandı.
EN YÜKSEK BÜTÇE ULAŞTIRMA-HABERLEŞME SEKTÖRÜNE
2021 Yılı Yatırım Programı kapsamında yüzde 30,7 ile en yüksek bütçe ulaştırma-haberleşme sektörünün yatırımlarına ayrıldı.
Eğitim yatırımlarının payı yüzde 14,3, enerji yatırımlarının yüzde 12,2, madencilik yatırımlarının yüzde 10,4, tarım yatırımlarının yüzde 8,7 ve sağlık yatırımlarının yüzde 7,5 oldu. İmalat, turizm, konut, içmesuyu ve kanalizasyon, teknolojik araştırma, çevre gibi diğer sektörlerin toplam payı ise yüzde 16,2 olarak kaydedildi.
Merkezi Yönetim Bütçesi kapsamındaki kuruluşlardan en fazla yatırım ödeneği tahsis edilen kuruluşlar 15,1 milyar lira ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 13,5 milyar lira ile Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, 13,1 milyar lira ile Karayolları Genel Müdürlüğü, 11 milyar lira ile Milli Eğitim Bakanlığı ve 8,6 milyar lira ile Sağlık Bakanlığı oldu.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının yatırımları içinde Gayrettepe-İstanbul Yeni Havalimanı Metro Hattı, Başakşehir-Kayaşehir Metro Hattı gibi projelerle kent içi ulaşım ön plana çıktı.
DSİ’nin Türkiye genelinde devam eden tarımsal sulama yatırımlarına ise 8,4 milyar lira ödenek tahsis edildi.
ABD'de istismardan tutuklanan akademisyen Marmara Üniversitesi'nde bölüm başkanı oldu
Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji bölüm başkanı Doç. Dr. Abdüssamed Köse’nin ABD’nin Teksas eyaletinde bir “çocuğa istismar” suçundan tutuklandığı ortaya çıktı.
15-01-2021 22:18

ABD'de 'çocuk istismarından' suçlanan Doç. Dr. Abdüssamed Köse Marmara Üniversitesi'nde bölüm başkanı oldu.
Bianet'ten Evrim Kepenek'in haberine göre, ABD’de 31 Mart 2015'te yayınlanan haberde Köse, internette chat yaparken bir çocukla tanıştı ve cinsel içerikli konuşmalar yaptı.
Cinsel birliktelik amacıyla çocuğun evine giden Köse, orada çocukla değil, bir polisle karşılaştı. Çünkü, aslında Köse’nin konuştuğu kişi küçük yaştaki çocuklarla tanışıp cinsel ilişkiye girenleri yakalamak için çalışan gizli bir polisti.
Bu gizli operasyona İç Güvenlik Soruşturmaları, Çocuklara Yönelik İnternet Suçları Görev Gücü, Houston Polis Departmanı, Harris County Şerif Ofisi, Harris County PCT 4 Polis Teşkilatı Ofisi ve Harris County DA Müfettişleri katıldı.
Haberde, operasyon sonucunda, 12 kişinin tutuklandığı ve hepsinin bölge hapishanesine gönderildiği yer alıyor. Tutuklanan kişilerin fotoğrafına ve haklarındaki suçlamalara detaylıca yer veriliyor.
Başka bir sitede de, bir süre cezaevinden kaldıktan sonra tahliye olan Köse’nin ABD’deki ruhsatının iptal edildiği bilgisi yer alıyor. Bunun üzerine Türkiye’ye dönen akademisyen Köse, Marmara Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’ne bağlı psikoloji bölümüne başkan olarak getiriliyor.
İSTİSMARLA SUÇLANAN KÖSE İSTİFA ETTİ
ABD'de istismarla suçlanan Doç. Dr. Abdüssamed Köse'nin Marmara Üniversitesi'nde bölüm başkanı olması kamuoyundan büyük tepki çekmişti. Marmara Üniversitesi, Doç. Dr. Abdüssamed Köse'nin öğretim üyeliğinden istifa ettiğini duyurdu. Üniversiteden yapılan paylaşımda şu ifadeler kullanıldı:
"Üniversitemiz Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümü öğretim elemanlarından Doç. Dr. Abdüssamed Köse öğretim üyeliğinden istifa etmiştir"
Erkan Baş: Erdoğan kapı kapı geziyor
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Halk TV’de Özlem Gürses’in konuğu oldu.
15-01-2021 22:00

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Halk TV’de Özlem Gürses’in hazırlayıp sunduğu 20. Saat programında gündeme dair gelişmeleri değerlendirdi.
Baş, bugün Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Gazeteci Orhan Uğuroğlu’na dönük saldırıların değerlendirdi. Saldırıların Kemal Kılıçdaroğlu’na atılan yumrukla başladığını belirten Baş, “Bu saldırılar aynı zamanda seçmenlere, halka da bir mesaj vermeyi amaçlıyor. Ancak buradan iktidara sesleniyorum: Bu ateş sizi de yakar” dedi.
Erdoğan’ın son süreçte Cumhur İttifakı’nı genişletmek adına yaptığı görüşmeleri ve ziyaretleri de değerlendiren Baş, “Erdoğan artık kapı kapı gezmek durumunda kalmıştır” ifadelerini kullandı.
Gelecek Partili Selçuk Özdağ'a saldırı düzenlendi
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın evinin önünde saldırıya uğradığını bildirdi. Temurci, saldırganların silahlı ve sopalı olduğunu ifade etti. Saldırıya uğrayan Özdağ, hastanede tedavi altına alındı.
15-01-2021 15:26

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'a evinin önünde saldırı düzenlendi.
Gelişmeyi Twitter hesabında duyuran Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selim Temurci, "Genel Başkan Yardımcımız Selçuk Özdağ Abimize evinin önünde silahlı ve sopalı saldırıda bulunulmuştur" dedi.
Temurci, "Bu aşağılık saldırıyı şiddetle kınıyor, suçluların bir an önce yakalanarak adaletin önüne çıkarılmasını bekliyoruz. Korkaklarla ve alçaklarla mücadelemiz kesintisiz sürecektir" ifadelerini kullandı.
Saldırıya uğrayan Özdağ, hastanede tedavi altına alındı.
Halk TV'ye konuşan Temurci, "Çok kan kaybettiğini söyledi, şu anda hastanede tedavisi devam ediyor" dedi.
DAVUTOĞLU'NDAN AÇIKLAMA
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ'ın saldırıya uğramasına ilişkin açıklama yapan Ahmet Davutoğlu, "Biz bunun adına siyasi terör deriz. Ve gerekenin yapılmasını bekleriz" dedi. AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a seslenen Davutoğlu, "Saldırı konusunda net bir açıklama bekliyoruz" ifadelerini kullandı.
ANKARA VALİLİĞİ'NDEN AÇIKLAMA
Ankara Valiliği, saldırıya uğrayan Selçuk Özdağ hakkında açıklama yaptı.
Valilik açıklamasında şunlar ifade edildi: "26. Dönem Milletvekili ve Gelecek Partisi Genel Başkan YARDIMCISI Sn Selçuk Özdağ, ikametgahının önünde fiziki saldırıya uğramış olup, hastanede tedavi altına alınmıştır. Saldırganların tespiti ve yakalanmalarına yönelik çalışmalar titizlikle sürdürülmektedir."
Erdoğan: İkinci S-400 paketi görüşmeleri sürüyor
AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan, cuma namazı ardından yaptığı açıklamalarda Rusya ile ikinci S-400 paketi için görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Erdoğan ayrıca "Bileceğimiz tek şey, Trump döneminde olduğu gibi kendi savunma noktasında adımları bir yerden izin alarak atamayız" ifadelerini kullandı.
15-01-2021 15:01

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı ardından gazetecilere açıklamalarda bulundu. Rusya ile ikinci parti S-400'ler için görüşmelerin sürdüğünü söyleyen Erdoğan, "Biden yönetiminin bu noktada ne diyeceğini bilmeyiz. Bileceğimiz tek şey, Trump döneminde olduğu gibi kendi savunma noktasında adımları bir yerden izin alarak atamayız" dedi. Erdoğan, Yunanistan'ın "aşı pasaportu" önerisin hakkında ise,"Değerlendireceğiz" demekle yetindi.
Cuma namazı ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Erdoğan, dün yaptırdığı koronavirüs aşısı hakkında, "Yan etki söz konusu değil, sapasağlamım" dedi.
Yunanistan ile başlayacak istikşafi görüşmeleri değerlendiren Erdoğan, "Ne yazık ki bugüne kadar AB, bizlere verdiği sözleri hiç tutmadı. Yeni bir sürecin içerisindeyiz. Gerek Doğu Akdeniz, gerek AB ülkeleri, gerek Michel ile yaptığımız ikili görüşmeler, gerek Almanya'nın dönem başkanlığında Merkel ile ve Boris Johnson ile yaptığımız görüşmeler devam ediyor. Bu arada tabi Yunanistan ile Sayın Miçotakis ile görüşme talebi bizim için de olumlu bir konu olmuştur. Dışişleri Bakanlarımızın görüşmesi olmuştur. Şimdi gerek özel temsilcilerimiz, Sayın Başbakan ile benim görüşmem, bu adımları atabiliriz dedik" ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Yunanistan’ın AB ülkelerinde ‘aşı pasaportu’ uygulanması önerisi hakkında da, “Bizim açımızdan da değerlendirilecek bir konu” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, S-400 konusu hakkında ise, "Bizim savunma sanayine yönelik atacağımız adımları hiçbir ülke belirleyemez. Bu tamamiyle bizim alacağımız karara bağlıdır. Biz Rusya ile S400 için birinci paketi halletmiştik, şimdi de ikinci paket devam ediyor. Ay sonu Rusya ile görüşmelerimiz olacak. Biden yönetiminin bu noktada ne diyeceğini bilmeyiz. Bileceğimiz tek şey, Trump döneminde olduğu gibi kendi savunma noktasında adımları bir yerden izin alarak atamayız. Biz bir NATO ülkesiyiz. NATO'da birlikte olduğumuz ülkelerin bize yön vermesini kabul edemeyiz" dedi.
"Çok ciddi bir parayı ödediğimiz halde F-35'ler ne yazık ki hala verilmedi" ifadelerini kullanan Erdoğan, "Bu tabii bizim uluslararası diplomaside Amerika'nın bir müttefik ülke olarak bize yaptığı çok ciddi bir yanlıştır. Temenni ederim ki Sayın Biden'ın görevi üstlenmesiyle birlikte görüşmelerimizi yaptıktan sonra, çok daha olumlu adımları atar ve bunları da yoluna koyarız" diye konuştu.
Polise TSK silahı kullanma yetkisi verilmesi hakkında konuşan Erdoğan, "Olağanüstü durumlarda bu yetki vardır. Resmi Gazete'de yayınlanması Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile olmuştur, bundan daha doğal ne olabilir" diye konuştu.
ESP üyelerine polis operasyonu Diyarbakır'da protesto edildi
Onlarca ESP üyesinin polis operasyonlarıyla gözaltına alınmasına tepki gösterilen açıklamada, ''Tepeden tırnağa örgütlü bir faşizm sandıkla veya mahkemelerle değil, ancak ve ancak yine tepeden tırnağa örgütlü bir devrimci hamle ile yenilebilir'' ifadeleri yer aldı.
15-01-2021 14:22

İleri Haber
İzmir merkezli 12 ilde eş zamanlı olarak başlatılan operasyonlarda aralarında ETHA muhabiri Pınar Gayıp, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ve Kaldıraç Dergisi okurlarının da olduğu 50 kişinin gözaltına alınmasına karşı Diyarbakır'da basın açıklaması düzenlendi.
Diyarbakır Yenişehir Hazal Park'ta ESP ve Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) tarafından düzenlenen açıklamaya, birçok kurum da destek verdi. ''Bize gücünüz yetmez, biz kazanacağız'' pankartının tutulduğu açıklamada, “'Bu gözaltılar hukuksuzdur' demiyoruz, çünkü sarayın hukukunun tam olarak bu olduğunu biliyoruz ve tam da bu yüzden meşruiyetimizi hukuktan değil, işçi sınıfı ve ezilenlerin çıkarlarından ve öfkesinden alıyoruz“ ifadeleri kullanıldı.
Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı:
'SARAYIN HUKUKU TAM OLARAK BU'
Müptezel bir itirafçının önüne konan listeye imza atması ile belki de aynı eylemde bile yan yana gelmemiş onlarca sosyalist, avukat, gazeteci, tiyatrocu, öğrenci aynı 'suç' torbasına atıldı.
Önceki operasyonlarda olduğu gibi, bu operasyonda da amaç aynıdır. Saray rejiminin sömürdüğü ve ezdiği kitlelerin ayaklanmasından, hesap sormasından korkmaktadır ve halkın örgütlü güçlerine saldırarak bu ihtimali elinden geldiğince boğmaya çalışmaktadır.
“Bu gözaltılar hukuksuzdur” demiyoruz, çünkü sarayın hukukunun tam olarak bu olduğunu biliyoruz ve tam da bu yüzden meşruiyetimizi hukuktan değil, işçi sınıfı ve ezilenlerin çıkarlarından ve öfkesinden alıyoruz.
'FAŞİZM, ÖRGÜTLÜ BİR DEVRİMCİ HAMLE İLE YENİLEBİLİR'
Bu meşruiyet ile de devlete değil, halkımıza sesleniyoruz: İşsizlik, yoksulluk, baskı, yasak, taciz, tecavüz, istismar, inkâr ve kayyumların canınıza tak ettiğini ve bir çıkış yolu aradığınızı biliyoruz. O çıkış örgütlenmektir. Çünkü tüm sorunlarımızın çözümü bu faşist saray rejiminin yıkılmasına bağlıdır ve tepeden tırnağa örgütlü bir faşizm sandıkla veya mahkemelerle değil, ancak ve ancak yine tepeden tırnağa örgütlü bir devrimci hamle ile yenilebilir.
Devrimciler faşizmle nasıl mücadele edileceğini bilir. Tarihten bilir, kendi pratiklerinden bilir, eşyanın tabiatından bilir. Bu yüzden faşizmin vurduğu yer, aslında çaremiz olacak yerdir. Madem burjuva-faşist devlet halkın devrimci güçlerine devamlı saldırma ihtiyacı hissetmektedir, o halde devrimci safları hızla doldurmak ve faşizme karşı mücadeleyi yükseltmek de hepimizin sorumluluğu haline gelmektedir.
Bu sorumluluğu birleşik mücadeleyi büyüterek gerçekleştireceğiz.
Faşizmi yıkmak ve sosyalizme yürümek için bir adım öne atılma zamanıdır.''