Erdoğan’ın, Osman Kavala’nın serbest bırakılması için çağrı yapan 10 büyükelçinin ‘istenmeyen kişi’ ilan edilmesine yönelik ifadelerine ilişkin Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik, “Erdoğan çok kararlı ve Türkiye’nin hakarete uğradığı düşüncesinde” dedi. Çevik ayrıca “AİHM kararlarının uygulanmamasına ilişkin ise bu meşrudur ya da bizim yaptığımız budur demiyorum ama diğer ülkeler de benzer şeyler yaptı” ifadelerini kullandı.

Amerika Birleşik Devletleri (ABD), Almanya ve Fransa'nın da aralarında olduğu 10 ülkenin Ankara Büyükelçileri, Osman Kavala'nın serbest bırakılması yönünde açıklama yapmıştı.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise bu açıklamanın ardından büyükelçileri “istenmeyen kişi” ilan etmiş ve "Bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz" diyerek, talimat verdiğini söylemişti.

BBC Newshour’a konuk olan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı İlnur Çevik, “Büyükelçiler sınır dışı edilecek mi?” sorusuna “Doğrusu bilmiyorum, Erdoğan çok kararlı ve Türkiye’nin hakarete uğradığı düşüncesinde” yanıtını verdi.

Çevik ayrıca, Türkiye dışında başka Avrupa ülkelerinin de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına uymadığını iddia etti.

Sputnik'in aktardığı röportajın ilgili kısmı şöyle:

Çevik: Bu meseleye karışmış ülkelerden bu büyükelçiler, ülkelerine danışmayıp kendi başlarına hareket etmişlerse… Bu çok garip olur. Dahli olan ülkeler çıkıp konuşmalı.

Sunucu: Yani 10 büyükelçinin kendi başlarına hükümetlerine danışmadan böyle bir şey yapmayacağını rahatlıkla varsayabiliriz. İki yıl önce Osman Kavala’nın makul bir şüphenin olmaması gerekçesiyle derhal serbest bırakılmasına dair AİHM’de alınan karara dikkat çekiyorlar. Basitçe Türkiye’nin bu karara uymasını söylüyorlar.

Çevik: Bu daha önce başka bir yerde karşılaşılmış bir şey mi? Hiç NATO ülkesinde böyle bir şey yaşandığını duydunuz mu?

Sunucu: Peki Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi, AİHM kararlarının uygulanmasını öngören bir ülkenin böyle bir kararı görmezden gelmesi görülmüş bir şey mi?

Çevik: Daha önce böyle ülkelerin kesin kararları yok saydığı hiç olmadı mı geçmişte? Yani, bu meşrudur ya da bizim yaptığımız budur demiyorum ama, diğer ülkeler de benzer şeyler yaptı.