Cumartesi Anneleri’nden 833. hafta açıklaması: ‘Mirze Ateş için adalet istiyoruz’

Cumartesi Anneleri’nden 833. hafta açıklaması: ‘Mirze Ateş için adalet istiyoruz’

Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medyadan yayınladıkları 833. hafta açıklamasında 27 yıldır sonuçsuz bırakılan, failleri cezasızlıkla korunan Mirze Ateş için adalet istedi.

İleri Haber

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yurttaşların akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 833. haftada yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı. Cumartesi Anneleri, yaptığı 833. hafta açıklamasında 18 Mart 1994’te asker ve korucular tarafından yapılan baskında evi ateşe verilen ve işkenceyle gözaltına alınan, aylarca gözaltında tutulduktan sonra kaybedilen Mirze Ateş için adalet istedi.  

‘’Yargı makamlarını, Mirze Ateş dosyasındaki 27 yıllık cezasızlığı sonlandırmak ve adaleti sağlamak için harekete geçmeye çağırıyoruz’’ ifadelerinin yer aldığı 833. hafta açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

MİRZE ATEŞ İÇİN ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ!

833 haftadır, kayıplarımıza ve adalete ulaşmak için mücadele ediyor, mücadelemizin önündeki en büyük engeli oluşturan, devletin cezasızlık politikalarına dikkat çekiyoruz. Kamu gücünü kullanırken yetkilerini aşıp yurttaşa karşı suç işleyenlerden hesap sorulmamasının ağır hak ihlallerini teşvik ettiği gerçeğinin altını çiziyoruz.

833 haftadır, haykırıyoruz: Cezasızlık mücadele, bizim için bir adalet meselesidir. Gözaltında kaybetmeler dahil, ağır insan hakları ihlallerinin önlenmesi meselesidir. Hukukun üstünlüğünün sağlanması ve halkın güven duyduğu bir yargı sistemi inşası meselesidir.

Bu yüzden 833 haftadır, tüm toplumu hakikatten ve adaletten uzaklaştırmayı hedefleyen cezasızlık politikalarına itiraz etmenin bir vatandaşlık görevi olduğunu söylüyoruz.

833. haftamızda 27 yıldır sonuçsuz bırakılan, failleri cezasızlıkla korunan Mirze Ateş dosyasını kamuoyu ile paylaşıyoruz.

GECE YARISI GÖZALTINA ALINDI, EVİ ATEŞE VERİLDİ

37 yaşındaki 5 çocuk babası Mirze Ateş, Kulp’un Konuklu Köyü’ne bağlı Sadıka Mezrası’nda yaşıyordu. 1994 Mart’ının ortalarında bölgede operasyona çıkan asker ve korucular civar köylere baskın düzenledi ve çok sayıda köylüyü gözaltına aldı.

Bu baskınlardan biri de 18 Mart 1994 tarihinde Ateş Ailesi’nin evine yapıldı. Gece yarısından sonra gerçekleşen baskında evi ateşe verilen Mirze Ateş, asker ve korucular tarafından darp edilerek gözaltına alındı. Elleri kelepçelenen, başına torba geçirilen Mirze Ateş, aynı durumdaki diğer köylülerle birbirlerine halatla bağlandı. Gözaltına alınanlar önce Sivrice Karakoluna oradan Kulp Jandarma Komutanlığına götürüldü. Burada bir süre tutulan köylüler sonra Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığına sevk edildi.

 ÇOK SAYIDA TANIĞA RAĞMEN GÖZALTINA ALINDIĞI REDDEDİLDİ

Olaydan bir ay sonra Mirze Ateş’in kardeşi Eşref Ateş de gözaltına alındı. Eşref Ateş, Diyarbakır Jandarma Alay Komutanlığında gözaltında tutulurken kardeşi ile aynı tarihte gözaltına alınan akrabaları Kuddusi Adıgüzel ile karşılaştı ve ondan kardeşi Mirze Ateş’in de aynı yerde olduğunu öğrendi.

Gözaltına alınan köylüler aylarca gözaltında tutuldu ve ağır işkence gördü. DGM’ye çıkartılan bu insanlardan bazıları serbest bırakıldı, bazıları tutuklandı. Gözaltına alındıkları reddedilen Mirze Ateş ve Kuddusi Adıgüzel’den ise bir daha haber alınamadı.

Mirze Ateş’in gözaltına alındığına ve aylarca gözaltında tutulduğuna dair çok sayıda tanık olmasına rağmen ailesinin bütün girişimleri sonuçsuz kaldı. Etkin ve tarafsız bir soruşturma yürütülmesi. Mirze Ateş’in akıbeti karanlıkta bırakıldı. Failleri cezasızlıkla korundu.

’27 YILLIK CEZASIZLIK SONLANSIN’

833. haftamızda yargı makamlarını, Mirze Ateş dosyasındaki 27 yıllık cezasızlığı sonlandırmak ve adaleti sağlamak için harekete geçmeye çağırıyoruz. 

Kaç yıl geçerse geçsin Mirze Ateş ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 134 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.