Cumartesi Anneleri’nden 831. hafta açıklaması: ‘Cüneyt Aydınlar için adalet istiyoruz’

Cumartesi Anneleri’nden 831. hafta açıklaması: ‘Cüneyt Aydınlar için adalet istiyoruz’

Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medyadan yayınladıkları 831. hafta açıklamasında, gözaltına alınan ve ağır işkenceye maruz bırakıldıktan sonra kaybedilen Cüneyt Aydınlar için adalet istedi.

İleri Haber

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yurttaşların akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 831. haftada yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı. Cumartesi Anneleri, yaptığı 831. hafta açıklamasında 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy’de polis tarafından gözaltına alınan, gözaltına alındığı önce inkar sonra kabul edilen ve uygulanan işkence sonrasında kaybedilen Cüneyt Aydınlar için adalet istedi.

Yetkilileri, 27 yıldır kendisinden haber alınamayan Cüneyt Aydınlar dosyasındaki cezasızlığa son vererek etkin soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmeye çağıran Cumartesi Anneleri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı:

CÜNEYT AYDINLAR İÇİN ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ!

Türkiye, kamu gücünü kullanan görevlilerin hesap verebilirliği noktasında ağır sorunlar yaşayan bir ülke. Bu durum kamu gücünü kullanırken yasal yetkilerini aşıp yurttaşa karşı suç teşkil eden eylemlerde bulunan kamu görevlilerini hesap sorulamaz konuma getiriyor.

831. haftadır, hesap verebilirliğin demokrasinin ve hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olduğuna dikkat çekiyor, devleti yönetenleri zorla kaybetmelerle ilgili kayıp yakınlarına ve topluma hesap vermeye çağırıyoruz.

831 haftadır ısrarla soruyor ve cevap istiyoruz: Gözaltında kaybedilen insanlarımıza ne oldu? Onları kaybedenler neden korunuyor? Devleti yönetenler neden anayasa ve uluslararası sözleşmelerdeki yükümlülüklerini yerine getirmiyor?

831. haftamızda bu soruları 27 yıl önce gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar için soruyoruz.

7 GÜN BOYUNCA GÖZALTINDA OLMADIĞI SÖYLENDİ, SONRA KABUL EDİLDİ

İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi öğrencisi Cüneyt Aydınlar, 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy/İncirli’de polis tarafından gözaltına alındı. Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 14 kişi gibi Cüneyt de Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Ancak onu soran ailesine ve avukatlarına yedi gün boyunca gözaltında olmadığı söylendi. Yapılan ısrarlı başvurular sonucu 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltında olduğu kayda geçirildi.

Cüneyt’le birlikte gözaltında tutulan 14 kişi savcılığa çıkarıldığında aralarında Cüneyt yoktu. Bu kişiler, 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna bir açıklama yaptılar. Açıklamada Cüneyt Aydınlar’ın 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve 2 Mart 1994 tarihine kadar birlikte gözaltında tutulduklarını söylediler. Ağır işkence gören Cüneyt’in 2 Mart 1994 tarihinde, “Ölmeye hazır mısın? Ölmeye gidiyorsun!” diyen altı polis tarafından sürüklenerek bulunduğu hücreden götürüldüğünü ve kendisini bir daha görmediklerini anlattılar.

TEM’İN KAYBETTİĞİ KAMUOYUNA DUYURULDU

Cüneyt’e ağır işkence yapıldığına, yürüyemez ve hareket edemez halde olduğuna dair çok sayıda tanık vardı. Ancak İstanbul Emniyet Müdürlüğü onu soran ailesine oğullarının, 28 Şubat 1994 tarihinde yer göstermek için götürdükleri Beyoğlu Çukurcuma’da “Dur” ihtarına uymayarak kaçtığını söyledi.

Ailenin başvurusu üzerine İnsan Hakları Derneği avukatları olayı araştırdı. Araştırma sonrası İHD İstanbul Şubesi, 25 Mart 1994 tarihinde bir basın açıklaması yaptı ve Terörle Mücadele Şubesi’nin gözaltına aldığını kabul ettiği Cüneyt Aydınlar’ı kaybettiğini kamuoyuna duyurdu.

Cüneyt’in akıbetini öğrenmek isteyen ailesinin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Etkin bir araştırma, soruşturma süreci işletilmedi. Tüm yetkili merciler, polisin firar senaryosunu esas aldı. Elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakta duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabildiği sorgulanmadı. Dosya zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı.

‘YETKİLİLERİ YÜKÜMLÜLÜKLERİNİ YERİNE GETİRMEYE ÇAĞIRIYORUZ’

Oysa AİHM içtihatlarına göre, güvenlik güçlerinin gözaltında bulunan bir kişinin “yer gösterme” sırasında kaçtığı iddiası dosyanın kapanması için yeterli değildir. Aradan geçen süreye rağmen firar ettiği iddia edilen kişiden haber alınamaması durumunda onun yaşamından hükümet sorumludur.

Cüneyt Aydınlar’dan tam 27 yıldır haber alınamamaktadır ve devletin, onun akıbetinin açığa çıkartılması için etkin soruşturma yürütme yükümlülüğü devam etmektedir. Ayrıca gözaltında kaybetme insanlığa karşı işlenen suç kapsamındadır ve zaman aşımına tabi değildir.

Devletin yetkili makamlarını Cüneyt Aydınlar dosyasındaki 27 yıllık cezasızlığa son vererek etkin soruşturma ve kovuşturma yapma yükümlülüğünü yerine getirmeye çağırıyoruz.

Kaç yıl geçerse geçsin Cüneyt Aydınlar için tüm kayıplarımız için adalet istemekten, 132 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz