Cumartesi Anneleri üçüncü kez hakim karşısında: 'Adaletsizlik son bulana kadar susmayacağız'

Cumartesi Anneleri üçüncü kez hakim karşısında: 'Adaletsizlik son bulana kadar susmayacağız'

Cumartesi Anneleri’nin 700. haftasında yaptıkları eylemde darp edilerek gözaltına alınan 48 kişi bugün üçüncü kez hakim karşısına çıktı. Mahkeme hakimi avukatların tüm taleplerini reddederken, avukatlar salonu terk etti.

İleri Haber - Ersan Kınık

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak için her cumartesi günü Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması yapan Cumartesi Anneleri, bugün İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde üçüncü kez hakim karşısına çıktı.

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 700. haftası olan 25 Ağustos 2018’de polisler tarafından darp edilmiş, polislerin saldırısı sonucu 48 kişi de gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınan 48 kayıp yakını ve insan hakları savunucusu hakkında 'Kanuna aykırı toplantı ve yürüyüşlere silahsız katılarak ihtara rağmen kendiliğinden dağılmama' iddiasıyla, 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet' suçundan iddianame düzenlendi ve İstanbul 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nde haklarında aynı suçtan yargılanmak üzere dava açıldı.

DURUŞMA ÖNCESİ BASIN AÇIKLAMASI

Cumartesi Anneleri'nin yargılandığı üçüncü duruşma öncesi Çağlayan Adliyesi'nde basın açıklaması yapıldı.

Açıklamaya birçok kitle örgütü ve siyasi parti temsilcisinin yanı sıra Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı ve İstanbul Milletvekili Erkan Baş, Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, HDP Milletvekilleri Musa Piroğlu ve Hüda Kaya ile HDP İstanbul İl Eş Başkanı Elif Bulut da katıldı.

Gözaltında kaybedilen Hasan Ocak'ın kardeşi ve İHD İstanbul Şube Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon Üyesi Maside Ocak tarafından okunan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

"Adalet bizim için haysiyet ve insanlık meselesidir, susmayacağız.

Bugün burada, üzerinde “Adalet” yazan bu binada bir yargılama yapılacak. 

Kim yargılanacak peki?

Gözaltında kaybetmeyi bir devlet politikası haline getiren; siyasetçi, kamu görevlisi kılığına girmiş “insanlığa karşı suç” failleri mi nihayet yargılanmaya başlandı?

Hayır.

Gözden düşmüş devlet bağlantılı suç örgütü liderinin çektiği videolarla, sosyal medya paylaşımlarıyla aylardır pek çok suç failini ifşa etmesinin ardından, bu failler mi yargılanmaya başlandı?

Hayır değil.

Televizyon ekranlarına çıkıp yaptığı işkenceleri savunan; onlarca, yüzlerce gözaltında kaybetmede, yargısız infazda bir şekilde parmağı bulunan kontrgerilla şefleri mi yargılanacak bugün burada?

Elbette hayır.

TBMM İnsan Hakları Komisyonu’nun Cemil Kırbayır’ı gözaltında kaybettikleri için tek tek isimlerini sayarak suç duyurusunda bulunduğu işkenceciler mi yargılanacak?

Hayır onlar da değil.

AİHM’de oy birliği ile mahkumiyet kararı verilen  kayıp dosyalarının failleri mi yargılanacak?

Hayır onlar hiç değil.

Cumartesi Anneleri’nin 699 hafta boyunca sürdürdükleri barışçıl toplanmalarını şiddet yoluyla dağıtanlar, anayasal haklarını kullanan insanlara işkence edenler, kentin bir meydanını halka kapatanlar mı yargılanacak? 

Hayır, hayır onlar da değil.

Peki kim yargılanıyor bugün?

Bugün, bir dava da yüz dava da açsanız, biz kendi davamızdan dönmeyeceğiz diyen kayıp yakınları ve hak savunucuları yargılanıyor. 

Bugün biz yargılanıyoruz. Biz, gözaltında kaybedilen sevdiklerimizi aramaktan vazgeçmeyen aileler yargılanıyoruz. Bize yaşatılan zulme, adaletsizliğe itiraz eden destekçilerimiz yargılanıyor. 

Neden biz yargılanıyoruz?

Hak ve özgürlükleri askıya alınmış milyonlarca insan bizim gibi hakları için mücadele etmesin diye. Mahkum edildikleri adaletsizliğe, hukuksuzluğa isyan etmesinler, bunu göze alamasınlar diye biz yargılanıyoruz. 

Ama bakın yine buradayız. Yine sokaktayız, yine haykırıyoruz: 

KAYIPLARIMIZI ARAMAKTAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ.

EVLATLARIMIZI BİZDEN KOPARANLAR ADİL BİR YARGI ÖNÜNE ÇIKANA KADAR SUSMAYACAĞIZ!
ADALET BİZİM İÇİN HAYSİYET VE İNSANLIK MESELESİDİR. KAYIP YAKINLARININ MARUZ KALDIĞI ADALETSİZLİK SON BULANA KADAR SUSMAYACAĞIZ.
GALATASARAY MEYDANI’NDAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ."

MAHKEME 2 SAAT GECİKMELİ BAŞLADI

Yaklaşık 2 saat gecikmeli başlayan duruşma, sanıkların kimlik tespitlerinin yapılmasıyla başladı. Kimlik tespitleri esnasında duruşma hakiminin salonda bulunmaması ve duruşmanın geç başlaması, sanık avukatları tarafından tepkiyle karşılandı ve durumun tutanak altına alınması istendi.

Mardin Barosu’ndan Av. Erkan Şenses, “iddianameye göre suç unsurları oluşmamıştır, müvekkillerimizin beraatini talep ediyoruz” dedi.

Duruşmada söz alan Diyarbakır Barosu’ndan Av. Diyar Çetin, demokratik ve barışçıl bir eylem yapmak için izin alınması gerektiğini söyleyerek, idari mercilere yapılan bildirimin de, toplantı ve gösteri hakkını kullananların güvenliklerini sağlamak amacıyla olduğuna dikkat çekti. Kolluk kuvvetlerinin, anayasal haklarını kullanan insanların, bu haklarını engelleme motivasyonuyla hareket ettiklerini dolayısıyla görevlerini kötüye kullandıklarını söyleyerek, kolluk görevlileri ve toplantı haklarını yasaklayan Beyoğlu Kaymakamı hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep etti.

Mardin Barosu’ndan Av. Rezzan Saruhan ise “Adaleti tesis etmek istiyorsak bu ailelerin mağduriyetlerinin bir an önce giderilmesi gerekiyor. Bu insanların yaşadıkları mağduriyetlerin giderilmesinde yargı sistemi bu kadar ağır işlerken, hatta işlemezken yargılamaları neden bu kadar hızlı işliyor?” diyerek sanıkların beraat edilmesini istedi.

Bursa Barosu’ndan Av. Cahit Kırkazak ise duruşma hakimine “kayıp yakınlarının temel hak ve hürriyetlerini engelleyen kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunmanızı ve dosyayı beraatle sonuçlandırmanızı istiyoruz” dedi.

‘BU KOŞULLARDA YARGILAMA YAPILIR MI?’

Cumartesi Anneleri avukatı Av. Meriç Eyüboğlu, covid koşulları altında 2 duruşmadır saatlerce salonda bekletilmelerine ve duruşmanın görülmesi için küçük duruşma salonunun kullanılmasına tepki göstererek şu ifadeleri kullandı:

“Bu koşullarda yargılama yapılır mı? Bu koşullarda yargılama yapmanız durumunda sorumluluk sizde olacaktır. Uygun bir salon bulununcaya kadar duruşmayı ivedilikle sonuçlandırmanızı istiyoruz.” dedi ve toplantı hakkını engelleyen kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi.

TÜM TALEPLER REDDEDİLDİ

Hakim, avukatlar tarafından yapılan taleplerin tamamını reddetti. Toplantı ve gösteri hakkını engelleyen kamu görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulması, duruşmanın ertelenmesi, büyük salona geçilmesi, sanıkların derhal beraati, hakimin duruşmayı geç başlatması üzerine açıklama yapması ve İstanbul Barosu’nun davaya dahil olması talepleri reddedildi. Avukatlar ise, hakimin duruşmayı geç başlatmasına ilişkin suç duyurusunda bulunulmasını talep etti. Av. Meriç Eyüboğlu ise “Bu davanın artık sizinle devam etmesi imkansızdır, duruşmadan el çekmenizi istiyoruz” dedi.

AVUKATTAN HAKİME SORU: AKP İLE BİR İLİŞKİNİZ Mİ VAR?

Av. Ömer Kavili, duruşma hakiminin taleplerin tamamını gerekçesiz bir şekilde reddetmesine tepki göstererek “siz tabi olduğunuz hakimlik yasasına göre ‘kararlar gerekçeli olmak zorundadır’ kuralına bile uymadınız” dedi ve şu cümleleri kaydetti:

“Mahkeme hakimi olarak bu kürsüye geldiniz oturdunuz, savcıyı korurcasına açıklamasını siz yaptınız. Taraflı davrandınız ve devlet memuru olan savcıyı koruma içgüdüsüyle hareket ettiniz. Siz tabi olduğunuz hakimlik yasasına göre ‘kararlar gerekçeli olmak zorundadır’ kuralına bile riayet etmediniz. Sizi reddediyoruz ve size şunu soruyorum: AKP ile bir ilişkiniz var mıdır? Varsa açıklamanızı talep ediyorum”

‘BİZ SİZİN TARAFSIZ OLDUĞUNUZU DÜŞÜNMÜYORUZ’

Mahkeme hakiminin tüm talepleri reddetmesi üzerine avukatlar duruşmayı terk etti. Verilen aranın ardından duruşma avukatsız devam etti. Kayıp yakınlarından Maside Ocak, bizim hafta yaptığımız basın açıklamasını yargılar durumdasınız, biz 2 saattir covid koşulları altında bekletiliyoruz. Ben hukukçu değilim ama insan hakları savunucusuyum. Sizin yaptığınızın hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum. Biz bugün ne ile karşılaştığımıza şaşırmış durumdayız ve artık sizin tarafsız olduğunuzu düşünmüyoruz. Hakim ve savcıların yasalara aykırı davrandığını görmek, gerçekten çok üzücü.”

Duruşmaya katılmayan sanıklar hakkında zorla getirme kararı çıkarılarak, 23 Mart 2022 tarihine ertelendi.

Duruşmanın ardından adliye önünde basın açıklaması düzenlendi.