Cumartesi Anneleri: Gözaltında kaybedilişinin 27. yılında Düzgün Tekin'i unutmadık

Cumartesi Anneleri: Gözaltında kaybedilişinin 27. yılında Düzgün Tekin'i unutmadık

914. hafta açıklamasında Düzgün Tekin'in akıbeti soruldu.

İleri Haber

Kayıp yakınlarının akıbetini soran Cumartesi Anneleri, 914. hafta açıklamasında; Düzgün Tekin'in 27 yıl önce gözaltına kaybedilmesini yeniden kamuoyunun gündemine taşıdı. 

Sosyalist kimliği ile bilinen DİSK Tekstil-İş delegesi 21 yaşındaki Düzgün Tekin'den 21 Ekim 1995 tarihinden beri haber alınamadığı hatırlatılan açıklamada, Tekin'in kaybedilişinden önce takip edildiği belirtildi.

Tekin ailesinin tüm resmi kurumlara yaptığı başvurulara rağmen güvenlik güçlerinin bilgi sahibi olmadığı savunmasında bulunduğu kaydedilirken, JİTEM’le bağlantılı itirafçı Kasım Açık'ın olaydan 18 ay sonra verdiği ifadeye değinildi. Düzgün Tekin'in JİTEM tarafından sorgulanarak öldürüldüğünü söyleyen Açık, diğer tüm detayları da paylaştı.

Düzgün Tekin'in cansız bedeninin askeri alan içerisindeki Çadırkent çöplüğüne gömüldüğünün söylenmesine rağmen yetkililer tarafından "göstermelik" bir arama çalışması yapıldığı ve sonuç alınamadığı belirtildi.

Avukat Ümmühan Kaya tarafından okunan açıklamada, Düzgün Tekin’in akıbetine yönelik hiçbir açıklama yapılmadı, hukuk işletilmedi ve dosya cezasızlık zincirinin bir halkasına dönüştürüldü" ifadeleri kullanıldı ve tüm kayıplar için mücadeleye devam edileceği vurgulandı.

GÖZALTINA KAYBEDİLİŞİNİN 27. YILINDA DÜZGÜN TEKİN'İ UNUTMADIK!

Galatasaray Meydanı'nın 215 haftadır yasaklanması nedeniyle online ortamda yapılan açıklamanın tamamı şöyle:

"Uluslararası hukuk; gözaltında kaybedilen kişilerin akrabalarının yaşadığı ağır ıstırapla ilgili yetkililerin sergilediği kayıtsızlık nedeniyle, işkence görmeme haklarının ihlal edildiğini değerlendirmektedir. Yani kayıp yakınlarına yaşatılan belirsizlik uluslararası hukuka göre işkencedir. Kayıp yakınlarının hakikati bilme hakkının yetkililer tarafından sistemli olarak ihlal edilmesi ise suçtur.

914. haftamızda 27 yıl önce gözaltında kaybedilen Düzgün Tekin’in annesi Elif Tekin’e yaşatılan işkencenin ve onun “Oğlum Düzgün neredesin? Seni bulmak için Cumartesi Anneleri’ne katıldım. Cevapsızım, yönsüzüm!” haykırışının tanığıyız diyerek kamuoyu karşısındayız.

Sosyalist kimliğiyle bilinen 21 yaşındaki Düzgün Tekin; sendikal mücadelenin içerisindeydi ve DİSK Tekstil-İş Sendikası 2 No’lu Şube delegesiydi.

Ailesine bir haftadır polis tarafından takip edildiğini söyleyerek, kendisini takip eden araçlardan birinin plakasının 34 F 6676 olduğunu kağıda yazarak eve bıraktı. Evdekiler de içinde sivil giyimli şahısların bulunduğu bir otomobilin günlerdir evlerinin önünde beklediğini gördü.

Düzgün Tekin 21 Ekim 1995 tarihinde, İstanbul Güneşli Evren Mahallesi'ndeki akrabasının evinden Bayrampaşa’daki iş yerine gitmek için çıktı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. O günden sonra evin önünde bekleyen otomobil de bir daha gelmedi.

Düzgün Tekin'in ailesi, avukatlarıyla birlikte tüm resmi kurumlara başvurdu. İnsan Hakları Derneği yasal girişimlerde bulundu, Af Örgütü kampanya düzenledi. Ancak, Düzgün Tekin'i günlerce takip eden güvenlik birimleri onun nerede olduğunu bilmediğini söyledi.

Olaydan 18 ay kadar sonra, JİTEM’le bağlantılı itirafçı Kasım Açık; Düzgün Tekin ile ilgili açıklamalarda bulundu. Basına da yansıyan itiraflarda Açık, Düzgün Tekin’in kendisinin de içinde bulunduğu itirafçılar, polis memurları ve askerlerden oluşan JİTEM birimi tarafından sorgulanarak öldürüldüğünü söyledi. Düzgün’ün bedenini de Edirne yakınlarında askeri alan içinde bulunan Çadırkent çöplüğüne gömdüklerini anlattı. Düzgün’ün eşkâl bilgilerini ve üzerindeki giysilerini tarif eden Kasım Açık, olay yeri ile ilgili de bir kroki çizdi.

Bu gelişme üzerine, 27 Mayıs 1997 tarihinde, arama faaliyetinde bulunmak için Düzgün’ün ailesi, arkadaşları ve insan hakları savunucuları Çadırkent’e gitti. Ailenin ve avukatların tüm ısrarlı taleplerine rağmen yetkililer göstermelik bir arama çalışması yaptı ve sonuç alınamadı.

Kasım Açık’ın itirafları kendi el yazısı ve imzası ile savcılığa verilse de etkin bir soruşturma yürütülmedi. Bugüne kadar yetkili makamlardan Düzgün Tekin’in akıbetine yönelik hiçbir açıklama yapılmadı, hukuk işletilmedi ve dosya cezasızlık zincirinin bir halkasına dönüştürüldü.

Çadırkent’teki çöplükte elleriyle oğlunun kemiklerini bulmaya çalışan baba Veli Tekin, oğluna kavuşamadan aramızdan ayrıldı. Annesi Elif Tekin hala oğluna kavuşmayı bekliyor. Onun, Galatasaray Meydanı’ndan “Dağlar, taşlar, kuşlar bana yön verin, ben oğluma kavuşayım” haykırışıysa hafızalarımızdan asla silinmeyecek. 
 
Kaç yıl geçerse geçsin; Düzgün Tekin için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 215 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz."