Cumartesi Anneleri 822. haftada İsmail Bahçeci için adalet istedi
Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medyadan yayınladıkları 822. hafta açıklamasında, ailesinin 26 yıldır tüm yasal yolları kullandığı halde akıbetini ve nerede olduğunu öğrenemediği İsmail Bahçeci için adalet istedi.
26-12-2020 13:32

İleri Haber
Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yurttaşların akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 822. haftada yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı. Cumartesi Anneleri, 822. haftada, 24 Aralık 1994 tarihinde gözaltına alındığı öğrenilen ve kendisinden bir daha haber alınamayan dönemin Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu Başkanı İsmail Bahçeci’nin akıbetini sordu.
Yargı makamlarının olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili soruşturma yapmadan dosyayı kapattığının ifade edildiği açıklamanın tamamı şu şekilde:
İSMAİL BAHÇECİ’Yİ UNUTMADIK!
Devlet, herkese ihtiyaç duyduğu adalete kolaylıkla ulaşması, haklarını etkili bir şekilde araması ve uğradıkları haksızlıkların giderilmesi için gerekli tüm imkânları sağlamakla yükümlüdür. Devletin kendi koruması altındaki bir insanın gözaltında kaybedilmesi ile ilgili iddiaları etkin bir biçimde soruşturmaması ve kovuşturmaması, kayıp yakınlarının adalete erişim hakkının ihlali anlamına gelmektedir.
Türkiye’de kayıp yakınlarının yurttaş olmaktan, insan olmaktan kaynaklanan haklarını kullanma ve adalete ulaşma imkânı bulamamaktadır. Kayıp yakınları için hukuk rafa kaldırılmış, adalet askıya alınmıştır.
822. haftamızda, ailesinin 26 yıldır tüm yasal yolları kullandığı halde akıbetini ve nerede olduğunu öğrenemediği İsmail Bahçeci için adalet istiyoruz.
Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenci olan İsmail Bahçeci, Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu başkanıydı. Politik kimliği nedeniyle defalarca gözaltına alındı, ağır işkenceler gördü. 1993 yılında hakkında yakalama kararı çıkarıldı ve polis tarafından aranmaya başlandı. İsmail’i arayan polisler Bahçeci ailesinin Avcılar’daki evine defalarca baskın düzenledi. Bu nedenle İsmail evden ayrılmak zorunda kaldı. Kardeşi Metin, İsmail’e acil durumda haberleşmek için politikayla hiç ilgilenmeyen yakın bir arkadaşının telefon numarasını vermişti.
GÖZALTINA ALINDIĞI İNKÂR EDİLDİ
24 Aralık 1994 tarihinde Bahçeci ailesini telefonla arayan ve kendisini İsmail’in arkadaşı olarak tanıtan bir kişi “Oğlunuz gözaltında, ona sahip çıkın” dedi. Baba Şehmus Bahçeci, hemen Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne ve DGM İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına başvurdu. Ancak İsmail’in gözaltına alındığı inkâr edildi.
Aynı günlerde polis, kardeşinin İsmail’e telefon numarasını verdiği V.D.’nin işyerine baskın düzenledi. V.D., baskın sırasında işyerinde olmadığı için V. D.'nin ağabeyi gözaltına alınarak İstanbul Terörle Mücadele Şubesine götürüldü. Şubede kendisine kardeşinin telefon numarasının yakalanan bir ‘örgüt mensubunun” üzerinde çıktığı söylendi. 1995 Ocak ayında Ankara’da gözaltına alınan bir kişi, sorguda kendisine: ‘Seni de İsmail Bahçeci gibi kaybederiz’ denildiğini kamuoyuna duyurdu. Ayrıca 24 Aralık 1994 tarihinden sonra Bahçeci Ailesi’nin evine bir daha hiç polis baskını yapılmadı.
‘BU CEVAP, DOSYANIN 26 YILDIR KARARTILDIĞINI GÖSTERİYOR’
İsmail’in arkadaşları, İnsan Hakları Derneği ve Uluslararası Af Örgütü düzenledikleri kampanyalarla konuyu ülke ve dünya kamuoyuna taşıdı. Ailenin emniyet, savcılık ve hükümet nezdinde yaptığı tüm başvurular sonuçsuz bırakıldı. Gözaltı işlemini reddeden devlet yetkilileri, İsmail Bahçeci’nin hayatını korumaya yönelik önlemleri almadı. Yargı makamları olayla ilgili delilleri toplamadan, tanıkları dinlemeden ve etkili soruşturma yapmadan dosyayı kapattı.
Son olarak, İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 23 Mart 2019 tarihli soru önergesi ile Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a “İsmail Bahçeci’nin akıbeti nedir?” sorusunu yöneltti. Oktay adına Adalet Bakanlığı verdiği cevapta “Ne tür işlemler yapıldığına dair Bakanlığımızda bilgi bulunmamaktadır” açıklamasını yaptı. Bu baştan savma cevap, dosya üzerindeki karartmanın 26 yıldır kesintisiz sürdüğüne de işarettir.
‘ADALET İSTEMEKTEN VE GALATASARAY’DAN VAZGEÇMEYECEĞİZ’
822. haftamızda, iktidar ve yargı makamlarına, İsmail Bahçeci’nin akıbetini, bedeninin bulunduğu yeri ve bu insanlığa karşı suçun tüm sorumlularını açığa çıkarma görevini yerine getirme çağrısında bulunuyoruz.
Kaç yıl geçerse geçsin İsmail Bahçeci için ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 123 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
İLGİLİ HABERLER
Rekabet Kurumu'ndan iki ilaç şirketine toplam 278 milyon liralık ceza
Rekabet Kurumu, Roche ve Novartis isimli ilaç şirketlerine toplamda 278 milyon lira idari para cezası verdi.
22-01-2021 23:48

Rekabet Kurumu, Roche ve Novartis isimli ilaç şirketlerine toplamda 278 milyon lira idari para cezası verdi.
Rekabet Kurumu'ndan karar dair yapılan açıklamada, söz konusu şirketlerin göz hastalıklarında uygulanan Altuzan ve Lucentis ilaçlarından, daha pahalı Lucentis’in kullanımını yaygınlaştırmak amacıyla kanunu ihlal edip etmediklerinin araştırıldığı belirtildi.
Kurumdan yapılan açıklamada, araştırma sonucunda şirketlerin Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’un ‘rekabeti engelleme, bozma ve kısıtlama yasağı’nı içeren maddesini ihlal ettiğinin belirlendiği ifade edildi.
Novartis 165 milyon 464 bin 716 lira 48 kuruş, Roche ise 112 milyon 972 bin 552 lira 65 kuruş para cezası aldı.
Açıklamada, İdari para cezası ilişkin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemeleri’nde yargı yolunun açık olacağı kaydedildi.
Süleyman Soylu'ya hakaretten soruşturması süren kişi, 'Cumhurbaşkanı'na hakaret'ten tutuklandı
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya hakaret ettiği gerekçesiyle soruşturması süren kişi, Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan tutuklandı
22-01-2021 22:27

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya sosyal medya üzerinden hakaret ettiği gerekçesiyle hakkındaki "Kamu Görevlisine Hakaret" suçundan soruşturma süren E.E., yine sosyal medya üzerinden Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'a hakaret ettiği gerekçesiyle "Cumhurbaşkanı'na Hakaret" suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.
T24'te yer alan habere göre, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Soylu'ya sosyal medya üzerinden hakaret ettiği gerekçesiyle E.E. hakkında "Kamu Görevlisine Hakaret" suçundan yürütülen soruşturma sürüyor. Soruşturma kapsamında E.E.'nin sosyal medya hesapları detaylı olarak incelendi.
İncelemede şüpheli E.E.'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a hakaret içeren paylaşımlar yaptığı tespit edildi. Şüpheli E.E. bunun üzerine gözaltına alınarak polis merkezine getirildi. Polisteki işlemlerinin ardından Bakırköy Adliyesi'ne çıkarılan E.E., savcılık ifadesinin ardından sevk edildiği Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından "Cumhurbaşkanı'na Hakaret" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi.
İstinaf, Gezi Davası'ndaki beraat kararlarını bozdu
İstinaf mahkemesi, aralarında Osman Kavala ve Mücella Yapıcı'nın da bulunduğu 9 kişinin hakkında verilen beraat kararını bozdu.
22-01-2021 17:20

İstinaf mahkemesi Gezi Davası'nda, Osman Kavala'nın da aralarında bulunduğu 9 sanık hakkında verilen beraat kararlarını bozdu. İstinaf, dosyanın yeniden incelenmek üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdi. İstinaf mahkemesinin kararı oy birliğiyle alındı.
Haziran Direnişi'ne yönelik Şubat 2020'de sanıklar Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Hakan Altınay, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Yiğit Aksakoğlu ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs", "mala zarar verme", "nitelik yağma", "tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulması veya el değiştirilmesi", "kasten yaralama", "ağırlaştırılmış yaralama" ve "Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'na muhalefet" suçlarından dava açılmıştı.
İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, Şubat 2020'de tüm sanıklar hakkında beraat kararı vermişti.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3'üncü Ceza Dairesi 9 sanık hakkında verilen beraat kararının oy birliğiyle bozulmasına hükmetti. Mahkeme, dosyanın yeniden incelenmek üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verdi.
Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nden İBB'ye yapılması gereken ödemeler yapılmıyormuş!
Yavuz Sultan Selim Köprüsü için sadece 2019 yılında Hazine tarafından şirkete yaklaşık 3 milyar TL geçiş garantisi ödemesi yapıldı. 2016 yılında beri ödenmeyen geçiş garantisi payı için yeni İBB yönetimi harekete geçti ancak bugüne dek bir gelişme olmadı.
22-01-2021 17:15

İBB, 2016 yılında açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki geçiş garantisi ödemelerinden yüzde 10'luk payını alabilmek için harekete geçtiği öğrenildi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, 2016 yılında açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü'ndeki geçiş garantisi ödemelerinden yüzde 10'luk payını alabilmek için harekete geçtiği öğrenildi.
Hazine’nin 2016 yılında yap- işlet- devret modeli ile açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü için IC İçtaş İnşaat-Astaldi Konsorsiyumu’na (ICA) yaptığı geçiş garantisi ödemelerinin yüzde 10’unu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) aktarması gerekirken tek kuruş bile göndermediği ortaya çıktı. IC İçtaş İnşaat–Astaldi konsorsiyumu (ICA) tarafından inşa edilen ve ağustos 2016'da hizmete giren İstanbul'un 3. köprüsü Yavuz Sultan Selim'den öngörülen sayıda araç geçmediği için Hazine tarafından şirkete her yıl geçiş garantisi ödemesi yapılıyor.
Sözcü'den Özlem Güvemli'nin haberine göre; 3. Köprü'den geçiş yapan araçlardan tahsil edilen gelirlerin yüzde 10'unun İBB'ye aktarılması gibi devletin şirkete ödediği geçiş garantisi bedelinin yüzde 10'unun da belediyeye aktarılması gerektiği ortaya çıktı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü için sadece 2019 yılında Hazine tarafından şirkete yaklaşık 3 milyar TL geçiş garantisi ödemesi yapıldı. 2016 yılında beri ödenmeyen geçiş garantisi payı için yeni İBB yönetimi harekete geçti ancak bugüne dek bir gelişme olmadı.
‘GEÇİŞ GARANTİSİ İLE GEÇİŞ ÜCRETİ ARASINDA FARK YOK’
İBB Mali Hizmetler Daire Başkanlığı Gelirler Müdürlüğü, 6 Temmuz 2020'de Sayıştay müfettişlerinin 2019 yılı denetimi sırasında tespit edip İBB yönetiminden savunma istediği geçiş garantisi ödemesi ile ilgili bulgu üzerine ICA 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Yatırım ve İşletme A.Ş'ye yazı gönderdi. 2019 yılı Sayıştay denetimi raporuna girmeyen ancak İBB yönetimine gerekçesi sorulan bulguda, şirkete devlet tarafından geçiş garantisi adı altında ödenen bedelin yüzde 10'unun İBB'ye aktarılması gerektiği belirtildi. Yazıda yer verilen Sayıştay raporuna girmeyen bulguda “köprülerden fiilen geçiş yapan araçlardan tahsil edilen geçiş ücretleri ile garanti kapsamında ilgili işletmeciye ödenen geçiş ücretleri arasında herhangi bir fark bulunmadığından işletmeci tarafından köprünün kullanımından elde edilen tüm geçiş gelirlerinin yüzde 10'u kanun ve sözleşme hükmü dairesinde idareye aktarılmalıdır” tespiti yapıldı. Şirketten 3. Köprü'den tahsil edilen geçiş ücretlerine ek olarak 2019 yılı Sayıştay raporu bulgusuna istinaden bugüne dek geçiş garantisi adı altında ödenen bedelin de yüzde 10'unun İBB'ye aktarılması için gereğinin yapılması talep edildi. Bugüne kadar konuyla ilgili bir gelişme olmadı.
GEÇİŞ GARANTİSİ BEDELİ BİLGİSİ VERİLMEDİ
İBB yönetimi 10 Ocak 2020'de de Karayolları Genel Müdürlüğü'ne bir yazı göndererek İBB'ye aktarılan yüzde 10'luk geçiş ücreti gelirlerinin doğruluğunu teyit edebilmek için geçen araç sayısı, elde edilen gelir ve geçiş garantisi nedeni ile firmaya yapılan ödemelerin miktarını sormuştu. Yapılan yazışmalarda Karayolları, araç sayısı ile elde edilen bilgilerini İBB'ye göndermiş ancak geçiş garantisi nedeni ile yapılan ödeme bilgisini özel hukuk sözleşmesi hükümlerine tabi olduğu gerekçesi ile vermemişti.
4 YILDA 637.5 MİLYON GEÇİŞ ÜCRETİ TAHSİL EDİLDİ
Karayolları'nın İBB'ye gönderdiği rakamlara göre 3. Köprü'den 2016-2019 yılları arasında toplam 637 milyon 569 bin 910 TL geçiş ücreti geliri elde edildi. 2016 yılında eylül ayından yıl sonuna kadar 47 milyon 27 bin 268 TL, 2017'de 166 milyon 341 bin 861 TL, 2018'de 178 milyon 744 bin 196 TL, 2019'da 245 milyon 456 bin 585 TL geçiş ücreti tahsil edildi.
‘BAKANLIKLAR ALT ŞİRKETLERE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ’
Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Oya Ersoy da konuyu Meclis gündemine taşıdı. Ersoy, İBB’ye ödeme yapılma zorunluluğu olmasına rağmen, ödeme yapılmıyor olmasını Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu’na sordu.
“Şirketlerin kar elde etmesini sağlamak amacıyla, yurttaşların geçmediği köprünün bedelini ödüyor olması, bakanlık tarafından şirketle yapılan sözleşmenin hemen feshedilmesini gerektirmektedir. Bakanlıklar şirketler lehine proje üreten ‘alt şirketlere’ dönüşmüştür!" diyen Ersoy, şu bir gerçek ki ülkemiz bugün, AKP iktidarı boyunca şirketlerin lehine projeler üreten bir ülkeye dönüştürülmüştür” dedi.
Ersoy, bakanlığa yanıtlanması istemi ile şu soruları yöneltti;
1- Hazine’nin 2016 yılında açılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü için IC İçtaş İnşaat-Astaldi Konsorsiyumu’na (ICA) yaptığı geçiş garantisi ödemelerinin yüzde 10’unu İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) aktarması söz konusu iken hiçbir ödeme yapmıyor olmasının nedeni nedir?
2- 2016 yılından itibaren Yavuz Sultan Selim Köprüsünden kaç araç geçmiştir? Elde edilen gelir ve geçiş garantisi nedeni ile firmaya yapılan ödeme miktarı ne kadardır?
3- 2016 yılından itibaren Yavuz Sultan Selim Köprüsünün geçiş garantisi ödemelerinden Bakanlığınıza ödeme yapılmış mıdır? Ödeme yapıldıysa ödenen tutar ne kadardır?
Canan Kaftancıoğlu hakkında yeni iddianame
Kaftancıoğlu hakkında 6 yıla kadar hapis istemiyle hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere mahkemeye gönderildi.
22-01-2021 14:58

Fahrettin Altun’un evinin fotoğraflarının çekilmesi suçlamasıyla Canan Kaftancıoğlu'na 6 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, CHP Üsküdar İlçe Başkanı olan Suat Özçağdaş'ın 21 Nisan 2020 tarihinde Fahrettin Altun ile ailesi tarafından kullanılan bahçeli evin fotoğrafını çektiği ve görüntüyü de Canan Kaftancıoğlu'na göndermek suretiyle özel hayatın gizliliğini ifşa ettiği belirtildi. Altun'un avukatının savcılığa başvurarak, Suat Özçağdaş'ın, Canan Kaftancıoğlu tarafından azmettirildiğini belirtip şikayetçi olduğu belirtildi.
İddianamede Canan Kaftancıoğlu ifadesinde, ‘Suat Özçağdaş'ın siyasi görevi gereği kentteki hukuka aykırı yapılaşmayı kontrol ettiğini, müştekiye ait evin fotoğraflanması yönünde Özçağdaş'a hiçbir telkinde bulunmadığını, iddiaların asılsız olduğunu ve suçlamayı kabul etmediğini' belirtti.
Soruşturma kapsamında iletişim kayıtları ve Suat Özçağdaş'a ait telefonun incelenmesi sonucu Kaftancıoğlu'nun “şüphelinin eylemini gerçekleştirmesine” azmettirdiğine dair veri bulunmadığı belirtildi. İddianamede, Kaftancıoğlu hakkında delil yetersizliğinden kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, itiraz üzerine kararın kaldırıldığı, bu durumda ''şüpheli'' hakkında kamu davası açma zarureti doğduğu kaydedildi.
6 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ
Dosyanın uzlaştırmacıya tevdi edildiği ancak tarafların uzlaşma teklifini kabul etmediklerinin belirtildiği iddianamede, savcılık Canan Kaftancıoğlu'nun “özel hayatın gizliliğini ihlal etmeye azmettirme” suçlamasını yöneltti ve 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi. İddianame değerlendirilmek üzere mahkemeye gönderildi.
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması: 'Acelecilik içerisinde değiliz'
Cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan muhalefetin erken seçim çağrılarına ilişkin "Şu anki tablomuz Haziran 2023’tür. Bu tarihten önce erken seçim söz konusu değildir" şeklinde konuştu.
22-01-2021 14:39

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı sonrası açıklamalarda bulundu.
Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, erken seçim tartışmalarına ilişkin "Muhalefetteki siyasi partiler gibi acelecilik içerisinde değiliz. Şu anki tablomuz Haziran 2023’tür. Bu tarihten önce erken seçim söz konusu değildir" dedi.
Erdoğan öte yandan aşı konusunda da açıklamalarda bulunurken, "İkinci parti aşımız, nasip olursa onayı çıktı Çin'den. Büyük ihtimalle bu hafta sonuna kadar gelebilir" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
KISITLAMALAR VE AŞI
"Aşı konusunda şu anda ikinci parti aşımızın onayı Çin’den çıktı. Bu hafta sonuna kadar aşılar gelebilir. Beklentimiz 10 milyon geleceği yönünde. Bu arada yine Bilim Kurulu’nun yapacağı çalışmayla kademelendirme belirlenerek aşı süreci devam edecek. Restoran işletmeciliği konusu da kabine toplantısında değerlendirilecek. Endişelerimiz var. Sıkı tutacağız diyorlarsa da maalesef önlemler sıkı tutulmuyor. Şu anda başarılı bir süreç var bu süreci tekrar tersine çevirmek risk almak istemiyoruz. Verilere bakalım gerekirse bir esneme yapabiliriz.
ERKEN SEÇİM TARTIŞMALARI
Nedim Urhan’ı ziyaretimle ilgili daha önceleri de açıklama yaptım. Biliyorsunuz biz muhalefetteki siyasi partiler gibi acelecilik içerisinde değiliz. Şu anki tablomuz Haziran 2023’tür. Bu tarihten önce erken seçim söz konusu değildir. Oturmuş demokrasilerde aklınıza estiği zaman seçime gidilmez. Bu erken seçim yaygaraları oturmamış ama kendilerine ne elde edebiliriz gayreti içerisinde olanların hayalleridir. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. Cumhur İttifakı olarak kesinleşmiş bir tarih vardır. Bu tarih de Haziran 2023’tür.
'REFORM ÇALIŞMALARIMIZI YAPTIK'
Reform paketiyle ilgili biz kendi içimizde çalışmalarımızı yaptık. Bu hafta içinde de özellikle İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’ni baz alarak eylem planımızı konuştuk. Ekonomiyle ilgili çalışmalarımızı da yapıyoruz. Bu konuyla ilgili önümüzdeki hafta yaparız."
SİNCAR ZİYARETİ
Erdoğan, Hulusi Akar'ın Sincar' yaptığı ziyaret sonrasında ‘Irak Hükümeti destek isterse veririz’ sözünü değerlendirdi. "Ortak operasyonları her zaman yapmaya hazırız ama bunları açıklamak suretiyle bu operasyonlar yapılmaz. Benim bir sözüm var.Cuma namazı çıkışı gazetecilerin sorularını yanıtla Bir gece ansızın gelebiliriz'" dedi.
Erdoğan'dan erken seçim açıklaması: 'Acelecilik içerisinde değiliz'
— İleri Haber (@ilerihaber) January 22, 2021