Cumartesi Anneleri 812. haftada Fehmi Tosun için adalet istedi: ‘Devlet adli ve siyasi iradeyi göstersin'

Cumartesi Anneleri 812. haftada Fehmi Tosun için adalet istedi: ‘Devlet adli ve siyasi iradeyi göstersin'

Cumartesi Anneleri, koronavirüs salgını nedeniyle sosyal medyadan yayınladıkları 812. hafta açıklamasında kaçırıldıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun'un akıbetini sordu.

İleri Haber

Cumartesi Anneleri, gözaltında kaybedilen yurttaşların akıbetini sormak amacıyla her cumartesi günü yaptıkları açıklamayı, 812. haftada yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını tedbirleri kapsamında internetten yayınladı. Cumartesi Anneleri, 812. haftada, 19 Ekim 1995'te silahlı, telsizli, sivil giyimli üç kişi tarafından zorla bir araca bindirilerek kaçırılan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Fehmi Tosun için adalet istedi.

Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilişinin 25. yılında devletin, hakikatin karartılması ve adaletsizliğin normalleştirilmesi girişimlerine son vermesini talep eden Cumartesi Anneleri'nin açıklamasının tamamı şu şekilde:

'FEHMİ TOSUN'U UNUTMADIK!'

Gözaltında kaybedilen insanlarımız için hakikat ve adalet arayışımızın 812. haftasındayız.

Hukukun geçerli olmadığı bir ülkede; devletin hukuksuzluğu, adaletsizliği adeta ‘norm’ haline getirdiği koşullarda adalet ve hakikat mücadelemizi kuşaktan kuşağa aktararak sürdürüyoruz.

Adaletsizliği, hukuksuzluğu normalleştirmek isteyen siyasi ve adli iradeye karşı, hak ve özgürlüklere dayanan adil bir siyasal ve hukuksal düzen talep ediyoruz.

812. haftamızda 25 yıldır etkili bir iç hukuk yolu bulamadığımız Fehmi Tosun dosyasında inkara ve cezasızlığa son verilmesi çağrısında bulunuyoruz.

35 yaşındaki 5 çocuk babası Fehmi Tosun, Lice’nin Licok Köyünde yaşıyordu. Koruculuk yapmaya zorlama, operasyonlar, gözaltılar, toplu işkenceler ve köylüleri göçe zorlama gibi pratiklerin devreye sokulduğu  Lice ve köylerinde ağır bir baskı ortamı vardı. Fehmi Tosun da bu baskı ortamında tehdit edildi, gözaltına alındı, işkence gördü ve üç yılı aşkın bir süre hapiste kaldı. Hapisten çıkınca tehditlerin devam etmesi üzerine ailesiyle birlikte İstanbul’a taşındı. 

BİRÇOK KİŞİ KAÇIRILDIĞINA ŞAHİT OLDU

19 Ekim 1995 sabahı kahvaltı sonrası Avcılar’daki evinden arkadaşı Hüseyin Aydemir ile birlikte çıktı. Akşam saatlerinde silahlı, telsizli, sivil giyimli üç kişi tarafından 34 UD 597 plakalı beyaz Renault araçla evinin önüne getirildi. Bu kişilerle evin bahçesine doğru ilerlerken kendisini gören eşi ve çocuklarına “Beni öldürecekler!” diye bağırdı. Onlar Fehmi'nin yanına koşunca zorla araca bindirilerek götürüldü. Olaya mahalleliler de tanık oldu.

Hemen Avcılar Karakolu’na giden Hanım Tosun, olanları anlattı. Eşini kaçıran aracın plakasını verdi ve duruma müdahale edilmesini istedi. Plakayı kontrol eden ve telefonla görüşmeler yapan polisler “Bizim yapacağımız bir şey yok” dedi.

Hanım Tosun ve İnsan Hakları Derneği yasal yollara başvurdu, olayı hükümetin ilgili birimlerine ve kamuoyunun gündemine taşıdı. Ancak Fehmi Tosun’un gözaltına alındığı kabul edilmedi ve kendisinden bir daha haber alınamadı.

HÜKÜMET ETKİLİ SORUŞTURMA TAAHHÜDÜ VERDİ

İç hukuktan sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındı. 2003 yılında sonuçlanan davada hükümet AİHM’e verdiği savunmada “Hükümetimiz Fehmi Tosun'un kaybolması olayının meydana gelmesinden dolayı üzgündür. Bir kimsenin kaybolması olayı hakkındaki soruşturmanın eksik yapılmasının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2. maddesinin ihlalini oluşturduğu kabul edilmektedir.” dedi ve yaşam hakkı ihlallerinde gerekli tüm önlemleri alıp, etkili soruşturmaların yürütülmesini zorunlu kılan talimatları vermeyi taahhüt etti.

Ancak bugüne kadar Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma yapılmadı. Onu kaçıran otomobilin mevcut plakasının araştırılması talebi bile “özel hayatın gizliliği” gerekçesi ile karşılanmadı. Zamanaşımından takipsizlik kararı verilen dosyalar kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar reddedildi. Anayasa Mahkemesi’ne taşınan davadan da sonuç alınamadı.

2003 yılında AİHM’e verdiği savunmada Fehmi Tosun’un kaybolmasından üzüntü duyduğunu ve etkili soruşturma yapılmadığını kabul eden iktidar şimdi ise BM’nin Fehmi Tosun’un kaybedilmesi ile ilgili sorduğu soruya onun yurtdışına çıktığı cevabını verdi. Üstelik yurtdışına çıkış zamanı olarak da Fehmi Tosun’un hapishanede bulunduğu bir tarihi verdi.

'DEVLET ADLİ VE SİYASİ İRADEYİ GÖSTERSİN!'

Fehmi Tosun’un gözaltında kaybedilişinin 25. yılında talep ediyoruz:

Devlet, hakikatin karartılması ve adaletsizliğin normalleştirilmesi girişimlerine son versin. Fehmi Tosun dosyasında etkin bir soruşturma ve kovuşturma yaparak maddi gerçeği açığa çıkartacak, ceza adaletini sağlayacak adli ve siyasi iradeyi göstersin.

Bizler, kaç yıl geçerse geçsin Fehmi Tosun ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 113 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.