Cumartesi Anneleri 754. hafta buluşması: Kenan Bilgin’i unutmadık, unutmayacağız

Cumartesi Anneleri 754. hafta buluşması: Kenan Bilgin’i unutmadık, unutmayacağız

Cumartesi Anneler 754. hafta buluşmasında Kenan Bilgin için adalet istedi.

İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından 700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı’ndaki oturma eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri, 754. hafta buluşmasında da İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi.

Cumartesi Anneleri 754. haftada Kenan Bilgin için adalet istedi.  Eylemde açıklama kitle adına Besna Tosun tarafından okundu.

Besna açıklamaya “Gözaltında kaybedilen sevdiklerimize ulaşmak için tüm resmi makamlara başvurduk ama bir sonuç alamadık. Polisler askerler tarafından gözaltına alınan sevdiklerimiz için“biz almadık, bizde yok” dediler. Savcılar etkin soruşturma yürütmedi. Delillere rağmen, tanıklara rağmen şikayetlerimiz takipsizlikle kapatıldı. AİHM’de mahkumiyetle sonuçlanan davalarımız bile iç hukukta yok sayıldı” şeklinde başladı.

Özgür Gelecek'in haberine göre, Besna açıklamasına, “Bugün Türkiye’nin bir hukuk devleti olmadığının belgeleyen Kenan Bilgin dosyasını kamuoyu ile paylaşarak “Türkiye’de yargı yok, hukuk yok, adalet yok!” çığlığımızı bir kez daha yükseltiyoruz”  şeklinde devam etti.

Besna Tosun, “35 yaşındaki Kenan Bilgin, 12 Eylül 1994 tarihinde Ankara Dikmen’deki bir otobüs durağından gözaltına alınarak Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.

Aynı operasyon kapsamında gözaltına alınan 10 kişi ile birlikte burada işkenceyle sorgulandı. Gözaltı sonrasında bu kişiler mahkemeye çıkarıldığında aralarında Kenan Bilgin yoktu. Onların “Kenan Bilgin de bizimleydi, Kenan Bilgin’e ne yaptınız?’’ sorusuna Savcı “o sizi ilgilendirmez” cevabını verdi.

Bunun üzerine tanıklar yazılı bir açıklama yaparak, Kenan Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söyledi. Aynı dönem Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltında tutulan Avukat Murat Demir’de Kenan Bilgin’i emniyette gördüğünü kamuoyuna açıkladı” şeklindeki sözlerle Kenan Bilgin’in nasıl kaybedildiğini vurguladı.

İç hukukta sonuç alınamayınca dava AİHM’e taşındığı dile getirerek,  AİHM yargıçları Ankara’ya gelerek araştırma ve incelemelerde bulunduğunu, tanıkları, savcıları, polis yetkililerini sorguladığını, Kenan Bilgin’in tutulduğu gözaltı merkezine giderek tanık beyanlarının mekansal uyumunu kontrol ettiğini, mahkeme, Kenan Bilgin’in 12 Eylül 1994 tarihinde güvenlik güçlerince gözaltına alındığını; kendisinin 3 Ekim 1994 tarihine kadar güvenlik güçlerinin elinde bulunduğunu; ancak bu konuda hiçbir kaydın tutulmadığını tespit ederek, Türkiye’yi oybirliği ile mahkûm ettiğini vurgulayarak “kaybedilmenin” nasıl yapıldığını sıraladı.

Besna, “AİHM, Bilgin Ailesi’nin iddialarının hiçbir şüpheye yer bırakmayacak kadar açık olduğunu belirtmesine rağmen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Kenan Bilgin’in “Ankara Emniyeti’ne bağlı nezarethanelerden birine alındığına dair hiçbir veriye ulaşılamamıştır” demeye devam etti. 25 yıldır iç hukukta Kenan Bilgin Dosyasında maddi gerçeği açığa çıkartacak ve faillerin yargılanmasını sağlayacak etkinlikte bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmedi” dedi.