Cumartesi Anneleri 749. haftada Abdurrahim Demir'in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 749. haftada Abdurrahim Demir'in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri İHD önünde gerçekleştirilen 749. hafta buluşmasında, 24 yıl önce kaybedilen Abdurrahim Demir'in akıbetini sordu.

İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından 700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı’ndaki oturma eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri, 749. hafta buluşmasında da İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. Yoğun polis ablukası altında gerçekleştirilen buluşmada, 24 yıl önce kaybedilen Abdurrahim Demir'in akıbetini sordu.

Gözaltında kaybedilenlerin fotoğraflarının taşındığı eyleme CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da katıldı.
 
'GÖREVİNİZİ YERİNE GETİRİN'
 
Bu haftaki basın metnini kayıp yakını Maside Ocak okudu. Ocak, "28 Temmuz 2019 tarihinde, 07 ve 21 Şubat tarihleri arasında zorla kaçırılan 6 kişiden Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Salim Zeybek'in Ankara Emniyeti'nde olduğu ailelerine bildirildi. Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen'den ise hala haber alınamıyor. Tanık beyanlarına göre söz konusu altı kişi, kendilerini kamu görevlisi olarak tanıtan kişilerce aynı tip Transporter araçlarla kaçırılmışlardı. Bu ağır ithamlara karşı yetkililer, gözaltında oldukları kabul edilen dört kişinin bugüne kadar nerede oldukları ve ne tür uygulamalara maruz kaldıklarına dair kamuoyuna hiçbir açıklama yapmadı" dedi.
 
Adalet Bakanı Gül'e ve adli makamlara çağrı yapan Ocak, şunları söyledi:
 
"Şubat ayından bu yana nerede oldukları bilinmeyen Yasin Ugan, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Salim Zeybek'in kaçırılma vakalarının etkin bir biçimde ve maddi gerçeği açığa çıkartacak şekilde soruşturulmasını sağlama görevinizi yerine getirin. Kendilerinden haber alınamayan, yaşamlarını tehdit eden koşullar altında kaybedilmeye çalışıldıklarına dair kuvvetli şüphe bulunan, Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen'in nerede oldukları konusunda etkin bir soruşturma yürütülerek, ailelerine bilgi verilmesini sağlama görevinizi yerine getirin."
 
''BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKIN' DEDİLER'
 
Bu hafta Abdurrahim Demir'in akıbetini soracaklarını söyleyen Ocak, şunları söyledi:
 
"Askerliğini bitirip köyüne dönen Abdurrahim Demir, 17 Ağustos 1995 tarihinde Mardin Ömerli'deki evinden, Adana'daki akrabalarının yanına gitmek için yola çıktı. Mardin Kızıltepe Şavalet noktasında kimlik kontrolü için durdurulan otobüsten indirilen Abdurrahim, askerlerce gözaltına alındı. Gözaltına alındığına tanıklık edenler Demir Ailesine Abdurrahim'in, Şavalet Jandarma Karakolu'na götürüldüğünü söyledi. Şavalet Karakoluna giden Demir Ailesine 'Biz böyle birini almadık' cevabı verildi. Mardin Emniyeti ise 'Abdurrahim pasaport çıkartıp, Fransa'ya garson olarak gitti' açıklamasıyla gerçeğin üstünü kapatmaya çalıştı. Demir Ailesi 'bu işin peşini bırakın' diye tehdit edildi."
 
Ailesinin yaptığı tüm girişimlerin sonuçsuz kaldığını belirten Ocak, Demir'den bir daha haber alınamadığını kaydetti.
 
Annesi Kesriye Demir'in oğlunu 20 yıl boyunca aradığını ifade eden Ocak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Oğlunu bulamadan, akıbetini öğrenemeden aramızdan ayrıldı. 'Kardeşimi bulamadım, annemin yüzüne bakamıyorum' diyen ve 27 Ocak 20181de Galatasaray Meydanı'ndan uğurladığımız Mehmet Demir yerine bugün soruyoruz 'Abdurrahim'e ne oldu?' Abdurrahim Demir'in kaybedilmesinden sorumlu olanların yargılanmalarını ve cezalandırılmalarını istiyoruz."
 
Ocak, sözlerini kayıplarının akıbetini sormaktan ve Galatasaray'dan vazgeçmeyeceklerini vurgulayarak sonlandırdı.
 
'SANKİ EŞYAYDILAR DA ORTAYA ÇIKARDILAR'
 
ETHA'da yer alan habere göre eylemde söz alan 1995 yılında gözaltında kaybedilen Murat Yıldız'ın annesi Hanife Yıldız, ülkede olan şeylerin garip olduğunu söyleyerek şunları dile getirdi:
 
"Bundan 2 hafta önce 6 kişi kayıp kişinin aileleri geldi buraya. Daha sonra gece aranarak 'kayıplarınız emniyette' dediler. Sanki bu insanlar eşyaydı da çıkardılar. Bu insanlar kayıp eşya değiller. Bu insanların aileleri yok mu, o zaman içersinde o insanların nasıl yaşadığının hesabının kim verecek? Kesire ve Mehmet kayıpların akıbetini öğrenmeden aramızdan ayrıldı. Biz 'annelerimizin, insanların yüzüne nasıl bakacağız?' diye düşünürken; buradaki polisler de bizim yüzümüze utanmadan bakıyorlar. Siz o teçhizatla kime saldırıyorsunuz? Bizim meydanımızın kime zararı oldu? 24 yıldır benim evladımı aldınız. Sizin anneniz de var, beni anlatın; 'bize böyle bir şey yapsalar siz ne yaparsınız' diye sorun. Bu aradığımız adalet size de lazım olacak. Daha önce bizi gözaltına alanlar cezaevlerinde adalet arıyor."
 
'DİĞER 2 KAYIP NEREDE?'
 
CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ise şunları söyledi:
 
"150 günden fazla 6 yurttaş zorla kaybedilmişlerdi. 2 hafta önce de eşleri buraya gelmişti, akıbetlerini sormuştuk. 4 kişinin ailesi geçtimiz hafta aranarak kayıplarının TEM'de olduğu bildirildi. Emniyetten yapılan açıklamaya göre; GBT'de arama kayıtları oldukları için gözaltına alındılar. Soruşturmayı yürüten savcı, gözaltındakilerin avukatlarla görüşmesine izin vermiyor. Sadece aileleri ile görüşme sağlandılar ama onda da aileleri tehdit ederek hak aramalarını istemiyorlar. 150 gündür kayıp olan yurttaşların ailelerine 'AİHM'e başvurunuzu geri çekin, milleyvekilleri ile görüşmeyin' diyorlar. Savcı 'avukat istemiyorlar' diyor, bu insanların avukat istememeleri olağandışı. Belki o polislerin zorla kaybedilmede suçu yoktu ama ailelere baskı yapmaktan vazgeçin. Bunun hesabı sorulur, bu suçların zamanaşımı yoktur. Soruşturmayı doğru yürütmeyen savcıyı bu soruşturmadan alın. Bu yurttaşların hekimlerce muayene yapmasını sağlayın. Bunları yapmazsanız suç işlemeye devam edersiniz. Ayırca hala haber alınamayan Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen nerede?"