Cumartesi Anneleri 738. haftada Ahmet Tekin'in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 738. haftada Ahmet Tekin'in akıbetini sordu

Cumartesi Anneleri 738. hafta buluşmasında, 1994 yılında Lice’de gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamayan Ahmet Tekin’in akıbetini sordu ve faillerinin cezalandırılmasını istedi.

Ersan Kınık

İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından 700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı’ndaki oturma eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri, 738. hafta buluşmasında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. 

Yoğun polis ablukası altında gerçekleştirilen buluşmada, Diyarbakır’dan Lice’ye gitmek üzere yola çıktıktan sonra Sarnap Köyü yakınlarında bindiği otobüsten indirilerek gözaltına alınan ve kendisinden bir daha haber alınamayan Ahmet Tekin’in akıbeti soruldu.

Bu haftaki buluşmaya Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası nedeniyle Lübnan, Iran, Kıbrıs ve Rusya’da kayıplar mücadelesi yürüten kurum temsilcileri, HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, HDP İstanbul Milletvekilleri Oya Ersoy ile Hüda Kaya ve CHP İstanbul Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ile Ali Şeker de katıldı.

Basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe okudu. Gözaltında Kayıplar Haftası vesilesiyle insanlığa karşı işlenen sistematik suçların, yalnızca bu suça maruz kalan kişi ve gruplar için değil, toplumun tamamını derinden etkileyen toplumsal bellek yaraları oluşturduğunu vurgulayan Tepe; devletin gözaltında kaybetme suçundaki sorumluluğunu kabul edene kadar, kaybedilenlerin yerleri tespit edilinceye kadar, bu suçun tüm aktörleri adi bir yargılama sonucu cezalandırılıncaya kadar mücadele etmeye devam edeceklerini söyledi.

'AHMET TEKİN’Yİ GÖZALTINA ALINDIKTAN SONRA LİCE JANDARMA KOMUTANLIĞI’NDA GÖREN TANIKLAR VARDI'

Türkiye’nin, Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan Bütün Kişilerin Zorla Kaybedilmeden Korunmasına Dair Uluslar arası Sözleşme’yi imzalamasını isteyen Tepe 738. hafta buluşmasında, 1994 Mayıs’ında Diyarbakır’dan Lice’ye gittiği sırada gözaltına alınıp kaybedilen Ahmet Tekin’in akıbetini sordu ve şunları anlattı:

“29 yaşındaki biri henüz doğmamış beş çocuk babası olan Ahmet Tekin Lice/Kızılköy/Yıldız mezrasında yaşıyordu. 1994 yılının Mayıs ayında Diyarbakır’dan Lice’ye gitmek üzere yola çıktı. Bindiği otobüs Sarnap Köyü yakınlarında askeri bir panzer tarafından durduruldu. Askerler Ahmet Tekin’i otobüsten indirip gözaltına aldıktan sonra sürücü ve yolculara ‘Siz gidin Ahmet bizim misafirimiz olacak’ dedi. Olayı duyan anne Kıymet Tekin oğlunu sormak için Lice Jandarma Komutanlığı’na gitti. Orada Ahmet’i gözleri bağlı bir biçimde askerlerin arasında gördü. Ayrıca onu gözaltına alındıktan sonra Lice Jandarma Komutanlığı’nda gören tanıklar da vardı.

Ancak Ahmet Tekin’in gözaltına alındığı bugüne kadar inkar edildi. Ailenin tüm başvuruları sonuçsuz kaldı. Olayı aydınlatacak etkin bir soruşturma ve kovuşturma faaliyeti yürütülmedi. Ahmet Tekin’in akıbeti karanlıkta bırakıldı ve onu kaybedenler cezasızlıkla korundu.

Ahmet Tekin dosyasındaki 25 yıllık cezasızlık son bulsun; Ahmet Tekin’in akıbeti açıklansın, failleri cezalandırılsın!”

'ASLA VE ASLA MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Basın açıklamasının ardından gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un eşi Hanım Tosun söz aldı. 17-31 Mayıs’ın Gözaltında Kayıplar Haftası olduğunu hatırlatarak sözüne başlayan Tosun şöyle devam etti:

“Bir gün ortaya çıkacaklar ve bizim ne kadar haklı olduğumuzu, mücadelemizin ne kadar haklı ve meşru bir mücadele olduğunu söyleyecekler ve bizden özür dileyecekler. Onlar bize hesap verene kadar asla ve asla mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz, Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. Ne olursa olsun kayıplarımızı aramaya ve failler yargı önüne çıkartılana kadar bu mücadelemizi sürdüreceğiz."

'SİZİN SESİNİZİN YANKISI OLACAĞIZ'

Hanım Tosun’un konuşmasının ardından İran’da kayıp mücadelesi yürüten Shadi Sadr ile Lübnan’da kayıp mücadelesi yürüten Mona Nasreladdin konuştu. Shadi Sadr sözlerini “Biz bugün size burada söz veriyoruz, nereye gidersek gidelim sizin sesinizin yankısı olacağız” diyerek, Mona Nasreladdin ise “ Şüphesiz dünyanın hiçbir yerinde bu davalar kendiliğinden çözülmedi, mücadeleyle çözüldü. Size söz veriyorum Lübnan’a döndüğümde kayıp yakınlarının ailelerine sizin davanızı, sizin mücadelenizi anlatacağım. Umudum bir gün buluşabilmenizdir” sözleriyle noktalayarak dayanışma mesajlarını ilettiler.