Cumartesi Anneleri 734. haftada gözaltında kaybedilen çocukları ve Ermeni aydınları andı

Cumartesi Anneleri 734. haftada gözaltında kaybedilen çocukları ve Ermeni aydınları andı

Cumartesi Anneleri'nin 734. hafta buluşmasında, gözaltında katledilen çocuklar ve 1915 yılında gözaltına alındıktan sonra katledilen Ermeni aydınları anıldı.

Fotoğraflar: Ersan Kınık

Ersan Kınık

İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından 700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı’ndaki oturma eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri, 734. hafta buluşmasında İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi önünde bir araya geldi. Cumartesi Anneleri bu haftaki buluşmasında, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı öncesinde, gözaltında katledilen çocuklar ile '24 Nisan Ermeni Soykırımı’nın 104. Yılı' vesilesiyle, gözaltında katledilen Ermeni aydınları andı.

Cumartesi Anneleri’nin bu haftaki oturumuna CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ve HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan da katıldı.

'ÇOCUKLAR, YAŞAM HAKKININ EN VAHŞİ İHLÂLİ OLAN 'GÖZALTINDA KAYBETME' FİİLİNE MARUZ KALDILAR'

Bu haftaki basın açıklamasını gözaltında kaybedilen Fehmi Tosun’un kızı Besna Tosun okudu. Tosun, “23 Nisan vesilesiyle bir kez daha devleti ve toplumu gözaltında kaybedilen çocukları gerçeğiyle yüzleşmeye çağırıyoruz. Bu topraklarda yaşam hakları devletin güvencesinde olan çocuklar, yaşam hakkının en vahşi ihlâli olan gözaltında kaybetme fiiline maruz kaldılar. 1992-1997 yılları arasında OHAL yönetimindeki Batman, Bitlis, Bingöl, Cizre, Dargeçit, Dersim, Şırnak, Kulp, Mardin, Nusaybin, Yüksekova, Silopi ve Lice’de 26 çocuk gözaltında kaybedildiler” dedi.

Çocukların gözaltında kaybedilişi savcılık fezlekelerinde, mahkeme tutanaklarında ve AİHM’in kararlarında detaylı bir biçimde yer aldığını vurgulayan Tosun, ailelerin yapmış olduğu başvuruların iç hukukta sonuçsuz bırakıldığını ve devletin, suçun ve faillerin cezalandırılması yükümlülüğünü yerine getirmediğini aktardı.

'174 ERMENİ AYDINI BİR MEZAR TAŞI BİLE OLMADAN YOK EDİLDİ'

Bugün aynı zamanda 104 yıl önce evlerinden gözaltına alınıp bir daha geri dönemeyen İstanbullu Ermeni aydınları anmak için de buluştuklarını kaydeden Tosun, “24 Nisan 1915 tarihinde İttihat ve Terakki hükümetinin İçişleri Bakanı Talat Bey’in emriyle İstanbul’da 250 Ermeni evlerinden gözaltında alındı. Milletvekili, yazar, şair, avukat, doktor, gazeteci, eczacı, müzikolog, yayıncı, siyasetçi olan bu aydınlar Ermeni toplumunun en saygın isimleri, kanaat önderleriydi. Kendilerine neden gözaltına alındıklarına dair bilgi verilmeyen Ermeniler önce Sultanahmet’teki Merkez Cezaevi’ne, 25 Nisan 1915 tarihinde ise güvenlik güçleri eşliğinde özel bir trenle Ankara’ya doğru yola çıkarıldılar. Gözaltına alındıkları andan itibaren başlarına geleceklerden hükümetin sorumlu olduğu bu insanlardan 174’ü bir mezar taşları bile olmadan yok edildi” dedi.

Bizim gözaltında kaybedilen oyun çağındaki çocukları ve İstanbullu Ermeni aydınları hatırlama ve hatırlatma ısrarımız; farklılıklarımızın zenginlik olduğu demokratik bir Türkiye talebidir diye devam eden Tosun, “35 haftadır bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

'BİZ 3 YAŞINDAKİ DİLEK'İN, ZEKİ'NİN, İLYAS'IN, DAVUT'UN BÜYÜDÜĞÜNÜ GÖREMEDİK'

Açıklamanın ardından gözaltında kaybedilen Hasan Ocak’ın kardeşi Maside Ocak konuşma yaptı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kayıplar için söylediği “Eminönü’nde gezerken mi kayboldular" ifadelerini hatırlatan Ocak, “Bugün burada gündeme getirdiğimiz çocuklar annelerinin kucaklarından çekilip alındılar ve gözaltında kaybedildiler. 26 çocuğumuz gözaltında kaybedildi. Bugün burada gündeme getirdiğimiz gözaltında kaybedilen çocuklar annelerinin kucaklarından çekilip alındılar ve gözaltında kaybedildiler. Biz 3 yaşındaki Dilek’in büyüdüğünü göremedik. Zeki’nin, İlyas’ın, Davut’un büyüdüğünü göremedik.” dedi.

GARO PAYLAN: KÖTÜLÜK 24 NİSAN 1915'TE SIRADANLAŞTI

Ocak’ın konuşmasının ardından HDP Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan konuşma yaptı. "24 Nisan 1915 günü kötülüğün sıradanlaştığını" söyleyen Paylan, dönemin cuntasının karanlık bir planı devreye sokarak başta Ermeni halkının milletvekillerini ve aydınlarını olmak üzere topyekün Ermeni halkını Anadolu’dan hain bir planla yok ettiğini ifade etti. Paylan konuşmasına şöyle devam etti: 

“Bu elinde fotoğrafını tuttuğum Hampartsum Boyacıyan, Adana milletvekiliydi. Kendisinin de tıpkı benim gibi Anayasaya göre dokunulmazlığı vardı ancak 24 Nisan 1915 gecesi gözaltına alındı ve Ankara’ya sürülüp, Temmuz ayında katledildi. Anayasayı ve yasaları hiçe saymak, hukukun güvencesini yok saymak o gün  başlamıştı, maalesef bu kötülük o günden beri devam ediyor. Milletvekili ve aydınların katlinden sonra Ermeni halkının tecrit kararı alındı. Öncelikle Malatya’da benim ailemin başına geldiği gibi erkekler toplanılıp şehrin hemen dışında katledildiler. Daha sonra geriye kalan kadın, çocuk ve yaşlılar sürgün yoluna sürülüp, büyük bölümü de sürgün yolunda katledildiler. 24 Nisan 1915 kötülüğün başladığı milattır. O milada bakmak, o milatla yüzleşmek, o miladın hesabını sormak aynı zamanda bugün sıradanlaşan kötülükten hesap sormaktır.”

'ANNELER YAŞAMI KURANDIR, ANNELERDEN UZAK DURUN!'

Paylan, dün Gebze Hapishanesi önünde açlık grevi eylemcilerinin annelerine yapılan polis şiddetine de tepki göstererek “Tüm annelerin üzerinden elinizi çekin. Anneler yaşamı kurandır, annelerden uzak durun” dedi. 

'İYİ Kİ DOĞDUN TANİEL VARUJAN'

Suikast sonucu katledilen gazeteci Hrant Dink’in “23 Nisan gözaltında katledilen çocukların kaybedildiği gün, 24 Nisan Ermeni halkının katledildiği gündür” sözünü de hatırlatarak, “Bugün aynı zamanda gözaltında katledilen Ermeni şair Taniel  Varujan’ın da doğum günü. Hep beraber şair Taniel Varujan’a da iyi ki doğdun diyelim” sözleriyle konuşmasını bitirdi.

Paylan’ın konuşmasının ardından eylem sona erdi.