Cumartesi Anneleri 719. haftada Güçlükonak'ta yaşamını yitirenleri andı

Cumartesi Anneleri 719. haftada Güçlükonak'ta yaşamını yitirenleri andı

Galatasaray Meydanı'na çıkması 719. haftada da engellenen Cumartesi Anneleri, İHD İstanbul Şubesi önünde Güçlükonak katliamında yaşamını yitirenler için adalet istemek üzere bir araya geldi.

Foto: Sultan Güner

İçişleri Bakanlığı ve Beyoğlu Kaymakamlığı tarafından 700. haftadan bu yana Galatasaray Meydanı'ndaki oturma eylemleri engellenen Cumartesi Anneleri, 719'uncu haftada İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi'nde 1996’da Şırnak’taki Taşkonak Jandarma Taburu’na bağlı askerlerce gerçekleştirilen Güçlükonak katliamında yaşamını yitirenler için adalet istemek üzere bir araya geldi.

Taşkonak taburuna bağlı askerler, gözaltındaki 6 köylü ve 4 korucuyu öldürmüş, cansız bedenlerini Ramazan Nas’ın kullandığı minibüse bağlamış, yolda araçtan inerek aracı kurşuna dizmiş ve yakmıştı. O dönemde Genelkurmay’ın “PKK’liler minibüse saldırdı” şeklinde lanse ettiği olay ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); ‘etkin soruşturma yükümlülüğünün ihlal edilmesi’ nedeniyle Türkiye’yi mahkum etmişti.

'GERÇEKLER TOPLUM DÜZEYİNDE RESMİ OLARAK AÇIKLANMALI'

İHD önünde yoğun polis ablukası altında bir araya gelen kayıp yakınları, gözaltında kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını ve kayıpları temsilen birer kırmızı karanfil de taşıdı.

Basın açıklamasını İHD İstanbul Şubesi Başkanı Av. Gülseren Yoleri okudu. 23 yıl önce yapılan katliamı insanlığa karşı suç olarak nitelendiren Yoleri, gerçeklerin hem aileler hem de toplum düzeyinde resmi olarak açıklanmasını talep etti. Bu suçun faillerinin tespit edilerek adil bir yargılama sonucunda cezalandırılmalarını istediklerini de kaydeden Yoleri, “Güçlükonak’ta gözaltına alınan, devletin güvencesi altındayken yaşam hakları ihlal edilen 11 kişi için adalet istiyoruz” dedi.

‘BİZİ YAKTINIZ, ÖLDÜRDÜNÜZ AMA BİZ YİNE DE BARIŞ İSTİYORUZ’

Gazete Tamam'dan Emre Orman'ın haberine göre Güçlükonak aileleri adına Ahmet Kaya’nın kızı Emine Kaya bir konuşma yaptı. Galatasaray’ın kendilerine yasaklanmasına karşın kara, kışa, yağmura, çamura rağmen vazgeçmeyeceklerini ifade eden Kaya, “Bizi öldürdünüz, yaktınız. Ama biz yine de barış istiyoruz” dedi. Galatasaray’da oturmak istediklerini dile getiren Kaya, ne olursa olsun kimsenin ölmesini istemediklerini belirterek barışta ısrarcı olduklarını belirtti.

‘İNSANLIĞA KARŞI SUÇ, SUÇUN SUÇUDUR’

Dönemin Barış İçin Bir Araya Çalışma Grubu üyesi olan ve olay yerine giderek incelemelerde bulunan Av. Ercan Kanar da bugün alandaydı. Devletin tarihinin işkenceler, gözaltında kayıplar, yargısız infazlar ve insanlığa karşı suçlar tarihi olduğuna dikkat çeken Kanar, insanlığa karşı suçun uluslararası hukukta soykırımla aynı vahamette olduğunu ve ‘suçun suçu’ olduğunu kaydetti. Genelkurmay’ın katliamı PKK’ye yıkmaya çalışmasının ve  PKK’nin buna cevaben katliamla alakası olmadığına dair açıklama yapmasının düşündürücü olduğunu aktaran Kanar, şöyle devam etti:

“Yaklaşık 40 kişilik bir heyet oluşturarak olay yerine gittik. Minibüsün yakıldığı yer Taşkonak (2 km) ve Koçyurdu (4,5 km) karakollarına çok yakındı ve askerin egemen olduğu bir bölgeydi. Katliamdan 10 gün sonra bile deliller hala ortadaydı. Yerde kemik parçaları, ayak parçaları bulduk.”

‘JİTEM’İN YAPTIĞI İTİRAF EDİLDİ’

Köylülerle görüşmek için gittikleri köylerin de korucu köyleri olduğunu ve PKK’ye karşı olduklarını dile getiren Kanar, köylülerin açıkça bu katliamı devlet güçlerinin yaptığını söylediklerini aktardı. Konuyla İngiliz Parlamentosu İnsan Hakları Komisyonu ve Uluslararası Af Örgütü’nün de yakından ilgilendiklerini söyleyen Kanar, şunları kaydetti:

“1995’te PKK tek taraflı ateşkes ilan etmişti. ‘Ateşkesi PKK bozdu’ demek için devlet tarafından bu katliam sahnelenmiş oldu. 2000 yılından sonra o dönem bölgede görev yapan, ordudan atılan Kıdemli Yüzbaşı Özcan Tozlu itirafta bulundu. Dedi ki; o dönem bu olayın emrini Tugay Komutanı Albay’ın verdiği ve Muharebe Arama Kurtarma’nın (MAK) denetiminde yapıldı. 2009’da da dönemin bakanlarından Adnan Ekmen, katliamı JİTEM’in gerçekleştirdiğini itiraf etmişti. O dönemki koalisyon ortaklarından ve sosyal demokrat olduğunu söyleyen CHP lideri Deniz Baykal bile bu katliamın üzerine gitmekten çekindi. Perişanlığı, acizliği görüyor musunuz? Hangi hükümet döneminde işlenirse işlensin, insanlığa karşı suçtan devlet sorumludur.”