Covid'i fırsat bilen Akbank'ta toplu işten çıkarmanın öyküsü: 'Bir işiniz var şükredin ve size ne deniyorsa yapın'

Covid'i fırsat bilen Akbank'ta toplu işten çıkarmanın öyküsü: 'Bir işiniz var şükredin ve size ne deniyorsa yapın'

Akbank Genel Müdürlüğü'nde sekreter olarak görev yapan çalışan haksız yere işten atıldı, patronların en sık başvurduğu maddeyle tazminat hakkı elinden alındı.

Hüseyin Naval - @huseyinNaval

Çalışanlarına yönelik hak gasplarıyla gündeme gelen Akbank'ta, 2018 yılından bu yana Genel Müdürlük'te asistan olarak görev yapan çalışan, işten çıkarılma sürecini İleri Haber'e anlattı.

Türkiye'yi etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını nedeniyle bankanın bazı bölümlerinin evden çalışmaya başlamasının ardından, yöneticisinin kendisini arayıp çağrı merkezinde desteğe ihtiyaç olduğunu ve kısa süreli olarak Çağrı Merkezi'nde çalışması gerektiğini bildirdiğini aktaran Akbank çalışanı, haziran ayında ofise dönüşün planlandığını ve bu yüzden kabul ettiğini söyledi.

Çağrı merkezinde çalışmaya başlamadan önce normal şartlarda 1-1,5 aylık bir eğitim alması gerektiği hâlde sadece 8-10 günlük online eğitime girdiğini ve bu eğitimin de son derece yetersiz olduğunu söyleyen sekreter, "Daha önce yaptığım işten her anlamıyla çok farklı, hiçbir tecrübemin olmadığı, 8-10 günlük yetersiz eğitimle Çağrı Merkezi’nde çalışmaya başladım. İlk gün zaten işin zorluğunu gördüm ve bu işi yapamayacağımı anladım. Haziran ayında ofise dönüş olacağından ve zaten geçici süre ile destek amacı ile çağrı merkezi işini yapacağım söylendiğinden, bu sürede izinlerimi kullanmak istediğimi söyledim ve kabul ettiler. Fakat izinli olduğum sürede dahi daha önce söylediğim gibi eski işimde aralıksız olarak çalışmaya devam ettim" dedi.

Haziran ayına gelindiğinde ise ofise dönüş planlarının ocak aynına ertelendiğini öğrenen çalışan, İnsan Kaynakları ile görüştüğünde Genel Müdürlük'teki sekteretlik görevinin devam ettiğini ve bölümünün değişmesi hâlinde kendisine yazılı olarak bildirilmesini istediğini aktarırken, karşılığında 'yazılı olarak bildirmelerine gerek olmadığı' cevabını aldığını söyledi.

TAZMİNATSIZ İŞTEN ÇIKARMA TEHDİDİ

Daha sonra Akbank tarafından atılan bir maille Yönetim Kurulu kararıyla süresiz olarak görev yerinin değiştirildiğini ve çağrı merkezindeki görevine 2 gün içerisinde başlamadığı takdirde tazminat hakkının elinden alınarak işine son verileceğini öğrenen çalışan şu ifadeleri kullandı:

"Ben zaten her gün kendi işimi yapmaya devam ederken ve hiçbir şekilde yeni göreve ilişkin yasal süresi içerisine olumlu/olumsuz görüşüm alınması için yazılı bildirim yapılmamışken, nasıl göreve başlamamın beklenildiğini anlayamadım. Yönetim kararının gönderilmesini istedim. Tarafıma karar falan gönderilmedi. Yazılı onayımın alınmadığını, görev değişikliğinin neye istinaden yapıldığını sordum. Hiçbir şekilde geri dönüş yapılmadı ve İnsan Kaynakları'na ulaşamadım. Bu süreçte avukatımın görüşmesinin daha uygun olduğunu düşündüm. Ama avukatımı da muhatap olarak almadılar."

PATRONLARIN 'EN SIK BAŞVURDUĞU' MADDE...

Bir gün, mailinin kapatıldığı hâlde Akbank yöneticisinin kendisini arayarak İnsan Kaynakları bölümünden mail iletildiğini öğrenen Akbank çalışanı, bu mailde koronavirüs salgını bahanesiyle patronların 'en sık başvurduğu' İş Kanunu'nun 25/2 (b) maddesi gereğince tazminatsız olarak işten çıkarıldığını belirtirken şu ifadeleri kullandı:

"Yönetici bana, görevimi yerine getirmediğim gerekçesiyle İş Kanunu 25/2 (b) maddesi gereğince tazminatsız olarak iş akdim feshedildiğine dair bankanın hazırladığı ihtarname örneğini gönderdi. Bir gün sonra ihtarnamenin aslı ulaştı ve ben de avukatım aracılığı ile ihtarnameye cevap gönderdim. Bankadan yazılı ya da sözlü herhangi bir cevap gelmedi. Haksız olarak işten çıkartıldığım için tazminatlarımın ödenmesi talebi ile arabulucuya başvurdum. Ayrıca şu an, 25/2 (b) maddesinden işten çıkartıldığım için, işsizlik maaşına da başvuramıyorum."

'BİZE YAPILAN TAVIR İŞİNİZE GELİYORSA İDİ...'

Akbank çalışanı son olarak, koronavirüs salgını sürecinde çok fazla yurttaşın işten çıkarıldığı ve kendisinin de işsiz kalmaktan korktuğu için geçici görevi kabul ettiğini ve yaklaşık 50 çalışanın daha aynı bahaneyle işine son verildiğini söylerken, "Bu süreçte çoğu arkadaşımız ve ben, bulunduğumuz dönem itibari ile işten çıkartılan, maaşını alamayan birçok insan olduğu için geçici görevlendirmeyi kabul etmek zorunda kaldık. Ama hiçbirimize bu işin kalıcı hale geleceği söylenmedi. Ben görevin kalıcı hale getirilmek istendiği zaman kabul etmek istemedim. Çünkü aynı şartlarda çalışmıyorduk ve kabul etmem halinde daha az tutarda maaş alacak ve yan haklarım kısıtlanmış veya tamamen ortadan kalkmış olacaktı.

Bize yapılan tavır tam olarak ‘işinize geliyorsa...' idi. Tam anlamıyla bize söylenen; bir işiniz var şükredin ve size ne deniyorsa yapın! Birçok arkadaşımız iş kaybetme korkusundan kalıcı görevlendirmeyi kabul etmek zorunda kaldı. Kabul etmeyen yaklaşık 50 arkadaşımızın işine benim gibi tazminatsız olarak son verildi. Bankanın bu tutumunun herkesin dava açmayacağını düşünmesinden kaynaklandığını sanıyorum ki daha önce de Akbank’ın geçmişinde böyle toplu işten çıkarmaların çok fazla olduğuna tanık olduk/duyduk" şeklinde konuştu.