Cinayet: Şehrin göbeğinde 219 kat radyasyon!

Cinayet: Şehrin göbeğinde 219 kat radyasyon!

İzmir’in Torbalı İlçesi’ndeki bir kurşun fabrikasında ölçülen radyasyon miktarı, bölgenin büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu gözler önüne serdi.

Evrensel’den Özer Akdemir’in haberine göre; 2010 yılında Torbalı İlçesi’nde faaliyete giren Arslan Avcı kurşun fabrikasında limitlerin 219 katı radyasyon ölçüldü. Ölçümü yapan 9 Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Yard. Doç. Dr. Enver Yaser Küçükgül, ölçülen miktara ilk defa rastladığını ve bunun bölge için cinayet anlamına geldiğini söyledi.

Daha önce Gaziemir’de faaliyet gösteren ve on binlerce İzmirlinin yaşadığı AVM’ler ile şehirlerarası yolun yakınlarında bulunan Arslan Avcı adlı eski kurşun fabrikası bahçesinde radyoaktif atıklar olduğu geçtiğimiz yıllarda ortaya çıkarılmıştı.

DEVLET ÖDEME YAPMAMIŞ

Valilik, önce bu radyoaktif maddelerin taşınarak bertaraf edilmesi için “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir” kararı verirken; Ege Çevre ve Kültür Platformu, (EGEÇEP)  mahalleli ve bazı kurumların itirazları sonrası bu karar mahkeme tarafından bozulmuş ve “ÇED Gereklidir” karar çıkmıştı. Bu kararın ardından Turanlar isimli firma tarafından ihale ile alınan atıkların bertarafı işi için Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) mühendislerinin danışmanlığında bir ÇED Raporu hazırlanmıştı.

Bölgedeki radyoaktif malzemenin taşınması ve bertarafı işini üstlenen Turanlar firmasının, devletten alması gereken iddialara göre; 10 milyon liralık ödeneği alamaması üzerine sahayı terk edip gitti. Daha önce Köprübaşı Kasar Köyü ve Söke Kisir Köyü'ndeki uranyum sahalarında radyasyon ölçümü yapan Küçükgül, önceki gün tesislerde ölçümler yaptı.

‘219 KAT FAZLA RADYASYON’

Ölçümlerin ardından bilgi veren Küçükgül, girişinde “Kurşun Monoksit Binası” yazan, yarısı yıkılmış boş bir binada limitlerin 219 kat üzerinde radyasyon ölçtüğünü belirtti. Binanın şu an boş olduğunu belirten Küçükgül, “Orada çok yüksek radyoaktif malzeme konmuş ki tüm malzeme duvarlar, her taraf aşırı yüksek radyoaktif hale gelmiş. Bazı kutuların üzerindeki uranyum kodları falan herşey yazıyordu.” dedi.  Küçükgül ayrıca, radyoaktif madde ile çalışırken sistemin tamamen kapalı ve herşeyin uzaktan kumandalı sistemlerle yapılması gerektiğini söyledi.

‘BU BİR CİNAYETTİR’

Yaşanan durumun, dünyanın hiçbir yerinde kabul görmeyecek bir durum olduğunu söyleyen Küçükgül, ” Bu çağda şehrin göbeğinde bu işi yaptıran bir devlet, buna izin veren yönetimler cinayet işliyorlar. Şehrin göbeğinde bu kadar yüksek radyasyonu ilk defa ölçtüm. Bu bir cinayettir” diye konuştu.

Sabahtan öğleye kadar tesisleri gezip, ölçümler yaptıklarını ancak bu süre boyunca hiç kimseyi görmediklerini ifade eden Küçükgül, ” Kokudan daha fazla nefes alamadım. Bir an evvel çıkmaya çalıştık. Tam çıkarken tel örgüyü geçerken birisine yakalandık. Öğleden sonra bir tane adam geldi ‘Niye girdiniz, burası yasak.’ dedi. Bekçiden çok, oradan malzeme alan birisine benziyordu. Halbuki yasak falan diye bir şey yoktu. Her taraf serbest geçişe açık, bütün malzemeler ortadaydı. Salihli Köprübaşı’nda 140 katını ölçmüştük. Üç tane soru önergesi verilmişti. Bu 219 kat nedir?” diye sorarken, tesislerdeki yığınların altında binlerce ton radyoaktif madde olduğunu söyledi. Küçükgül, “Mahalleli o bölgeden sabahları hep duman çıktığını söylüyor. Gittik oraya koku dayanılmaz. Yarım gün kaldık, göğsüm ağrıdı.” dedi.

DAHA FAZLA