CHP'li Özgür Özel, Altılı Masa'daki kriz sürecini anlattı

CHP'li Özgür Özel, Altılı Masa'daki kriz sürecini anlattı

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Rakibi yenmiş falan değiliz. Ters ve uzak düştüğümüz ittifak ortağımıza yine birbirimize sarılmışız" dedi.

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, dün akşam HaberTürk yayınına katılarak soruları yanıtladı. Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına karşı çıkarak masayı terk etmesiyle birlikte Millet İttifakı'nda çıkan kriz ve sonrasına ait ayrıntıları anlattı.

Kriz sırasında milletvekillerine ve başkanvekillerine verilen talimatın 'sıfır iletişim' olduğunu belirten Özel, "Sıfır iletişim stratejisi uyguladık. İş çözülene kadar konuşmadık; hatta çözüldükten sonra da birkaç gün konuşmadık" diyerek, "Doğrusu buydu. Rakibi yenmiş falan değiliz. Ters ve uzak düştüğümüz ittifak ortağımıza yine birbirimize sarılmışız" değerlendirmesi yaptı.

Özel ayrıca Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce'nin CHP'ye dönüp, dönmeyeceği konusunda bir soruya da yanıt verdi. Partide alınmış bir karar olmadığını belirten Özel, "O yüzden bilmediğim bir şeyi nasıl anlatayım. CHP'ye saygı duyan, gerçek muhalefet partisi olarak davransalardı aracılık ederdim. Hadi kızdın kapıyı çarpıp gidersin. MYK'mız karar verirse partimize dönerse bir şey diyemeyiz. Döneceklerse yetkili organlar tartışır. Baba evinin kapısını çalıp, partiye dönmesiyle ilgili beklenti, çok sayıda telefonlar var. Muharrem İnce'yle barışmayı ben de istiyorum, ama çok yıkıcı konuştu" dedi.

HDP'yle görüşme, helalleşme-hesaplaşma gibi konulara da değinen Özel'in açıklamalarından satır başları şöyle:

Özel'in konuşmalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

"Türkiye muhteşem bir şey yaşadı. Yıkmayan rüzgar güçlendirir. Bir türbülans yaşadık. Ben herhalde Türkiye'de son 2 yıldır 81 ilin 70'ine gitmişimdir. Uçakta herkes ne zaman çığlık atar diye sorarım gittiğim örgütlere. Türbülanstan önce anons yapmadıysanız çığlık atar, ama dikkat edin pilot 'endişe etmeyin' derse kimse çığlık atmasın. Ben de örgütle yaptığım toplantılarda hep şunu söyledim: Buradan anons ediyorum, bulunduğumuz siyasi seviye gereğince birazdan türbülansa gireceğiz, kimse korkmasın, atlatacağız, örgütünüzden gelen talimatlara uyun. Bunu 70 ilde belki de 200'ün üzerinde söylüyorum. İlk kez televizyonda söylüyorum.

'CHP KRİZDE SIFIR İLETİŞİM STRATEJİSİ UYGULADI'

Yöneticilerinize güvenin. Bunu 70 ilde ilk kez bir televizyon ekranında söylüyorum. Böyle bir süreçlerin türbülanssız geçmesi mümkün değil. Şunu tahmin ediyoruz, bir 20 yıldır Türkiye'ye yöneten kötücül akıl o kadar kolay gitmeyecek, bırakmayacaklar. Bu kadar büyük iktidar değişimini, bu kadar çok paydaşla, bu kadar tansiyonu, gerilimi yüksek bir atmosferde. 100 yıl önce Kurtuluş Savaşı kazanıldı. 200 yıl başlıyor. 100. yıl Cumhuriyeti kuran parti ittifakın adayını çıkarmış. Ama tarih boyunca birçok partiyle Cumhuriyetin temel değerlerleriyle anlaşmış, özleşmiş. Yeniden başlayacağız, bunu o kadar kolay yapamazsınız, yaptırmazlar. Bir sürü şey olur, içeride olur, dışarıda olur. Bulunduğumuz siyasi şartlar gereği önümüzde türbülanslar olacak, korkmayın, denileni yapın, yöneticilerinize güvenin. CHP bu krizi atlatırken çok sessizdi, sıfır iletişim stratejisi izlendi. O cumadan bugüne cumhurbaşkanı adayımızın CHP'den ilk ses. Yarın sabah Engin Altay'ı, Engin Özkoç'u duyacaksınız. Sıfır iletişim, yöneticilere güvenelim. Son ana kadar diplomasi istiyoruz, başaracağız, kazanacağız.

'İTTİFAK KOPAN İPİ BAĞLAMAYI BİLEN İNSANLAR VAR'

Umutsuzluğa kapıldığım anlar oldu. Dakika dakika anlatabiliriz. Biz şöyle bir şeyi öngörüyorduk, adayın bir an önce belirlenmesini istiyorduk. Aralık ayında kendi aramızda MYK'da çeşitli imkanları konuşuyorduk. Şubat ayı geldiğinde müzakerelerin çok kolay geçmeyeceği anlaşıldığında, çeşitli ihtimaller vs. Biz kriz çıkaran taraf olmamalıyız, susmak bize düştüğünde susmayı becermeliyiz. Bir taraf üzüldüyse, kızdıysa, haklı, haksız tepki gösterirse, öbür tarafta oldu mu bütün mahalleye rezil olursunuz. Herkes sakinlikle, anlayışla diplomasi yapalım, gerekirse arka kapı diplomasi yapalım. Bizim ittifaklar iyi insanlardan oluşuyor. Birbirini seven, 13 toplantılar tartışmalar olsa da anlaşan, ipleri koparmayan, kopsa da bağlamayı bilen insanlardan oluşuyor.

'MERAL AKŞENER 'BANA HEP ABLA DİYECEKSİN' DER'

Akşener diyor ki 'Kemal Kılıçdaroğlu'nu kaybettiğim abim yerine koymuşum' diyor. Bu çok önemli. Masada kimle aramızda sorun olsa, çok güveneceğimiz diğerleri var. Başarılı başbakanlar, eski İçişleri Bakanı, hepimizin abisi, bilge kişilik Temel Bey. CHP'nin ilk rakibi Demirkırat 'yeter söz milletindir' diye bizi yenmiş. Demokrat Parti. Biz çözersek katkılarla çözülür diye düşündük, çözüldü. Ama çözümde gecikmeler oldukça çok üzüldük, ama o üzüntü motive etti. Şartları zorladık, niyet halis olunca. Dün akşam Fatih Altaylı'nın programını izledim. Halis bir niyet var ortada. Ben ona 'sayın genel başkanım' deyince hep uyarır 'abla diyeceksin' der.

'GENEL BAŞKANA NEZAKETLE BIRAKILMIŞ BİR DURUM'

İttifak siyasetinin mimarını ve değerini bilen olduktan sonra. Dün Kemal Bey veda ederken yöneticiler üzgündü. Onunla neler yaptığınızı, yapabileceğini biliyorsunuz, bir daha onu göremeyeceğini düşünüyorsunuz kürsüde. Kürsüye gelmesi genel başkana nezaketle bırakılmış bir alan. Hemen bir şey söylemeyeyim. Sonra en korktuğumuz, 113 toplantıdır 6'lı Masa, 6'lı Masa. İktidara müzahir kanallar, kalemler bir kriz anlatacaklar. Kriz varsa anlatacaklar, yalan atıyorlar demiyorum. Örneğin maçı kaybediyorsunuz, 88. dakikada gelmiş, sizin spiker de mağlup olduğunuzu anlatır ama öbürünün anlatırken keyiften keyife girmesi 'bitti bu iş' demesi.

KRİZ SÜRECİNİ ANLATTI: SIFIR İLETİŞİM

Cuma konuşmasını Malatya'nın Polat mahallesinde deprem konutlarını Veli Ağababa, Ali Mahir Başarır ve İl Başkanımızla dolaşırken, danışmanım Meriç Bey, kısa özetleriyle okudum. Sert bir tonla başladı Meral Hanım. Kötü bir yere gittiği belliydi. 'İyi olmadı bakalım ne olacak' dedim. Saat 4'e 10 vardı. Polat'tan döndük, Meral Hanım'ın dün özrünü biz de paylaşalım. 54 arkadaşımız gerçi orada. Türk siyasi tarihinin en önemli saatlerinde Ankara'ya gelmeyen nöbet yerinden ayrılmayan 54 arkadaşımı alnından öpüyorum. Biz döndük, geldik MYK'ya. O sırada genel başkan da açıklamasını yapmıştı 'taşlar yerine oturur' diye. Herşeyi paylaşmam olanaklı değil sizinle.

İstanbul seçimleri, mazbata meselesi, oylara sahip çıkma, 806 bin farklı seçime çalışma. O seçimin akşamı. Devam eden seller, orman yangınları, krizler, ama grup hep sahada. Elazığ depremi, grup tam olarak sahada. Biz bu depremi duyduğumuzda ilk vasıtayla deprem bölgesine gittik. Akşama 96 milletvekili deprem bölgesindeydi. Uçağa binerken Engin Altay ve Özkoç birlikte aradılar. Verilen talimat odur ki, sıfır iletişim. Tweet yok, televizyon yok. Milletveikillerine, başkanvekillerine talimat... Konuşacaksa genel başkan arar. Sıfır iletişim stratejisi uyguladık. İş çözülene kadar konuşmadık; hatta çözüldükten sonra da birkaç gün konuşmadık. Doğrusu buydu. Rakibi yenmiş falan değiliz. Ters ve uzak düştüğümüz ittifak ortağımıza yine birbirimize sarılmışız.

'MİLLET İTTİFAKI BİRBİRİNE GÖNÜL BAĞIYLA BAĞLI'

AK Parti benim canımı yaktı, mesela Mücella Yapıcı yarın serbest kalsa, depremde en çok ihtiyaç varken Silivri'de kalmasını unutur muyum? Gezi meselesini unutmayız. 94 yaşında Silivri Cezaevi'nde tutulanları unutur muyuz? MHP liderinin genel başkanımızın elini havada bıraktığını unutur muyuz? Ama İYİ Parti ile müttefikiz biz. AK Parti ile rakibiz. Birbirine günahları üzerinden bağlı olan Cumhur İttifakı ise, birbirine gönül bağıyla bağlı Millet İttifakı'nda bunları unuttuk gitti.

'HELLALEŞMEYİ BİZ, HESAP SORMAYI YARGI YAPAR'

AK Parti, MHP'nin Cumhur İttifakı'nın tabanıyla helalleşeceğiz. 3 gün dozersiz kalıp da insanlar canlı canlı ölsün diye o insanlar oy vermediler. İyi olsun diye verdiler. Hata bizde, biz ikna edemedik, AK Parti ikna etti onları. Bizim seçmenle, parti üyesiyle bir derdimiz yok. Rövanşizm yapmayız, yaptırmazlar, yaptırmayız. AK Parti'nin uzun yıllar ekonomi kurmayı, Başbakan Yardımcısı, ekonomiden sorumlu devlet bakanı orada. MHP'lilerin içinden çıkmış ablaları Akşener orada. Ben kiminle dalaşacağım, intikam alacağım? Helalleşeceklerin dışında bir de hesap soracaklar var. Onu Özgür Özel sormayacak. Bağımsız yargı soracak.

Kanunsuz emirleri verenler, onlara uyarak suç işleyenler varsa Özgür Özel, Cemal Enginyurt, Selçuk Özdağ, Lütfü Türkkan değil, bağımsız Türk yargısı hesap soracak. Beğenmediği kararını vereni Samsun'a, Sinop'a. Coğrafi güvence, anayasadaki hakim teminatı olduktan sonra çatır çatır hesap sorulur. Hellaleşmek başka, hesaplaşmayı yargı yapacak. Emin olun seçimi çatır çatır kazanacıağız.

'SUÇA BULAŞMAMIŞ KADROLAR HİÇ ENDİŞE ETMESİN'

Hızla değişen kadrolar göreceksiniz ama sorumlusu bizim hazırlığımız değil. Yeni hazırladıkları yönetmelik Cumhurbaşkanı üst düzey yöneticilerle gelir, kaybedince birlikte gider diyor. Ben Fahrettin Bey'i tutayım desem de gidiyor zaten. Çokça kişi Cumhurbaşkanı ile gidiyor. Onların yerine atanacak kişilerin hazır olması lazım. Taslaklar hazırlandı, partiler çalışıyorlar. Maalesef bu sistem o listeyi seçimden önce bitirmeyi gerekli kılıyor. Ertesi gün ilk kararnameyi sizden bekliyor. En üstteki kadrolar zaten AK Partili. Onlar gitmemek için herşeyi yapacak ekibin içindeler. Ama alt kadro genel müdür, liyakatli müfettiş, namuslu Sayıştay'da rapor yazan adamlar, kadınlar var. Camide içki içtiler yalanına karşı 'Ben müslüman adamım yalan söyleyemem' diyen caminin müezzini var. Gümrük memuru Teoman var, rüşveti kabul etmeyen. Suça bulaşmamış, liyakatli kadrolar hiç endişe etmesin. Biz alnı secdeye varıyorsa da varmıyorsa da, içki içiyorsa da içmiyorsa da sadece liyakata bakacağız. Eşi AK Partili olup kendisi başarılı bir bürokratsa görevine devam edecek. Ama yanlışlar ve kötüler gidecek.

2KURUTLAY TELAŞINA DÜŞMEMEK İÇİN...'

Sayın Kılıçdaroğlu'nun geçmişte söylediklerini biliyorum. Metinde 5 genel başkan Kemal Bey'e esneklik bırakmışlar. Şuradan hareketle yapmışlar; seçimin ertesi gün Kemal Bey istifa ettiğinde 45 gün sonra CHP'de kongre olması lazım. 30-40 yıllık özlem bitmiş, Türkiye'nin iyi hizmete ihtiyacı var, en başta deprem bölgesinde konut sorununun çözülmesi gibi. Orada kaymakamlar, il ve ilçe müdürleriyle sağlam sistemi kurma, AFAD'ı hazırlama, İstanbul'u hazırlayan kadrolarla çalışmak var iken, CHP'nin kurultay telaşına düşmemek için genel başkana esneklik bırakmışlar.

'SEÇİM ÖNCESİ İSTİFA BİZİ SIKINTIYA SOKAR'

O esneklik protokolün içinde var. Genel Başkan şunu yapmayacak, grup toplantısı yapmayacak. Bir partinin genel başkanı olarak başka partilere oy vermiş seçmeni rencide etmeyecek. Geçiş sürecinde kongre gözetilerek, uyum gözetilerek, ama genel başkanımız 'Cumhurbaşkanının partisi olmaz arkadaşlar' demişti. Seçimler öncesi istifa, kongreden dolayı bizi sıkıntıya sokar.

Hemen istifa etmek isteyecektir. Oradaki esneklik geçiş dönemi boyunca etmemesini sağlıyor. Diğer liderler 'sizin gibi partisinde sevilen, etkili, hakkaniyetli birileri varken, seçim telaşı olacağına bunu yazalım' demişler. Seçimden sonar ile milli eğitim müdürü atamak yerine kongre telaşına girmek. Benim gördüğüm genel başkan bundan sonra grup toplantısına gelmez. Bir genel başkan vekili olabilir seçim sürecinde. Tüzüğümüze göre genel başkan vekilinin MYK içinden seçilmesi gerekiyor. Benim kongre olmadan genel başkan vekilliği yapmam sözkonusu olmaz. Tüzük var ortada.

İnanın Türkiye'yi kurtarmak derdinden dolayı kişisel ikbal meselesinin şakasını yapmaz olduk. Bir kriz yaşandı. AK Parti'de bile görüyorsunuz, eski milletvekili MHP milletvekiline neler söylüyor? Eski Meclis Başkanlarını meydanlara yuhlayan partiye dönüştü AK Parti. Tweet de atmadık, tartışmadık da. Bizim ittifakta kim kime ne dediyse hepsini üstüme alıp, bizden yana kusur varsa bütün ittifak ortaklarımızdan özür diliyorum. Bu laflar birilerini incittiyse kendi üstüme alıp bunu telafi ederim.

Alınan kararlarda PM üyelerimiz ve milletvekillerimizin etkin katılımı var. Örneğin genel başkana yetki verdiğimiz gün 54'ü deprem bölgesinde olmak üzere çevrim içinde yanılmıyorsam 103 konuştu. Genel başkanımıza verilen fikirler orada olgunlaştı. Tonumuz buydu. Genel başkanın Cumhurbaşkanının partili olmasına temelden itirazı var.

'ÇOK İYİ BİR TAKIM OYUNU OYNAYACAĞIZ'

Biz çok iyi takım kurduk. Kaptanı Kemal Kılıçdaroğlu. İki tane flaş transfer yaptık. Bu takım sahada. Kaptan Kemal Kılıçdaroğlu, golleri Kemal Bey'den bekleyelim. Çok iyi takım oyunu oynayacağız. Belediyelerden halkımızın teveccühünü kazanmış Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu var. Bir de sahada CHP, koskoca DP, İYİ Parti, Gelecek, DEVA'nın kadınları gençleri. Kahvehanelerde, köylerde oynayacak oyuncular çok motive. Metal yorgunu AK Parti var ve öbür tarafta Millet İttifakı.

'MİLLETTEN 1 YIL İSTENMEZ, BU KIŞ EVLERİNE GİRMELERİ LAZIM'

Kritik kararlar oturup müzakere ile kararlaştırılacak. Geçmişte yapılmış tutum değişmesi gerektirmeyen konularda yürünecek. AK Parti'de bir karar hangi mekanizma ile karar veriyor. Düşünecek ekibimiz çok iyi. Bu Türkiye'ye yanlış yaptırmayacak ekip var. Sorunumuz bir meseleyi düşünmeden 'Ben bilirim' diyen yarattığı felaketten kurtulmak. Türkiye'de enkaz kaldıracağız. 10 ili, ekonomiyi enkaz altından kaldıracağız. Kışın insanların konutlara sokulması lazım. Ne 1 yılı yahu! İnsanlar sana 20 yıl vermiş. Dozeri yollayamamışsın, enkazı kaldırtamamışsın. Ondan sonra 'milletim bana 1 yıl daha versin' yok öyle bir şey. Teknik komisyonumuz sahada dün genel başkanına rapor verdi. Adıyaman'da hazırladıkları yer ver. Rapordan gördüğüm kadarıyla arkadaşlar 'Adıyaman'da belirlenen yer doğru' dediler. Ama fonu denetlenebilir kullanacağımızı söyleyeyim. Kışın kimseyi açıkta bırakamayız, 1 yıl süre istemekle olmaz.

'İMAMOĞLU VE YAVAŞ KENDİ ALANLARINDA MUCİZE YARATIR'

En faydalı oldukları, en iyi bildikleri işlerde Mansur Yavaş ve Ekrem İmamoğlu tutup kaldıracaklar. Örneğin İstanbul'u bilen ve İstanbul depremi yüzünden uyku uyamıyorum diyen Ekrem İmamoğlu'nun bazı sanayi taşınacaksa taşınması, hızlı kentsel dönüşüm, sıfır faizli krediler. İmamoğlu'nun arı gibi çalıştığını göreceksiniz. Mansur Yavaş her konuda çok çok iyi. Sosyal belediyeciliği bizim sosyal demokrat arkadaşlar kadar iyi yapıyor. İç Anadolu'nun yeniden cazibe olması, insanların kendi şehirlerinde iş, aş bulması. Ölmeye göç etmek yerine Anadolu şehirciliğiyle ilgili çok iyi işler yapacak Mansur Bey. Birisi dünyayı çok iyi okuyor, Mansur Bey devleti çok iyi biliyor, dünyayı biliyor. İkisi de çok iyi takımlara sahip. Devletin mühim meselesinde önemli katkılar sağlayıp, kendi alanlarında mucizeler yaratır.

'6'LI MASA BU SÜRECİ ÇOK İYİ YÖNETİR'

Milletin verdiği belediyeyi yönet dediği belediyeyi AK Parti'ye vermemiş olacaklar. Seçime kadar belediyeyi yönetecekler. Genel seçimleri kazanmışız, Cumhurbaşkanı Yardımcılarımız arı gibi çalışıyor. Biz belediyeleri çok ciddi kadrolarla kazanırız. Cumhurbaşkanı Yardımcılarının otomatikman etkinliği farklılaşır. Kritik kararları hep birlikte verecekler. Cumhurbaşkanı yardımcıları her birisi bir siyasi geleneğin temsilcisi. O yüzden o masa çok iyi yönetir.

'GENEL BAŞKANIMIZ HDP'Yİ ZİYARET EDECEK'

İşin zor kısmı geride kaldı. Ben zaten bu liderlerin böyle durum dışında birbirine ne kadar nezaketli olduklarını, kadrolarına nasıl aşıladıklarına bire bir yaşadık. Yine türbülans olabilir ama daha hafif olur. HDP'yi ziyaret olası. Olası deyince olmayası diye de soran olabilir. Sayın genel başkan hiçbir partiyi ötekileştirmeden hepsini ziyaret edecek. HDP'yi de ziyaret edecek. Diğer partilere de ziyaret edecek.

'AK PARTİ'YE HELAL OLAN CHP'YE HARAM OLMAZ'

İki liderin Türkiye'de 2023 yılında. Bir tanesinin hapiste olması olacak iş değil. Sayın Demirtaş çok iyi iletişim yürütüyor. Sayın Akşener ile sayın Demirtaş'ın nezaket dilini terk etmeden. Bahçeli ve Erdoğan diliyle değil Demirtaş dili ve Meral hanım diliyle konuşulursa buradan Türkiye kazanır. Masada olanlar bakanlıkları paylaşır. HDP'ye bakan verilemez demem. Bu ittifakın nasıl bakan çıkaracaklarını yazıdık. HDP'nin yetkili kurulları var, demokrasi ittifakları var. AK Parti'ye helal olan CHP'ye haram olamaz. Bunlar yapınca aferin, biz yapınca şey. O Türkiye geride kaldı.

'İNCE DÖNECEKSE YETKİLİ ORGANLARIMIZ TARTIŞIR'

Partinin alınmış bir kararı yok. O yüzden bilmediğim bir şeyi nasıl anlatayım. Muharrem İnce'yi şahsen çok severim. Dün Özcan Abi'yle kızının kaybından dolayı karşılıklı ağlaştık. CHP'ye saygı duyan, gerçek muhalefet partisi olarak davransalardı aracılık ederdim. Hadi kızdın kapıyı çarpıp gidersin. Ama benzin döküp yakmazsın. O Teğmen Çelebi bizden ayrıldı, Millet Partisi'ne katıldı. Ne varsa, gitmeyin halledelim diyorum. 45 dakika sonra 'CHP'yi PKK'lılar yönetiyor, CHP şu olmuş, bu olmuş' diyor. Muharrem Başkan da 'Atatürkçüler tasfiye ediliyor' demişti. Peki Özgür Özel kim kardeşim? Özel'in olduğu yerde Atatürkçüler tasfiye edilir mi? MYK'mız karar verirse partimize dönerse bir şey diyemeyiz. Döneceklerse yetkili organlar tartışır. Babaevinin kapısını çalıp, partiye dönmesiyle ilgili beklenti, çok sayıda telefonlar var. Muharrem İnce'yle barışmayı ben de istiyorum, ama çok yıkıcı konuştu. En son Deniz Bey'in cenazesinde konuştum. Muharrem İnce'nin benim üzerimde emeği var. Grup başkan vekilimdi benim."