CHP’den ‘asgari ücrete tek zam’ açıklaması: ‘En az 2 kez zam yapılmalı’

CHP’den ‘asgari ücrete tek zam’ açıklaması: ‘En az 2 kez zam yapılmalı’

Parti Sözcüsü Deniz Yücel, MYK toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi.

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Deniz Yücel, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından düzenlediği basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın verdiği “asgari ücrete tek zam” mesajını değerlendiren Yücel, “Asgari ücrete yıl içinde sadece tek zam yapılarak geçiştirilmesi düşünülemez, asgari ücretin enflasyondaki artışa göre yılda en az 2 kez iyileştirilmesi gerekli” ifadelerini kullandı.

CHP MYK toplantısı, Genel Başkan Özgür Özel’in başkanlığında bugün düzenlendi. Toplantıda, CHP’ye af talebinde bulunan 13 isim hakkında af kararı çıktığı bildirildi.

Toplantının ardından basın toplantısı düzenleyen CHP Sözcüsü Deniz Yücel, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Yücel, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “yüzde 50+1” şartının değişmesi isabetli olur” şeklindeki açıklamasını “Milletimiz geçim derdiyle ve hayat pahalılığıyla inim inim inlerken, kendi saltanatınızı sürdürme derdine düşmeniz ayıp değil mi” sözleriyle eleştirdi.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın “Temmuzda ikinci bir toplantı yapmayacağız, ikinci zamma gerek olmayacak diye düşünüyoruz” şeklindeki açıklamasını da değerlendiren Yücel, “Bu hiperenflasyon ortamında, asgari ücrete yıl içinde sadece tek zam yapılarak geçiştirilmesi düşünülemez. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücretin enflasyondaki artışa göre yılda en az 2 kez iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘AKP VE MHP ARASINDA TIRMANAN BU KRİZİN NEREYE VARACAĞINI BİLMİYORUZ’

CHP Sözcüsü Yücel’in açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

“AKP iktidarı yıllardır toplumu kamplaştıran, kutuplaştıran, ayrıştıran bir yönetim anlayışıyla vatandaşlarımızı yapay gündemlerle meşgul ederek, yaşadıkları sorunları onlara unutturmaya çalıştı. Ancak bu yöntemin, bu zehirli dilin Yerel seçim öncesinde, artık ekonomik krizin acı faturasını ödeyen halkımız üzerinde yeteri kadar etkisinin olmadığı fark etti ki, bu sefer de bir Anayasa krizini gündeme getirdi.

AKP ve MHP arasında tırmanan bu krizin nereye varacağını bilmiyoruz ancak şunu biliyoruz, biz bu tartışma ve suni gündemlerin tarafı değiliz. Varlığını Anayasa'ya borçlu olup da Anayasa'yı ihlal edenlerle, Anayasa değişikliğini tartışmak için masaya oturmamız söz konusu bile olamaz.

‘MİLLETİMİZ GEÇİM DERDİYLE İNLERKEN, SALTANATINIZI SÜRDÜRME DERDİNE DÜŞMENİZ AYIP DEĞİL Mİ’

AKP ve MHP'yi buradan açıkça uyarıyoruz. Vatandaşı zerre dahi ilgilendirmeyen konularla gündemi meşgul etmeyin! Yumurtanın tanesi 7 lira, 30’lu yumurta 210 lira olmuşken, beyaz peynirin kilosu 300, kıymanın kilosu 400 lira olmuşken, seçimlerden bu yana akaryakıt fiyatları yüzde 100 artmışken, kira artışları son bir yıla kıyasla, yüzde 300’leri aşmışken, Anayasa değişikliğini, 50+1’i konuşmaya utanmıyor musunuz?

Milletimiz geçim derdiyle ve hayat pahalılığıyla inim inim inlerken, kendi saltanatınızı sürdürme derdine düşmeniz ayıp değil mi?

‘BAKAN IŞIKHAN’IN AÇIKLAMASI ABESLE İŞTİGAL’

Önümüzde iki önemli süreç var. Biri Meclis Genel Kurulu’nda başlayacak olan bütçe görüşmeleri, diğeri de milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren Asgari Ücret Tespit Komisyonu görüşmeleri. İkisinde de yoksulluğu engelleyecek, toplumu refaha ulaştıracak, halkımızın nefes almasını sağlayacak kararlar alınması en büyük temennimiz ama AKP iktidarda kaldığı sürece olumlu bir sonuç çıkmayacağı da ortada.

Çalışma Bakanı Sayın Vedat Işıkhan, asgari ücretin yılda bir kere belirleneceğini açıkladı. Enflasyon önlenemezken, dövizdeki artışın önü alınamazken, hayat pahalılığı engellenemezken böyle bir açıklama yapılması abesle iştigaldir.

‘ASGARİ ÜCRET, ENFLASYONDAKİ ARTIŞA GÖRE YILDA EN AZ 2 KEZ İYİLEŞTİRİLMELİ’

Türkiye’de her iki kişiden biri asgari ücretle çalışıyor. Asgari ücret istisnai ücret olması gerekirken, Erdoğan Türkiye’sinde asgari ücret olağan ücret haline gelmiş durumdadır. Yoksulluk sınırının 44 bin lira olduğu ülkemizde insanlar 11 bin lirayla, yani yoksulluk sınırının 4’te biriyle geçinmeye mecbur bırakılıyor.

Bu hiperenflasyon ortamında, asgari ücrete yıl içinde sadece tek zam yapılarak geçiştirilmesi düşünülemez. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak asgari ücretin enflasyondaki artışa göre yılda en az 2 kez iyileştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

Arttırılması gereken sadece asgari ücret değil. Emekli maaşları da dul ve yetim aylıkları da günün koşullarına göre yeniden belirlenmek zorunda. Yardımlar da aynı şekilde.

‘DEPREMİN ÜZERİNDEN 10 AY GEÇTİ AMA BARINMA, BESLENME, SAĞLIĞA ERİŞİM SORUNU DEVAM EDİYOR’

Hepimiz acıya boğan 6 Şubat Depreminin üzerinden 10 ay geçmesine rağmen özellikle temiz su konusunda ciddi sorun yaşanıyor. Asgari hijyen koşullarının bile sağlanamadığı Hatay’da, çok ciddi bir uyuz salgını var. Hatay Tabip Odası Başkanı, acilen önlem alınması gerektiğini söylüyor. Ama ne iktidar ne de iktidarın Sağlık Bakanı bunları duyuyor.

Hala enkazların yüzde 70’inden fazlası kaldırılmış değil. İnsanlar hala çadırda, konteynerlerde yaşıyor. Oraları da su bastı. Kışın ortasında yaşanan depremin soğukluğu, hepimizi dondurdu. Sıcak evlerimizden utanır hale geldik.

Depremin üzerinden 10 ay geçti, söz verilen konutlar hala yapılmadı. Barınma, beslenme, sağlığa erişim sorunu devam ediyor. 

Şeyh Edebali’nin ‘İnsanı yaşat ki, devlet yaşasın’ sözünü ağızlarından düşürmeyenler, devletin temel görevlerini yerine getirmiyorlar, insanı yaşatamıyorlar.

‘TAHİR ELÇİ CİNAYETİ, BU ÜLKE İÇİN BİR VİCDAN MESELESİDİR’

Yarın İnsan hakları savunucusu, Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi’nin katledilişinin 8’inci yıldönümü. Saygıyla ve rahmetle anıyoruz. Tahir Elçi cinayeti, bu ülke için bir vicdan meselesidir. Tahir Elçi cinayetinin hala aydınlatılmamış olması, ‘Hukuk devleti miyiz, faili meçhul cinayetler devleti miyiz’ sorusunun yanıtıdır.

Savaş karşıtı, hukukun üstünlüğüne ve insan haklarına inanan, toplumun ortak hafızasında yer edinen bir hukuk insanının katillerinin cezasız kalmasının yargı sistemine vereceği zarar, nesiller boyu utançla hatırlanacaktır!