CHP'de yeni imza krizi kapıda: 3 seçenek var

CHP'de yeni imza krizi kapıda: 3 seçenek var

CHP’de kurultaya gitme talebi resmen sonuçlanmasına rağmen fiilen sürüyor. Kurultay çağrıcılarının önünde 3 seçenek var.

CHP ’de sular durulmuyor. Yeterli imza bulamayan kurultay çağrıcıları, şimdi yeni yol arayışında. Kulislerde “yargıya gitme” ihtimalinin zayıf olduğu, ikinci ve kuvvetli seçenek olarak tüzük kurultayı için imza girişimine başlanması konuşuluyor. CHP tüzüğüne göre olağanüstü tüzük kurultayı için beşte bir imza gerekli. 1242 delegesi olan CHP ’de 249 delegenin imzası, tüzük kurultayını toplamak için yeterli olacak. Üçüncü seçenek ise kurultay çağrıcılarının 630 imza üzerinden kurultay ısrarına devam etmesi.

İKİNCİ KEZ İMZA GİRİŞİMİ

CHP ’deki olağanüstü kurultay isteyenlerin getirdiği imzaları inceleyen genel merkezin kesin sonuçları açıklamasıyla kurultay talebinin sayısal olarak yetersiz olduğu ortaya çıktı. Genel merkezin açıklamasına “Üzerimize düşeni yapmaya devam edeceğiz” ve “Tüm seçenekler masada” karşılığını veren kurultay çağrıcılarının, yol haritasında neler olabileceği tartışılıyor. İlk seçenek olarak “kurultay yok” kararının yargıya taşınabileceği öğrenilirken, ikinci ve kuvvetli seçenek olarak da kurultay çağrıcılarının bir kez daha, bu sefer tüzük kurultayı için imza girişimine başlayabileceği konuşuluyor

Kurultay çağrı heyeti, “yargı” olasılığını kesin dille reddetmesine karşın, “Delegeler gidebilir” denilerek açık kapı bırakıyor. Kulislerde “Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmayacağım” diyen Muharrem İnce’nin de seçimden hemen sonra genel başkanlık için harekete geçmesi örneği veriliyor. Sonucun yargıya gitmesi için 569 delegeden birinin dahi mahkemeye gitmesi yeterli.

TÜZÜK KURULTAYI DA MASADAKİ DİĞER SEÇENEK

İkinci ve daha kuvvetli bir diğer seçenek olarak da tüzük kurultayı dillendiriliyor. CHP tüzüğüne göre olağanüstü tüzük kurultayı için yalnızca beşte bir imza yetiyor. Buna göre 1242 delegesi olan CHP’de 249 delegenin imzası, tüzük kurultayını olağanüstü toplamak için yeterli. CHP 19. Olağanüstü Kurultayı’nı Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla bu yıl 9-10 Mart’ta tüzük değişikliği için yapmıştı.

HEDEF, MADDE 48

Kulislerde tüzük kurultayına gidilmesi durumunda, kurultay çağrıcılarının özellikle tüzükteki olağanüstü kurultayın düzenlendiği 48. maddenin değiştirilmesini hedef alacağı belirtiliyor. 48. maddede kurultayın gündeminde güvenoyu ve seçimli olağanüstü kurultay olması için delegele sayısının yarıdan bir fazlası olan salt çoğunluğun elde edilmesi gerektiği hükmü bulunuyor.

Gerek kurultay çağrıcılarından bazı isimler gerekse merkeze yakın partililer benzer bir sürecin MHP’de 1 Kasım seçimlerinin ardından yaşandığını hatırlatıyor. Meral Akşener ve ekibi MHP tüzüğünde kurultay düzenlemesi yapan 63. maddede değişiklik yapmak için kurultay çağrısında bulunmuş, yeterli imzayı da toplamış ancak genel merkezin kurultay toplamaması üzerine olay mahkemeye taşınmıştı. Mahkemeden kurultay kararı çıkmasıyla toplanan kurultayda, tüzükteki söz konusu maddeyle ilgili değişikliğin yanı sıra gündemde olmayan bazı değişiklikler de yapılmıştı. Bu durum tekrar yargıya taşınınca, yargı bu kez genel merkez lehine karar vermiş, gündemin dışına çıkıldığını belirterek seçimli olağanüstü kurultay maddesinin dışındaki maddelerde değişiklik yapılmasını hukuksuz görmüştü. Ancak parti kulislerinde bu kez delegelerin, partinin daha fazla yıpranmaması için ilk süreçteki kadar imza vermeyebileceği belirtiliyor.

ÜÇÜNCÜ SEÇENEK

Üçüncü seçenek olarak da muhaliflerin 630 imza üzerinden genel merkeze ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik “ kurultay çağrısı” yapması yönündeki ısrarların sürdürülmesi, sosyal medya ve sokak kullanılarak eylemlerin artırılması olasılıkları konuşuluyor. Bu kapsamda genel merkez önündeki oturma eylemlerinin sürdürülmesinin yanı sıra imza veren delegelerin kendi illerinden Ankara’ya doğru yola çıkması olasılığı da dile getiriliyor. Ancak bu seçeneğin oldukça zayıf olduğu belirtiliyor.

GENEL MERKEZİN SESSİZLİĞİ ENDİŞE YARATIYOR

Cumhuriyet’ten İklim Öngel’in haberine göre kulislerde soru işareti yaratan bir başka konu da bu süreçte hem genel merkezin hem de Kılıçdaroğlu’nun sessiz kalması. Parti kaynakları, parti içi tartışmaların kamuoyu önünde sürdürülmeye devam etmesi durumunda Kılıçdaroğlu’nun da sessizliğini bozabileceğini kaydediyor.