CHP'li Gök: AKP tehditle oylamayı yönlendirdi

Basın toplantısında konuşan CHP'li Levent Gök, Meclis Soruşturma Komisyonu'nun son anda ertelenen 22 Aralık toplantısına dikkat çekerek, Yüce Divan oylamasına tehdit ve şantajla gidildiğini söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında TBMM Genel Kurulu’nda dört eski bakan ile ilgili Yüce Divan oylamasına değinerek,  “AKP’nin tehdit ve siyasi rüşvetle milletvekillerini baskı altına alarak oylamayı nasıl yönlendirdiğine tanık olduk” dedi. 

Meclis Soruşturma Komisyonu’nun karar için toplandığı, ancak son anda ertelenen 22 Aralık’taki toplantısının üzerinde önemle durulması gerektiğini savunan Gök, bu toplantıda AKP’li üyelerin neler yaşadığının merak konusu olduğunu söyleyerek şu ifadelere yer verdi: “Hepimiz 22 Aralık’taki toplantıdan bir karar çıkmasını bekliyorduk, erteleneceğine dair hiçbir işaret yoktu. Ne olmuştur 22 Aralık’ta? O gün o karar niçin alınamamıştır? O kararın alınamama gerekçesi nedir? Hangi ilişkiler öne çıkmıştır? Hangi ilişkiler tartışılmıştır ve hangi tehditler devreye girmiştir 22 Aralık’ta? O komisyon toplantısının yaşandığı saatlerdeki telefon trafiğinde ne olmuştur? Öğreniyoruz ki o gün tehditler savrulmuştur. ‘Eğer Yüce Divan’a biz gidersek ortaya başka ilişkiler de dökülür’ tehditleri bizzat Cumhurbaşkanına kadar ulaşmıştır. O gün komisyonun AKP’li üyelerinin eğilimi nasıl değiştirilmiştir? Kim bunda etkili olmuştur? Hangi bakanlar ‘Biz Yüce Divan’a gidersek başka ilişkiler ortaya çıkar ve bu işin sonu yukarılara kadar gider’ tehditlerinde bulunmuşlar ve komisyon üyelerine bu telkinler nasıl yapılmıştır? Aranması gereken cevap budur. 22 Aralık karanlık bir gündür, karanlık ilişkiler ortaya dökülmüştür”

“PANDORA’NIN KUTUSU AÇILMIŞTIR”

Sürecin şaibeli olduğunu ileri süren Gök, karanlık ilişkilerin mutlaka ortaya çıkacağını söyledi. Gök, “Pandora’nın kutusu açılmıştır. Pandora’nın kutusu açıldıktan sonra bu yolsuzlukları tekrar bir çuvala doldurup ağzını kapatmak mümkün değildir” dedi.

Karanlık ilişkilerin AKP içinde de rahatsızlık yarattığını ileri süren Gök, vicdanlarının sesini dinleyen 50’ye yakın AK Partili milletvekilinin varlığının başka soruları da gündeme getirdiğini savundu.

“AKP İÇERİSİNDE FİRE VEREN 50 MİLLETVEKİLİ DARBECİLERE YARDIM VE YATAKLIK MI ETTİ?”

17 ve 25 Aralık operasyonu başladığında, o dönem Başbakanlık görevinde bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “darbe girişimi” söylemini ortaya koyduğunu ifade eden Gök, şöyle devam etti: “Eski Başbakan’ın bütün söylemlerine karşın AKP içerisinde fire veren 50 milletvekili darbecilere yardım ve yataklık etmişler midir? 17 ve 25 Aralık, cumhurbaşkanının söylemlerine göre, bir darbe ise AKP içinde darbecilere yardım ve yataklık edenler kimlerdir? AKP yönetimi ne yapacaktır bu konuda? Eğer siz 17 ve 25 Aralık’a darbe derseniz, kendi içinizden 50 milletvekili de fire verirseniz bu soru sorulur, ne yapacağınız da takip edilir.”

“BİZ MEHMET ALİ ŞAHİN’E  GÜNAYDIN DİYORUZ”

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in dört eski bakan ile ilgili Yüce Divan oylaması sonrasında yaptığı açıklamaları eleştiren Gök, “Genel Başkanvekili sıfatıyla konuştuğunu söylüyor, ‘asgari ücretin 1000 lira olduğu yerde 700 bin liralık saat alamazsın’ diyor. ‘Arkadaşlarımız durumlarını sorgulamalılar, etik davranmamışlar’ diyor. Ne zaman diyor? Oylamadan sonra diyor. Biz Mehmet Ali Şahin’e ne diyoruz? Günaydın, diyoruz” diye konuştu.

“ALLAH HİÇBİR BAŞBAKANI DAVUTOĞLU’NUN YERİNE KOYMASIN”

Davos’ta gerçekleştirilen toplantıların bu yılki temasının “yolsuzluklarla mücadele” olduğunu ifade eden Gök, “Allah hiçbir başbakanı Davutoğlu’nun yerine koymasın. Siz oraya gidiyorsunuz, ardınızda bir yolsuzluk oylaması var. Mahçup, mahçup ortada dolaşıyor. Nasıl mahçup olmasın? Belki Davutoğlu istiyordu Bakanların Yüce Divan’a gitmesini ama elbette o Başbakan değil ki. Ortada bir Cumhurbaşkanı var, cumhurbaşbakanı var. Onun dediği geçerli” açıklamasında bulundu.

“ALİ İSMAİL KORKMAZ DAVASI KARARI YÜREĞİMİZE BİR HANÇER GİBİ SAPLANDI”

AKP’nin de bu yaşananları ve vicdani yükü taşıyamayacağını iddia eden Gök, “AKP artık rüşvetin, yolsuzluğun ve her türlü kirli ilişkinin oylamalarla, parlamenter çoğunluğuyla aklanmasına dönük bir parti hüviyetine girmiştir” dedi. Gezi olayları sırasında Eskişehir’de öldürülen Ali İsmail Korkmaz davasının kararını da değerlendiren Gök, “Karar yüreğimize bir hançer gibi saplandı. Bu kararı veren hakim, kararının arkasında ise Türk adaleti açısından skandal bir karara imza atmıştır. Karar Türk adalet tarihinin yüzkarası kararlarından biridir” diye konuştu.

“MAKUL TANIMLANMASI KABUL EDİLEMEZ”

Gök, Uludere olayına ilişkin ailelerin Anayasa Mahkemesi’ne yaptıkları kişisel başvuru sonrasında Adalet Bakanlığı’nın Yüksek Mahkeme’ye gönderdiği yazıyı da eleştirerek, yazıda “ölümlerin kaçınılmaz bir hata, o koşullarda makul” olarak tanımlanmasının kabul edilemez olduğunu söyledi.

“CUMHURBAŞKANI AFRİKADA’Kİ OKULLAR KONUSUNDA DA GÖREVİNİ AŞMIŞTIR”

Bir gazetecinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Afrika ziyareti sırasında buradaki Türk okullarının kapatılmasını istediği ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni okullar açacağı yönündeki açıklamaları değerlendirmesi istenen Gök, “Ortada bir suç varsa gereğini hepimiz yaparız. Ama bir cumhurbaşkanının oradaki okulları şikayet etmesini anlamak mümkün değildir. Bu cumhurbaşkanının işi değildir. Cumhurbaşkanı her zaman olduğu gibi bu konuda da görevini aşmıştır. Ortada kesinleşmiş bir mahkeme kararı da yoktur” diye konuştu.

“CHP’LİNİN YAKINI OLSAYDI TÜRKİYE’DE KIZILCA KIYAMET KOPARDI”

Gök, eski Bakanlardan Nihat Ergün’ün bir yakınının sahte diploma ile görev yapması ve üst düzey yöneticiliğe kadar yükselmesine ilişkin soruyu da yanıtladı. Gençler işsizlikle mücadele ederken AKP’ye yakın kişilerin akıl almaz şekilde yükseldiğini savunan Gök, “Bu bir CHP’linin yakını olsaydı Türkiye’de kızılca kıyamet kopardı” açıklamasında bulunarak bu duruma tepki gösterdi.