ÇEVİRİ | Sosyalist Venezuela’ya karşı emperyalist haçlı seferleri

ÇEVİRİ | Sosyalist Venezuela’ya karşı emperyalist haçlı seferleri

Almanya'da yayın yapan Junge Welt gazetesinden Andre Scheer, Venezuela'da sosyalist hükümete karşı ABD ve AB öncülüğünde oluşturulan emperyalist ablukayı yazdı. 

Çeviri: Özer Erdin

Avrupa Birliği (AB) dışişleri bakanları, pazartesi günü yapmış oldukları bir toplantıda, Venezuela’ya çok sert yaptırımlar uygulama konusunda oy birliği ile karar aldılar. Böylece AB, ABD hükümetinin hâlihazırda yürürlükte olan politikasına iştirak etmiş oldu. Söz konusu yaptırımların kapsamına silah ambargosu, ülkeye gidiş yasağı ve ülkeye ait banka hesaplarının kapatılması giriyor.

AB aldığı yaptırım kararına gerekçe olarak 15 Ekim’de Venezuela’da gerçekleştirilmiş olan seçimlerde usulsüzlük yapıldığını ileri sürüyor. Brüksel’e göre usulsüzlüğe ilişkin olarak en önemli kanıt, muhalefetin seçim sonuçlarını tanımıyor olması. Ayrıca Venezuela’ya yöneltilen bir diğer suçlama da, 30 Temmuz’da toplanması planlanmış olan yasama kurulu toplantısının seçimler ile demokrasiden ve bağımsız kurumsal nitelikten arındırılmış olması. Elbette bu suçlamaların kapsamında hiçbir şekilde militanlaşmış hükümet karşıtlarının aylardan beri terör içerikli anti-propaganda faaliyetleri yürüterek, neticede en az 130 kişinin hunharca katledilmiş olmasına yol açması yer almıyor.

Yaptırımlara ilişkin olarak yapılan açıklamada es geçilmiş olan bir diğer unsur ise; 15 Ekim seçimlerinde beş eyalette Maduro’nun muhaliflerinin kazanmış olmaları, fakat ilginç bir şekilde bu kişilerden dördünün yemin etmekten vazgeçerek görevi devralmamış olmaları. Buna ilaveten AB, Venezuela parlamentosunda dengeli bir dağılım talep ederken, taraflar arasında daimi bir diyalog köprüsünün inşasının da vurgusunu yapıyor. Ancak bilindiği üzere muhalefet görüşmeleri ret eden ve her türlü diyalog çağrısına kapalı olan tarafın ta kendisi.

ABD’nin çağrısı üzerine pazartesi günü New York’da yapılan gayri resmi BM Güvenlik Konseyi toplantısında da Venezuela hakkında görüşüldü. Küba merkezli haber ajansı Prensa Latina’dan edinilen bilgiye göre egemenler, söz konusu gayri resmi toplantıda Venezuela’da gerçekleştirilmiş olan Bolivarcı Devrimi yıkmak için BM’yi kullanma kararı aldılar.

Hatırlanacağı üzere ABD, henüz geçtiğimiz Mmayıs ayında, Venezuela’yı BM Güvenlik Konseyi’nin ana gündeminde yerleşik kılmak istemiş, fakat bu girişimi üyelerin engeline takılmıştı. Şu an için gerek Washington kanadında, gerekse de Brüksel’de Venezuela’ya yapılan yaptırımların sertleştirilmesi yönünde tam bir fikir birliği mevcut. Çünkü birçok uzmana göre ülke tam bir ekonomik iflasın eşiğinde yer alıyor. Bu nedenle başkan Maduro, pazartesi günü devletten büyük meblağda alacağı olan 414 şahsı başkent Caracas’a davet ederek görüşme talebinde bulundu. Maduro’ya göre öncelikli hedef ülkenin gelişimine engel teşkil etmeden ödeme yükümlülüğünün yerine getirilmesi.

Pazar günü devlet televizyonunda bir konuşma yapan Moduro emperyalistlerin ülkesini boğmak istediklerini, ancak amaçlarına ulaşamayacaklarını söyledi ve şunu ekledi: “Venezuela’ya karşı ABD’nin başını çektiği bir haçlı seferi düzenlenmek isteniyor.”  

Öte yandan BM elçisi Rafael Ramirez Küba haber ajansı Prensa Latina’ya verdiği demeçte, Venezuela’nın doğal zenginlik kaynaklarının emperyalistlerin hedefinde olduğunu belirterek, ülkenin dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip olduğunu vurguladı.