ÇEVİRİ | Kolombiya'da savaşa geri dönüş
Kolombiya hükümeti ile ELN arasında Küba'da yapılan görüşmelerde beklenen sonucun alınamaması ve FARC'ın silah bırakmasının ardından siyasi cinayetlerin devam etmesi, ülkede yeniden savaş ortamına dönüş konusundaki endişeleri büyütüyor.
03-08-2018 20:50

Çeviri: Özer Erdin
Kolombiya’nın yeni başkanı İvan Duque gelecek hafta salı günü göreve geldiğinde, savaşın içinde olan bir ülkeyi devralacak. Görevi bırakmakta olan Juan Manuel Santos’un başlattığı barış sürecini devam ettirebileceğine dair olan umutlar ise azalıyor.
Perşembe günü Küba’nın başkenti Havanna’da hükümet ve ELN gerillaları arasında sürdürülen görüşmelerin son turu tamamlandı; ancak ateşkes ilanı için beklenen anlaşma sağlanamadı. Tarafların ortaklaşa yaptıkları açıklamada önemli adımların atıldığı; fakat yine de çözülememiş sorunların olduğu bildirildi.
ELN de (Ulusal Kurtuluş Ordusu) kendi internet sitesinden yaptığı bir açıklamada “insani durumun iyileştirilmesi” gibi bir başlığın ateşkes görüşmelerine eklenmesi gerektiğini karşı taraftan talep ettiklerini açıkladı.
Böyle bir başlık sayesinde örgütün sosyal liderlerine Kasım 2016’dan beri uygulanmakta olan kıyımın durdurulabileceği de yapılan açıklamada yer aldı.
Hatırlanacağı üzere tam bu tarihlerde Kolombiya’daki silahlı devrimci gerilla birlikleri olan FARC-EP ile Santos hükümeti arasında bir barış anlaşması imzalanmış ve sonrasında örgüt silahlarını teslim etmişti.
Tam da bu süreçten sonra solculara, sendikacılara, insan hakları aktivistlerine ve eski gerillalara yapılmakta olan seri cinayetler bir türlü son bulmadı.
Venezüella dayanışma örgütü Cosi’nin perşembe günü bildirdiğine göre 1 Ocak 2016 ve 23 Temmuz 2018 tarihleri arasında en az 328 aktivist öldürüldü. 17 Haziran 2018’de yapılmış olan başkanlık seçimlerinden itibaren ise en az 30 muhalif katledildi.
Bu nedenle Alman Junge Welt gazetesinin haberine göre ELN silah teslim etmediği için kendisini haklı görüyor.
ELN’nin en üst kumandanı Gabino alias Nicolas Rodrigez Bautista temmuz başında örgütünün savaşçılarına yazdığı bir mektupta, FARC-EP ile “Kolombiya oligarşisi” arasında yapılmış olan anlaşmanın “tamamen çökmesi devrimci silahlı mücadelenin nasıl bir öneme sahip olduğunu gösteriyor” ifadelerine yer verdi.
Öte yandan eski FARC gerillalarında da artan bir huzursuzluk söz konusu. Bu gerillalardan yüzlercesi silahlı mücadeleyi devam ettirmek isteyen toplam 29 farklı ayrışık gruba katıldılar. Bu gruplardan bazıları artık siyasi bir hedefi takip etmeyen kriminal işlere karışmışlarken, diğerleri kesin bir suretle yeni bir başlangıç yapmaya odaklanmış durumdalar.
Buna ilaveten temmuz ortasında haftalık dergi Semana’nın geniş yer ayırdığı bir habere göre toplam 4000 isyancı FARC-EP’i yeniden kurmak istiyorlar. 21 Temmuz’da ise sol internet portalı Resumen
Latinoamericano’da yayınlanan bir haberde eski kumandanlardan Fidel Rondon’un 1 Eylül 2017’de kurulan yasal FARC Partisi’nden ayrıldığı duyuruluyor.
Geçtiğimiz haftalarda Kolombiya’da binlerce insan siyasi cinayetlere karşı barışı savunmak için sokaklara döküldü.
İLGİLİ HABERLER
Trump 'ulusal acil durum' ilan etti
Donald Trump, ülkenin güney sınırında yaşanan 'şiddet olaylarını' gerekçe göstererek ülkede 'ulusal acil durum' ilan etti.
15-02-2019 23:54

ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray'da düzenlediği basın toplantısında konuya ilişkin bilgi verdikten sonra ülkede ulusal acil durum ilan ettiği Başkanlık bildirgesini imzaladı.
DEMOKRATLARDAN TRUMP'IN KARARINA TEPKİ
Trump'ın ülkede acil durum ilan etmesinin ardından Demokrat Partinin önde gelen isimleri karara tepki gösterdi.
Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ve New York Senatörü Chuck Schumer konuya ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı.
'VAR OLMAYAN KRİZİ VARMIŞ GİBİ GÖSTERİYOR'
Açıklamada, "Başkanın kanun dışı şekilde var olmayan bir krizi varmış gibi göstermesi anayasamızın ciddi şekilde ihlalidir ve ülkemizi daha güvensiz hale getirmektedir." ifadesine yer verildi.
Trump, bugün yaptığı basın toplantısında, "Ülkemize korkunç derecede uyuşturucu giriyor. Bunların çoğu güney sınırlarından. Bu nedenle güney sınırlarında çok fazla insan tutukladık. Ulusal acil durum, çok daha basit sebeplerden daha önce defalarca ilan edildi. Kimse sesini de çıkartmadı. Biz ülkemizin işgalinden bahsediyoruz." ifadesini kullanmıştı.
Maduro: Venezuela'daki darbe girişimi çöktü
Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ülkesindeki "darbe girişiminin başarısızlığa uğradığını", çözümün diyalog, saygı ve anlayıştan geçtiğini söyledi.
15-02-2019 21:54

ABD'nin askeri tehditleri, "insani kriz ve yardım" tartışmaları altında büyük bir siyasi kriz yaşanan Venezuela'da, ülkenin tarihi kurtarıcısı Simon Bolivar'ın bağımsızlık yolunda yaptığı "Angostura Konuşmasının 200'üncü yıl dönümü" törenleri başladı.
Başkent Caracas'ın güneydoğusundaki Bolivar kentinde düzenlenen törenlere Maduro, eşi Cilia Flores ile kabine üyeleri ve askeri yetkililer katıldı.
'BEYAZ SARAY KENDİNİ ÇIKIŞI OLMAYAN BİR SOKAĞA SOKTU'
Devlet Başkanı Maduro burada yaptığı konuşmada, muhalif Ulusal Meclis Başkanı Juan Guiado'nun, ABD başta olmak üzere birçok batı ve Latin Amerika ülkesince "geçici devlet başkanı" olarak tanınmasıyla ilgili, "Beyaz Saray kendini çıkışı olmayan bir sokağa soktu. Darbe girişimi başarısız oldu, şimdi tek çıkış yolu diyalog, anlayış ve saygı." ifadesini kullandı.
"ABD imparatorluğunun, muhalefetle diyalog olmaması için emir verdiğini" söyleyen Maduro, bunun bir hata olduğunu ve ABD Başkanı Donald Trump'ın, danışmanlarınca bu hataya düşürüldüğünü söyledi.
"Daha fazla diyalog ve daha fazla barış istiyoruz. Biz barışın savaşçılarıyız." diyen Maduro, ülkesine kimsenin zarar vermesine müsaade etmeyeceklerinin altını çizdi.
'VENEZUELA'NIN BARIŞINA, İSTİKRARINA VE EKONOMİSİNE KASTEDEN BİR SALDIRIYA GEÇTİLER'
Maduro, Venezuela'ya, dün Rusya, Çin ve Küba'dan 933 ton ilaç geldiğini ve bunların parasının ödendiğini hatırlatarak, kimsenin kölesi olmadıklarını, ülkedeki ekonomik şartları düzelteceklerini belirtti.
Yıl dönümüne ilişkin, Venezuela ordusu Bolivarcı Ulusal Silahlı Kuvvetlerinden (FANB) yapılan yazılı açıklamada ise "ABD ve diğer büyük güçlerin, çıkarları uğruna Venezuela'nın barışına, istikrarına ve ekonomisine kasteden bir saldırıya giriştikleri" kaydedildi.
Açıklamada, ulusal birliğe ve Venezuelalı kimliğinin yükseltilmesinin önemine vurgu yapıldı.
Brezilya’daki baraj felaketinde 8 gözaltı
Brezilya’da geçtiğimiz günlerde meydana gelen baraj faciasından sonra madencilik şirketi Vale'nin sekiz çalışanı 30 günlüğüne gözaltına alındı.
15-02-2019 20:47

Brezilya’da faaliyet gösteren madencilik şirketi Vale'nin sekiz çalışanı, ülkede geçtiğimiz günlerde meydana gelen ve 160'tan fazla ölü ve yaklaşık 150 kişinin kaybına neden olan baraj faciasıyla ilişkili başlatılan soruşturma kapsamında 30 günlüğüne gözaltına alındı.
Gözaltılar, Rio de Janeiro, Sao Paolo ve Minas Gerais eyaletlerinde, Maden Bakanlığının talebi üzerine gerçekleşti. Konuya ilişkin yapılan açıklamalarda tutuklamaların amacının ‘barajın yıkılmasına neden olan gerekli cezai sorumluluğu araştırmak’ olduğu belirtildi.
Kamu Bakanlığından yapılan açıklamada, 25 Ocak'ta çöken barajla ilgili gözaltına alınanların 4’ünün Vale şirketinin üst düzey yöneticisi olduğu, diğer iki kişinin teknik, kalan iki kişinin ise güvenliği sağlamakla görevli isimler olduğu bilgisi paylaşıldı.
İleri Hatırlatıyor
NE OLMUŞTU?
13 milyon metreküp atığın dökülmesine neden olan facianın ardından Brezilya hükümeti, ülkedeki tüm barajların denetlenmesini istemişti. Maden atık barajının çökmesi nedeniyle Brumadinho kentinde yaklaşık 3 bin kişi tahliye edilmişti. Madencilik şirketi Vale SA, kazada hayatını kaybedenlerin ailelerine 100 bin real (26 bin 400 dolar) verileceğini açıklamıştı. Olayla ilgili 5 mühendis ise barajın yapım aşamasındaki ihmalleri nedeniyle gözaltına alınmıştı.
Brezilya’da Minas Gerais’e bağlı Mariana’da 2015’te Vale SA ve Avustralyalı BHP Billiton şirketlerinin işlettiği maden atık barajının çökmesi sonucu 19 kişi hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi evlerini terk etmek zorunda kalmıştı.
İran Dışişleri Bakanı: İran'a karşı savaş bir intihar olacaktır
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad ABD'nin televizyon kalanı NBC News ile konuştu.
15-02-2019 20:33

55.Uluslararası Münih Güvenlik Konferansı için Almanya da bulunan İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, ABD ve müttefiklerini ikaz ederek İran'a karşı bir savaşın intihar olacağını söyledi.
ABD'nin NBC News televizyon kanalıma konuşan Muhammed Cevad Zarif, "2003'te Irak'a karşı savaşı yürüten aynı çete, İran'a karşı savaşı tetikliyor, ki bu bir intihar olacaktır." dedi.
Trump yönetimini kastetmediğini vurgulayarak "Ancak hükümetteki bazı kişiler benzeri bir savaşın peşinde" diyerek ekledi.
4 yılda savaşlarda 870 bin çocuk hayatını kaybetti!
Yayınlanan bir rapor 4 yılda savaşlarda 870 binden fazla çocuğun hayatını kaybettiğini gösteriyor.
15-02-2019 14:28

Save the Children adlı kuruluş savaşlarda hayatını kaybeden çocuklarla ilgili bir rapor yayınladı.
Euronews'ten Tuba Altunkaya'nın haberine göre rapora göre 2013 ile 2017 arasında silah seslerinin susmadığı 10 ülkede beş yaşının altında en az 870 bin çocuğun hayatını kaybettiği tahmin ediliyor. Yaşamını yitirenlerin 550 bini bebek. Aynı dönemde ölen savaşçıların sayısı ise 175 bin.
'Save the Children' adlı kuruluş, çatışmaların en yoğun olduğu bölgelerden toplanan verilerle hazırladığı rapor, savaşların en fazla çocukların hayatını riske attığını rakamlarla ortaya koydu. 'Çocuklara karşı savaşı durdurun' başlıklı rapora göre 2010 yılından bu yana çatışma bölgelerindeki çocuk nüfusu yüzde 37 oranında arttı. Aynı dönemde, teyit edilebilen vakalara göre çocuklara yönelik ölümcül saldırılar ve çocuklara silah verilmesi gibi suistimaller de yüzde 174 artış gösterdi. Verilere göre 2017 yılında 420 milyon çocuk kurşunların gölgesinde yaşadı. Bu sayı bir önceki yıla oranla 30 milyon daha fazla. Çocuk hakları ihlalleri ile ilgili vakalar ise 2010 yılında 10 binin altındayken, 2017 yılında rekor düzeye ulaşarak 25 binin üstüne çıktı.
Savaşın yol açtığı gıda sıkıntısı, açlık, sağlık hizmeti alamamak, insani yardımlara ulaşamamak çocukların hayatını kaybetmesinde en büyük etkenler olarak görülüyor. "İster Yemen olsun, ister Suriye veya Orta Afrika Cumhuriyeti.. Savaşlardan en çok çocuklar etkileniyor" diyen Save The Children CEO'su Paul Ronalds güç kavgasının asıl kurbanlarının çocuklar olduğunu tek cümleyle özetliyor: "Çatışmalarda ölen her bir savaşçı için 5 masum çocuğun hayatını kaybettiğini düşünmek utanç verici."
Raporda incelenen ülkelerden Yemen'de, savaşın başlamasından bu yana 5 yaşının altında 85 bin çocuğun yaşamı hastalık veya açlık nedeniyle son buldu. 11 milyondan fazla çocuk ise acil insanı yardıma muhtaç.
İspanya erken seçime gidiyor
İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, 28 Nisan'da erken genel seçime gidileceğini açıkladı.
15-02-2019 14:02

İspanya Başbakanı Pedro Sanchez 28 Nisan'da ülkede erken genel seçime gidileceğini ilan etti.
Başbakan Sanchez, Olağanüstü Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından Başbakanlık konutunda yaptığı basın açıklamasında, erken seçime gitme kararı aldıklarını duyurdu.
Sanchez, seçim kampanyasına benzer şekilde yaptığı konuşmasında, görevde oldukları yaklaşık 8,5 aylık sürede 13 yasa çıkarıldığını ve 25 kanun hükmünde kararnameye imza attıklarını vurguladı.
Sosyalist hükümetin önceliklerini "ekonomik büyümeyi sağlamlaştırmak ve onurlu istihdam yaratmak, İspanyolların refahını yeniden inşa etmek ve devlet kurumlarını demokratikleştirmek" olarak sıralayan Sanchez, "ekonomik krizden sonra son 7 yılda İspanya'nın en sosyalist bütçesi" olarak nitelendirdiği 2019 devlet bütçesinin kabul edilmemesinden, muhalefetteki sağ görüşlü partileri sorumlu tuttu.
Anket sonuçlarında mevcut durumda iktidarda olan Sosyalist İşçi Partisi (PSOE) yüzde 24,4, ana muhalefetteki sağ görüşlü Halk Partisi (PP) yüzde 20,7, liberal ve sağ görüşlü Vatandaşlar (C's) yüzde 18, sistem karşıtı ve aşırı sol görüşlü Birlikte Yapabiliriz (UP) yüzde 15 ve ilk defa İspanya'da meclise girmesi beklenen aşırı sağcı Vox yüzde 10,6 oy oranlarında belirtilmişti.