ÇEVİRİ | Bolivya bize geleceğe dönük radikal bir umut aşıladı

ÇEVİRİ | Bolivya bize geleceğe dönük radikal bir umut aşıladı

Yazar: Nicole Fabricant

Çeviren: Ceren Berk

Bolivya’nın MAS partisi (Movimiento al Socialismo – Sosyalizme Doğru Hareketi) iktidara geri dönerken sayısız zorlukla karşı karşıya kalacak, ancak otoriter sağa karşı yankılanan zaferi ve toplumsal hareketlerin partisi olarak kökleri, en çok ihtiyacımız olan zamanda bize geleceğe dönük radikal bir umut aşılıyor.

Geçen pazar, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales’e karşı sağcı darbeden on bir ay sonra, MAS oyların yüzde 55’ini alarak ezici bir zafer kazandı. MAS Cumhurbaşkanı adayı Luis Arce’nin kesin olarak kazanması için en az yüzde 40 oy çoğunluğuna ve en yakın rakibine karşı on puanlık bir üstünlüğe ihtiyacı vardı. Arce kesin zaferin önündeki engeli, Carlos Mesa’ya (Gonzalo Sánchez de Lozada’nın yerli protestocuların katledilmesinin ardından sunduğu istifadan sonra 2003’ten 2005’e kadar başkan olarak görev yapan sağ eğilimli tarihçi) yirmi puandan fazla fark atarak aştı.

Bolivya’da MAS’ın zaferi, Latin Amerika tarihinde en çok yankı uyandıran toplumsal hareketler sayesinde mümkün oldu. O hareketin parçası olan insanlar darbecilerle yüzleştiler ve MAS’ı tekrar göreve getirdiler. Arce’nin seçimden sonraki ilk konuşmasında belirttiği gibi, “Demokrasiyi yeniden kazandık”. Bu hiç de küçük bir başarı değil.

Ve MAS, göreve geldiklerinde ciddi zorluklarla yüzleşecek olsa da, kimi manevralar için yeterli imkânları olacak: Arce yalnızca başkanlığı kazanmakla kalmadı, aynı zamanda partisi de Senato’da çoğunluğu elde etmiş görünüyor. Görevleri, toplumsal hareketlerin bir siyasi partisi olarak MAS’ın köklerine geri dönmek; yerel halklar, sendikacılar, federasyon liderleri ve mahalle derneklerinin yanı sıra sürdürülebilir güç inşa ederek gelecekteki planlarını ve politikaları ilerletmek olacak.

MAS VE DARBE

Evo Morales 2019 seçimlerine yine rağbette olan bir şekilde girdi, ancak 2006’dan itibaren göreve geldikten sonra parlaklığının bir kısmını kaybetti. 2016’da yapılan referandumda süre sınırlarını ortadan kaldırmak (seçmenlerin yüzde 51’i hayır oyu verdi) ve daha sonra sonucu geçersiz kılmak için mahkemelere yöneldi. 2019 seçimleri öncesinde sadece sağcı muhaliflerden değil, solda yer alan bazı destekçilerden de eleştiri aldı.

Morales’in sol görüşlü eleştirmenleri, partinin 2016’daki en kapsamlı seçim vaatlerinden -radikal yeniden toprak dağıtımı, küçük ölçekli tarım endüstrisine destek, ekonomiyi çeşitlendirme- geri çekilmesine ve kısa sürede yüksek talepli bir gündem izlemeye devam etme kararına karşı çıktı.

Bolivya ekonomisini (hala büyük ölçüde gaz, madencilik ve soyaya bağımlı) dönüştürmedeki başarısızlığın radikal değişim olasılığını sınırladığını ve sağcı tarımsal-endüstriyel elitlere verilen tavizlerin onlara MAS’ın hükümet olduğu devlet içinde daha fazla güç verdiğini dile getirdiler. Morales, kendi adına, bu tavizlerin ve kalkınma projelerinin hükümetin gündemine alınmasında ve yoksulluk seviyelerini düşürmesine olanak sağlamada gerekli olduğu konusunda ısrar etti.

Morales’in MAS hükümeti, eksiklikleri ne olursa olsun, ekonomik kalkınma, ulusal egemenlik, kadın ve yerli hakları konusunda ve aynı zamanda çevreye saygı ve yaşam standartlarını, eğitim düzeylerini ve sağlık hizmetleri kapsamını yükseltmede büyük adımlar attı. Hükümet rakamlarına göre, yoksulluk içinde yaşayan insanların yüzdesi, Morales’in iktidara geldiği 2006’da yüzde 59,9’dan 2017’de yüzde 34,6’ya düştü ve aşırı yoksulluk, aynı dönemde yüzde 38,28’den yüzde 15,2’ye düştü. Bolivya tarihinde ilk kez, yerli halk başını dik tutabiliyor ve siyasete eşit olarak katılabiliyor.

Sağcılar MAS’ın yönetimine her zaman karşı çıktı; çünkü MAS yönetimini -kendilerince haklı olarak- on yıllarca yerel halkların sınırlara itildiği ve azgelişmişliğin adeta bir kader olduğu ırkçı ve plütokratik düzene karşı bir tehdit olarak gördüler. Sağ, Morales’in despot olduğu konusunda ısrar ettiğinde, bu tamamen oportünistlikti. Ancak ABD destekli Amerikan Eyaletleri Örgütü’nün baltalamaya yardım ettiği tartışmalı 2019 seçiminin ardından sağ, istikrarsızlık anını yakaladı ve darbe planını hayata geçirdi. Polis ve askeri şiddet tehdidi altında, Bolivya’nın üç dönemlik başkanı Meksika’ya kaçmak ve ardından Arjantin’e sığınmak zorunda kaldı.

Sağcı senatör Jeanine Áñez kendisini geçici başkan ilan etti. Senatoda, en azından hukuken sorgulanabilir olan bu hareketi onaylayacak yeterli çoğunluk yoktu. Yine de, 12 Kasım’da üniformalı bir subay, ona cumhurbaşkanlığı kuşağı giydirerek darbe hükümetini meşrulaştırdı. O, zamanında Morales’in düzinelerce yerli destekçisini öldüren ve dâhil olan askerlere dokunulmazlık tanıyan askeri bir katliama başkanlık etmişti.

Sonraki on bir ayda, Áñez insan haklarına ve medeni haklara saldırdı ve Morales’in yönetimini kapsayan barınma ve yiyecek için devlet desteğini kesti. Bolivya ekonomisini, gaz, mineral ve lityum çıkarımını artırarak uluslararası şirketlerin yararına yoğunlaştırılmış ekonomik sömürüye tekrardan açtı. Tek türlü tarımların genişlemesi aracılığıyla Amazon’un daha fazla ormanını yok ederken ekolojik ve iklimsel tehditleri şiddetlendirmekle tehdit eden soya da dahil olmak üzere beş genetiği değiştirilmiş (GD) mahsulün kullanımına imkân tanıdı.

Ve neoliberalizmin yeniden tesis edilmesinin üzerine, Áñez hükümeti, yerli halkı hor gören aşırı dinci bir sağ yaklaşım ile gündemi zorladı. Ve başkan olarak yemin ettikten sonra elinde devasa bir İncil ile “İncil saraya döndü” dedi.

ÖNÜMÜZDEKİ ZORLUKLAR

Son birkaç ayda işçiler ve yerli halk, özgür ve adil bir seçim olmasını sağlamak için greve gitti ve baskıya göğüs gerdi. Ülkeye demokrasiyi yeniden sağladılar. Tüm dünyadaki sosyalistler ve hareketler için çok ilham verici bu zafer, onlarındır.

Önümüzdeki muazzam zorluklardan bahsetmek, zafer geçidine gölge düşürme riskini taşır, ancak zorluklar yine de olacak. İlk olarak, ekonomi mart ve eylül ayları arasında yüzde 7,9 küçülerek neredeyse serbest düşüşe geçmiş durumda. Devlet bütçe açığı genişledi ve işsizlik arttı. Küçük ve büyük işletmelerin salgın sebebiyle kapanmalarından kısmen sorumlu tutulabilir, fakat ekonomik daralma sürecinin izleri bizi Áñez’in neoliberal politikalarına kadar götürüyor. Morales yönetiminde eski bir maliye bakanı olan Arce, Áñez’in politikalarının Bolivya ekonomisinde, salgın bölgeyi vurmadan önce Kasım 2019 ile Mart 2020 arasında yüzde 5,6 düşüşü tetiklediğini iddia ediyor. Küresel durgunluk ve düşük emtia fiyatları devam ederken ekonominin nasıl yeniden inşa edileceği MAS için acil bir soru olacak.

Arce, biyodizel üretimini genişleterek ve dünyanın en büyüklerinden sayılan Bolivya’nın lityum rezervlerini sanayileştirerek ekonomik krize karşı koymayı planlıyor. Bu ekonomik kalkınma stratejileri Bolivyalı işçilere fayda sağlayacak olsa da, ikisi de ciddi çevresel ve sosyal kaygılara neden oluyor. Biyodizel, ormansızlaştırıyor. Hâlihazırda kuraklık yaşayan bir bölgede aşırı miktarda su gerektiren lityum çıkarma işlemi, su kirliliği ve aşırı kullanım gibi çevresel endişeleri arttırıyor. Yeni yönetimde yer alan diğer kişiler arasında, Arce’nin alternatif ekonomik kalkınma seçeneklerine bakması gerektiğini savunanlar da mevcut.

MAS içinde daha az çekişmeli diğer bir konu ise şu: Arce özellikle yaşlılara, hamile kadınlara, çocuklu ve düşük gelirli ailelere odaklanarak, Morales döneminden kalma yoksulluğu azaltma programlarını ve sosyal yardımları -nakit yardımları veya tahvilleri- yeniden canlandırma sözü verdi. Ne yazık ki Arce, daha önce bu sosyal programları körükleyen emtia patlamalarından elde edilen gelire sahip olmayacak. Bu süre içerisinde, daha da şiddetlenen bir iklimsel ve çevresel krizle karşı karşıya kalacak: Amazon’daki orman yangınları, Brezilya ormansızlaşmaya yol açan kalkınma politikalarını yoğunlaştırmaya devam ettikçe, kuraklık ve seller devam ettikçe daha da kötüye gidecek. Küresel bir durgunluğun ortasında Bolivya, iklim krizinden en sorumlu ülkeleri Bolivya gibi ülkelerin sonuçlarının üstesinden gelmesine yardım etmeye çağırarak, iklim adaleti hakkı ve uluslararası iklim borçlarının ödenmesi konusundaki tarihsel talebini bastırmaya çalışmak zorunda kalacak.

Arce, evine döndüğünde, seçim sonuçlarına direnmekte olan Santa Cruz’da büyüyen sağ kanadı yok etmese de susturmanın bir yolunu bulmak zorunda kalacak ve bu zorlu bir görev olacak. Birçoğu Áñez’i Bolivya’daki sağcı direnişinin yerli bir biçimi olarak tanımlasa da, Santa Cruz’un Soğuk Savaş dönemine uzanan uzun bir sağcı ayrılıkçı ve tarımsal ticaret genişlemesi şekline dayanan ABD müdahaleciliği tarihi var.

Seçim sırasında, kırk yaşında bir avukat olan ve seçimi üçüncü sırada bitiren Pro-Santa Cruz Yurttaşlık Komitesi Başkanı Luis Fernando Camacho; Cochabamba, Santa Cruz, Beni ve Tarija bölgelerinde ırkçılığı körükledi. Amerika Birleşik Devletleri’ndeki neofaşist Proud Boys’a benzeyen ve “motoqueros” olarak bilinen genç erkek motorsiklet çeteleri, yerel halkları taciz etti ve onları kandırarak oy haklarını kullanmalarını engelledi. Seçimden sonra, 21 Ekim’de orta ve üst orta sınıf Bolivyalılar, La Paz’daki Plaza Avaroa’da oylamayı protesto ederken, “Beyinsiz Arce, sen bir ***sun ve seni doğurduğu için anneni ***yim” diye bağırarak yürüdüler. Aşırı sağcı Santa Cruz Sivil Komitesi, seçim komisyonunun resmi oy sayımını derhal askıya almasını talep eden bir açıklama yaptı. Bu yerel gerici güçler Brezilya, Arjantin ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki uluslararası sağcı gruplar tarafından destekleniyor.

Sağcılarla uğraşırken, Arce’nin toplumsal hareketlerle yeni bir ilişki kurması da gerekecek. Bu ilişkideki önemli bir kırılma, 2011’de TIPNIS ulusal parkından devasa bir otoyol inşa etme projesinin Morales’i yerel hareketler ve diğer sol örgütlerle karşı karşıya getirmesiyle ortaya çıktı. TIPNIS çatışması ve yerel halkların hareketlerine yönelik devlet baskısı, soldan Morales’e ve MAS’a muhalefeti besledi. TIPNIS çatışmasının ikinci etkisi, daha önce hükümetle aynı hizada olan birçok popüler sektör kuruluşunun parçalanmasıydı. Arce, MAS için yeni bir yol inşa etmek ve bu hareketleri yeniden birleştirmek için çalışmak zorunda kalacak.

İçeride, MAS’ta gücü merkezden uzaklaştırabilecek politikalar hakkında çok fazla tartışma var: Morales’in etrafında hâkim olan etki ve ilginin yoğunlaşmasından kaçınmak ve bunun yerine, yeni nesil MASistaları siyasi projelerini üstlenmeleri için eğitmek ve genişletmek. MAS’ın kökleri ve siyasi vaatleri göz önüne alındığında, başkanlık gücünü belirleyen ve karar alma mekanizmasının yerel yönetim organlarını genişleten daha katılımcı bir demokrasi biçimi için muazzam bir potansiyel var; bu, toplumsal hareketlerin parçası olarak insanlar arasında fikir birliği olmayan konularda tartışabilecekleri ve anlaşmalara varabilecekleri alanlar sağlıyor.

ABD destekli bir darbe ve baskıcı, sağcı bir devlet karşısında MAS’ın ezici seçim zaferi dikkat çekicidir. Bu zafer, Bolivya’daki toplumsal hareketler ve enternasyonal sol için büyük bir zafer olarak kutlanmalıdır. Şimdi tüm gözler, ekonomik ve çevresel krizlerin nasıl ele alınacağına dair zorlu sorulara çevrilmişken hepimize geleceğe dönük radikal bir umut aşılayan MAS’ın siyasi projesinde. Bolivya bize öğretmeye hazırdır: Onların derslerinden bazılarını eve nasıl getirebileceğimizi izlemeli ve tasavvur etmeliyiz.

Bu yazı, Çeviri Gazetesi'nden alınmıştır.

Kaynak: JacobinMag

DAHA FAZLA