Çetin Kaya'yı katleden polisin yargılandığı dava ertelendi

Çetin Kaya'yı katleden polisin yargılandığı dava ertelendi

Set emekçisi Çetin Kaya'yı öldüren polisin yargılandığı dava ertelendi.

Ersan Kınık - @ErsanKinik

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde 29 Kasım 2021 tarihinde polisin silahından çıkan kurşunla katledilen set emekçisi Çetin Kaya'nın katilinin yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Duruşma sanık polis Selçuk Ergen'in tutukluluk halinin devamına karar verilerek, 28 Aralık'a ertelendi.

Duruşma, İstanbul Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesinde mahkeme heyetinin yerini almasıyla saat 9.30'da başladı. 

TCK'nin 81'inci maddesi uyarınca "kasten öldürme" suçlamasıyla hakkında müebbet hapis cezası istenen sanık polis Selçuk Ergen duruşmaya SEGBİS ile katıldı.

Öte yandan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay, CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ve CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da duruşmayı takip edenler arasında.

ÇELİŞKİLİ İFADELER

Mahkeme heyeti, Çetin Kaya'yı katleden sanık polis Selçuk Ergen'in savunmasını dinledi. İsnat edilen suçlamaları reddeden Ergen, mahkemeye sunduğu savunmasında ilk ifadeleriyle çelişti. 

"Polis arkadaşlarımı herhangi bir mukavemet olmaması halinde silahlarımızı kullanmamamız hususunda uyarmıştım" diyen Ergen, silahının nasıl ateş aldığını "bilmediğini" söyledi.

İlk ifadesinde sihahını kılıfa koymak istediğini belirten sanık Ergen, mahkemedeki savunmasında "Olay öncesinde silahı kılıfına koymaya çalışmadım çünkü böyle bir fırsatım olmadı" dedi.

Kaya’nın ölümünün hemen ardından saat 22.40’ta olay yerinde silahını da teslim ederek gözaltına alındığı iddiasına karşılık, Kaya’nın avukatı Özgür Urfa, sanığın gece 02.00’de olay tutanağının altında imzasının bulunduğunu ve cinayeti işlediği silahı 04.20’de teslim ettiğini mahkemeye sundu.

Sanık polis Selçuk Ergen savunmasında şunları söyledi:

"Dr. Süleyman Yalçın Şehir Hastanesinin önünde durdurduk. Araç durduktan sonra aracın sağ ön koltuğunda bulunan Eray Çelik isimli şahıs kaçmaya başladı. Eray’ın arkasından Yunus Emre ve Yasin koşarak takip etmeye başladılar. Araç durmadan önce aracın camlarının filmi olması sebebiyle her türlü tehlike nedeniyle silahlarımızı doldurmuş ve emniyetlerini açmıştık. Ben diğer polis arkadaşlarıma da herhangi bir mukavemet olmaması halinde silahlarımızı kullanmamamız hususunda uyarmıştım.

Yunus Emre ile Yasin, Eray Çelik’in arkasında koşarak gittikten sonra yanımda bulunan diğer polis arkadaşım İrfan Kavun ile ben beyaz renkli 34 ELA 517 plakalı aracın yanına gittik. Bu sırada arkadaşım İrfan Kavun, maktul Çetin Kayayı araçtan çıkardı ve Çetin Kaya’yıı ters kelepçe olacak şekilde sağ bileğinden kelepçeledi. Maktul ve İrfan hemen hemen yan yanaydık. Ben sağ çaprazda bulunuyordum.

Maktulün sol bileğinde bileklik vardı. Bu bileklikten dolayı İrfan tek başına kelepçeyi takamayarak benden yardım istedi. Olay öncesinde silahı kılıfına koymaya çalışmadım çünkü böyle bir fırsatım olmadı. Bu sırada maktul sağ dirseğini arkaya doğru hamle yaparak benim karın boşluğuma doğru vurdu. Bu sırada karnımda bir acı hissettim.

Daha sonra direncini kırmak için maktulün omzuna doğru silahın kabzasıyla vurdum ve silah 2 el ateş aldı. Silahın nasıl ateş aldığını bilmiyorum. Amacım direncini kırmak için müdahale etmekti. Mandalın, tetik ile tetik koruması arasına sıkışltığını düşünüyorum."

"ÇETİN KAYA'NIN POLİSLERE VURDUĞUNU GÖRMEDİM"

Duruşma, mahkeme heyetinin görgü tanığını dinlemesiyle devam etti. 

Görgü tanığı, sanık polis Selçuk Ergen'in, Çetin Kaya'nın omzuna silahın kabzasıyla vurduğunu ve silahın bu sırada ateş aldığını iddia etmesine karşı Ergen'in, Kaya'nın omzuna vurduğunu görmediğini söyledi.

Çetin Kaya'nın polislere mukavemet etmediğini de belirten görgü tanığı, "Polislerden birisine herhangi bir hamle yapmadı maktul. Polislerden birisine vurduğunu görmedim" dedi. 

ATAY: POLİS 4 DEFA İFADE DEĞİŞTİRMİŞ

Davanın ardından açıklama yapan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay, “Kelimeler biraz kifayetsiz kalıyor. Bir yargısız infaz daha aslında ama bu kadar açık, seçik, o kadar reddedilemez durumda ki polisin dört defa ifade değiştirmiş olması, diğer polislerin bunun üzerini kapatmış olması, hiçbir şey Çetin'in bilerek öldürülmesinin, yargısız infaz edilmesinin üzerini kapatamıyor. Biraz önce avukatı Özgür Urfa'da bir açıkladı: Faili polis olan 425 cinayetten bahsediyoruz burada” sözlerine yer verdi.

‘CİNAYETİ İŞLEYEN POLİS RAPORUNU KENDİSİ HAZIRLAMIŞ’

Fail polisin inanılmaz usulsüzlükler yaptığına değinen Atay, “Cinayeti işleyen polisin raporu kendisinin hazırlaması, cinayet silahını 6 saat teslim etmemiş olması gibi... Şimdi tutukluluk halinin devamına karar verildi. Ama bizim buradan beklentimiz elbette ki verilecek cezanın bundan sonraki bütün cinayetlerin, olası cinayetlerin önünü kesecek bir caydırıcılığa sahip olması” diye konuştu.

‘SET EMEKÇİLERİ BUNA SESSİZ KALAMAZ’

Set emekçisi meslektaşlarına seslenen Atay, şu ifadelere yer verdi:

“Arkadaşlar kiminiz Çetin'le çalıştınız, kiminiz onunla çalışan arkadaşlarla arkadaşlık ediyorsunuz. Buna sessiz kalamazsınız. Bir arkadaşımız yoldan geçerken arabası durdurulup bir polis tarafından ensesine ateş edilerek öldürüldü. O yüzden bu konuda biraz daha duyarlılık, biraz daha ses talep ediyoruz. Hem arkadaşı olarak hem de ailesinin isteğini iletmek için söylüyorum. Umarım 28 Aralık'taki celsede bu katilin en ağır cezayı aldığını hep birlikte göreceğiz.”

URFA: YARGIDAKİ CEZASIZLIK POLİTİKALARI BU CİNAYETLERE BİR YENİSİNİN EKLENMESİNE YOL AÇIYOR

Cinayetin üzerinden 10 ay geçtiğine değinen Çetin Kaya’nın avukatı Özgür Urfa, dava sonrası şu değerlendirmelerde bulundu:

“Çetin, geçtiğimiz yıl Kasım ayında İstanbul Göztepe'de bir polis tarafından başına dayanan silahla elleri kelepçeli olmasına rağmen yargısız şekilde infaz edilmişti. Yaklaşık 10 aydır tutukluydu polis memuru ve bugün ilk duruşması yapıldı. Sanık hakkında kasten öldürme suçundan iddianame düzenlenmişti, bugünkü ilk duruşmada sanığın ifadesi alındı. Sanık dördüncü kere ifadesini değiştirdi. Daha önceki ifadesinde Çetin Kaya'nın kendisine döndüğünü, bileğine uzandığını, silahına müdahale ettiğini söylerken bugün önceki ifadelerini inkar ederek Çetin Kaya'nın kendisine doğru dönmediğini, dirseğiyle sadece ittirdiğini, bu arada da kendisinin Çetin Kaya'nın sağ omzuna silahın kabzasıyla vurduğunu ama her nasılsa ensesinden girerek merminin sağ kaşından çıktığı şeklinde bir savunma yaptı. Şimdi savunmaları tabii kendisini ilgilendiriyor ama ciddi bir olay var. Bu sadece Çetin Kaya'nın öldürülmesinden ibaret, basit, tekil bir olay olarak değerlendirilemez. Son 15 yılda Türkiye'de 425 cinayet işlendi faili polis olan kişiler tarafından. Bir yandan siyasilerin kendilerini cesaretlendirmeleri, arkalarında durmaları, bir yandan yargıdaki cezasızlık politikaları maalesef ki her geçen gün bu cinayetlere bir yenisinin eklenmesine yol açıyor.”

‘4 İMZAYI ATAN POLİSİN 2 TANESİ OLAYI HİÇ GÖRMEMİŞ, OLAY YERİNDE DEĞİLMİŞ’

Davadan 2 temel talepleri olduğunu belirten Urfa, şöyle konuştu:

“Biri elbette ki Çetin Kaya'nın katilinin en ağır şekilde cezalandırılması, diğeri ise buradan verilecek emsal bir kararla hiçbir indirim yapılmaksızın verilecek bir cezayla cezasızlık politikalarına son verilmesi ve bir daha hiç kimsenin benzeri bir acıyı yaşamamasıdır. Davadaki bir diğer tespitimiz de şu: Dosyada da yer alan belgelerde ortaya çıkan şöyle bir durum var. Olayla ilgili olay tutanağı 4 tane polis tarafından tutuluyor hemen cinayetin sonrasında. Ancak sonrasında anlaşılıyor ki 4 imzayı atan polisin 2 tanesi olayı hiç görmemiş, olay yerinde değilmiş. Çetin hayatını kaybettikten sonra oraya gelmişler. Bunu sanık da ifadesinde kabul etti, o polis memurları da kabul ediyor. Yani bir görmedikleri bir olaya dair tutanağa imza atmışlar. Ama daha vahimi ise o tutanaktaki bir diğer imzaysa sanık polise ait. Yani cinayetin katil zanlısı olayın soruşturmasını da kendisi yürütmüş, olay tutanağını kendisi hazırlamış, kendisi imzalamış. Kendi beyanında 22.30’da gözaltına alındığını ve nezarette tutulduğunu söylüyor. Ama biz tutanaktan görüyoruz ki gece saat 02.00’de imzalanan tutanağı kendisi düzenliyor ve yine kendi beyanına göre cinayet silahı cebinde duruyor. Yani bir kişi bir cinayet işliyor, cinayet silahı alınmıyor. Failin, katilin üstünde durmaya devam ediyor. Bu kişi nezaretteyken de silah bu kişinin üstünde. Bu bir cinayet silahı, derhal el konulması gerekirken doğrudan failde bırakıyorlar silahları. Tutanağı da ona düzenletiyorlar.

‘NEREDEYSE BÜTÜN DELİLLER KARARTILMAYA ÇALIŞILIYOR’

Zaten olay sonrası etraftaki kameraların birçoğu her nasılsa ya çalışmıyor ya bozulmuş; MOBESE olay yerini görmüyor, cinayetin önünde işlendiği minibüsün harddiski bozuluyor. Neredeyse bütün deliller karartılmaya çalışılıyor. Neyse ki iki tane kamera kurtarılabildiği için bugün polis memurunun tutukluluğuna devam kararı verildi. Bir sonraki duruşma 28 Aralık'ta yapılacak. İfade vermeye gelmeyen tanık minibüs şoförünün ifadesi alınacak. Biz buradan bir kez daha tüm kamuoyuna seslenmek istiyoruz. Bu sadece Çetin Kaya davası değildir. Yarın herhangi birimizin başına gelebilir. Bu nedenle bu davaya sahip çıkmayı tüm kamuoyunu davet ediyoruz. Ve sanık en ağır şekilde cezalandırılarak bu cezasızlık politikalarına son verilsin istiyoruz.”