Çetin Kaya'yı katleden polise iyi hal indirimi!

Çetin Kaya'yı katleden polise iyi hal indirimi!

Set emekçisi Çetin Kaya'yı katleden polis memuru Selçuk Ergen'e iyi hal indirimi uygulanarak 25 yıl hapis cezası verildi.

Ersan Kınık - @ErsanKinik

İstanbul’un Kadıköy ilçesinde 29 Kasım 2021 tarihinde polisin silahından çıkan kurşunla katledilen set emekçisi Çetin Kaya’nın katili Selçuk Ergen’in yargılandığı davada karar çıktı. Savcı mütalaasında "kasten öldürme" suçundan hüküm kurulması yönünde talepte bulundu. Mahkeme heyeti ise Ergen hakkında "iyi hal" indirimi uygulayarak 25 yıl hapis cezası verdi. 

Kadıköy'de aracıyla seyir halindeyken polisler tarafından "dur" ihtarına uymadığı iddiasıyla takip edilen ve araçtan darp edilerek indirilmesinin ardından polis memuru Selçuk Ergen’in silahından çıkan kurşunla hayatını kaybeden Çetin Kaya'nın katilinin yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün Anadolu 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü.

Türk Ceza Kanunu’nun 81’inci maddesi uyarınca “kasten öldürme” suçlamasıyla hakkında müebbet hapis cezası istenen sanık polis Selçuk Ergen, duruşmaya tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı.

Duruşmanın başında polisler, duruşma salonunun kapılarını kapatmak istedi. Davanın takibi polisler tarafından engellenmek istenince milletvekilleri ile polisler arasında arbede çıktı.

Duruşmada Çetin ailesinin avukatı Özgür Urfa, sanık polis Selçuk Ergen'in en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Müdafi avukatı ise eylemin 'taksirle' gerçekleştirildiğini savunarak tahliye talep etti.

Ergen, duruşmada yaptığı savunmasında "Terörle mücadelede çalıştım yüzlerce adam yakaladım ama ben bu insanı neden öldüreyim? Ailesinin de acısını paylaşıyorum" dedi.

Mahkeme heyeti ise Selçuk Ergen’in kasten öldürme suçundan müebbet hapis ile cezalandırılmasına, Ergen'in duruşmadaki iyi hal ve tutumları neticesiyle cezasının 25 yıla indirilmesine hükmetti.

'SOKAK ORTASINDA YARGISIZ İNFAZIN İYİ HALİ OLMAZ'

Set emekçisi Çetin Kaya'nın katilinin yargılandığı davanın görülmesinin ardından Kaya ailesinin avukatı Özgür Urfa, TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay ve CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, adliye önünde gazetecilere açıklamalarda bulundu.

Av. Urfa konuşmasında Türkiye'de muhaliflere verilmeyen iyi hal indiriminin katillere verildiğini vurgularken, "Sokak ortasında yargısız infazın iyi hali olmaz" dedi.

Karara itiraz edeceklerini belirten Urfa şunları kaydetti:

"Sanık avukatları savunma diyemeyeceğimiz beyanlarda bulundular. Solonda bulunan milletvekillerinin özel hayatından, Alevilere bağış yapılmasından davayla ilgisiz, son derece sakil beyanlarda bulunarak dosyayı başka bir yere çekmeye çalıştılar. 

Beyanların ardından nihayet mahkeme kararını verdi. Kasten öldürme suçundan müebbet hapis cezasına çarptırdılar önce. Sonrasında maalesef çok acı bir şekilde iyi hal indirimi uygulayarak 25 yıl hapisle cezalandırıldı. 

Türkiye'de hiçbir muhalife uygulanmayan iyi hal indirimi katillere uygulanıyor. Bugüne kadar kadın katillerine uyguluyorlardı, bugün sanık polis memuruna da uyguladılar. Sokak ortasında yargısız infazın iyi hali olmaz. Hatta savunmalarında 'Biz yargısız infaz yapsak zaten dağa kaldırırdık' dediler. 

Bu savunma karşısında iyi hal verilmesini kabul etmiyoruz, itiraz edeceğiz."

'KİMSE TESELLİ CEZASIYLA YETİNMEYECEK'

Duruşma sonrası açıklamalarda bulunan TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay ise "Hep beraber bir ahlaksızlık örneği izledik. Bu davanın takipçisi olacağız. Teselli cezasıyla hiç kimse yetinmeyecek" dedi.

"Bundan sonra kimse elindeki silaha, güce, arkasındaki siyasal kuruma güvenip insanların insanlık haklarına müdahale edemeyecek" diyen Atay, şunları kaydetti:

"Hep beraber izansızlık ve ahlaksızlık örneği izledik. Hepimizi dehşete düşürecek bir avukat ordusu vardı. Bugün AKP'li bir milletvekilinin oğlunu avukat olarak getirmişler.

Bu davanın takipçisi olacağız. Teselli cezasıyla hiç kimse yetinmeyecek. Bu cezanın karşılığının verilmesi için uğraşacağız.

Herkes bilsin ki bu ülkede bir değişim rüzgarı zaten başlamıştı. O değişimin sonunu da getireceğiz. Bundan sonra hiç kimse elindeki silaha, güce, arkasındaki siyasal kuruma güvenerek insanlık haklarına müdahale etme hakkını kendinde göremeyecek."

'HUKUKUN KENARA ATILDIĞI BİR DÖNEMDEN GEÇİYORUZ'

Basın mensuplarına açıklamalarda bulunan CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal ise "Adalet sarayının içinde tiyatrocular vardı" dedi.

Sanık avukatlarının davanın içeriğinin değiştirilmesi için her yola başvurduğunu ifade eden Sarıbal şunları söyledi:

"Utanmadan aile ilişkilerinden tutun da inanç biçimine kadar her yere uzanmaya çalıştılar. Adalet, suçlunun kim olduğuna, siyasi erkle bağlantısı olup olmadığına bakıyor! Avukatlık anlayışının çürüdüğü, vicdansızlaştığı, hukukun kenara atıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bu davaların tümünün takipçisi olacağız. Üzerimize düşen her şeyi yapacağız."

'POLİSİN SİLAHI 2 EL ATEŞ ALDI'

Mahkeme heyeti duruşmanın başında görgü tanığı olan minibüs şoförünün ifadesini dinledi.  

Görgü tanığı, olay günü polisler ile Çetin Kaya arasında arbede yaşandığını ve polislerin Kaya'yı darp ettiğini belirtirken, "Polis memurunun şahsın (Çetin Kaya) kafasına vurması üzerine şahıs polis memuruna doğru eğilmeye başladı. Bunun üzerine aralarında bir itişme yaşandı. Ve polis memurunun silahı 2 kere ateş aldı" dedi. 

Minibüs şoförü mahkemeye sunduğu ifadesinde şunları söyledi:

"Olay günü 34 M 1325 plakalı minibüsün şoförlüğünü yaparak olay yerinde seyir halindeydim. Bir yolcu indirmek için duraklamıştım. Bu sırada yolun sağ tarafında hafif çapraz şekilde beyaz renkli bir araç ile hemen önünde bir polis aracının durduğunu gördüm. Beyaz renkli aracın sol arka kapısına ölen şahıs elleri arkada olacak şekilde yaslı vaziyetteydi. Arkasında ise iki tane polis memuru vardı. Bir tanesi arkadan şahsın ellerini kelepçelemeye çalışıyordu. Diğeri ise hemen yanında duruyordu. Bu sırada yan tarafta duran polis memuru şahsın kafasına bir defa vurdu. Ancak bu sırada elinde herhangi bir şey var mıydı yok muydu bunu tam olarak hatırlamıyorum. Polis memurunun şahsın kafasına vurması üzerine şahıs polis memuruna doğru eğilmeye başladı. Bunun üzerine aralarında bir itişme yaşandı. Ve polis memurunun silahı 2 kere ateş aldı. Polis memurunun silahı bu sırada şahsın kafasının arkasına özellikle sağ kulağına doğru yakın bir vaziyetteydi. Ne konuştuklarını olduğum yerden duyamadım ancak silahın ateş aldığını gördüm ardından şahsı yere yatırdılar bana da sen yoluna devam et dediler. Ben de minibüs ile yoluma devam ettim. Ardından olanları görmedim.

Maktulün kafasına vurulduktan sonra maktul, sanığa doğru eğildi ifademde bahsettiğim itişme bundan ibarettir. Bunun dışında maktulün sanığa yönelik herhangi bir hareketi ya da fiziki bir hamlesi olmadı."

'KENDİSİNİ POLİS OLARAK TANITAN KİŞİLERDEN TEHDİTLER ALDIM'

Görü tanığı öte yandan olaydan sonra tanımadığı kişilerin kendisini "polisim" diye arayarak tehdit ettiğini ifade ederken "Olaydan sonra beni tanımadığım kişiler arayarak 'ben polisim' diyerek tehdit ettiler, bana 'ne ifade verdiysen anlatacaksın' dediler. Görüşmek istediler, birtakım tehditlerde bulundular ben de bunları karakoldaki polis memurlarına aktardım ancak savcılıkta ve şu anki mahkeme huzurunda vermiş olduğum ifadem herhangi bir baskı ve tehdit altında vermiş olduğum ifade değildir. Şu an yeminime sadık olarak doğruları söyledim" dedi.

'GÜÇ KULLANARAK ARABADAN İNDİRDİK'

Görgü tanığının ifadesinin tamamlanmasının ardından olay günü sanık polis Selçuk Ergen'le Çetin Kaya'yı durduran polis memuru İrfan Kavun'un ifadesine geçildi. 

Çetin Kaya'nın dur ihtarına uymadığını iddia eden Kavun, kendileri ile Kaya arasında çıkan arbede sonucu silahın 2 el ateş aldığını söyledi.

Kavun, "Ben maktulü arkadan kelepçelemeye çalışırken kelepçenin dişleri oturmadı. Bu sırada sanık maktulü sağ omzunun altından tutuyordu. Ben kelepçelemeye çalışırken maktul sol kolunu hafifçe yukarıya çekince birden silah patladığını duydum. Seri halde iki el ateş aldı" dedi.

Duruşmada tanık olarak dinlenen Kavun şunları ifade etti:

"Olay günü maktulün kullandığı beyaz renkli aracı gördüm. Bulunduğumuz konum itibarıyla aracın içine bakma gereği duyduk ancak araç dur ikazımıza uymayarak kaçmaya başladı. Bir süre sirenlerimizi açarak aracı takip ettik. Daha sonra minibüs caddesi dediğimiz caddeye çıktığımızda trafikte bir kamyonun etkisiyle durmak zorunda kaldı. Biz de ekip aracımızı maktulün aracının önüne kırdık.

Araçtan indik, aracın sağ kapısından bir şahıs daha çıkmış ancak ben bunu o anda fark etmedim. Daha sonra öğrendim. Ben kendim ekip aracından iner inmez doğrudan şoför kapısına doğru gittim. Kapı kilitli olmadığı için açabildik. Şoför koltuğunda oturan maktulü aşağıya inmeye davet ettik ancak inmedi birkaç kez ısrar ettik inmemekte direnince güç kullanarak aşağıya indirdik. Araca doğru yaslayarak ellerini arkadan kelepçelemeye çalıştım. Tek başıma yapamayacağımı anladığım için sanık polis memurunu da yanıma çağırdım. Kovalamaca esnasında herhangi bir olumsuzluğa karşı tedbir olarak araç içerisinde silahlarımızı doldurmuştuk. Ben maktulü arkadan kelepçelemeye çalışırken kelepçenin dişleri oturmadı.

Bu sırada sanık maktulü sağ omzunun altından tutuyordu. Ben kelepçelemeye çalışırken maktul sol kolunu hafifçe yukarıya çekince birden silah patladığını duydum. Seri halde iki el ateş aldı. Ben ilk etapta kendimin vurulmuş olabileceğini düşündüm çünkü silah sesini duymam üzerine sanığa doğru baktığımda silahın bana doğru çevrilmiş olduğunu gördüm. Namlu benim kafama doğru gösteriyordu.

Patlama esnasında ise ben kelepçe ile ilgilendiğim için silahın tam pozisyonunu göremedim. Patladıktan sonra görebildim ben dediğim gibi kendimin vurulduğunu sandığım için bir adım geri attım. Ancak daha sonra maktulün vurulduğunu ve sanığa doğru düştüğünü gördüm."

'EN ÜST SINIRDAN CEZA TALEP EDİYORUZ'

Polis memuru İrfan Kavun'un ifadesinin ardından duruşmaya Çetin Kaya'nın ailesinin avukatı Özgür Urfa'nın söz almasıyla devam edildi. 

Sanık polis Selçuk Ergen’in en üst sınırdan cezalandırılmasını ve herhangi bir indirime gidilmemesini talep eden Urfa şunları ifade etti:

"Olay görüntüleri, görgü tanıklarının beyanlarını da göz önünde bulundurduğumuzda olayda herhangi bir haksız tahrik, meşru müdafa gibi unsurlar oluşmamıştır. Bu sebeple sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını ve hakkında herhangi bir indirime gidilmemesini talep ediyoruz."

MÜDAFİ AVUKATINDAN TAHLİYE TALEBİ

Kaya ailesinin avukatı Özgür Urfa'nın ardından söz alan müdafi avukatı ise Ergen’in tahliyes edilmesini talep etti. 

Eylemin 'taksirle' gerçekleştirildiğini savunan müdafi avukatı, "Bu sebeple mahkemenin öncelikle beraat kararı vermesini aksi kanaat hasıl oldu ise taksirle öldürme suçundan hüküm kurularak tahliyesine karar verilmesini talep ederiz" dedi.

Sanık avukatı ayrıca "Acaba buradaki davayı takip eden milletvekilleri şehit olan polislerin duruşmalarına katıldılar mı?" diye konuştu. 

NE OLMUŞTU?

29 Kasım 2021 tarihinde “dur” ihtarına uymadığı iddia edilen set emekçisi Çetin Kaya, polis kurşunuyla katledilmişti. Polis memuru Selçuk Ergen hakkında başlatılan soruşturma kapsamında 28 Eylül’de ilk duruşma görülmüştü.

Davanın ilk duruşmasında TCK'nin 81'inci maddesi uyarınca "kasten öldürme" suçlamasıyla hakkında müebbet hapis cezası istenen sanık polis Selçuk Ergen’in çelişkili ifadeleri dikkat çekmişti.

İlk ifadesinde silahını kılıfa koymak istediğini belirten sanık Ergen, mahkemedeki savunmasında "Olay öncesinde silahı kılıfına koymaya çalışmadım çünkü böyle bir fırsatım olmadı" demişti.

Sanık polis Ergen öte yandan Kaya’nın ölümünün hemen ardından saat 22.40’ta olay yerinde silahını teslim ederek gözaltına alındığına ilişkin beyanda bulunduğunu söylemesine karşılık, Kaya’nın avukatı Özgür Urfa, sanığın gece 02.00’de düzenlenen olay tutanağının altında imzasının bulunduğunu ve cinayeti işlediği silahını da sabaha karşı 04.20’de teslim ettiğini mahkemeye sunmuştu.