Cemevine nefret mektubu 

Cemevine nefret mektubu 

Hubyar Sultan Cemevine içerisinde nefret suçu barındırın ifadelerin olduğu bir mektup gönderildi.

İleri Haber

İstanbul Sultanbeyli’de bulunan Hubyar Sultan Cemevine, kimliği henüz belirlenmeyen kişi veya kişiler tarafından Alevi inancı için "sapkın, çarpık" gibi söylemler içeren bir mektup gönderildi.

Mektupta Alevi dedelerine “kafir” denilerek, ibadetleri hakkında; “Çok sayıda kafir olan Kızılbaş dedelerinin (mezar öpme, mezara mum yakma gibi ölüye hiçbir yararı olmayan adetler, kadınlı erkekli cem-dans-sazlı ayinleri ile camileri ve mescitleri tahkir-hakir görme, rezilliklerin peşinden gitme, tesettür emrini inkar" gibi nefret içerikli ifadeler yer aldı.

Mektubun sonunda Aleviler, “son nefeste Müslüman olarak ölmeye” davet edildi.

Söz konusu mektup HDP Gaziantep Milletvekili Mahmut Toğrul tarafından Meclis gündemine taşındı.

Önergesinde “Mektupta yer alan ifadeler, Alevi inancına hakaret eden söylemler olarak Alevi kamuoyunda, bir arada yaşam inancını zedeleyen ve vicdani olarak kabul görmeyen söylemler olarak karşılanmıştır” İfadelerini kullanan Toğrul Başbakan Binali Yıldırım’ın yanıtlaması istemiyle şu soruları yöneltti:

‘DURDURULMASI İÇİN BİR ÇALIŞMA YÜRÜTECEK MİSİNİZ?’

1- Alevi inancına karşı bu tür nefret söylemi içeren mektuplar kim ve/veya kimler tarafından gönderilmiştir? Bu şahıs ve/veya şahısların kimliğinin belirlenmesi için bir girişimde bulunacak mısınız? Alevi inancına karşı yapılan bu saldırıların derhal durdurulması için bir çalışma yürütecek misiniz? 

2- Alevilere yönelik çok çeşitli hakaret içeren tanımlar yapılmaktadır. Bu tanımların yapılmasının  temel nedeni nedir?

3- Alevi inancı için yapılan  ırkçı tanımlama  ya da hakaret içerikli  mektup  ile  Alevi yurttaşlar kimler tarafından hedef  gösterilmektir? Bu ırkçı tanımlama veya hakaret içerikli mektuplar hakkında bir inceleme başlatacak mısınız? Bu kişi ve/veya kişiler, resmi ya da gayri resmi kuruluşlar kimler tarafından teşvik edilmektedir?

4- TDK sözlüğünde Alevilik için yapılan tanımlamanın da “hakaret” içerikli olması  ile mektubun içeriğindeki ifadelerin benzer olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Alevilik inancına ilişkin bu algının üretilmesinde resmi kurumların tezlerinin payı nedir?

5- Alevi inancına karşı bu tür söylemler içeren mektuplar daha önce de pek çok kez Alevi kurumlarına gönderilmiştir. Geçmişten günümüze süregelen bu tür durumlarda bu şahıslar hakkında herhangi bir  hukuki iş ve işlemler yürütülmüştür?