Can Yayınları'ndan Paulo Coelho'ya 'Kürdistan' sansürü

Can Yayınları'ndan Paulo Coelho'ya 'Kürdistan' sansürü

Yazar Paulo Coelho’nun, Can Yayınları tarafından basılan '11 Dakika' adlı romanındaki ‘Kürdistan’ kelimesi sansürlendi. Tepkiler üzerine açıklama yapan Can Öz, 'Tepki gösteren okurlar haklı. İlk baskıda düzelteceğiz' dedi.

Dünyaca ünlü Brezilyalı yazar Paulo Coelho’nun, Saadet Özen'in çevirisiyle Can Yayınları tarafından basılan '11 Dakika' adlı romanındaki ‘Kürdistan’ kelimesi sansürlendi.

Orijinal metinde yer alan “Bir internet kafeye girdi ve Kürtlerin Kürdistan’dan, şu an Türkiye ile Irak arasında bölünmüş, var olmayan bir ülkeden geldiklerini öğrendi” cümlesi sansürlenerek yerine “Kürtlerin Ortadoğu’da yaşadığı yazıyordu” ifadeleri yer aldı. İlk baskısı 2004 yılında yapılan kitabın sansürlenmesine çok sayıda sosyal medya kullanıcısı tepki gösterdi.

Gösterilen tepkiler üzerine Can Yayınları sahibi olan Can Öz açıklama yapmak zorunda kaldı. Öz, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu açıklamayı yaptı: "Paulo Coelho 11 Dakika'daki çeviriyle aslı arasındaki farkların sorumlusunu, editörünü bilmiyorum. Baskı çok eski. Ancak yayıncının böyle kafasına göre metne müdahale hakkı yoktur. Tepki gösteren okurlar haklı. İlk baskıda düzelteceğiz."

'HİÇBİR KELİMEYİ BİLEREK ÇIKARMADIM'

Kitabın çevirmeni Saadet Özen ise metinde ne görmüşse onu çevirdiğini belirterek sosyal medyada "neden çevirmediniz?" sorusuna "çevirinin son halinin yazarın ajansına gittiğini" vurgulayarak şöyle cevep verdi: 

“Ben ne gördüysem onu çevirdim. Coelho’nun bütün çevirileri en son kendi ajansına gider. Sadece çeviriler değil çıkacak röportajlara kadar her şeye ajans karar verir. En azından eskiden öyleydi, şimdi nasıldır bilmiyorum. Şahsen, hiçbir kelimeyi bilerek sansürleme hakkını bugüne kadar kendimde görmedim. Anlatılanı, söyleneni doğru bulup bulmamaktan bağımsız olarak yazar yazmışsa yazmış. Can Yayınları’nın yaptığına da şahit olmadım. Mahkemeden sansür durumunda satırların üzerinin siyaha boyanarak basıldığı (sansürün belli edecek şekilde) bir-iki durum hatırlıyorum. Bu çevirinin de üzerinden yıllar geçti. Ancak yayıneviyle bu konuda konuştuğumuzu hiç hatırlamıyorum. Büyük ihtimalle konusu geçmiştir, fakat bana kimsenin “şöyle yapma böyle yap” dediğini hatırlamıyorum. Kitap zaten tamamen başka bir hikayeyi anlatıyordu. Mahkemeden sansür durumunda satırların üzerinin siyaha boyanarak basıldığı (sansürün belli edecek şekilde) bir-iki durum hatırlıyorum. Bu çevirinin de üzerinden yıllar geçti. Ancak yayıneviyle bu konuda konuştuğumuzu hiç hatırlamıyorum. Coelho politik bir tartışmanın içinde olmak istemiş midir, olmamayı mı tercih etmiştir, kitabın genelinden çıkarılabilir bence."