Can Ertuna: Türk Gazeteciler için Ortadoğu'da çalışmak zorlaştı

Can Ertuna: Türk Gazeteciler için Ortadoğu'da çalışmak zorlaştı

Çankaya Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde "Türkiye ve Ortadoğu'da Gazeteci Olmak" başlıklı söyleşi gerçekleştirildi.

Özgür Dirim Özkan

Özge Mumcu Aybars’ın moderatörlüğünde Ankara’da düzenlenen “Türkiye ve Ortadoğu’da Gazeteci Olmak” başlıklı söyleşiye, BirGün yazarı Nevşin Mengü, Cumhuriyet muhabiri Alican Uludağ ve gazeteci Can Ertuna katıldı. Afganistan, Suriye, Gazze, Libya gibi kanlı çatışmaların yaşandığı coğrafyalarda gazetecilik yapmış olan Can Ertuna, Ortadoğu’da özellikle Türk gazeteci olmanın anlamındaki kaymaya dikkat çekti ve Türk gazeteciler için bazı koşulların 6-7 sene öncesine göre çok değiştiğine işaret etti. Türk siyasetini ve özellikle Türk siyasi söylemini, bu söylemi sorgusuzca sayfalarına taşıyan Türk medyasını yakından takip eden Ortadoğu’da Suriye, Mısır gibi ülkelerde yer yer Türk gazetecilere sempatiyle yaklaşılmadığını, bilakis Türk gazetecilerin Ortadoğu’da sorun yaşamaya başladığını ifade etti.

2014 yılında Tunus, Mısır, Libya ve Suriye’deki gözlemlerine dayanarak kaleme aldığı kitabı “Arap İsyanları Güncesi” başlığını tesadüfen seçmediğini belirten Ertuna, “Arap Baharı” kavramını çok dikkatli kullanmak gerektiğini sözlerine ekledi.

Can Ertuna, aynı zamanda Suriye iç savaşının “savaş” olgusunu kökünden değiştirdiğini, Suriye’deki savaşın olanca vahşiliğiyle, kuralsızlığıyla yaşandığı, etik ve hukukî kodların ve normların alaşağı edildiği savaştan sonra Dünya’da “savaş” olgusunun değiştiğini ve yaşanan, yaşanacak savaşların Suriye örneğini takip edeceğini belirtti.

Can Ertuna’nın dikkat çektiği bir başka konu ise IŞİD’in sahada askerî yenilgiye uğramasına rağmen varlığını bir şekilde farklı düzlemlerde devam ettirdiğiydi. IŞİD’in dağınık milis örgütlerinin yağmacı yaklaşımlarından farklı olarak öne sürdüğü selefi düzen iddiasının yer yer sempati oluşturmasını sağladığını belirten Ertuna, IŞİD’in Türkiye topraklarında da bu anlamda ciddi bir sempati odağı olduğunu da ekledi.

'YENİ İSİMLE ORTAYA ÇIKACAK'

Ertuna’nın açıklamasına paralel olarak gazeteci Alican Uludağ da IŞİD’in iskelet yapılanmasının Türkiye’de ortaya çıktığına, IŞİD’in Türkiye’de organize ettiği terör eylemlerinin Suriye’de değil, Türkiye’de planlandığına dikkat çekti. Suriye’deki askeri yenilgiden sonra Türkiye’deki IŞİD hücrelerinin Türkiye geneline yayıldığını ve yeni bir isimle ortaya yeniden ortaya çıkacağını belirtti. Uludağ, IŞİD’in Hizbullah gibi sivil bir yapıya ulaşamayacağını da ekledi.

'ANALİZ EDİLİRKEN ÇOK DİKKATLİ OLUNMALI'

Nevşin Mengü de İran’daki son günlerde ön plana çıkan başörtüsü eylemine odaklandığı konuşmasında, İran rejiminin Ortadoğu’daki maddi ve askeri varlığının sorgulanmasının üzerinde durdu ve solun İran ve İran’ın Ortadoğu’da desteklediği odakları analiz ederken çok dikkatli olmasının gerekliliğine dikkat çekti. Kontrol altında tuttuğu bölgelerde müziği yasaklayan, kadını çok ciddi bir kamusal baskı altında tutan Hamas’ın, Filistin’e destek verirken sorgulanması gerektiğini belirtti.

Mengü ayrıca Ortadoğu özelinde Türk dış politikasının içinde bulunduğu durumu da değerlendirirken, dış politikanın yetkin olmayan ellerde olduğunu, diplomatların yakın coğrafyadaki siyasî gelişmeleri takip edebilecek ve analitik bir biçimde açıklayabilecek yetiye sahip olmadığını söyledi.