Can Atalay için ‘Adalet Nöbeti’

Can Atalay için ‘Adalet Nöbeti’

Atalay’ın meslektaşları, adliye önünde basın açıklaması düzenledi.

Türkiye İşçi Partisi’nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen ve milletvekilliği düşürülen Can Atalay’ın meslektaşları, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde bir araya gelerek Adalet Nöbeti tuttu. Engellenmek istenen Adalet Nöbeti’nde düzenlenen basın açıklamasında konuşan Şükran Atalay, “Sorunun çözümü hak ihlali kararının uygulanmasıdır” ifadelerini kullandı.

Gezi Davası’ndan aldığı ceza gerekçesiyle Silivri Cezaevi’nde tutulan ve 14 Mayıs seçimlerinde TİP Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın milletvekilliği, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) hakkında 2 kez verdiği hak ihlali kararına rağmen 30 Ocak günü Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda düşürülmüştü.

Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik tepkiler sürerken, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde her hafta düzenlenen Adalet Nöbeti bugün engellenmek istendi.

Can Atalay'ın arkadaşları ve meslektaşlarının çağrısıyla kararı protesto etmek üzere adliyede bir araya gelen avukatların adliye içinde toplanmasına izin verilmedi. Avukatların oturduğu merdivenler güvenlik görevlileri tarafından kapatılırken, engellemenin ardından adliye önünde basın açıklaması düzenlendi.

‘SORUNUN ÇÖZÜMÜ HAK İHLALİ KARARININ UYGULANMASIDIR’

Basın açıklamasında konuşan Şükran Atalay, “Can Atalay sorununun çözümü basittir. Karmaşık ve karışık yol ve yöntemlere hiç gerek yoktur. Çözüm hak ihlali kararının uygulanmasıdır” diye konuştu.

Şükran Atalay, sözlerine şöyle devam etti:

“Can Atalay sorunun çözümü basittir. Karmaşık ve karışık yol ve yöntemlere hiç gerek yoktur. Çözüm hak ihlali kararının uygulanmasıdır. Diğer bütün yol arayışları durumu daha da çıkmaza sokma potansiyeli içermektedir, hukuku zorlamaktadır, sonuçları belirsizdir. Düşünülen yolların niyetleri hakkında bir şey söylemeyeceğim. Ancak çözüm arayışı söz konusu ise, Anayasa Mahkemesi hukuka uygun yolu göstermiştir. Meclis AYM kararına desteklerini göstermelidir.”

TİMUR SOYKAN: SUÇLU KİM?

Adliye önünde yapılan basın açıklamasında konuşan gazeteci Timur Soykan ise şunları kaydetti:

“Suçlu kim? Gezi Parkı'nı bir AVM'ye çevirip rant devşirerek ceplerini dolduracak olanlar mı suçlu, depremde toplanma alanı olan o yeşil alanı korumak isteyen Can Atalay mı, Tayfun Kahraman mı, Mine Özerden mi suçlu? Validebağ Korusuna sabaha karşı moloz dökenler mi suçlu, korumak isteyen mi suçlu? Haydarpaşa Garı'nı otel yapmak isteyenler mi suçlu, oranın halka ait olduğunu savunanlar mı suçlu? Soma'da 301 madenciyi para hırsıyla katledenler mi suçlu, o işçilerin aileleriyle birlikte haklarını savunan Can Atalay ve avukat arkadaşlarımız mı suçlu. Aladağ'da, tarikat yurdunda 11 kız çocuğumuzu ölüme mahkum eden, onları yakan tarikatlar mı suçlu, o çocukların haklarını savunan Can Atalay mı suçlu? Bu ülkede barış ve kardeşlik içinde yaşamayı savunanlar mı suçlu, bu halkı birbirine düşman etmek isteyenler mi suçlu. Hatay halkını göz göre göre ölümüne neden olmuş, ölüme mahkum etmiş, imar afları çıkaranlar mı suçlu, o halkın haklarını savunacak seçilmiş milletvekili Can Atalay mı suçlu. Bunlar onlarca çoğaltabilirim.

‘HALK KAZANACAK, BU DARBECİLER HUKUK ÖNÜNDE YARGILANACAK’

Bir yanda kötülük var, rant var, aç gözlülüğü doymayan çeteler var. Özgürlük ve adalet mücadelesi verenleri hapsediyorlar. Onun için halkın vekili Can Atalay cezaevinde, onun için yargı, rüşvet batağına saplandı. Sırf bir avuç insan cebini doldursun diye halkın özgürlüğü elinden alındı. Halkın vekili elinden alınmak isteniyor. Ama o kadar kolay değil. Bu halkın şanlı Gezi Direnişi var. Halk kazanacak, bu darbeciler hukuk önünde yargılanacak.”

‘CAN ATALAY HAPİSTE OLDUĞU SÜRECE DOKUNULMAZLIK HAKKI HAPİSTEDİR’

Can Atalay’ın avukatlarından Akçay Taşçı ise basın açıklamasında şöyle konuştu: 

“Siyasetçilerin, siyasetin ne çevirdiği, ne yaptığı bizi ilgilendirmez. Bu ülkede bir formülasyon aranıyorsa; eğer hukuka dönüş konusunda, eğer dokunulmazlık hakkının sağlanması konusunda, eğer Anayasal hukuk devleti iddiamızın devamı konusunda bir formülasyon aranıyorsa, Anayasa zaten bu formülü vermişti. Anayasa Mahkemesi, Anayasa'ya dayanarak verdiği kararda ne yapılması gerektiğini söylemişti. Dolayısıyla bizi hinliğe davet etmeyin, hukukun arkasından dolanmaya davet etmeyin, kendiniz de bu yollara tenasül etmeyin demiştik. Şimdi geldiğimiz nokta, Can Atalay'ın vekilliğinin düşürülmesi oldu.

Gelinen noktada, Can Atalay hala hapiste ise, seçilmiş bir milletvekili olarak, Anayasa Mahkemesi kararı uygulanmaksızın hala tutukluysa, Hatay halkının bir milletvekili hala tutsaksa bu hepimizin doğrudan sorunudur. Can Atalay hapiste olduğu sürece dokunulmazlık hakkı hapistedir.”