Nazlı Eda Piyade

Türkiye tarihinin gördüğü en büyük kitlesel hareketlerden biri olan Gezi direnişi hakkında yazılan iddianame dün kabul edildi.

Aralarında uzun süredir tutuklu olan Osman Kavala'nın da olduğu 16 isim hakkında ağırlaştırılmış müebbet istenen iddianamede, Gezi direnişi sırasındaki eylemler ve sonrasındaki panel, forum gibi etkinlikler de bir suç unsuru olarak gösterilmeye çalışıldı.

Taksim Dayanışması üyelerinin de aralarında olduğu isimlere yöneltilen suçlamaların gerçekliği olmamakla birlikte, milyonların sokağa çıktığı bir direnişin 367 sayfalık bir iddianame ile yargılanmasının kabul edilemeyeceği çeşitli kesimler tarafından da dile getirildi.

Ağırlaştırılmış müebbet ve 3000 yıla kadar hapis cezasıyla yargılanan Taksim Dayanışması üyelerinden Avukat Can Atalay'ın konu hakkındaki görüşlerini aldık.

Atalay, "Geziyle ilgili yanıtlayamayacağımız bir soru yok, insanlara veremeyeceğiz bir hesabımız da yok" dedi.

'GEZİ'NİN BAKİYESİNİ ONURLA TAŞIMAYA ÇALIŞIRIZ'

"Gezi'nin tüm toplumsal, siyasal bakiyesi neyse bunu onurla taşımaya çalışırız, onun layığı olmaya çalışırız" diyen Atalay şöyle söyledi:

"İddianamenin ana fikri, koskoca bir halk hareketini emperyalizmle ilişkilendirmeye çalışarak tarihe yanlış geçirmektir. Buna izin verilemez, bu alçakça yalana sadece bizim değil tüm toplumsal muhalefet güçlerinin yanıt vermesi gerekir."

'GEZİ, KOMPLO TEORİLERİYLE İZAH EDİLEMEZ'

Atalay, "Fethullahçı polisler bir dönem yalan bir hikaye yazmışlar, AKP de aradan 6 yıl geçtikten sonra bunu kullanmaya, kendi iktidarını güçlendirmeye çalışıyor, bu tutmaz" derken, "Gezi bu toprakların gördüğü en büyük, en yaygın, en derin kitle hareketidir. Herhangi bir komplo teorisiyle Gezi  izah edilemez. Gezinin bu şekilde karalanmasına, gücümüz yettiğince, soluğumuz yettiğince izin vermeyeceğiz" şeklinde konuştu.

'AVUKATLIK GÖREVİMİ YAPTIĞIM TAPELER İDDİANAMEDE'

Bir avukat olarak iddianame hakkındaki fikirlerini de sorduğumuz Atalay, şunları söyledi:

"Bir avukat olarak benim açımdan bir kaç nokta var. Öncelikle ben Gezi Parkı'nın betonlaştırılmasına karşı meslek örgütlerinin açtığı davanın avukatıyım. Dolayısıyla, iddianamede benimle ilgili kullanılan tapeler avukatlık görevime ilişkin. Bu iddianame de tipik bir Fethullahçı mirası iddianamedir. Biz bu tip iddianameleri Fethulahçı hakimlerin görev başında olduğu, Fettullahçı savcıların tozu dumana kattığı dönemden gayet iyi biliyoruz. Burada da o miras yöntem alınmıştır. Ortaya atılan hipotezin, akılla, mantıkla, izanla uzak yakın ilgili yoktur."