Can Atalay: Artık benim için TBMM bu hücredir
AYM kararına rağmen tahliye edilmeyen Atalay, sosyal medya üzerinden açıklamalarda bulundu.
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Can Atalay, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada “Bulunduğum 20 metrekarelik hücreden çıkıp Mecliste yemin etmem, siyaset yapmam istenmiyor. Hatay halkı için çalışmam engelleniyor. O halde artık benim için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) burasıdır, cezaevidir, bu hücredir” ifadelerini kullandı.
Can Atalay, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) verdiği “hak ihlali” kararına rağmen İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi tarafından imza atılan hukuksuzluklar sonucu hala cezaevinde tutuluyor.
Birçok kesim tarafından “yargı darbesi” olarak isimlendirilen skandallar sonucu tahliye edilmeyen Can Atalay, X hesabı üzerinden açıklamalarda bulundu.
‘ASIL MESELEMİZ DEMOKRASİ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ OLMALIDIR’
“Mecliste siyaset yapmam istenmiyor, o halde artık benim için TBMM burasıdır” ifadelerini kullanan Atalay şunları kaydetti:
“Demokrasi ve hukukun üstünlüğü için endişe duyarak Anayasa Mahkemesinin verdiği kararların uygulanması beklendiği halde uygulanmadı. Oysa; Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuru kararları temel insan hak ve özgürlüklerin, demokrasi ve hukuk devletinin geleceğini belirleyen kararlardır. Anayasa Mahkemesi kararları hakkımda verilmiş olsa dahi; sahip çıkılması gereken demokrasidir, insan haklarıdır, hukuk devletinin ve hukukun üstünlüğüdür. Tartışılan Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olan bir milletvekilinin özgürlüğüdür. Ancak asıl mesele vatandaşların seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi parti içinde siyasi faaliyette bulunma hakkına sahip çıkabilmektir. Asıl meselemiz demokrasi ve hukukun üstünlüğü olmalıdır. Hangi şartlar altında olursa olsun bu sorumluluğu yerine getirmek topluma olan borcumdur.
‘BENİM İÇİN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BURASIDIR, CEZAEVİDİR, BU HÜCREDİR’
Bulunduğum 20 metrekarelik hücreden çıkıp Mecliste yemin etmem, siyaset yapmam istenmiyor. Hatay halkı için çalışmam engelleniyor. Engelleri aşmak gerekiyor. O halde artık benim için Türkiye Büyük Millet Meclisi burasıdır, cezaevidir, bu hücredir. Dün olduğu gibi bugün de Anayasa’nın uygulanmasını savunuyorum. Hukukun egemen olması için başta Hataylılar olmak üzere hepimiz için mücadele vermeyi sürdürüyorum, sürdüreceğim. Yolumuza devam ederken Hatay’da yitirdiklerimizin davasını üstleneceğimizi, 6 Şubat depremleri ile yerle bir olan Hatayı hep birlikte ayağa kaldırmak için canla başla çalışacağımızı, insan canını imar rantı içerisinde bir maliyet kalemi olarak görenlere ve insanımızı bu yıkıma mahkûm eden anlayışa karşı mücadele edeceğimizi söylemiştik.
‘HİÇBİR ENGEL, BENİ HATAY HALKINA OLAN SORUMLULUĞUMU YERİNE GETİRMEKTEN ALIKOYAMAYACAK’
Keyfiliğin sonucunun otoriterliktir. 100 yılını arkada bırakan Cumhuriyetimiz, ancak demokratik hukuk devletinin kurallarıyla daha da ileri taşınabilir. Sözümüz, sözdür. Yolumuzdan dönmeyeceğiz. Karşı karşıya olduğumuz tehlikelerin farkındayız. Yöneticilerin keyfiliğine, hukuksuzluğuna karşı çıkan bütün yurttaşlarımızı, yan yana duruşumuz ve dayanışmamız kurtaracaktır. Bu nedenle; hangi mahkeme kararının ne zaman ve ne şekilde uygulanacağını, uygulanıp uygulanmayacağını bir kenara bırakmanın vaktidir. Mücadele ve dayanışmayı sürdürmeye devam etmenin zamanıdır. Bir kez daha söylüyorum: Mevcut durum ve önüme çıkarılabilecek hiçbir engel, beni Hatay halkına karşı olan sorumluluğumu yerine getirmekten alıkoyamayacaktır.”