Bursa Su Kolektifi'nden bilimsel raporlu müsilaj dilekçesi: 'Siz bitti deseniz de bitmedi, bitmiyor'

Bursa Su Kolektifi'nden bilimsel raporlu müsilaj dilekçesi: 'Siz bitti deseniz de bitmedi, bitmiyor'

Açıklamanın ardından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, tespit ve sorulardan oluşan yazılı dilekçe verildi.

İleri Haber

Bursa Su Kolektifi üyeleri, Marmara Denizi’ndeki kirliliğin arttığını ifade eden bilimsel raporlar ile birlikte, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne dilekçe verdi. Yapılan açıklamada, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, tüm yetkililer, ulusal ve uluslararası basında büyük yankılar uyandıran bu bilimsel açıklamalar karşısında neden halen suskundur?” diye soruldu.

Bursa Su Kolektifi üyeleri Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde bir kez daha açıklama yaptı. Esen Ocak ve Habib Göbelez tarafından okunan açıklamada, “Bir ekolojik çöküş felaketi olarak hiç gündemimizden düşmeyecek olan Marmara Denizi’nin kirletilmesi ve bunun sebep olduğu müsilaj felaketi karşımızda olanca gerçeği ile durmaktadır” denildi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 6 Haziran’da açıklanan Müsilaj Eylem Planı’na dikkat çekilen açıklamada, Plan’ın bir ümit doğurduğu ancak Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un “Marmaramızın 26 gün öncesinden daha iyi olduğunu gözle görür hale geldik, 10 bin 500 metreküp müsilajı bertaraf ettik, derin sularda oksijen azalmasına ilişkin herhangi bir emare tespit edilmedi” demecinin konuya ne kadar yüzeysel ve bilimsel gerçeklerden uzak yaklaşıldığını gösterdiği ifade edildi.

‘PLAN VAR, ÇALIŞMALAR BELLİ DEĞİL’

Müsilajın, Marmara Denizi’nin kapitalist, plansız şehirleşme ve sanayileşme politikaları sonucu 32 senedir kirletilmesinin bir neticesi olarak oluştuğunun altı çizilen açıklamada,. “Müsilaj Eylem Planı çerçevesinde kurullar kuruldu, etkili söylemler oluşturuldu, 3 aylık hedefler konuldu. Bugün aradan 3 aydan fazla süre geçmesine rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan hangi hedeflere yönelik ne gibi çalışmalar yapıldığına dair açıklamaları henüz duyamadık” ifadeleri kullanıldı.

‘TÜM YETKİLİLER NEDEN SUSKUN?’

Konu ile ilgili bilim insanlarının, araştırmacıların oluşturdukları yıllardır Marmara Denizi üzerine araştırmalar yapan ODTÜ Bilim Gemisi Araştırma Ekibi, MAREM Araştırma Ekibi ve daha birçok bilim insanının araştırma neticelerinin, Marmara Denizi’nin kirletilmesinin bütün hızıyla, artarak devam ettiğini, bunun sonucu olarak bu bölgede ekosistemin çöküşünün dramatik boyutlara ulaştığını gözler önüne serdiği vurgulanan açıklamada, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Müsilaj Bilim ve Teknik Kurulu, tüm yetkililer, ulusal ve uluslararası basında büyük yankılar uyandıran bu bilimsel açıklamalar karşısında neden halen suskundur?” diye soruldu.

‘AYNI DUYARLILIKLA TAKİP EDİYORUZ’

Açıklamada ayrıca şu ifadeler kullanıldı:

Bizler Bursa Su Kolektifi olarak müsilaj sorununun en başından beri takipçisi olduk. Müsilaj ile ilgili olan plansızlığın ve basiretsizliğin yangın ile mücadelede de gösterildiğini hatta sellerde de aynı vizyonsuzluğun mal ve can kaybına sebep olduğunu biliyoruz ve aynı duyarlılıkla takip ediyoruz.

Her ortamda gerçekleri duyurmaya, denizlerimizi, akarsularımızı, göllerimizi, özgür sularımızı yağmalayanlara, kirletenlere, meta gibi alıp satanlara da hesap sormaya, suyun sesi olmaya, her geçen gün daha da güçlü haykırarak ve mücadele ederek devam edecek ve 2 gün sonra yani 24 Eylül’de gerçekleşecek İklim Grevi’ne de aynı inanç ve düşüncelerle destek vereceğimizi belirtmek isteriz. 

6 SORUYA YANIT İSTENDİ

Açıklamanın ardından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne, tespit ve sorulardan oluşan yazılı dilekçe verildi. MAREM ekibinin 13 Eylül 2021 tarihli ‘Kütlesel Müsilaj Oluşumunun Durumu ve Marmara Denizi Ekosisteminde Bıraktığı Etkiler’ başlıklı raporu da dilekçeye eklendi.

Dilekçede şu tespitlere yanıt istendi:

- Marmara Denizi’ndeki kirlilik göstergelerinde çok ciddi artışlar tespit edildiği, sudaki oksijen seviyelerinin yaşama elverişli seviyelerin çok ciddi derecede altına düştüğü, bazı bölgelerde hiç oksijen kalmadığı, özellikle Ergene deşarjının etki alanı olan orta Marmara Denizi kesitinde anoksik bölgelerin oluştuğu tespitine ne diyorsunuz?

- Biyoçeşitliliğin ciddi derecede azaldığı önceki yıllara göre canlı türlerinde dramatik yok oluşlar tespit edildiği neticesine ne diyorsunuz?

- Marmara Denizi genelinde müsilaj kütlesinin mevcut halde bulunduğu, form değiştirerek tüm su kütlelerini, farklı derinliklerde etkilemeye devam ettiği, farklı bölgelerde farklı oranlarda bakteriyolojik olarak parçalanmaya başladığı gözlemine ne diyorsunuz?

- Marmara Denizi’nin tüm üst su kütlesinde müsilajı parçalayan baskın bakteri gurubu olarak vibrio gurubu tespit edilmiştir. Söz konusu vibrio grubu bakteri aynı zamanda bir insan patojenidir, bu tespite ne diyorsunuz? Bu bakteri insanlarda ne gibi hastalıklara sebep olabilir?

- Balıkların iç organlarında vibrio bakterisi tespit edilmiştir bakteri bulunan istavritlerin iç organlarında oluşan deformasyon bunların beslenmelerini ve üremelerini engelleyerek giderek balıkların küçük kalmasına ve her geçen yıl rekoltenin azalmasına sebep olacaktır. Bu balıklarla beslenen büyük balıklarda enfekte olacak göç yolları ile bu enfeksiyon Akdeniz ve Karadeniz’e de taşınabilecektir, bu tespite nasıl cevap verirsiniz?

- 2020 senesi Kasım-Aralık aylarında faaliyete geçmiş olsa da, deşarj noktasından başlamak üzere tüm dağılım alanında Ergene deşarjının ölçüm cihazlarına bile gerek duyulmayacak ölçüde aşırı olumsuz etki yaptığı, Marmara Denizi alt ve üst su kütlelerini ciddi oranda etkilediği, söz konusu deşarj devam ettirildiği takdirde Karadeniz’in yok olma sürecine gireceği ve kuzeyinden başlamak üzere Ege Denizi’nin büyük bir risk altına sokulmuş olacağı, ölçülen parametreler ışığında açıkça söylenebilir.

 

DAHA FAZLA