Bolu Cezaevi’nde mahkumlara şiddet var!

Bolu Cezaevi’nde mahkumlara şiddet var!

Bolu F Tipi Cezaevi’nde darbedilen Deniz Şah’ın başvurusuna ilişkin ‘kötü muamele yasağı ihlali’ kararı verildi.

Anayasa Mahkemesi (AYM), Bolu F Tipi Cezaevi’nde gardiyanların uyguladığı şiddetle ilgili şikâyetine rağmen etkili soruşturma yürütülmeyen tutuklu Deniz Şah’ın başvurusunu karara bağladı. AYM, infaz koruma memurları tarafından darbedilen, doktora görünme talebi reddedilen ve daha sonra da disiplin cezasına çarptırılan Şah’ın başvurusuna ilişkin ‘kötü muamele yasağı ihlali’ kararı verdi.

Deniz Şah, 3 Nisan 2018’de Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) odasından dönerken oturma eylemi yapmak istemesi üzerine infaz koruma memurları tarafından şiddete maruz kaldı. Yüzü ve vücuduna çok sayıda darbe alan, yerlerde sürüklenen tutuklu, gördüğü şiddeti protesto edince de disiplin cezasına çarptırıldı. Şiddetin ardından hekime görünmek isteyen Şah’ın bu talebi reddedildi. Şah, yaşananların üzerine Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na ‘kötü muameleye maruz kaldığına’ dair şikâyette bulundu. Ancak soruşturmadan sonuç alamayan Şah, AYM’ye başvurdu.

Yüksek Mahkeme’nin dün Resmi Gazete’de yayımlanan kararında Şah’ın haklarının ihlal edildiğine dikkat çekildi. Başvuruyu kabul eden AYM, “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz, kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya ve muameleye tabi tutulamaz” diyerek ‘kötü muamele yasağı’nın ihlal edildiğine hükmetti. ‘Kötü muamele yasağının ihlaline ilişkin sonuçların ortadan kaldırılması için Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar veren Yüksek Mahkeme, Deniz Şah’a 45 bin TL tazminat ödenmesine de hükmetti.

BirGün’den Dilan Esen’in haberine göre; Yüksek Mahkeme kararında, kötü muamele iddialarını giderecek etkili bir ceza soruşturması yapılmadığına değinilirken tanıkların dinlenmediğine ve sağlık raporu dahi aldırılmadığına dikkat çekildi.

HAK İHLALLERİNİN SONU GELMİYOR

Cezaevlerindeki kötü muamele AYM kararlarında gündeme gelirken hak ihlalleri ise gün geçtikçe artıyor. Kanunda yer alan haklarının kullanılması engellenen tutuklu ve hükümlüler, çok sayıda disiplin cezasına çarptırılıyor. Hak ihlallerini protesto etmek için çeşitli eylemler gerçekleştirenler olduğu gibi açlık grevi yapanlar da var. Sincan 2 No’lu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde bazı tutuklu ve hükümlüler, kötü koşullar nedeniyle açlık grevine girdi.

Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) ile BirGün’e çok sayıda cezaevinden gelen mektuplara göre mahkûmların, sorunları şöyle:

Kitaplarda sayı sınırı var.

Havalandırmaya bir saat çıkarılıyor, spor ve sohbete çıkarılmıyorlar.

Elektrik faturalarına sürekli zam geliyor.

Ortak kullanım alanlarında kol saati kullanımı yasak.

Hastaneye sevkleri yapılmıyor.

Mektupları sakıncalı bulunduğu için gönderilmiyor. Bazı mektuplar yerine 50 gün sonra ulaşıyor.

Adli ve siyasi tutuklular bir arada tutuluyor.

S VE Y TİPİNDEN ŞİKÂYET ARTTI

CİSST Ağırlaştırılmış Müebbet Alan Temsilcisi Zelal Avcı, S ve Y tipi cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin yaşadıklarına dikkat çekti. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin kaldığı bu cezaevleri, son birkaç yıllık süreçte inşa edildi. CİSST’ye son zamanlarda özellikle S ve Y tipi cezaevlerinden adeta şikâyet yağdığını ifade eden Avcı, “Şikâyetlerin yanında hapishanenin mimari yapısı diğerlerinden farklı. S tipi hapishaneler iki katlı Y tipi hapishaneler ise üç katlı şekilde dizayn edilmiş. Mahpuslar havalandırma için ayrı bir yere götürüldüklerini, hapishanenin güneşe ters bir şekilde dizayn edildiği ve hücrelerde küçük bir pencere olduğunu belirtiyorlar. Bu durum ile beraber mahpusların ihtiyaçlarını karşılayamadığını gün ışığı ve temiz havaya erişimlerinin engellendiğini söyleyebiliriz. CPT’ye göre böyle bir durumun kural değil istisna olması gerekmektedir. Kişinin tek başına tutulması gibi önlemler güvenlik gerekçesiyle gerekli olsa dahi, gün ışığı ve temiz havadan mahrum bırakılmaları anlamına gelmemelidir. Ayrıca görüştüğümüz mahpuslar hiçbir sportif faaliyetten yararlanamadıklarını, sohbete çıkarılmadıklarını ve atölye ve kurslardan yararlanamadıklarını da belirtti. Bilimsel araştırmalar da tecridin insan sağlığını olumsuz yönde etkilediğini göstermektedir” dedi.

Hak ihlallerinin önlenmesi için cezaevlerinin demokratik kitle örgütlerinin denetimine açılması gerektiğine değinen Avcı, “Hak ihlallerinin önlenmesi için etkin bir soruşturmanın yürütülmesi gerekmekte” diye konuştu.