Bitmeyen kavga: Kızıl Tugaylar

Bitmeyen kavga: Kızıl Tugaylar

2017’de Yunanistan’ın prestijli ödüllerinden Anagnostis dergisinin ‘En İyi Roman Ödülü’ne layık görülen “Kızıl Tugaylar’ın Gizli Örgütü”, Türkiye’deki okurlarıyla buluşmuştu. Siyasi polisiye romanı olan Kızıl Tugaylar’ın Gizli Örgütü hem sürükleyici olması hem de Avrupa’daki sol silahlı örgütlerine dair bilgiler sunması açısından kendisinden söz ettireceğe benziyor.

 

Şadi Erarslan

Edebi yapıtların kendilerine has okurları ve okuma tarzları vardır. Alışılmışın dışına çıkıldığında farklı bir ambiyansla karşı karşıya kalmak okuyucuyu zora sokması mümkün. Hal böyle olunca her yapıtın belli bir okuyucu kitlesi vardır. Ama bazı yapıtlar birçok kesimin dikkatini çekebiliyor. Bu yapıtlar herkese hitap etmekle beraber farklı çevrelerden okuyucu bulabilir. İletişim yayınlarından okuyucularıyla buluşan ‘Dimitris Mamaloukas’ın Kızıl Tugaylar’ın Gizli Örgütü’ böyle bir işleve sahip olduğunu, ilk sayfalardan kendini belli ettirecek bir kurguya sahip.

2017’de Yunanistan’ın prestijli ödüllerinden Anagnostis dergisinin ‘En İyi Roman Ödülü’ne layık görülen “Kızıl Tugaylar’ın Gizli Örgütü”, Türkiye’deki okurlarıyla buluşmuştu. Siyasi polisiye romanı olan Kızıl Tugayların Gizli Örgütü hem sürükleyici olması hem de Avrupa’daki sol silahlı örgütlerine dair bilgiler sunması açısından kendisinden söz ettireceğe benziyor.

Hikâyemiz ilk olarak okurunu 20 Mart 1979 tarihine götürüyor. Dondurucu bir Milano sabahı,  Kızıl Tugaylara bağlı ‘’Francesco Larusso örgütü’’nün ilk ve son eylemine tanıdık olacağız. Kitabin temel ekseni bu talihsiz eylemle başlayacak ve yıllar sonra Kızıl Tugayların, kızıl Anka’yı andıran biçimde yeniden küllerinden doğmasını sağlayacak. Yıllar önce yarım bırakılmış bu talihsiz olay 28 yıl sonra tereddüt edilmeden, planlar yapılarak yeniden gün yüzüne çıkarılacak. Böylece yaşanan hiçbir şeyin tarihin ısız bir köşesinde bekletilemeyeceğini, zamanı gelince daha kararlı ve emin adımlarla hedefine ulaşabildiğini göreceğiz. Üniversite öğrencisi Alessandro Fontana Bologna’da birden bire ortadan kayboluyor; böylece geçmiş geleceğe taşınıyor. Alessandro’ nun annesi Kiara Fontana yaptığı aramalar neticesinde sonuç elde edemeyince arkadaşı olan özel dedektif Gabriele Abbiati’ye başvuruyor. Böylece farklı karakterlerin bir araya gelmesiyle aramalar başlıyor.  Alessandro Fontana’nın evin de yapılan aramalarda; Che Guevara’nın kitabı, fayansların altına ustaca gizlenmiş silah ve yeni çıkacak bir polisiye kitabının taslak metni bulunur. Bu ipucular arasında en garip ve ilginç olanı ise polisiye roman yazarı olan Dino Battaglia’nın daha yayınlanmamış ‘’Lanetli Nüshalar’’ kitabıdır. Lanetli Nüshalar, Kızıl Tugayların gizemini ortaya çıkarmak için bir kılavuz niteliği taşırken aynı zamanda kendi işleyişini ve içeriğini ayrı yansıtacak; kitap içinde kitap olarak karşımıza çıkacak. Lanetlenmesi gereken her kim varsa ‘Lanetli Nüshaların’’ gazabına uğrayacaktır. Sahaf Nikola Milano’nun deyimiyle ‘’Gizli anlamları olan bir roman, bir intikam planı.’’

Birbirinden farklı karakterlerin yer aldığı ve hiçbir karakterin ideal olmadığını, iyi olan her şeyde bir kusurun yer aldığını yansıtan; geçmiş ve geleceği birbirine bağlayan, şimdide kusursuz bir anlatı sunan siyasi bir polisiye romanı. Tutkularına yenik düşenler ve tutkularını bir kenara bırakanlar. Geleceğini garanti altına almaya çalışalar ve geleceğini kendi elleriyle herkesçe kurmaya çalışanlar. Sevgisinin peşinden giderken tökezleyip düşenler ve sevgisini yüreğinin en derininde saklayanlar. Geçmişinden kaçan koca koca adamlar ve geçmişin bütün yükünü sırtlamaya hazır olan genç kuşaklar. İhanet edenler ve ihanetlerin bedelini ödetmeye çalışanlar. Yanlış tarafta yürüyenler ve doğruyu ölüm pahasına savunanlar. Tüm bu sarmalın içinde karşıtlıklara şahit olacağımız ve bizi tarihin bize yüklediği sorumluluğun farkına vardıran, duygudaşlık yeteneğimizi güçlendirecek bir anlatı ve dinamik kurguyla her şeyin eşitleneceği izlemi yaratacak. Yaşanmışlıklar ve yaşanılması muhtemel olan her ne varsa geçmişin izleriyle sarmalanmıştır. Gelecek bundan bağımsız olmayacak kadar kendini hissettirecek ve her şey tekrar gün yüzüne çıkacak.  Alessandro’ nun tabiriyle ‘’Ne diyorduk: Hepsi ödeyecek. Sonunda hiçbir şey cezasız kalmayacak.’’ Geçmiş ve geleceğin tepetaklak olduğu, kayıtsızlığın, umursamazlığın herkesi içine çektiği bu çıkılmaz yolu ve yeniden doğuşa tanık olacağız. Geçmiş bütün yüzüyle gelecekte yeniden yaşanacak ve geleceğin geçmişe benzediğini bir kez daha dayanılmaz bir şekilde kendini hissettirecektir.

İletişim Yayınlarından çıkan Kızıl Tugaylar’ın Gizli Örgütü, geçmişi bugüne taşıyan, taraf olma ve empati kurma becerilerimizi, aklın ışığında bizi gerçekle yüz yüze getiren sürükleyici bir siyasi polisiye kitabı. Trajik olaylara tanıklık yapmamızın ötesinde; sorgulanması, irdelenmesi gereken çokça şeyin olduğunu ve üstüne yürüyeceğimiz bir gerçekle bizi baş başa bırakıyor.

KÜNYE: Kızıl Tugaylar’ın Gizli Örgütü, Dimitris Mamaloukas, Çevirmen: Fulya Aktüre Koçak, İletişim Yayınları, Mart 2020, 459 Sayfa

DAHA FAZLA