Bir Türkiye klasiği: Yandaşa rant, doğaya talan, halka kriz!

Bir Türkiye klasiği: Yandaşa rant, doğaya talan, halka kriz!

Mersin’de Nükleer Güç Santrali’nin yapımı devam ederken, NKP-Mersin Sözcüsü Aycan Özkan, nükleer santral gelişmelerini İleri Haber’e değerlendirdi. Özkan nükleer santralin yapıldığı bölgenin fay hattına çok yakın bir bölgede olduğunu söylerken “Bölgeye nükleer santral değil, apartman dahi yapılmamalı” diyerek uyarılarda bulundu.

İleri Haber - Mehmet Fırat Özgür

Mersin’de yapımı süren Akkuyu Nükleer Güç Santrali, AKP Hükümeti’nin 2023 hedeflerinden biri. Mersin Gülnar ilçesinde yapılan santral, 1986 yılında Ukrayna’nın Çernobil kentinde yaşanan ve halen etkileri süren nükleer santral faciasından tanıdığımız Rosatom şirketi tarafından inşa ediliyor. Mersin Nükleer Karşıtı Platform (NKP) Dönem Sözcüsü Aycan Özkan, santral konusundaki son gelişmeleri İleri Haber’e değerlendirdi.

‘ORADA NÜKLEER SANTRAL DEĞİL, APARTMAN DAHİ YAPILMAMALI’

Son günlerde yaşanan depremlere değinerek söze başlayan Özkan, iktidarın deprem konusunda gereken sorumluluklarını yerine getirmediğini dile getirdi. Bu konuda ihmallerin çok yaşandığını belirten Özkan, bu ihmallerin adeta bilinçli yapıldığını öne sürerek, “Akkuyu'da yapılan nükleer santrali çok yumuşak kayalar üzerinde inşa etmeye çalışıyorlar ve beton tutmuyor. Bunu kendileri de itiraf ettiler. Fay hattına çok yakın bir bölgeye bırakın tonlarca ağırlıktaki beton ve demir yığınının inşa edilmesini, sıradan bir apartman dahi yapılmamalı. Santralin inşasında iki defa çatlak meydana geldi. Başta firma bunu inkâr etse de çatlağın tamir edildiğini söyleyerek itiraf ettiler” dedi.

YANDAŞ ŞİRKETLER RANTI PAYLAŞIYOR

Santral, Çernobil faciasından tanıdığımız Rosatom şirketi tarafından inşa ediliyor olsa da birkaç yabancı şirketin yanı sıra birçok yandaş şirket rantı paylaşıyor. Özkan, santral yapımının AKP’nin sürekli dillendirdiği milli çıkarlarla ile bir ilgisi olmadığını belirterek, “Santralin buhar türbinlerinin ihalesinin Fransız-Amerikan ortaklığı olan ALSOM firmasında olduğunu, santralin yapılacağı yerin deniz hafriyat dolgusu Cengiz Holding'te, santralin gövdesinin oturacağı betonarme blokun yapımı ise Mersin firması olan MEFA Endüstri’de. Geçtiğimiz aylarda santralde yaşanan beton çatlağı da MEFA’nın inşaatını üstlendiği kısımda yaşandı. Daha sonra geri kalan inşaat işlerini ise İbrahim Çeçen’e ait İÇTAŞ firması üstlendi. Bu yatırımın iktidarın sürekli dillendirdiği milli çıkarlarla da bir ilgisi yoktur. Eskiden halk kendisini, 'yapıyor ama bizim sermaye yapıyor' diyerek avuturdu. Şimdi bütün para halkın bizim sermaye dedikleri üzerinden uluslararası sermayeye akıyor” dedi.

‘BU YATIRIM BİR AVUÇ SERMAYEDARA YARAYACAK’

Nükleer santralin Türkiye’ye hiçbir katkısı olmadığını dile getiren Özkan, ranta ve kara dayalı bu yatırımın, doğanın talan edilmesinden ve tüm canlıların sağlığının tehlikeye girmesinden başka bir sonuç getirmeyeceğini vurgulayarak, “Peki halka ve doğaya yaramayan bu yatırım kime yarıyor? Elbette bir avuç sermayedara yarayan bir yatırımdır bu. Bakın bu santrale 22 milyar dolarlık yatırım yapılmış. Şu anda bütün vergili zamlardan sonra bizim kullandığımız elektriğin kilovatı 12,35 cent dahi değil. Ancak Türkiye tıpkı otoyollarda ve köprülerde yaptığı gibi bir taahhütte bulunduğu için kilovat saati 12.35 centten bu elektriği alacak. Kabataslak bir hesapla santral üretime geçtikten sonra Türkiye bu 22 milyar doları yaklaşık 70 milyar dolar olarak geri ödeyecek” şeklinde konuştu.

BÖLGE HALKI İŞ VAADİYLE KANDIRILMIŞ

“Buraya yapılacak bir nükleer santral, sadece Mersin'i değil bütün Akdeniz havzasında tüm doğal yaşamı tehlikenin ortasına bırakmaktır” diyen Özkan, inşaat öncesinde on binlerce ağacın yok edildiğini ve tarım arazilerinin zarar gördüğünü belirtti.  Bölgedeki yurttaşlarla yaptıkları görüşmelerde halkın bu santrale karşı olduğunu ve bunun birlikte aldatıldıklarını söyleyen Özkan,  “Oradaki insanlara büyük iş vaatleriyle gittiler. Bizim bölgedeki yurttaşlarla olan bağımızı kırmak için ellerindeki en önemli güç iş vaadiydi. Bölgedeki insanlardan 100-150 civarı kişiyi 2-3 ay çalıştırdıktan sonra onları işten çıkarıp o bölgeden olmayan insanları çalıştırmaya başlamışlar” dedi.

DAHA FAZLA