Bir siyasetçi olarak Demirtaş’ın portresi

Bir siyasetçi olarak Demirtaş’ın portresi

İnsan hakları mücadelesinden parti eş başkanlığı ve cumhurbaşkanlığı adaylığına uzanan süreçte işte Selahattin Demirtaş’ın portresi.

İleri Haber

Tutuklu HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin 11 Şubat'ta yapılacak 3. Olağan Genel Kurulu'na dair Diyarbakır’da yaptığı basın toplantısında, cezaevinden gönderdiği mektupla eş genel başkanlığa aday olmayacağını açıkladı.

Parti Eş Genel Başkanı Serpil Kemalbay tarafından okunan mektupla, yeniden aday olmayacağını açıklayan Demirtaş’ın siyasi portresini derledik.

İşte, insan hakları mücadelesinden cumhurbaşkanlığı adaylığına uzanan süreçte Demirtaş’ın siyasi portresi.

İNSAN HAKLARI MÜCADELESİYLE TANINDI

1973 yılında Palu’da doğan Selahattin Demirtaş, iki yıl okuduğu 9 Eylül Üniversitesi Deniz İşletmeciliği ve Yönetimi Yüksekokulu’ndan bölümden politik gerekçeler nedeniyle ayrılmak zorunda kaldı. Ardından bir kez daha girdiği üniversite yerleştirme sınavı sonucu kazandığı Ankara Üniversite Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Demirtaş bir süre serbest avukatlık yaptıktan sonra İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) Diyarbakır Şube yönetiminde görev aldı.

İHD Diyarbakır Şube Başkanlığı da yapan Demirtaş, bu dönemde insan hakları alanında verdiği mücadeleyle tanındı. Faili meçhul cinayetlerin üzerine giden Demirtaş, aynı dönemde Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Uluslararası Af Örgütü Diyarbakır Şubesi derneklerinin kuruluşlarında da yer aldı.

AKTİF SİYASETE GEÇİŞ

Demirtaş, 2007 yılında Demokratik Toplum Partisi’nde (DTP) aktif siyasete başladı. Aynı yıl gerçekleştirilen genel seçimlerde, DTP ve Türkiye demokrasi güçlerinin ortak ‘Bin Umut Adayları’ Diyarbakır listesinden 23. Dönem Milletvekili seçildi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde oluşturulan DTP grubuna katıldı ve 34 yaşında partinin grup başkanvekilliğini üstlendi.

2009 yılında DTP’nin kapatılmasını izleyen süreçte, milletvekillerinin Barış ve Demokrasi Partisi’ne (BDP) geçişi sonrası 2010 yılında toplanan olağanüstü kongrede Selahattin Demirtaş ve Gültan Kışanak BDP’nin yeni eş başkanları seçildi. 2011 Türkiye genel seçimlerine ise bu defa 18 ayrı demokrasi hareketi ve BDP’nin desteklediği Emek, Demokrasi ve Özgürlük Bloku’nun Hakkari adayı olarak giren Demirtaş, 24. Dönem Milletvekili seçildi.

Ateşkes ve barış sürecinin de başladığı bu son dönemde BDP Eş Genel Başkanlığı görevini yürüttü. 22 Haziran 2014 tarihinde, bileşenleri arasında BDP’nin de bulunduğu Halkların Demokratik Kongresi’nin partilileşme sürecinde kurulan ve seçim sonrası çok daha geniş bir katılımla vücut bulan Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) Eş Genel Başkanlığına Figen Yüksekdağ ile birlikte seçildi.

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİNDE ŞAŞIRTAN OY

İnsan hakları mücadelesiyle tanınan ve farklı siyasi görüşlerden yurttaşların oyunu alan Demirtaş, 12. cumhurbaşkanını belirlemek için 10 Ağustos 2014’te, cumhurbaşkanının doğrudan halk oyuyla seçildiği ilk seçimde oyların yüzde 9,76’sını aldı. Demirtaş’ın şaşırtan bu başarısının arka planını, sert politik atmosfere rağmen kullandığı yumuşak dil, ‘Türkiyelileşme’ çabası, mağduriyet yerine eşitlikçi ve kendine güvenen üslubu ve savaş politikalarına karşı “kinci ve intikamcı” değil “barışçı” tutumundaki ısrarı olarak gösterildi. Bu duruş, Demirtaş’ı ve HDP’yi bölgeden çıkarıp batıya ulaştırarak; kıyılardan da oy almasına ve destek görmesine olanak sağladı.

‘TEK CÜMLE SÖYLEYECEĞİM: SENİ BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ’

Yaklaşan 7 Haziran 2015 genel seçimleri öncesi Erdoğan’ın başkanlık projesine karşı çalışma başlatan HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın “Seni başkan yaptırmayacağız” çıkışı dünya gündemine girdi. Demirtaş Meclis’te yaptığı grup toplantısında "Bu kürsüye bir cümle söylemek için çıktım” diyerek şöyle devam etti:

“Tarihimizin belki de en kısa toplantısını yapacağız. Halklarımıza verdiğimiz demokrasi barış ve özgürlük ilkelerinden asla vazgeçmeyeceğimiz sözümüzü burada hatırlatmak, tekrarlamak istiyorum. Biz bir pazarlık hareketi, pazarlık partisi değiliz. AKP ile aramızda kirli bir pazarlık olmadı, asla olmayacak. Kirli bir alışveriş, işbirliği asla olmadı, asla olmayacak. Bugün grup toplantımızda konular çok fazla. Konuşacağımız çok şey var. Ama tek bir cümle ile ben bütün Türkiye'ye bütün bu sorunların çözümünün anahtarını hatırlatmak ve bunun sözünü vermek istiyorum.

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, HDP var oldukça HDP'liler bu topraklarda nefes aldığı müddetçe sen başkan olamayacaksın. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız. Seni başkan yaptırmayacağız. Seni başkan yaptırmayacağız…”

BAŞKANLIĞI SIRASINDA HDP MECLİS’TEKİ 3. PARTİ OLDU

Eş Başkanlık görevini yürüttüğü 7 Haziran 2015 seçimleri sürecinde, AKP tek başına iktidar olabilecek oy oranını yakalayamayıp ilk kez seçim yenilgisiyle tanıştı.

AKP’nin devlet gücüyle girdiği ve muhalefete karşı her türlü engellemenin yapıldığı seçimlerde HDP yüzde 10 barajını aştı.

AKP’nin tek başına hükümet kuramamasının ardından yapılan 1 Kasım 2015’te erken genel seçimlerinde İstanbul Milletvekili seçilen Demirtaş, milletvekili sayısıyla grubunu Meclis’teki 3. parti yapmayı başardı.

'BİR AÇILIŞ VARSA ERDOĞAN'I ÇAĞIRIN'

Demirtaş, 7 Haziran seçimlerinde, seçim kampanyasını dönemin başbakanı Davutoğlu ile birlikte yürüten, meydanlarda iktidar partisi lehine slogan attırmaktan çekinmediği gibi, seçim yasaklarını da hiçe sayarak “açılış töreni” adı altında yaptığı seçim mitinglerinde AKP ve “başkanlık sistemi” için oy isteyen Erdoğan’a verdiği şu yanıtla da cumhurbaşkanının hesaplarını nüktedan bir ifadeyle teşhir etti: “Evde, konserve, yufka mı açacaksınız Erdoğan'ı çağırın gelir; hiçbir açılışı kaçırmaz…”

ERDOĞAN’A: ‘BEN ÇALDIĞIMI SÖYLÜYORUM YA SEN?’

7 Haziran seçimlerinin ardından Erdoğan’ın saz çalmasıyla ilgili kendisine yönelik eleştirilerine de yanıt veren Demirtaş, cumhurbaşkanına verdiği cevapla da hafızalara kazındı: “Ben çaldığımı söylüyorum, sen ‘çaldığını’ söyleyebiliyor musun?”

1 YILDAN FAZLADIR TUTUKLU

Demirtaş, 4 Kasım 2016’da HDP’ye yönelik operasyon kapsamında “örgüt üyeliği” iddiasıyla tutuklanarak Edirne F tipi cezaevine konuldu.

Tutukluluğu sırasında edebiyat ve sanatla uğraşan Demirtaş, Edirne Cezaevi’nde şiir, öykü ve resim çalışmaları yaptı. “Halep Ezmesi”, “Kara Gözlere Selam Olsun” ve “Deniz Kızı” adlı öyküler yazan Demirtaş, “Bulaşıcı cesaret” ve “Sen de yak gemileri, daha güzel yak” adlı şiirlere ve resim çalışmalarına imza attı.

EDEBİ YANI ORTAYA ÇIKTI, KİTABINA SANSÜR UYGULANDI

Demirtaş içeride yazdığı 12 öyküsünü topladığı 144 sayfalık ‘Seher’ adını verdiği kitap, Eylül 2016’da raflardaki yerini aldı.

11 baskı yapan ve “en çok okunanlar” sıralamasında 7’inci olan Seher, D&R’de ilginç bir sansüre maruz kaldı. Kitap, rafta ters çevrilerek satışa sunuldu.

GEZİ ÇIKIŞI

Demirtaş’ın Haziran Direnişi’ne ilişkin çıkışı ise tepki çekmişti. Demirtaş, Gezi’ye ilişkin sözlerinde şunları kaydetmişti: “Gezi Parkı’nda ortaya konan demokratik talepler BDP’nin sahiplenebileceği, arkasında durabileceği demokratik taleplerdir. Bu yönüyle biz gezi direnişinin yanında olduk. Parlamentoda da bunu savunduk. Hatta bu talepler çözüm sürecinden de kopuk değildir. Biz de benzer şeyleri istiyoruz. Fakat şöylesine bir hareket içerisine de girildi. ‘Bu şekilde hükümeti devirecek, darbeye doğru götürecek bir halk hareketini çıkarabilir miyiz? Ya da bu halk hareketini darbeye kanalize edebilir miyiz?’ Böyle bir arayış vardı. Bunu, biz hem sokaktaki gözlemlerimizle hem de arkadaşlarımızın tespitleriyle rahatlıkla ifade edebiliyoruz. Bu bir spekülasyon değil. Biz bu kısmına şiddetle karşı çıktık. Bu yüzden de bir mesafe koyduk. Buradan bir darbe çıkarmak isteyenlerle birlikte olmayız biz.”