Bir cesaret öyküsü: Ben Bir Hayaletim

Bir cesaret öyküsü: Ben Bir Hayaletim

Mila’nın okul maceraları, bir sokak kedisini sahiplenmesi ve bu vesileyle kurduğu arkadaşlıklar Mila’nın hislerini anlattığı satırlarda ortaya çıkan hüznü sevince dönüştürüyor. Mila’nın kendi içine kapalı dünyası bir anda aydınlanıyor.

Burcu Adıgüzel

‘’Ben bir hayaletim, evet hayalet. Yoksa niye herkes sanki ben yokmuşum gibi davransın ki?’’

Böyle hissettiğimiz zamanlar olmuştur. Yok sayıldığımızı, işitilmediğimizi, görülmediğimizi hissettiğimiz zamanlar. Zamanlar diyorum çünkü bizim gibi ‘’şanslılar’’ için dönemseldir böyle şeyler. Daha şanslılarımız bu dönemleri bir haliyle atlatıp yoluna koyabilenler, kendi gerçekliği ile uzlaşabilenler ve sonunda da fark edilmenin değil; farklılıklarıyla var olabilmenin önemini anlayanlardır. Peki ya gerçekten ‘’farklı’’ olanlar? Gerçekten konuşamayanlar, işitmeyenler ve işitilmeyenlerdenseniz? İşte hayat sizin için her an hayalet olduğunuzu hissettirecek kadar zorlaşır ve bir yüke dönüşür. Bırakılması güç bir yüke. Ağırlaştıkça ağırlaşır ve nihayetinde onca birbirine benzer kalabalıkların arasında öteki olursunuz.

“Ben Bir Hayaletim”, otizmli bir çocuğun öyküsü. Dünyayı otizmli bir çocuğun gözünden anlatan bir öykü. Her satırında, o kalabalıklardan biri olduğu gerçeğimizi yüzümüze çarpıyor. İyi ki yapıyor. Bir çocuk kitabının illa ki bir farkındalığa ulaştırma zorunluluğu olmasa da boşluk yarattığımız alanlarda bir farkındalık oluşturan çocuk kitapları da iyi ki var dedirtiyor. Çocuk kitabı diye vurgulamamın sebebi, sadece kitabın ilkokul çağındaki çocuklara hitap eden bir kategoride olması değil. Çevrenizde ya da sosyal medyada, belki de kendi hayatınızda mutlaka okulda ‘’farklı’’ bir öğrencinin varlığını duymuşsunuzdur. Mülteci çocuklar, engelli çocuklar ya da otizmli çocuklar… Bu çocukların diğer ‘’normal’’ çocuklarla aynı sıralarda okumasını istemeyen ‘’normal’’ aileler. İşte çocuk edebiyatı bu sorunları dile getirmenin en kestirme, en hakiki aracı haline geliyor “Ben Bir Hayaletim” sayesinde.

Otizmin parmakla gösterilemeyeceğini hem çocuklara hem yetişkinlere anlatmak için Mila’nın hikâyesine tanıklık ediyoruz. Mila; geniş bir hayal dünyasına sahip, otizmli bir çocuk. Kitabın ilk sayfaları onun duygu ve düşüncelerine, nasıl hissettiğine ayrılmış. Son sayfalarında umuda yer var. Mila'nın okul maceraları, bir sokak kedisini sahiplenmesi ve bu vesileyle kurduğu arkadaşlıklar Mila'nın hislerini anlattığı satırlarda ortaya çıkan hüznü sevince dönüştürüyor Hatta mizahi bir dil kazanıyor öykü. Mila’nın kendi içine kapalı dünyası bir anda aydınlanıyor. Hatta güzel bir yöntemi var. Kafasında hayal ettiği bir çanta! Ne zaman kafası karışsa elini çantaya atıyor ve doğru duygu, tepkiyi bulup çıkarıyor Mila. Onun hem fiziksel hem ruhsal hareketlenmelerini, arkadaşlık ilişkilerini, hislerini yazar Güzin Öztürk çok gerçekçi bir şekilde anlatmış. Güzin Öztürk’ün özellikle duygu aktarımlarında çok başarılı bir yazar olduğunu düşünüyorum. Böylelikle ilk kitabı ‘’Kuş Olsam Evime Uçsam’’ da tavsiyem olsun.

Künye: Ben Bir Hayaletim, Güzin Öztürk, Tudem Yayınları, 2017, 112 sayfa.

DAHA FAZLA