Bir babanın feryadı: Çocuğum cezaevini görünce seviniyor

Bir babanın feryadı: Çocuğum cezaevini görünce seviniyor

Annesi ile birlikte kaldığı cezaevinde 1,5 yaşına giren Miraz bebeğin babası, “Oğlum dışarıda birini görünce “anne” diyerek peşinden çırpınıyor. Eve getirdiğimde huysuzlanıyor, cezaevine geri getirince sanki evi orasıymış gibi seviniyor ve bana el sallayarak gülerek içeri gidiyor” dedi.

Meryem Yıldırım / [email protected]

Miraz…

8 aylıkken, İstanbul’da anne ve babasıyla birlikte çıktığı gezinti esnasında polis tarafından annesiyle birlikte gözaltına alınıp Bakırköy Kadın Cezaevi’ne kondu. ‘Milli güvenlik’ gerekçesiyle haftalarca babasıyla yüz yüze görüştürülmeyen 1,5 yaşındaki bebek, siyasi tutuklu muamelesi gördü.

Yetmedi. Daha sonra annesiyle birlikte Gebze Cezaevi’ne sürgün edilen Miraz, ilk adımını tutukluların ‘volta’ için çıktığı yerde attı. Sağlıksız koşullara dayanamadı, birçok kez hastalanarak, cezaevinden, annesi olmadan hastaneye götürüldü. Sık sık hastalanmasının üzerine haftalarca süren yasağın ardından babasının görmesine izin verildi. Çocuklar için uygun olmayan, soğuk ve beton bir zeminde büyüyen Miraz, en son Gebze Kadın Cezaevi’nde koğuşun kapısındaki eşikten düşerek, kafasını beton zemine çarptı. Düşmenin ardından kusma rahatsızlıkları görülen bebek, yeniden hastaneye götürülerek tomografisi çekildi.

MİRAZ ‘ROTA’ ADLI BİR VİRÜS KAPTI

Şu sıralar cezaevinde bulaşan ‘rota (*)’ adlı virüs nedeniyle tedavi gören Miraz’ın sağlık durumuyla ilgili ve dava süreciyle ilgili son gelişmeleri babası Cengiz Zaza Akbaba İleri Haber’e anlattı. Kaptığı virüs nedeniyle Miraz’ın birkaç gün kendi yanında kaldığını aktaran Cengiz Zaza Akbaba, “Tedavi devam ediyor. Doktor müşahede altında tutulması gerektiğini söyledi. Birkaç gün benim yanımda kaldı. Dün teslim ettim” dedi.

“Rota adlı  bir virüs kapmış. Kalabalık ortamlarda yayılan bir virüs. Çocuk olduğu için bu tür virüsleri kolay kapıyor” diyen Akbaba, söz konusu virüsün birçok belirtisinin Miraz da olduğunu söyledi.

‘DEMEK Kİ OLUYORMUŞ’

Çocuk olmasından kaynaklı mevsim geçişlerinden ve soğuktan çok çabuk etkilendiği belirten Akbaba, doktora çocuğun cezaevinde kaldığını söyleyince hekimin çocuğu geri götürmemesini söylediğini aktardı. Miraz bebek nezdinde bebeklere ve çocuklara yönelik yasaklamalara gönderme yapan baba Akbaba, “Demek ki çocuk dışarıda kalabiliyormuş” sözleriyle cezaevindeki bebek ve çocuklara yönelik söz konusu engellemeleri eleştirdi.

‘GECELEYİN TELEFON ÇALINCA ÇOK KORKUYORUM’

Akbaba, gece yarısı cezaevinden telefon alınca çok korktuğunu dile getiriyor. “100 tane şey geçiyor aklımdan oraya gidene kadar. Acaba ne oldu, ne diyecekler endişesi yaşıyorum” diyen Akbaba, Miraz’ın şu an sağlıksız bir ortamda olmasından ötürü duyduğu endişeyi paylaşıyor: “Hastalıktan dolayı kaldığı alanın hijyenik olması gerekiyor. Ama cezaevi ortak kullanım alanları var, bir sürü insanla aynı havayı soluyor...”

Cumartesi günü oğlunu gezmeye götürdüklerini anlatan Akbaba, Miraz ile birlikte dışarıda yaşadığı buruk anları ise şöyle anlatıyor:

‘DIŞARIDA GÖRDÜĞÜ KADININ PEŞİNDEN ANNESİ SANIP ÇIRPINIYOR’

“Her cumartesi alıyorum. Pazar günü bırakıyorum. Bugün ilk defa metroya, ilk defa vapura bindi. Dedesiyle birlikte martılara simit attı. Her şeye o kadar merak ve ilgiyle bakıyor ki. Bakmaktan yoruluyor, çok şaşırıyor. Özellikle çocuklara…Annemlere götürdüm, bir yerde çocuk sesi duydu. Kendini paraladı kapıyı vura vura “aç aç” diye. Çocuklara ulaşmak istedi. Çocukların ve köpeklerin sesini duyduğu yere koşuyor. Cumartesi günü dışarı çıkardık, markete götürdük. Sırtı dönük uzun saçlı bir kadın görünce “Anne anne” diye peşinden gitmeye çalıştı. İnsanın içi gidiyor. Yüzünü göremediği kadınların peşinden hareketleniyor. İfade edemiyor ama annesine gitmek istediği belli oluyor.”

MİRAZ, CEZAEVİNİ ARTIK ‘EV’ BİLİYOR…

“Cezaevine zor yetiştirdik” diyen Akbaba, en acısını ise şöyle aktarıyor:

“Cezaevine gelince eve geliyormuş gibi oluyor. Huysuzdu. Arabada cezaevini görünce sakinleşti, bir tane poşeti vardı elinde onu yanında sürükleye sürükleye götürdü. İçeri girdik. Artık sakinleşti. Özlemini duyduğu bir yere gelmiş gibiydi...”

Kadın gardiyanları görünce oğlunun tanıdık yüzler gördüğü için sevindiğini ifade eden Akbaba, “Gardiyanların elinden tuttu, dönüp bana el salladı ve gitti...” dedi.

‘BİR MAHKEMENİN KALDIRAMAYACAĞI KADAR DOSYA…’

Eşi Gülistan Diken’in davasıyla ilgili yeniden yargılama talebine mahkemenin henüz bir yanıt vermediğini paylaşan Cengiz Akbaba, “Avukatımız mahkemeyle görüştü. Mahkeme, “bir mahkemenin kaldıramayacağı çok fazla dosya var. Hem yeniden yargılama talepli hem yeni dosyalar var” demiş. Binlerce insanın iddianamesi var. Mahkemeler karar vermede hızlı davranmıyorlar” ifadelerini kullandı.

‘DAVA AÇMAYA HAZIRLANIYORUZ’

“6 yaşına kadar çocuğu olan kadınlara 2 yıla kadar denetimli serbestlik var. Hükümetten, bakanlıktan bunu adil bir biçimde uygulamasını bekliyoruz” diyen Akbaba şöyle devam ediyor sözlerine: “Ama önümüzde olumlu örnekler yok. Poyraz Ali’nin annesi şu anda hala cezaevinde. Siyasi davalarda ciddi zorluklar çıkartılıyor. Konuyla ilgili bir düzenleme yok. Cezaevi idarelerinin keyfiyetine bırakılmış. Cezaevi idareleri de zaman zaman uluslararası sözleşmeleri ihlal eden uygulamalar yapabiliyor.

Türkiye çok kötü bir zamandan geçiyor. Mevcut koşulları da göz önüne almak lazım. Miraz, 8 aylıkken cezaevine girdi şu an 1,5 yaşında. Medyada belli bir kesimde kalabildik. Ana akım ya da ‘yandaş’ medyada bunlar yer almadı. Geçmiş dönemlerde yer almış, örnekleri var ama Türkiye şu an ciddi bir anti-demokratik süreçten geçiyor. Olağanüstü Hal koşullarında yaşıyoruz. İnsanlık dışı uygulamalara maruz kaldık. 8 hafta bana göstermediler. Bununla ilgili dava açacağım ben.”

‘BEBEK, TUTUKLU DEĞİL Kİ!’

“Birleşmiş Milletler (BM) Çocuk Hakları Sözleşmesi var. Miraz’ın sürecinde bu sözleşmede yer alan birçok madde ihlal edildi. Avukatımız hazırlık yapıyor, bunları mahkemeye taşıyacağız. Örneğin; çocuğunla buluşma hakkı, sağlığa ulaşma hakkı ihlal edildi. Hükümete defalarca çağrı yaptık. Bu şekilde 668 tane çocuk olduğunu söyledik. Resmi rakam bu. Bir çerçeve çizilmeli düzenlemelere ilişkin. Örneğin cezaevine bebeğe gıda alımı neden yasak? Bebek tutuklu değil ki. Bebeğe neden tutuklu muamelesi yapılıyor? Bebeklerin çocukların hakkı ihlal ediyor. Bebekle neden kapalı görüş yapılıyor?”

‘MİLLİ GÜVENLİK BOZULDU MU YANİ?’

Şimdi Miraz’ı cezaevinden alıp eve götürebildiğini söyleyen Akbaba, “Ne oldu yani? Milli güvenlik zarar mı gördü. Yetişkinlerin maruz kaldığı uygulamalar bebeklere, çocuklara da sirayet etmiş” diyerek, uygulamalardaki keyfiyete dikkat çekti.

‘BU MÜCADELE AYNI ZAMANDA BİR ÇAĞRI’

Mücadelelerinin, gelecekte bu tür durumların tekrar yaşanmaması için bir çağrı niteliğinde de olduğunu vurgulayan Akbaba, “Aslında bu mücadele 668 tane bebek için. Mahkemelerin bazen neye göre karar verdiklerini bilemiyoruz. Ama cesurca bir karar verilirse, çocukların haklarına ulaşımı konusunda emsal teşkil edebilir” diyerek eşinin davasına ilişkin adil ve yeniden yargılama talebini yineledi.

BİR BABANIN FERYADI: ADALET…

Akbaba, Adalet Bakanlığı ve cezaevlerindeki ihlallere ilişkin de dava açacaklarını sözlerine ekledi. Miraz’ın cezaevi koşullarının kısmen düzeltilmesinde toplumun ciddi katkısının olduğunun altını çizen Akbaba, sözlerini çağrı niteliğindeki bir temenni ile sonlandırdı: “Beklentimiz, hukukun uygulanması…”

ROTA VİRÜSÜ
Rota virüsünün en sık görülen bulaşma şekli, hasta kişiyle direkt veya indirekt temas. Virüs, hasta çocuğun kullandığı tuvaletlerden, oyuncaklardan veya dokunduğu yerlerden geçebiliyor. Bunun yanı sıra virüs solunum yoluyla da bulaşabiliyor. Belirtiler virüsün vücuda bulaşmasından 12 saat ile 4 gün arasında değişen zaman diliminde başlıyor. Enfeksiyon genellikle tekrarlayan kusma ve ateşle birlikte çok kötü kokulu kansız ishal ile karın ağrısına neden oluyor. Halsizlik de rota virüsünde sıkça görülen belirtileri oluşturuyor. Rota virüsü ciddi tablolara yol açabildiği için ebeveynlerin bu belirtiler geliştiğinde zaman kaybetmeden hekime başvurmaları yaşamsal önem taşıyor. 4-24. aylar arasında görülen enfeksiyon oldukça ağır tablolar oluşturabiliyor. Bunun nedeni ise bu yaş grubundaki çocukların hem bağışıklık sistemlerinin daha zayıf olması, hem de ishal ve kusma ile oluşan sıvı kaybını daha zor tolere edebilmeleri. Bu dönem çocuklarda vücutta kaybolan sıvı alımı yerine konmazsa ölüme kadar giden sonuçlar ortaya çıkabiliyor. Tedavide en önemli nokta vücuttan kaybedilen sıvının yerine konması. Bu nedenle çocuğunuzun bol bol sıvı almasına özen gösterilmeli, bulunduğu ortamdaki tüm yüzeylerin sık sık sabun ve suyla temizlenmesi; çocuğun elinin de sık sık ve en az 20 saniye yıkanması gerekiyor ve sağlıklı gıdalarla beslenmesini gerektiriyor. Cezaevinde yüzlerce kişiyle birlikte, soğuk, beton ve anti-hijyenik bir ortamda büyümek zorunda kalan çocukları düşününce, nasıl bir tehlikeyle içe içe olduklarını hayal etmek işten bile değil.

NE OLMUŞTU?

Kapatılan Barış ve Demokrasi Partisi’nin 2011’deki siyasi çalışmalarına katılan, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve Newroz etkinliklerine katılan Gülistan Diken Akbaba, ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla yargılandığı davada cezasının Yargıtayca onanmasının üzerine, 19 Şubat’ta eşi ve çocuğuyla birlikte sokakta yürürken tutuklanmış, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne konmuştu.

1,5 yaşındaki bebeğini kötü cezaevi koşullarında büyütmek zorunda kalan Gülistan Diken Akbaba, 2013 yılında yargılandığı dava kapsamında 2 yıl tutuklu kalmış, daha sonra tutuksuz yargılanmak üzere tahliye edilmişti. Hakkında istenen 6 yıl 3 ay hapis cezası Yargıtay tarafından onanmıştı. Yargılamayı sürdüren Hakim Mehmet Ekinci ise 28 Ocak tarihinde “FETÖ üyeliği” gerekçesiyle tutuklandı. Yargılamaya yapan özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi ise KCK Avukatlar, Şike, Oda TV gibi davalarda alınan kararlarla biliniyor.