Binlerce engelli yurttaş, kamuda atama bekliyor

Binlerce engelli yurttaş, kamuda atama bekliyor

TOHAD Başkanı Akbulut, gelir sahibi olmayan engelli birey, bağımsız yaşam hakkını kaybediyor dedi.

Ersan Kınık

Geçen şubat ayında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kamu kurumlarında sözleşmeli statüde görev yapan personel için yüzde 3 engelli çalıştırma mecburiyetinin getirildiğini ve 12 bin engellinin kamuda istihdam edileceği yönündeki açıklaması, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından da 18 Şubat’ta duyurulmuştu.

Aradan geçen 8 aya karşılık, engelli yurttaşlara verilen sözler havada kaldı, vaat edilen atamalar yapılmadı. Toplumsal Haklar ve Araştırmalar Derneği’nin (TOHAD) verilerine göre; Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı’na (EKPSS) girip, istihdam olanağı bulamamış engelli yurttaşın sayısı 200 binin üzerinde.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da konuya dair önceki günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık’a soru önergesi verdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanan atama vaatlerine rağmen engelli atamalarının bekletilmesinin, Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’na yapılan 100 binin üzerindeki atamalarda engelli yurttaşlara yer verilmemesinin sebeplerini, engelli yurttaşların karşı karşıya kaldığı çeşitli sorunları, Bakan Yanık’a yönelterek gündeme getirdi.

‘YÜZDE 3 KOTASI YANLIŞ YORUMLANIYOR’

TOHAD Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Akbulut, engelli yurttaşlar için belirlenen asgari çalışma kotasını, engellilerin çalışma hayatına dahil edilmemesiyle birlikte karşı karşıya kaldığı ekonomik ve sosyal sorunları ve buna ilişkin çözüm önerilerini İleri Haber’e değerlendirdi.

4857 sayılı İş Kanunu ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre en az yüzde 3 oranında engelli çalışanın istihdam edilmesi zorunluluğunun kurumlar tarafından yanlış yorumlandığını dile getiren Akbulut, “Kanunda belirlenen yüzde 3’lük oran aslında asgari rakamı ifade eder. Yani çalışan engelli personel sayısı en az yüzde 3 olacak der, bu rakamı yüzde 5, yüzde 6 seviyelerine çıkarmaları mümkün. Ancak buna karşılık yüzde 3’ü üst sınır olarak algılıyorlar ve kadro açmıyorlar” dedi.

‘KOTANIN ÜST SINIR OLARAK UYGULANMASI, ENGELLİLERİ CİDDİ ANLAMDA MAĞDUR EDİYOR’

Bu durumun engellileri ciddi bir şekilde mağdur ettiğine dikkat çeken Akbulut, “Engelliler özel sektörde uğradığı ayrımcılıktan dolayı zaten yeterince istihdam olanağı bulamıyorlar. Kamu kurumlarındaki yüzde 3 kotasının da üst sınır olarak uygulanması, engellileri ciddi bir şekilde mağdur ediyor, çok ciddi bir istihdam sorunu yaşanıyor” diye konuştu.

‘GELİR SAHİBİ OLMAYAN ENGELLİ BİREY, BAĞIMSIZ YAŞAM HAKKINI KAYBEDİYOR’

Engellilerin yaşamış olduğu istihdam sorunuyla birlikte engellilerin ekonomik ve kültürel hayata katılımının da engellendiğini ifade eden Akbulut, “Gelir sahibi olmayan engelli birey, bağımsız yaşam hakkını kaybediyor her şeyden önce ve edilgen bir birey haline dönüşüyor” dedi.

Kamuda, engelli istihdamı yönünde kurumsal bir kültür oluşmadığının altını çizen Akbulut, engelliler için ayrılan kotanın, kurumlar tarafından doldurulması gereken bir yasal zorunluluk olarak görülmesine tepki göstererek şunları söyledi:

“Engelli bireyin aslında üretken birey olduğu, diğer bireylerle hiçbir farkı olmadığını, toplumun diğer kesimlerine ait bireyler nasıl çalışıyorsa onların da çalışıp ekonomik değer üretecekleri görüşünü benimseyemediler, sadece bir sorumluluk olarak algılıyorlar.”

‘200 BİNİN ÜZERİNDE İSTİHDAM OLANAĞI BULAMAMIŞ ENGELLİ  VAR’

Yasal olarak belirlenen yüzde 3 kotasının referans alındığında kamudaki engelli personel açığının yaklaşık 6 bin olduğunu ifade eden Akbulut, “Dernek olarak yaptığımız araştırmalara göre EKPSS’ye girip istihdam olanağı bulamamış 200 binin üzerinde kişi var” dedi.

Türkiye’de yaklaşık 8,5 milyon engelli yurttaş bulunduğunu belirten Akbulut, kamu ve özel sektörde istihdam edilen engelli sayısının sadece 200 bin dolaylarında kaldığına ve bu sebeple de milyonlarca engelli yurttaşın, ekonomik bağımsızlığını elde edememeleri nedeniyle kendi hayat düzenini kuramadıklarının altını çizdi.

ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

Akbulut, engelli yurttaşların sosyal hayata ve istihdam hayatına katılmasının önündeki engellerin kaldırılması için çözüm önerilerini sıraladı.

Her şeyden önce engellilerin erişilebilirlik sorunlarının çözülmesi gerektiğinin önemine değinen Akbulut, “Çünkü engellinin okula gitmesi, iyi bir eğitim alması gerekiyor. Daha sonra iş bularak ekonomik ve sosyal hayata katılması gerekiyor. Hiç erişilebilirlik düzenlemeleri yapılmadığı için engelli yurttaşlar en başta eğitim hayatına yeteri kadar katılamıyor. Eğitim hayatına katılamadığı için meslek edinemiyor, meslek edinemediği için de iş bulamıyor. Böyle bir zincir var. Her şeyden önce ilk olarak erişim sorununun çözülmesi lazım” dedi.

Özel sektör kuruluşlarına engelli istihdamı için teşvikler verilmesi gerektiğine de değinen Akbulut, kamuoyunda engellilerin istihdam edilmesi yönündeki önyargıların kırılması adına başta kamu spotları olmak üzere çeşitli farkındalık çalışmalarının yapılmasının önemine dikkat çekti.

Son olarak yasal zorunluluk olmasına rağmen engelli istihdam etmeyen özel kuruluşlar için “caydırıcı yaptırımlar uygulanmalı” diyen Akbulut, şu sözleri kaydetti:

“Bugün birçok kurumun ceza ödediği halde hala engelli işçi çalıştırmadığını biliyoruz. ‘Parasını öderim yine de çalıştırmam’ mantığı ne yazık ki birçok kesimde mevcut. Bu duruma karşı etkili ve caydırıcı yaptırımların uygulanması gerekiyor.”