Beylikdüzü Emek Barış ve Demokrasi Güçleri'nden baro başkanlarına destek:  'Direnenlerin, direnişlerini selamlıyoruz'

Beylikdüzü Emek Barış ve Demokrasi Güçleri'nden baro başkanlarına destek: 'Direnenlerin, direnişlerini selamlıyoruz'

Beylikdüzü Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, barolara destek açıklaması yaptı. Açıklamada "Buradan Beylikdüzü Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak, Boyun Eğmez tavırlarından dolayı direnenlerin, direnişlerini selamlıyoruz" denildi.

İleri Haber

Beylikdüzü Emek Barış ve Demokrasi Güçleri, baro başkanının AKP iktidarının Avukatlık Kanunu'nu değiştirmek istemesine karşı başlattıkları 'Savunma Yürüyüşü'nde polisler tarafından engellenip saldırıya uğramalarının ardından, borolara destek amaçlı basın açıklaması düzenledi.

Beylükdüzü Makina Mühendisleri Odası'nda (MMO) yapılan basın açıklamasında "12 Eylül darbe Anayasasının bakiyesi olan mevcut anayasanın verdiği kırıntı hakları bile tanımaz halde. Bu manada hukuku ayaklar altına almaktan çekinmiyor. Hukukun gücü yerine, gücün hukukunu uygulayarak Anayasayı her gün ihlal etmeye devam ediyor" denildi.

Anayasanın fiili olarak askıya alındığının belirtildiği basın açıklamasında ayrıca "Gerek 'Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü' ve gerekse 'Baroların Ankara Yürüyüşü' bizlere gösterdi ki;  Anayasanın fiili olarak askıya alındığı bu koşullarda tek çare, işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesiyle, direnmemizle mümkündür" ifadelerine yer verildi.

Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

"İktidar, keyfi uygulamalarına her gün bir yenisini ekliyor. 

Halkın iradesini tanımadan, seçilmiş Milletvekili, Belediye Eşbaşkanlarını tutuklayıp, vekillikleri düşürüp, belediyelere de kayyum atıyor. Seçilmiş Belediyelerin halk yararına, kadın eşitlikçi kazanımlarını bir bir yok ediyor.

Haber yapan gazetecileri, siyasetçileri, sırf muhalif oldukları için hapse atıyor, keyfi davalarla içeride rehin tutmaya devam ediyor.
Teslim alamadığı basın kuruluşlarını cezalarla susturuyor, halkın haber alma hakkını gasp etmekte hiçbir sakınca görmüyor.
 
Pandemi sürecinde almış olduğu adil olmayan kararlarla tüm emeği ile geçinenleri çalışmak zorunda bırakıyor, her felakette olduğu gibi bunu da fırsata çeviriyor. Bizler can derdindeyken, bir yandan doğa talanına yol açan rant projelerini gerçekleştirmeyi sürdürüyor.

Yurttaşların bedeller ödeyerek kazandığı tüm hakları yok sayıyor ve işçilerin kazanımlarına son sürat saldırmaya devam ediyor. En son kıdem tazminatına da göz dikti. 

Muhalefet dinamiği olarak gördüğü Mimar Mühendis Odaları ile Baroları da örgütlülüklerini parçalayarak işlevsiz hale getirip, böylece muhalefetin zerresini bırakmamayı hedefliyor.

12 Eylül darbe Anayasasının bakiyesi olan mevcut anayasanın verdiği kırıntı hakları bile tanımaz halde. Bu manada hukuku ayaklar altına almaktan çekinmiyor. Hukukun gücü yerine, gücün hukukunu uygulayarak Anayasayı her gün ihlal etmeye devam ediyor.

İktidar bir süredir tek adamın talimatı ile meclise yasa teklifi getirmeye hazırlanıyordu. Demokrasi söylemleri altında çoklu baro dedikleri, avukatların iradelerine ve kendi yönetimlerini belirleme, bağımsız bir meslek yürütme hakkına müdahale hesabı içindeydi. Bu, Baroları susturmak ve biat etmeye dönük bir hazırlıktı.

53 baro başkanı, avukatlık yasası değişikliği yoluyla mesleklerine, barolara, savunma hakkına, halkın hak arama özgürlüğüne iktidar eliyle saldırganlık girişimine savunma yürüyüşüyle karşı durmak üzere Ankara’ya yürüme kararı aldılar. Ancak Ankara’nın girişinde keyfi şekilde durdurularak darp edildiler. Yol ortasında etrafları çevrilerek tecrit edildiler. Zorunlu ihtiyaçlarının teminine bile izin verilmedi.

Görevi halkın güvenliğini sağlamak olan kolluk kuvvetleri, adeta yürütmenin zor aygıtına dönüştürüldü ve yasa dışına çıkarak, anayasal haklarını çok iyi bilen hukukçuların haklarını çiğnedi.

Baro Başkanları ve Avukatlar insan hak ve özgürlüklerinden, demokrasiden yana tutum sergilediler. Barolara kurulan bu tuzağı bozdular. Barolar "bağımsız yargı, özgür savunma" diyerek yargı bağımsızlığı ve hukuk devleti anlayışıyla tek adam rejiminin yargıdaki sultasına boyun eğmeyeceklerini gösterdiler.

Buna aykırı davranan Birlik başkanı Metin Feyzioğlu, bu yürüyüşü karalamaya çalışan açıklamalarla barolara tuzak kuranların tarafında yer almış, iktidarın avukatların içine soktuğu sözcü kimliğine bürünmüştür. Kamuoyunun tepkisini yatıştırmak için baro başkanların Ankara yürüşünü göstermelik ziyarete gelen birlik başkanı Feyzioğlu, yürüyüşteki baro başkanların tepkisi ile karşılaşmış ve gerekli cevabı almıştır.

Gerek “Darbeye Karşı Demokrasi Yürüyüşü” ve gerekse “Baroların Ankara Yürüyüşü” bizlere gösterdi ki;  Anayasanın fiili olarak askıya alındığı bu koşullarda tek çare, işçi ve emekçilerin birleşik mücadelesiyle,  direnmemizle mümkündür.

Buradan Beylikdüzü Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri olarak, Boyun Eğmez tavırlarından dolayı Direnenlerin Direnişlerini selamlıyoruz. Özgürlüklerimize sahip çıkmak, Demokrasiyi işler hale getirmek için TÜM FARKLILIKLARIMIZLA, RENKLERİMİZLE, HER YERDE  YAN YANA GELMEYE ve DEMOKRASİ MÜCADELESİ VERMEYE ÇAĞIRIYORUZ. "