Beykoz'da 111 bin metre karelik alanı imara açılmasına tepki: 'Halkımızı çıkarlarını korumaya çağırıyoruz'
TİP Beykoz İlçe Örgütü, Beykoz'da 111 bin metre karelik alanı imara açılmasına karşı bir açıklama yayınlayarak ''Halkımızı çıkarlarını korumaya çağırıyoruz'' dedi.
11-01-2021 11:23

İleri Haber
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İstanbul'un Beykoz ilçesinde Kuzey Kirazlı ve Güney Kirazlı özel ormanlarında 111 bin metre karelik alanı imara açtı. 1443 ağaç bulunan parselin 61 bin metrekaresine 2 katı geçmeyecek AVM, otel, çarşı finans kurumu gibi ticari birimlerin inşa edilebilmesine karşı bir açıklama yapan Türkiye İşçi Partisi (TİP) Beykoz İlçe Örgütü, ''Ormanlarımıza, tarım alanlarımıza yönelik bu saldırılara karşı halkımızı, çıkarlarını korumaya, bu politikalara karşı olan tüm siyasi çevreleri, doğa savunucularını birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz'' dedi.
2018 yılının temmuz ayında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Beykoz'da Kuzey Kirazlı ve Güney Kirazlı özel ormanlarına 553 adet villa projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlatmıştı. Villalar, özel orman alanında kalan üç ayrı parsele inşa edilecek, 267 numaralı 111 bin metrekarelik tarla niteliğindeki parsele ise 20 otel, 13 spor tesisi yapılacaktı. Kasım 2018'de bu proje için alınan “ÇED gerekli değildir” kararında 267 numaralı parsel proje dışına çıkarılarak spor tesisi ve otellerden vazgeçilmişti. Yeni hazırlanan planda bakanlık, proje dışına çıkarılan 111 bin metrekarelik tarım araziyi askıya çıkardı.
'HALKIMIZI ÇIKARLARINI KORUMAYA ÇAĞIRIYORUZ'
TİP Beykoz İlçe Örgütü'nün konuya ilişkin açıklaması şu şekilde:
''Saray Rejimi'nin yağma ve talanı, emekçinin, emeklinin, küçük esnafın pahallılık, işsizlik, yoksulluk karşısında yaşam mücadelesinin iyice zorlaştığı kriz koşullarında bile artarak devam ediyor.
Ülkemizin hızla çölleşmeye doğru gittiği gerçeğine rağmen, ormanlarımızın, tarım alanlarımızın, sularımızın kısacası doğamızın tahribatı ve talanı pandemi günlerinde daha da hukuk tanımaz biçimde artmış bulunuyor.
Bu talan ve tahribatın son örneği Beykoz’da yaşandı:
Daha önce Çevre Düzeni Planın da ‘’ tarımsal niteliği korunacak alan ’’ olarak ilan edilen 11 dönüm tarım arazisi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından ticaret alanı ilan edildi. 553 villa projesinde Beykoz Kent Dayanışması ve Beykoz halkı olarak hukuki yollarla mücadele ederek engellediğimiz proje bu defa farklı bir yolla gündeme getirildi. Bu alana birde cami projesi eklenerek Diyanet İşleri Başkanlığı ‘’ kamu yararı vardır’ diye görüş belirterek rant ve talan projesine ortak oldu ve tarım alanı ticaret alanı ilan edildi.
Bu gelişmeler yaşanırken 7 Ocak tarihli Resmi Gazete'de Cumhurbaşkanlığı tarafından 3413 sayılı karar ile, yeni talan ve yağmaya kapı açması çok muhtemel olan bir yönetmelik yayınlanarak yeni bir 2B uygulaması başlatılıyor
Ormanlarımıza, tarım alanlarımıza yönelik bu saldırılara karşı halkımızı, çıkarlarını korumaya, bu politikalara karşı olan tüm siyasi çevreleri, doğa savunucularını birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.''
İLGİLİ HABERLER
Şişli'de bir inşaatın istinat duvarı çöktü
Kurtuluş'ta bir inşaatın istinat duvarının çökmesi üzerine çevre binalarda oturanlar tahliye edildi.
20-01-2021 10:49

İstanbul'un Şişli ilçesinde bir inşaatın istinat duvarı çöktü. Doğalgaz borusunun zarar gördüğü çökmede can kaybı veya yaralanan olmadı.
Bozkurt Mahallesi Kınalı Keklik Sokak'ta bulunan inşaattaki çökmenin sebebi henüz belirlenemedi. Sokakta yaşayanlar büyük bir gürültü duyduklarını ve durumu polise bildirdiklerini anlattı. Polis, inşaatın çevresindeki binalarda oturanları tedbir amacıyla tahliye etti.
Sokaktan geçen doğalgaz borusu da çökmeden zarar görünce bölgenin gazı İGDAŞ tarafından kesildi.
Ölü veya yaralı olmayan olaya ilişkin inceleme sürüyor.
Edirne Müftülüğü'nde yangın
Yangın çıkan ahşap bina kullanılamaz hale gelirken, ekiplerin çalışmaları sonucu yangın söndürüldü.
19-01-2021 07:54

Edirne Müftülüğü'nün iki katlı ahşap binası, çıkan yangında tamamen yandı. Yangının sebebi henüz bilinmezken soğutma çalışmaları sürüyor.
Alınan bilgiye göre, Selimiye Camisi yakınlarında Ercan Biçer Sokak’taki binada henüz bilinmeyen nedenle yangın çıktı.
Çok sayıda itfaiye ekibi, yanan binaya müdahalede bulundu.
Yangın, ekiplerin müdahalesi sonucu söndürüldü fakat bina kullanılamaz hale geldi.
Soğutma çalışmaları devam ediyor.
Kazdağları Dayanışması: Alamos Gold ne zaman gidecek?
Kanadalı Alamos Gold şirketinin Kazdağları’nda yaptığı doğa talanına karşı verilen mücadelede, doğa savunucuları elde ettikleri kazanımların takipçisi olmaya devam ediyor.
18-01-2021 22:49

İleri Haber
Çanakkale’nin Kirazlı köyünde Alamos Gold isimli Kanadalı şirket tarafından yapılan Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artış ve Zenginleştirme Projesi’ne karşı doğa savunucularının verdiği mücadele halen devam ediyor. Doğa savunucularına dönük baskı ve yaptırımlara rağmen direnişlerinin sonunda şirketin tüm izinleri iptal edildi. Ancak şirket Kazdağlarındaki varlığını sürdürüyor.
Kazdağları Dayanışması, yetkililerin cevaplamasını istediği soruları da içeren bir açıklama ile şirkete ve yetkililere tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
Kanadalı Alamos Gold'un (%100 iştiraki Doğu Biga Madencilik A.Ş.’ nin) Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Kapasite Artış ve Zenginleştirme Projesi’ne karşı uzun süredir verilen mücadelenin de son iki yıldır yoğunlaşması, Su ve Vicdan Nöbeti, 425 gün süren çadırlı direniş ve bu mücadelenin ulusal ve uluslararası ölçekte destek bulması ile şirketin 13 Ekim 2019 tarihinde dolan İR: 82225 sayılı ruhsatı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından uzatılamadı. Ruhsat bitim tarihinden bu yana şirket geçerli maden ruhsatı olmamasına rağmen orman izinleri ile alanda işgalci konumda varlığını bir yıl daha sürdürdü. 27 Ekim 2020 tarihinde Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü ile şirket arasında alanın tekrar Orman Bölge Müdürlüğü'ne tahsis edilmesi için protokol yapıldığı bilgisi basına yansıdı ancak protokolün detayları tüm taleplerimize rağmen kamuoyu ile paylaşılmadı.
Bu süreçte şirket ruhsat hukukunun devam ettiği ve Kirazlı Altın Madeni Projesinden vazgeçmediği doğrultusunda açıklamalarda bulundu.
Su ve Vicdan nöbeti ve çadırlı direniş sırasında mülki idarenin baskısı ve toplamda 650 bin TL üzerinde idari para cezaları ile karşılaşıldı ve direnişin yıl dönümünde polisin müdahalesi ile gözaltılar yaşandı, mücadele eden yaşam savunucularına davalar ve soruşturmalar açıldı. Tüm bu baskılar mücadeleyi yıldıramadı.
Çanakkale Olay Gazetesinde yer alan bir haberde, CİMER aracılığıyla yapmış olunan bir bireysel başvuruya Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü tarafından verilen yanıtta Tarım ve Orman Bakanlığının söz konusu alanla ilgili izinleri 20.10.2020 tarihinde geri aldığı ve iptal ettiği ve “Maden Sahaları Rehabilitasyon Eylem Planı” doğrultusunda rehabilitasyon çalışmalarına devam edildiği bilgisi yer almaktadır.
Rehabilitasyon aşamasına gelinmiş olması çok sevindiricidir ve bu durum bugüne kadar yıllardır verilmiş ve hala verilmekte olan mücadelenin kazanımıdır.
Ancak CİMER yanıtı üzerine mevcut durumu ve rehabilitasyon çalışmalarını yerinde görmek amacıyla 18.01.2021 tarihinde proje alanına gidildiğinde, şirketin güvenlik görevlileri ile, işçilerle ve bazı araçlarla karşılaşılmış, her hangi bir rehabilitasyon çalışmasının olmadığı ve alanın yine tel örgülerle çevrili olduğu görülmüştür. Dönüşte kolluk kuvveti ile karşılaşılmış, gbt sorgulamasına maruz kalınmıştır. Bu durum üzerine tutanak tutulmuş ve suç duyurusunda bulunulmuştur.
Bu aşamada, süreç hakkında ilgili kamu kurumlarından ve Çanakkale Valiliğinden hiçbir resmi açıklama yapılmamıştır. Bu durumu endişe ile karşılıyoruz. Kamuoyunun doğru bir şekilde bilgilendirilmesi için aşağıdaki sorularımız doğrultusunda en kısa zamanda ilgili kurumlardan resmi açıklama yapılmasını talep ediyoruz:
1. Doğu Biga Madencilik A.Ş.’nin ruhsat hukuku ne aşamadadır?
2. Söz konusu alan maden alanı olmaktan tamamen çıkartılmış mıdır? Yeniden ihale edilme olasılığı var mıdır?
3. Şirket ile Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğü arasında yapılan protokolün içeriği nedir?
4. Şirketin ilgili Bakanlıklara sunduğu herhangi bir rehabilitasyon planı var mıdır? Bu amaçla firmaya herhangi bir süre verilmiş midir? Rehabilitasyon işlemi hangi kurumlarca izlenecek ve denetlenecektir?
5. Şirket alandan tam anlamı ile ne zaman tahliye edilecektir?
Alamos Gold (Doğu Biga Madencilik A.Ş.’nin) tüm iş makinaları ve personeli ile birlikte alandan acilen tahliye edilmesini, Kirazlı Altın ve Gümüş Madeni Proje alanının maden alanı statüsünden çıkartılarak en kısa zamanda ekolojik ve bilimsel yöntemlerle rehabilite edilmesini ve bu sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesini istiyoruz. Konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz.
Mücadelenin başarılı olmasında ve bu aşamaya gelmesinde emeği geçen tüm yaşam savunucusu örgütlere, kurumlara, bireylere, mücadeleyi destekleyen herkese bir kez daha çok teşekkür ederiz.
Kazdağları Kurtulacak!
İstanbul'daki kar yağışının ardından barajlardaki seviye yüzde 30'a yükseldi
İstanbul barajlarındaki su seviyesi son 10 yılın en düşük seviyesinde seyrederken, kentte bir haftadır süren yağışlar barajlardaki seviyeyi yüzde 30,10'a yükseltti.
18-01-2021 14:47

İstanbul'da geçen haftadan bu yana etkili olan yağmur ve kar yağışıyla barajlardaki su seviyesi ortalaması yüzde 30,10'a yükseldi. İstanbul Su ve Kanalizasyon İdaresi (İSKİ) verilerine göre, yağışlar öncesi 8 Ocak'ta su seviyesi yüzde 19,16 seviyesine kadar düşmüştü.
İSKİ'nin internet sitesinde yer alan bilgilere göre su miktarı Istrancalar'da yüzde 92,86, Terkos'ta yüzde 31,83, Sazlıdere'de yüzde 10,30, Alibey'de yüzde 40,47, Büyükçekmece'de yüzde 29,76, Ömerli'de yüzde 25,89, Darlık'ta yüzde 48,78, Elmalı'da yüzde 32,42, Kazandere'da yüzde 33,69 ve Pabuçdere'de yüzde 15,36 olarak kaydedildi.
Kente su sağlayan baraj ve göletler, 868 milyon 683 bin metreküp su biriktirme hacmine sahipken, su miktarı son yağışlarla 256 milyon metreküp seviyesine yükseldi. Son yağışlar öncesinde 8 Ocak'ta ise su miktarı 160 milyon metreküpe kadar gerilemişti.
'Dünyanın en büyük havalimanı' karda çalışmıyor: Uçaklar İstanbul Havalimanı’na inemiyor
Yoğun kar yağışı sebebiyle uçaklar İstanbul Havalimanı’na iniş yapamazken, birçok uçuşun iptal edildiği görüldü.
18-01-2021 10:15

İleri Haber
AKP iktidarının ‘’dünyanın en büyük havalimanı’’ olmasıyla övündüğü fakat inşaatına başlandığı günden beri orman katliamı, iş cinayetleri ve kötü çalışma koşullarıyla gündeme gelen İstanbul Havalimanı’nda uçaklar, kar yağışı ve olumsuz hava koşulları sebebiyle Marmara Bölgesi üzerinde tur atmak zorunda kaldı.
İstanbul Havalimanı'nda uçuşlar, kar yağışı ve olumsuz hava koşullardan etkilendi. Yoğun kar yağışı sebebiyle uçaklar İstanbul Havalimanı’na iniş yapamazken, birçok uçuşun iptal edildiği görüldü.
İstanbul Havalimanı için en önemli bağlantı yolu olan Hasdal’da da bu sabah başlayan yağışla birlikte trafik durdu. Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumlu olduğu yolda, kar yağışı ve buzlanma nedeniyle araçlar kaydı, kazalar meydana geldi.
TMMOB, HAVALİMANI HENÜZ İNŞAAT HALİNDEYKEN UYARMIŞTI
İstanbul Havalimanı’nın inşaatı öncesi Meslek Odaları ve bilim insanları bu mega projeye başlanmadan önce uyarılarda bulunmuş, fakat uyarılar göz ardı edilmişti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin (TMMOB) basına konuya ilişkin hazırladığı raporda şu ifadelere yer verilmişti:
“TMMOB İstanbul İl Koordinasyon Kurulu (İKK) raporu, proje alanının doğrudan deniz üzerinden gelen rüzgarlara açık olduğu uyarısını yaparak, uçuş için uçağın gelen rüzgarı önden alması gerektiğini, yandan ya da arkadan almasının tehlike olduğuna dikkat çekmektedir.
Nitekim İTÜ Uzay ve Uçak Mühendisliği Fakültesi Meteoroloji Bölümünden Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu da uçakların rüzgara karşı kalkıp, rüzgara karşı inmeleri gerektiğini oysa 3. Havalimanı'ndaki pistlerin hâkim rüzgarların yönleri dikkate alınmadan inşa edildiğini ifade etmektedir. 3. Havalimanı'nın Kuzey-Güney ve Doğu-Batı doğrultulu pistleri, Kuzeybatı ve Kuzeydoğu yönünden esen ve kentin iki ana rüzgarı olan Lodos ve Poyraz rüzgarlarını yandan almaktadır. Dolayısıyla, yandan rüzgâr alan uçakların yağmurlu ve fırtınalı havalarda iniş yaparken kanat katlanması ve türbülans ile savrulmaları muhtemeldir. Sayılan nedenlerden dolayı Türk Hava Kurumu Teknik Birimi'nin projeye onay vermediği bilinmektedir.”
Raporda ayrıca, rüzgârların yönüne aykırı inşa edilmiş pistlerle birlikte düşünüldüğünde iniş kalkışlarda gecikmeler olacağı, pistten çıkmalar, divertler (başka bir havalimanına yönlendirme), iniş ve kalkışlarda, özellikle inişlerde tehlikeler yaşanacak ve havalimanı işlevsel olamayacaktır denilmişti.
ÇED Raporunda iklim değişikliğinden kaynaklanan riskleri (hortum, aşırı sağanak yağışlar ve fırtınalar) hatırlatan raporda şu noktalar vurgulanmıştı:
“Öte yandan, ÇED raporunda yılın 107 günü kuvvetli rüzgâr, 65 günü ise yoğun bulutlu olan bu kıyı bölgesinde hava taşımacılığı ve piste iniş ve kalkışların fiziksel çevre şartları bakımından ne denli sorunlu olabileceğine dikkat çekilmektedir. Meteoroloji Mühendisleri Odası Başkanı Sıtkı Erduran da, mevcut verilere bakıldığında meteoroloji yönünden yeni havalimanı yerinin uygun gözükmediğini düşünmektedir. Yerel halk ile çeşitli zamanlarda yapılan mülakatlarda da bölgenin çoğunlukla fırtına şiddetinde rüzgârlı ve yoğun sisli olduğu belirtilmiştir.”
Kanal İstanbul'un bilirkişi heyetine itiraz
TMMOB, tarafsız olmadıkları gerekçesiyle Kanal İstanbul'a karşı açılan davada mahkemenin belirlediği bilirkişi heyetine itiraz etti.
17-01-2021 08:35

Kanal İstanbul’a karşı açılan davada mahkeme bilirkişi heyetini belirledi. Mahkemenin belirlediği 15 kişilik bilirkişi heyetine Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) itiraz etti. İstanbul 10’uncu İdare Mahkemesi Başkanlığına itiraz dilekçesi veren TMMOB heyetin tarafsız kişilerden oluşmadığını söyledi.
BirGün’den Gökay Başcan’ın haberine göre; TMMOB’un verdiği dilekçede, bilirkişi heyetindeki bazı kişilerin iktidara yakınlığıyla bilinen, siyanürle altın aramayı destekleyen ve öğrenciyi tehdit ettiği iddia edilen akademisyenlerden oluştuğu belirtildi. Dilekçede ayrıca, Kanal İstanbul’un ÇED raporu için danışmanlık hizmeti sunan İTÜ ve İstanbul Üniversitesi kadrosundaki bazı öğretim üyelerinin de tayin edilmesine vurgu yapıldı.
Bilirkişi heyetinde yer alan bazı kişilerin Kanal İstanbul hakkındaki görüşlerini açıklayarak tarafsızlıklarını kaybettikleri vurgulanan dilekçede, “Açıklanan sebepler bakımından seçilen bilirkişilerin tarafsız bir rapor tanzim edemeyecekleri görüldüğünden; belirtilen bilirkişilerin öncelikle bu nedenle görevden alınmaları ve yerlerine yeni bilirkişi görevlendirmelerinin yapılması gerekmektedir” denildi.
BİLİRKİŞİ HEYETİNDE BULUNANLAR
Bilirkişi heyetindeki isimlerle ilgili bilgiler şöyle:
Öğrencilere, üniversitenin açılış haftasında “Eylemlere katılmayın, ceza alırsınız” tehdidinde bulunan İTÜ Genel Sekreteri Prof. Dr. Mustafa Sait Yazgan.
Siyanürle altın çıkarmanın sakıncasız olduğunu ileri süren raporda imzası bulunan Prof. Dr. Süleyman Övez. Övez, daha önce de 3’üncü Havalimanı’na yapılan itirazda da bilirkişi seçilmişti.
AYM’nin barış akademisyenlerine yönelik hak ihlali kararı sonrası “1071 akademisyen” imzasıyla yayımlanan bildiride yer alan, iktidara yakın akademisyenler de bilirkişi heyetinde. Bunlar şöyle; Prof. Dr. İsmail Toröz, Prof. Dr. Ali Osman Atahan, Prof. Dr. Mustafa Yanalak ve Doç. Dr. Şenel Özdamar.
Heyetin tamamı ise şöyle:
- Prof. Dr. Süleyman ÖVEZ (Biyolog, Deniz Kirliliği)
- Prof. Dr. İsmail TORÖZ (Su, Atık Su, Gürültü)
- Prof. Dr. Kadir ALP (Hava Kirliliği)
- Prof. Dr. Ali Osman ATAHAN (Trafik)
- Prof. Dr. Cengiz KUZU (Patlamalı Kazılar)
- Prof. Dr. Mustafa YANALAK (Arazi)
- Prof. Dr. Şevkiye Şence TÜRK (Şehir ve Bölge Planlama)
- Prof. Dr. Hayrullah AĞAÇÇIOĞLU (Hidroloji, Su Yapıları)
- Prof. Dr. Hüseyin Barış TECİMEN Ormancılık, Orman Ekolojisi, Bitki Beslenme)
- Prof.Dr. Abdullah KARAHAN (Jeofizik)
- Prof. Dr. Necmi KARUL (Arkeolog)
- Prof. Dr. Mustafa Sait YAZGAN (Ziraat)
- Doç. Dr. Şenel ÖZDAMAR (Jeoloji)
- Doç. Dr. Hüsne ALTIOK (Deniz Bilimleri ve İşletmeciliği Fiziksel Oşinografi)
- Doç. Dr. Onur GÖNÜLAL (Deniz Biyoloji Anabilim Dalı)