Berkin’i vuran polis yine tutuklanmadı!
Berkin Elvan'ı vuran polisin tutuksuz yargılandığı davanın duruşması İstanbul Adliyesi'nde görüldü. Mahkeme, sanık Atılgan'ı korumaya devam etti.
19-09-2018 15:35

Haziran Direnişi sırasında İstanbul Okmeydanı’nda polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu hayatını kaybeden Berkin Elvan’ın öldürülmesinde ilişkin açılan davanın altıncı duruşması bugün, Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, Elvan Ailesi avukatlarının taleplerine rağmen sanık Fatih Dalgalı’yı duruşmaları takip ettiği ve kaçma şüphesi olmadığı gerekçesiyle tutuklamadı. Dava 28 Kasım’a ertelendi.
Dava kapsamında “Olası kastla öldürmek” suçundan yargılanan ve halen Van İl Emniyet Müdürlüğü’nde görevli olan sanık polis Fatih Dalgalı duruşmaya, Van 2. Sulh Ceza Hakimliği’nden SEGBİS ile katıldı.
POLİSLERDEN ÇELİŞKİLİ CEVAPLAR
Duruşmada, olay gününde Okmeydanı çevresinde görev yapan ve ZET silahı kullanma sertifikası bulunan 6 polis tanık olarak dinlendi.
Tanıkların hepsi olay yerine gitmediklerini iddia ederken, olay anına ilişkin görüntülerde sanık polis Fatih Dalgalı’yı ve diğer polisleri tanımadıklarını beyan ettiler.
Tanıklar ZET silahını ve mühimmatları alırken tutanak alınıp alınmadığı yönündeki sorusuna ise çelişkili cevaplar verdi. Tanıklardan 4’ü mühimmatın tutanak karşılığı verilmediğini iddia ederken 2’si tutanak karşılığı verildiğini beyan etti.
‘TEK DOĞRU BEYANI ZETCİ OLDUĞU’
Sanık polis Fatih Dalgalı’nın soruşturma ve kovuşturma aşamasında doğru beyanlarda bulunmadığına ve çelişkili ifadeler verdiğine dikkat çeken Elvan Ailesi avukatlarından Çiğdem Akbulut, “Sanık olay günü ZET silahı alıp E5 üzerinden ayrılmadığını da söyledi, olay günü araçta kaldığını da söyledi. Sanığın tek doğru beyanı ZETci olduğuydu.” dedi.
‘KATİLLERİ DEĞİL, AVUKATLARI TUTUKLUYORSUNUZ’
Olay günü sanık Dalgalı’nın telefonunun Berkin Elvan’ın vurulduğu yerden sinyal verdiğini vurgulayan Akbulut, “Berkin’i vuran kolu sargılı katil polis Dalgalı’dır. Her celse size yalan söyledi ama siz onu tutuklamıyorsunuz. Bugünlerde meslektaşlarınız ve siz, katilleri değil avukatlarını tutukluyorsunuz. Berkin Elvan’ın davasına bakmaları ‘örgüt üyeliği’ diye dosyaya konuldu. Sanık Dalgalı’yı tutuklamayacağınızı biliyoruz. Bugünlerde halk çocuklarını öldürenleri değil, savunanları tutukluyor katilleri ve yalancıları koruyor sisteminiz. Amacımız bu katilleri ve yalancıları koruduğunuzu tehşir etmek.” dedi.
‘KATİLİN KİM OLDUĞUNDAN ŞÜPHE YOK’
Elvan Ailesi avukatlarından Can Atalay da Berkin Elvan’ı katleden polisin Atılgan olduğuna ilişkin şüphe kalmadığını söyledi.
“’Jandarma Kriminal ve Ulusal Kriminal kuvvetle muhtemel Dalgalı’ dedi. Bunun ötesinde maddi gerçeğe varmak için heyetiniz ne arzu ediyor” diye soran Atalay, Adli Tıp Kurumunun raporunu ise “mahkemeyle dalga geçmek” olarak niteledi.
‘ÇOCUĞUMUN GETİRMEDİĞİ EKMEK BOĞAZLARINA TAKILACAK’
Katledilen Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan da duruşmada söz alırken mahkeme başkanı, Gülsüm Elvan’ı “Kendini zor duruma düşürecek şeyler söyleme” diye uyardı.
Gülsüm Elvan konuşmasında, “Çocuğumu ekmeğe gönderdim bana kanlı gömlek gönderdiler. Tanıklar bu katili tanımadığını söylüyor. Bu katil yerden tünemiş şeytan mı? Çocuğumu vuran değil avukatları, cenazesine katılanlar yargılanıyor. Berkay Ustabaş’a 5 yıl ceza vermişler. Neden? Çocuklar öldürülüyor bir taraf şehit ilan ediyor bir taraf terörist. Yürüyüş bile yoktu bir şey yoktu niye ateş ettiler. Muharrem ayındayız. Çocukları öldürenler Kerbelada nasıl ki öldülerse nasıl kemik boğazına takıldıysa bunlar da aynı olacak. Benim çocuğumun getirmediği ekmek bunların boğazına takılacak. Tutuklansın katil!” ifadelerini kullandı.
‘BENİM YUHALATACAK ANNEM YOK’
Mahkeme başkanı sakinleşmesi konusunda yine Gülsüm Elvan’ı uyarırken acılı anne “Sakinleşecek durumum kalmadı yapılan işkence yeter! Beni yargılayamazsınız. Size üzücü bir haberim var. Benim yuhalatacak bir anam yok. Ben çocuğumu istiyorum. Yavrumu istiyorum. Getirin yavrumu katiller.” dedi.
SANIK TUTUKLANMADI
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, Dalgalı’nın tutuklanma talebini bir kez daha reddetti. Gerekçe olarak, sanığın duruşmaları takip ediyor olmasını ve yaptığı görev itibariyle kaçma şüphesi bulunmamasını gösterdi. Bir sonraki duruşma 28 Kasım’da görülecek.
‘HİÇBİR ŞEY BEKLEMİYORUM’
Duruşma sonrası adliye dışında basın açıklaması yapıldı. Berkin Elvan'ın babası Sami Elvan, buradaki konuşmasında,"Bizim beklediğimiz tek şey katilin tutuklanması. Mahkeme bunu reddetti. Biz inanıyoruz bu halk bizim gibi düşünen insanlar olduğu müddetçe onlar yaptıkları cezayla boğulacak. Sonucu merakla bekliyorum ama ne bekliyorsunuz derseniz hiçbir şey beklemiyorum." dedi.
‘TALİMATI DEVLETTEN ALDIĞINI TEŞHİR EDECEĞİZ’
Avukat Çiğdem Akbulut da "Her geçen celsede ortaya bir şey çıkıyor. Başından beri Fatih Dalgalı gerçekten Berkin'i vuran polisin kendisi. Bunu her celsede başka bir şey söylüyor. Hiç Okmeydanının ara sokaklarına girmedim diyor. Ama telefon kayıtları ve görüntüler bize öyle söylemiyor. Jandarma kriminal raporunun söylediği gibi Berkin Elvan'ı vuran Fatih Dalgalı'nın kendisi. Belki de kendisini hiç tutuklamayacaklar. Ama biz teşhir etmeye devam edeceğiz. Talimatı devletten aldığını ve devletin onu koruduğunu teşhir etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
BİR ÖNCEKİ DURUŞMADA NE OLMUŞTU?
10 Mayıs'ta görülen duruşmada tanıklar dinlenmiş, olay anındaki ve sonrasındaki görüntülerin incelenmesi için görüntüler İstanbul Jandarma Kriminal’e gönderilmişti. Görüntülerdeki kişinin %70’in üzerinde Polis Fatih Dalgalı olduğunun tespit edildiği duruşmada sanık hakkındaki tutuklama talebini mahkeme reddetmişti.
İLERİ HATIRLATIYOR
Gezi Parkı eylemlerinin sürdüğü günlerde Okmeydanı’ndaki evinden ekmek almak için dışarı çıktığı sırada polisin attığı gaz fişeğiyle başından yaralanan Berkin Elvan, 269 gün komada kaldıktan sonra 11 Mart 2014’te hayatını kaybetmişti. Elvan’ın cenazesine bir milyondan fazla kişinin katıldığı açıklanmıştı.
İLGİLİ HABERLER
Polisten eylemciye cinsel taciz
TAYAD'ın dün Ankara Sakarya Caddesi'nde yaptığı eyleme katılan bir üniversite öğrencisi polis tarafından gözaltına alındığı sırada polisin cinsel tacizine uğradı.
17-02-2019 18:47

Üniversite öğrencisinin uğradığı tacizin görüntülerini Yüksel direnişçilerinden, KHK mağduru öğretmen Acun Karadağ sosyal medyadan paylaştı. HDP'li ve TİP'li vekilleri de etiketleyen Karadağ, "Şimdi size devrediyorum olayı" diye yazdı.
'DERHAL TUTUKLANMALI'
Görüntülere sosyal medyadan tepki gösteren CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, "Rezalet; Söylenecek başka bir kelime yok... Bu polis memuru derhal açığa alınmalı, soruşturma başlatılmalı ve tutuklanmalıdır" ifadelerini kullandı.
Karadağ, öğrenciyi Tanrıkulu ile görüştüreceğini duyurdu.
Van’da gözaltındaki 3 çocuğa işkence
Van'da 15 Şubat'ta 'Eylem yapmaya hazırlandıkları' iddiasıyla gözaltına alınan 3 çocuk karakolda işkenceye maruz kaldı.
17-02-2019 17:04

Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Hacıbekir mahallesinde Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye getirilişinin yıl dönümü olan 15 Şubat’tan önce "eylem gerçekleştirmeye hazırlandıkları" iddiasıyla gözaltına alınan çocuklardan 3’ü gözaltı sırasında ve ardından götürüldükleri Tuşba Asayiş Karakolunda ağır işkenceye maruz kaldı. İşkence gördükleri rapora da yansıyan çocuklar için Van Barosu savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Çocukların anlattıkları işkencenin boyutunun ne kadar ağır olduğunu gözler önüne serdi. Çocuklar, kafalarına ayak ve silah dipçikleriyle vurulduğunu, yüzlerinin ve vücutlarının yumruklandığını, ayrıca kafalarının klozete sokulduğunu belirtti. Çocuklara yapılan işkence Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden alınan raporla da kanıtlandı.
'KAFAMI KLOZETE SOKTULAR'
Çocuklar yaşadıkları işkenceyi, Van Barosu Yönetimi, Van Barosu İnsan Hakları Komisyonu ile Çocuk Hakları Komisyon başkanı ve üyeleriyle paylaştı. Çocuklardan 14 yaşındaki Ö.S., “Ben Hacıbekir mahallesinde oturuyorum. Bakkala gitmek üzere evden çıktım. Bakkaldan eşya aldıktan sonra cadde üzerine çıktığımda bir polis aracı yanımda durdu. Araçtan 8 polis indi, beni ters kelepçelediler. Yere yatırıp yüzükoyun şekilde sırtıma iki defa dipçikle vurdular. 8 polis tekmelerle darbetti. Ardından 3 polis beni kaldırıp yüzüme yumrukla vurdu. Beni polis aracına bindirdiler. Araçtayken bir polis elindeki mermi ile kafama sert bir şekilde vuruyordu. Bizi Van AVM arkasındaki karakola götürdüler. Orada bilgi almak istediler. Bir şey bilmediğimi ve görmediğimi söyledim. Beni orada tokatladılar. Çok ağır küfür ve hakaretler ettiler. Aynı hakaretleri araçta da yaptılar. Tokatlamadan sonra beni tuvalete götürüp kafamı klozete soktular. Şu anda sol gözümde bulanıklık ve kaşınma var. Sonra Van Bölge Hastanesi’ne götürdüler. Film vb. çektiler. Gece geç saatte Çocuk Şube’ye getirdiler” dedi.
'DİPÇİKLE SIRTIMA, BOTLARLA KAFAMA VURDULAR'
17 yaşındaki O.D ise yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Hacıbekir mahallesinde oturuyorum. Minibüste muavin olarak çalışırım. İşten eve gittikten sonra polisler mahalledeki olaylar nedeniyle beni yakalayıp yere yatırdı. Dipçikle sırtıma, botlarla karnıma vurdular. Yakalandığım esnada saçımdan tutup yüzüme gözüme yumrukla vurdular. Tuşba Asayiş Karakoluna (AVM arkasındaki) götürdüler. Orada da tokatladılar. Kafamı klozete sokup ağır hakaret ve küfürde bulundular. Sonra Bölge Araştırma Hastanesi’ne götürüp rapor aldılar.”
'DİPÇİKLE KAFAMIN ARKASINA VURDULAR'
16 yaşındaki Ş.Y., “Hacıbekir mahallesindeydim. O.D. ile aynı yerde yakalandım. Yakalanmadan önce ateş ettiler. Ve gaz sıktılar. Durmamı istediklerinde durdum. Beni yere yatırıp ters kelepçelediler. Ardından tekme tokat vurdular. Dipçikle kafamın ardına vurdular. Ardından yüzüme, gözüme ve burnuma yumrukla vurdular. Tuşba Asayiş Karakoluna (Van AVM arkası) götürdüler bizi. Orada bilgi almak istediler. Bir şey bilmiyorum deyince tokatladılar. Çok ağır hakaret ve küfür ettiler. Gece geç saatte hastaneye rapor almaya götürdüler. Ondan sonra Çocuk Şubeye getirdiler” diyerek yaşadığı şiddeti aktardı.
VAN BAROSU BAŞKANI: CİDDİ MANADA İŞKENCE VE KÖTÜ MUAMELE SÖZ KONUSU
Konuyla ilgili bilgi almak için aradığımız Van Baro Başkanı Zülküf Uçar, çocukların ayın 15’inde gözaltına alındığını aktararak şunları söyledi: “Gözaltına alınan 11 çocuk vardı. Heyetimiz 11 çocukla görüştü. Bu çocukların 3’ünün darbedildikleri doktor raporlarında da mevcut. Heyetimiz de aynı şekilde tespit etti. Fotoğraflar çekildi. Çocuklara ciddi manada işkence ve kötü muamele söz konusu. Biz doğrudan savcılığa gittik. Savcılıkta gerekli şikayetimizi gerçekleştirdik, ilgileneceklerini söylediler. İşkence vakasıyla ilgili araştırma başlattılar mı bilgimiz yok. Çocuklar hâlâ gözaltında. Karakollarda vatandaşa yönelik işkence vakalarını görüyorduk, duyuyorduk artık bunun çocuklara yönelik yapılması son durumdur. Böyle vahşet olamaz. Olacak gibi değil. Çocuklara yönelik işkence kabul edilemez. Hiçbir şekilde hiçbir kimseye kötü muamele yapamaz, aşağılayamazsınız. Ulusal mevzuatımız, anayasamız ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi üçüncü madde de bunu söylüyor. Hele hele bunun çocuklara yapılıyor olması bizim içimizi acıttı. Umarım savcılık bununla ilgili ivedi, hızlı, delillerin karartılmasına müsaade etmeyecek şekilde bir soruşturma yürütür. Bunu yapan failleri teslim eder, çünkü bu işkencedir bunun herhangi bir izahı yoktur. Van Barosu olarak olayın takipçisi olacağız.”
'PSİKOLOJİK ŞİDDET UYGULANDI'
Gözaltına alınan 11 çocuk içinde kendi müvekkilleri olduğunu da söyleyen, Van Barosu avukatlarından Orhan Özdemir, “Bu insanlık dışı durum aklın izah edemeyeceği bir husustan ibarettir. Darbedilmeyen çocuklara da psikolojik şiddet uygulanmıştır. Bu hususun da göz ardı edilmemesi gerekir” diye konuştu.
Av. Naci Duman ise “Çocukların hangi sebepten alındığı hiç önemli değil, kendisini daha savunamayacak 16 yaşında çocuğa bu işkenceyi gerektirecek ne oldu. Canice yapılmış bir olay” dedi.
'SEN NE HAKLA BİR ÇOCUĞA İŞKENCE UYGULARSIN?'
O.D’nin ablası Medine Kaçar ise, “Okul çağında bir çocuk. Sırf ailenin geçimini sağlamak için muavinlik yapıyor. İş esnasında alınıyor. Muavinlik yaptığı araçta montunu unutmuş. Ben karakola montunu götürdüm. İşinde gücünde olan bir çocuk. Durağa gitseniz herkes size söyler. Çok dövüldüğünü biliyoruz. Aşırı derecede şiddet görmüş. Bize göstermediler. Onun yaşı kaldıramaz bu işkenceyi. Sen ne hakla savunmasız bir çocuğa işkence uyguluyorsun?” diye tepki gösterdi.
Interpol'un aradığı IŞİD üyesi kadınlar Bursa'da yakalandı
Aralarında İnterpol tarafından aranan terör örgütü IŞİD'e yönelik operasyonda, 2'si kadın 4 kişi gözaltına alındı.
17-02-2019 16:15

Bursa'da IŞİD'e yönelik operasyonda aralarında Interpol tarafından kırmızı ve mavi bültenlerle aranan 2 kadının da bulunduğu 4 kişi yakalandı.
Milli İstihbarat Teşkilatı Bursa Bölge Başkanlığı ile İl Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü ekiplerinin iş birliğiyle yürüttüğü çalışmalarda, Suriye'de IŞİD içinde faaliyet yürüten bazı kişilerin Bursa'nın Mudanya ilçesine geldiği ve buradaki bir evde saklandığı belirlendi.
Bunun üzerine İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, bu adrese sabah saatlerinde operasyon düzenledi.
Operasyonda, Hollanda vatandaşı L.F, Fas asıllı olan, Fas ile Hollanda çifte vatandaşı S.D. adlı kadınlar ile bu şüphelileri evlerinde barındırarak örgüt mensuplarına yardım ve yataklık ettikleri belirlenen Irak asıllı Hollanda vatandaşı A.K. adlı kadın ve Irak vatandaşı M.O.Q. yakalandı.
Kadın şüphelilerden L.F. ile S.D'nin Interpol tarafından kırmızı ve mavi bültenlerle arandığı, bu kadınların üzerinde sahte yabancı tanıtma belgesi bulunduğu belirtildi.
Erdoğan yine yalan söyledi: 1992'de kurulan üniversiteyi "Biz kurduk" dedi
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Afyonkarahisar'da konuştu.
17-02-2019 15:00
İleri Haber
AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan Afyonkarahisar'da konuştu.
Bizim rotamızı siz çiziyorsunuz. İstikametimizi yine siz belirliyorsunuz. Biz CHP gibi 3-5 fazla oy almak için Pensilvanya'daki o şartalatan, Kandil'deki terör ağalarına taşeronluk yapmıyoruz. Biz laf üstüne laf koymanın değil, taş üstüne taş koymanın, Türkiye'nin hedefleriyle buluşturmanın gayretindeyiz. Konuştuğumuz zaman da CHP'nin başındaki zat gibi yalanla değil, yatırımlarımızla, projelerimizle konuşuyoruz.
Şu anda Bay Kemal'in en büyük özelliği nedir; yalan. Onun için de açtığım bütün davaları kazanıyorum.
Sosyal devleti yeniden canlandırdık.
Erdoğan 1992'de kurulan Afyon Kocatepe Üniversitesi için "Biz kurduk" dedi.
Afyonkarahisar'da iki üniversite var. Erdoğan'ın "Onu da biz kurduk" dediği ilk üniversite 1992 yılında kurulan Afyon Kocatepe Üniversitesi. AKP 2002 yılında iktidara geldi.
TGC: Nuh Köklü’yü sevgi ve saygıyla anıyoruz
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu 17 Şubat 2015 tarihinde Türkiye’de öldürülen 65. Gazeteci olan Nuh Köklü’nün ölümünün dördüncü yılında bir anma mesajı yayınladı.
17-02-2019 10:50

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu 17 Şubat 2015 tarihinde Türkiye’de öldürülen 65. Gazeteci olan Nuh Köklü’nün ölümünün dördüncü yılında bir anma mesajı yayınladı.
'NUH KÖKLÜ'NÜN ÖLDÜRÜLMESİ BİR NEFRET CİNAYETİDİR'
Mesajda şu ifadeler yer aldı: “Kadıköy'de kartopu oynarken bir esnaf tarafından 17 Şubat 2015 günü bıçaklanarak öldürülen gazeteci Nuh Köklü’nün adı Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin ‘Öldürülen Gazeteciler’ listesine eklenmiş, fotoğrafı, TGC Basın Müzesi’ndeki Öldürülen Gazeteciler Galerisi’ne, 7 Ağustos 2015'te düzenlenen bir törenle asılmıştı. Meslektaşımız Nuh Köklü’yü ölümünün dördüncü yılında sevgi ve saygıyla anıyoruz. Nuh Köklü’nün öldürülmesinin bir nefret cinayeti olduğunu yeniden hatırlatıyoruz. Tüm siyasetçileri nefret söylemlerinden uzak durmaya, demokrasiyi geliştirmeye, barışı ve kardeşliği sağlayacak adımları atmaya tekrar davet ediyoruz.”
NUH KÖKLÜ KİMDİR?
1968 yılında Ankara’da doğdu. Liseyi Ankara’da Mamak Lisesi’nde okudu. İstanbul Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu Radyo ve Televizyon Bölümü’nü bitirdi. Mesleğe, İstanbul Life Dergisi’nde editör olarak başladı. Aynı dergide haber müdürlüğü görevini üstlendi. Nokta ve Express dergilerinde çalıştı. Birgün Gazetesi’nin kuruluşunda görev aldı. Bianet haber sitesinde editörlük yaptı. Açık Radyo’da “Bir şey daha var” programını hazırladı. 2003 yılında Latin Amerika’ya gitti. Bir yıl Arjantin, Peru ve Uruguay’da yaşadı. Yurt dışında bulunduğu sürede Bianet’e haberler göndermeye devam etti. Türkiye’ye döndüğünde Sabah Gazetesi’nde çalıştı. Radikal 2’de yazılar yazdı. 2009 yılında ATV-Sabah grubundaki grev nedeniyle işten çıkartıldı. O dönem Türkiye Gazeteciler Sendikası işyeri temsilcisiydi. Daha sonra 2010-2014 yılları arasında NTV’de program editörü olarak çalıştı. Kadro daraltılması gerekçesiyle NTV’deki işinden çıkarıldı. Gazetecilik dışında başka iş yapmadı. Yaşamı boyunca mesleğini sürdürmek için mücadele verdi. Öldürüldüğünde 47 yaşındaydı.
Diyanet’ten ‘sigara haramdır’ açıklaması
Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Dünyada ve ülkemizde yıllarca 'haram' denilmediği için dikkate alınmayan sigara bağımlılığından insanlığı kurtarmamız lazım. Sigara haramdır ve her birimiz sigaranın haram olduğunu milletimize anlatmalıyız" dedi.
16-02-2019 23:03

Diyanet İşleri Başkanlığı internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, Erbaş, Erzincan Müftülüğü Konferans Salonu'nda din görevlileriyle basına kapalı olarak toplantı gerçekleştirdi. Erbaş, burada yaptığı konuşmada, İslam'dan önce dünyanın çeşitli yerlerinde var olan yanlış anlayışların benzerlerinin günümüzde de bulunduğuna işaret ederek, çocukların, gençlerin çeşitli bağımlılıklarla adeta zihinlerinin yok edilmesine engel olacaklarını belirtti.
Sigara kullanımı nedeniyle çok sayıda kişinin hayatını kaybettiğine işaret eden Erbaş, “Dünyada ve ülkemizde yıllarca ‘haram’ denilmediği için dikkate alınmayan sigara bağımlılığından insanlığı kurtarmamız lazım. Sigara haramdır ve her birimiz sigaranın haram olduğunu milletimize anlatmalıyız. Çünkü sadece bizim ülkemizde bir yılda 115 bin kişi hayatını kaybediyor. Bu ne büyük bir faciadır” ifadelerini kulandı.