Berkin Elvan davasından yine adalet çıkmadı

Berkin Elvan davasından yine adalet çıkmadı

Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğiyle öldürülen Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin davanın 17. duruşması bugün görüldü. Dava, 9 Aralık'a ertelendi.

Süha Küçük

Gezi Direnişi sırasında polisin attığı gaz fişeğinin başına isabet etmesi sonucu kaldırıldığı yoğun bakımda 269 gün boyunca verdiği yaşam mücadelesini kaybeden Berkin Elvan'ın ölümüne ilişkin açılan davanın 17. duruşması bugün İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tarafların konuşma yaptığı dava, 9 Aralık'a ertelendi.

Davayı takip edenler arasında CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve Cumartesi Anneleri de bulundu. Duruşma salonuna, yeni tip koronavirüs (Covid-19) önlemleri bahane gösterilerek basının salona girmesi engellendi.

Soruşturma aşamasında tanık olarak ifadesi alınan polislerin duruşmada da dinlenmesi planlanıyordu ancak gelmedikleri için heyet bu karardan vazgeçmeyle ilgili tarafların görüşünü sordu. Polislerin ifadeleri okundu. Heyet başkanı, esas hakkındaki beyanlarını almak için sözü taraflara verdi.

'BENİM ÇOCUĞUMUN KATİLİ BU ÜLKENİN CUMHURBAŞKANIDIR'

İlk olarak Berkin'in babası Sami Elvan konuştu: 

''Benim çocuğum özellikle seçildi. Hiçbir olay yokken benim çocuğumu bu ekrandaki katil, tetikçi vurdu. 13 yaşındaki bir çocuk nasıl terörist olabilir? Bunu açıklasınlar. Bir emniyet müdürü devlet bakanına 'Berkin Elvan'ın illegal fotoğrafları servis edildi' diye mail yolluyor. Ailem yedi yıldır acı çekiyor. Dönemin başbakanı ailemi yuhalattı. Hangi vicdana sığar bu? 13 yaşındaki bir çocuğun terörist olduğu iddiasını aklamanız gerek. O dönem Abdullah Gül, Devlet Bahçeli arayıp başsağlığı diledi. Bu çocuk teröristse bu insanlar başsağlığı diler miydi? İsterseniz beni idam edin ama söyleyeceğim. Benim çocuğumun katili bu ülkenin cumhurbaşkanıdır. Karar verirken çocuğunuz varsa aklınıza onları getirip verin.''

'SOFRAYA OTURURKEN HÂLÂ BERKİN'İ ÇAĞIRIYORUM'

Ardından sözü, Berkin'in annesi Gülsüm Elvan aldı:

''Ben buraya Berkin olarak geldim. 17 duruşmadır bu mahkeme o katili aklamaya çalışıyor. Her şey meydanda. Öldürülen çocukların suçlusu adaleti sağlamayanlardır. Kimseyi öldürmedim, hırsızlık yapmadım. Meydanlarda yuhalandım. Hangi acıya yanayım? Çocuğumu o katil aldı benden. Ben yaşamıyorum, nefes alamıyorum. Soruyorum o katile: Çocuğu baba dediğinde benim çocuğumu hatırlıyor mu? En baştan beri çocuklar ölmesin, analar ağlamasın dedim. 'Adalet mülkün temelidir' diyorlar ya o adalet bize yok. Adalet sağlanmış olsaydı çocuklar ölmeyecekti. Siz öldürün diye doğurmadım ben çocuğumu. Sofraya otururken hâlâ Berkin'i çağırıyorum. Benim çocuğum 14 kilo haliyle sizi yargıladı. Mahkemenize, her şeye isyan ediyorum.''

'BU SALONDA BİZ YARGILANIYORUZ'

Söz, Berkin'in kız kardeşi Özge Elvan'da:

''Dokuz ay boyunca neler yaşadığımı anlatsam yetmez. Annemin gözüne her baktığımda evladının acısını yeniden yaşamaması için ona sarılmadım. Bu salonda biz yargılanıyoruz. Berkin'in masumiyetini anlatmaya çalışıyoruz. Bu çok ironik.''

'GÖRÜNTÜLERDE HEDEF GÖZETEREK ATIŞ YAPILDIĞI ORTADA'

Elvan ailesinin avukatı Can Atalay:

''Olay günü polislerin sokağın başındaki hareketlerine ilişkin video kayıtları izleniyor. Avukat Atalay, gaz tüfeği kullanan polislerin pusu kurduğunu, keşif yaptığını söylüyor. Atış yapan polis bu toplantı ve gösteri yürüyüşüne usulüyle müdahale etmemeye karar veriyor. 80 metre kala atış yaparak kasten vuruyor Berkin'i. Kasıt olduğu açık. Bilirkişi raporları da atış yapan polisin Fatih Dalgalı olduğunu ortaya koyuyor. Keşif sırasında jandarma ve polis arasındaki kavga nedeniyle jandarma dosyadan çekildi. Bu yüzden keşif raporu yok. Buna rağmen görüntülerde hedef gözeterek atış yapıldığı ortada. Atışın yapıldığı anda o sokakta bir toplantı ve gösteri yürüyüşü yok ama olsa bile Yargıtay içtihatlarına göre polisin önce uyarıda bulunması gerekirdi.''

'EMNİYET DOSYAYI KASITLI OLARAK SÜRÜNCEMEDE BIRAKTI'

Avukat Çiğdem Akbulut konuştu:

''Soruşturma aşamasında dosyaya giren deliller tutuklu olduğu veya hayatta olmadığı için salonda bulunmayan meslektaşlarımın sayesinde toplandı. Barışçıl eylemlere karşı artan bir polis şiddeti vardı o dönem. Yapılması gereken her bir olay için ayrı bir soruşturma açılmasıydı ancak Berkin'in vurulmasıyla ilgili dosya yüzlerce dosyayla birleştirilmişti ilk başta.Etkin soruşturmanın önündeki bir engeldi bu. Emniyet uzunca bir süre yanlış gün ve yanlış saatlerde Okmeydanı'nda görev yapan polislerin listesini gönderdi. Dosyanın eski savcılarından biri emniyete yazdığı yazıda olayla ilgili olmayan polislerin listesi gelmesi nedeniyle adeta isyan etti. 

Emniyet, görevli polis listesini göndermeyerek kasıtlı olarak dosyayı sürüncemede bıraktı. Olayın yaşandığı sokakta MOBESE kamerası olmasına rağmen kamera olmadığını bile yazdılar. Soruşturma savcısı keşif talep ettiğinde Sulh Ceza Hakimliği talebi 'şu aşamada gerekli olmadığı ve bu talebin görevi kötüye kullanma suçunu oluşturacağı' gibi akıllara zarar gerekçelerle reddetti. Şüpheliler vekili meslektaşlar soruşturma aşamasında dosyadaki işlemleri takip edebilirken bizim için gizlilik kararı getirildi.

Savcının olayla ilgili ismine ulaşılan ilk polisin nerede görev yaptığına ilişkin sorusuna bile bir yıl sonra yanıt verildi. Görüntülerde ismine ulaşılamamış bir ZET'çi (gaz fişeği tüfeği) polis daha var. Sanık Fatih Dalgalı'ya ve diğer polise atış emri veren bir amir var. Gezi eylemlerinde polisi kışkırtan bir siyasi iktidar var. Bu isimler soruşturulmadı. Berkin Elvan'ın cebinden maytap çıktı diyerek onun masumiyetini karalayamazsınız. Bunu gerekçe yaparak hiç kimseyi öldüremezsiniz.

'SANIK POLİS TEŞHİS YAPILIRKEN GÖZLÜK VE BIYIK TAKTI'

Berkin Elvan davası kamuya malolmuş bir davadır. Bu dava kamunun adil yargılanma talebidir. Siz sanığı hiç görmediniz. Soru sorulduğunda nasıl tepki verdiğini hiçbirimiz göremedik, siz de göremediniz. Sanık Fatih Dalgalı'nın duruşmaya katıldığı ekranda gözlük ve bıyık taktığını gördük. Çünkü teşhis yapılacaktı. Küçücük ekranda gördüğünüz yüzünü bir de bu aksesuarlarla kapattı. Sanığın cep telefonu sinyallerine ulaşıldı. Berkin'in vurulduğu anda Fatih Dalgalı'nın telefonu atış yapılan yerden sinyal verdi.

14 yaşında bir çocuğu polis tüfeğiyle vurdular. Dosyaya sürekli müdahale ediliyor. Delilleri karartmak istiyorlar çünkü öldürülen bir halk çocuğuysa, öldüren devletin imkanlarını kullananlarsa karşılaştığımız hep cezasızlık oldu. Kolluğun öldürdüğü çocuklar için adalet sağlanmadığından çocuklar öldürülmeye devam ediyor. Bir polisten hesap sorulursa diğer polislerden de hesap sorulur ve devletin otoritesi sarsılır diye düşünüyorlar.

Berkin'in katili cezalandırılmazsa çocuklar öldürülmeye devam edecek. Bu duruşmayı Berkin'in tutuklu avukatlarından ve Ebru Timtik'ten bahsetmeden bitiremem. Ona yöneltilen suçlamalardan biri sanık duruşmaya getirilsin diye açlık grevi yapmasıydı. O açlık grevi eyleminin sonrasında dosyada hareketlilik başladı. Resimler, isimler önümüze geldi. Bir avukat adaleti 14 yaşındaki müvekkili için açlığıyla istemek zorunda kaldı. Ebru Timtik, Berkin Elvan'ın avukatıydı. Bütün halk çocukları için adalet sağlansın diye ölüm orucu tutarken öldü.''

Söz alan Avukat Deniz Özen ''Sonda söyleyeceğimi başta diyeceğim. Fatih Dalgalı peruk da taksa, bıyık da taksa Berkin Elvan'ı vurmuştur. Berkin Elvan'a atış yapan kişi Fatih Dalgalı'dır, görüntülerdeki kişinin Dalgalı'yla olan fiziksel benzerliği de bunu kanıtlıyor'' ifadelerini kullandı.

Avukat Akçay Taşçı ise, ZET silahının kullanımıyla ilgili teknik bilgileri hatırlatarak "Bu silahın öldürücü olmadığına ilişkin raporların bir hükmü yoktur. Bu silah pek çok olayda kafa travmalarına neden oldu ve eğer iyi kullanılırsa birini de öldürebilir" dedi.

'BU DOSYADA ELVAN'IN İNANCI VE AİLESİNİN KÖKENİ NEDENİYLE DELİL KARARTILDI'

Avukat Can Atalay tekrar söz aldı: 

''Ulusal Kriminal Büro raporunda sanığın boyunun uzunluğuna kadar bilgi verilmiştir. Fatih Dalgalı kasıtlı olarak tetiği çekmiştir. Berkin Elvan'ın inancı ve ailesinin kökeni nedeniyle delil karartıldı bu dosyada. Berkin Elvan'ı kasten öldürdüğü için sanığın cezalandırılmasını talep ediyoruz. Sorumluluğu bulunan tüm sıralı amirlerle ilgili suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz. Yetmez, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın ve İçişleri Bakanı Muammer Güler hakkında da suç duyurusunda bulunulmalıdır. Yetmez, "Emri ben verdim" diyen dönemin Başbakanı Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunulmalıdır.''

SANIK POLİS: AVUKATLARIN KONUŞTUKLARI VARSAYIM VE HAYAL

Sanık polis Fatih Dalgalı ''Baştan beri karşı tarafın avukatlarının söyledikleri standarttır. Konuştukları varsayım ve hayalidir. Keşif esnasında polis ve jandarmanın kavga ettiğini söylüyorlar. Bunu da ispat edemiyorlar. Kimsenin yaralanmasıyla bir ilgim yok'' ifadeleriyle savunma yaptı.

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden avukat Ayşenur Demirkale, sanığın cezalandırılmasını ve soruşturmanın derinleştirilmesini talep etti. Sanık polisin avukatları da Elvan ailesinin avukatlarının beyanlarına itiraz ettiklerini söyledi. Eski dilekçelerini tekrar ettiler.

DAVA SONRASI BASIN AÇIKLAMASI

Dava sonrasında Çağlayan Adliyesi önünde basın açıklaması yapıldı. Burada söz alan Av. Can Atalay ''En başından beri delil karartıldığını tane tane anlattık. Atışı yapanın 2. ZET'çi olduğunu ve Fatih Dalgalı olduğunu söyledik. Dönemin başkanı, İçişleri Bakanı ve üst düzey siyasi sorumluların koruyucu tavırlarıyla nasıl mahkemede hakimiyet kurduklarını gördük. Tüm şahıslar için inceleme yapılmasını mahkemede ifade ettik. Bu dosyada neden avukatlık yaptıkları sorulan avukat arkadaşlarımız tutuklandılar. Haklarında iddianame düzenlendi ve yargılandılar. Aç kalarak adalet talep eden Ebru Timtik'in mağdur edildiğini gördük. Elvan Ailesi ve iki kızı, karşı karşıya kaldıkları adaletsizliğe haykırdılar. 9 Aralık'ta bu memlekette yuhalatılan ve incitilen herkesin burada olmasını talep ediyoruz'' şeklinde konuştu.

Baba Sami Elvan ise ''Bizler gibi sayısız aile hukuk ve adalete aç. Katil ekranda kimseyi öldürmediğini söyledi. Tüm veriler onun katil ve tetikçi olduğunu gösteriyor. Dönemin başbakanı ve şimdinin cumhurbaşkanı 'biz bu dosyanın savcısı ve hakimiyiz' diyebildi. Benim çocuğumun katili bu kişidir'' ifadelerini kullandı.

'ERKAN BAŞ'IN MECLİS'TE HAYKIRDIĞI GİBİ HAYKIRIYORUM: ÖLDÜRMÜŞSÜNÜZ DE ÖLDÜRMÜŞSÜNÜZ!'

Söz alan Anne Gülsüm Elvan ise şunları söyledi: ''2015'ten beri bu salonlarda işkence yaşıyoruz. Adalet Ebru Timtik ile mezara gömüldü. TİP Genel Başkanı Erkan Baş'ın Meclis'te haykırdığı gibi ben de duruşma salonlarında haykıracağım: Öldürmüşsünüz de öldürmüşsünüz, artık yeter.''

Açıklamanın sonunda söz alan CHP'li Sezgin Tanrıkulu ise ''Bu adaletsizliği ve vicdansızlığı burada adilce yargılayacağımız günler de yakındır...'' şeklinde konuştu.

----------------------------------------------

24 Ocak'ta dava dosyasına giren Jandarma Bilirkişi raporunda Berkin Elvan'ın ‘yasadışı eylemlerde bulunan gösterici grubun olduğu alanda bulunarak kendi güvenliği ile ilgili gerekli özeni göstermediği için’ tali kusurlu olduğunu öne sürülmüştü. Raporda sanık polis Fatih Dalgalı’nın olayın meydana gelmesinde hangi irade ile hareket ettiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve beyanının olmadığı aktarılmış ancak ortaya çıkan sonuç itibarıyla asli kusurlu olduğu kaydedilmişti. 

15. duruşmadan önce dosyaya giren sanık Fatih Dalgalı'nın kusurunun belirlenmesi için hazırlanan bilirkişi raporunda da ZET silahını ateşleyen sanık polisin, biber gazı kullanmada “bilinçli olduğu” sonucuna varılmıştı.