'PKK lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması' talebiyle devam eden açlık grevleri ve ölüm oruçları üzerine Batman Tabip Odası Başkanı Dr. Selahattin Oğuz grevcilerin sağlık durumuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

'YAŞAM HAKKINI SAVUNUYORUZ'

Açlık grevi ve ölüm orucundaki eylemcilerin şimdiye kadar sağlık durumlarına ilişkin yapılmak istenilen tüm tıbbi müdahaleleri iradi olarak reddettiklerini belirten Oğuz, kritik aşamanın çoktan geçtiğini söyledi. Batman Tabip Odası olarak, süreci yakından takip ettiklerini dile getiren Oğuz, “Her ne kadar bizler süreci yakından takip etsek de yapabildiğimiz sadece gözlemdir. Çünkü ortada iradi bir eylem vardır. Tutuklular müdahale edin demedikleri sürece bizler sadece gözlem yapmak ve tenkitte bulunmak dışında elimizden bir şey gelmez. Bizler, her koşulda yaşam hakkını savunuyoruz. Eylemcilerin de bir talebi var. İnsanların yaşaması için yasal taleplerin kabul edilmesi çağrısında bulunuyoruz" dedi. 

'ÖLÜM ORUCUNDA YAŞAMSAL SIVI ALINMIYOR'

Tutuklular için saniyelerin çok önemli olduğuna vurgu yapan Oğuz, “Açlık grevindeki eylemciler yaşamsal belli sıvılar alabiliyor. Her ne kadar bu da insan yaşamı için yetersiz de olsa ölüm orucuna nazaran daha yaşamsaldır. Ölüm oruçlarında ise yaşamsal hiçbir sıvı alınmıyor. Bu yüzden saniyeler kıymetlidir. Sürecin daha fazla uzamaması adına insanı merkeze alan demokratik bir çözüm bulunmalıdır" çağrısında bulundu. 

'VİTAMİN ALINMASINDA SIKINTILAR YAŞANIYOR'

Tutukluların sağlık hizmetine ulaşmada imkanlarının da kıt olduğunu ifade eden Oğuz, “Bizler daha önce yetkililere bağımsız heyetlerin gözlem yapması çağrısında bulunduk; fakat bugüne kadar talebimiz yerine getirilmedi. Tutukluların vitamin almasında dahi sıkıntılar yaşandığını öğrendik. Bu yüzden dışarıdaki bir eylem ile cezaevinde bir eylem arasında ciddi farklılıklar olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

MA'nın haberine göre, Oğuz, açlık grevleri bugün sona erse dahi eylemcilerde ciddi rahatsızlıkların kalıcı sorunlara yol açacağını söyledi. Yaşamın kutsallığına önem verdiklerini söyleyen Oğuz, "Yetkililer sürece olumlu yaklaşmaları, talepler iç hukukun ve evrensel hukuku eşit bir şekilde yerine getirmesi durumunda sorun kökten ortadan kalkacaktır. Yetkilerden insanı merkeze alan demokratik bir çözüm bulmalarının değerli olacağını düşüyoruz" ifadelerini kullandı.