Işık Koşaner: FETÖ'nün ordu içindeki faaliyetlerini biliyorduk!

Işık Koşaner: FETÖ'nün ordu içindeki faaliyetlerini biliyorduk!

Genelkurmay eski başkanı Işık Koşaner, Fethullah Gülen cemaatinin ordu içerisindeki örgütlenmesinden haberdar olduklarını belirterek, "Bu olayların nihai bir amacı olduğunu biliyorduk, bunlardan şüphemiz yoktu. Ancak endişelerimiz 15 Temmuz gibi bir olay olacak gibi değildi. Böyle bir olay olacağını aklımızdan geçirmezdik" dedi.

Genelkurmay eski başkanı Işık Koşaner, Meclisteki 15 Temmuz Darbe Araştırma Komisyonu'na bilgi verdi. Koşaner, kendi görev döneminde Fethullah Gülen cemaatinin ordu içerisindeki faaliyetlerinden haberdar olduklarını ve bunlardan endişe duyduklarını ifade etti.

Koşaner konuşmasında, "Bu olayların nihai bir amacı olduğunu biliyorduk, bunlardan şüphemiz yoktu. Ancak endişelerimiz 15 Temmuz gibi bir olay olacak gibi değildi. Böyle bir olay olacağını aklımızdan geçirmezdik" dedi.

"SAHTE BELGELER AÇILAN DAVALARLA KENDİLERİNE YER AÇTILAR"

Ergenekon ve Balyoz dabalarına değinen Koşaner, "Yetkili makamlara gelmesi sahte bilgi ve belgelerle açılan davalar sayesinde TSK'nın önemli kadrolarının tasviyesiyle mümkün oldu" dedi. "Bu davaların tek bir amacı vardı" diyen eski Genelkurmay Başkanı, "TSK'nın itibarını sarsmak ve istedikleri personeli uzaklaştırmak ve kendilerine yer açmak" diye konuştu.

Hükümetten bu davalarda yargılanan subayların tutuksuz olmasını istediklerini vurgulayan Koşaner, "Bundan yeteri kadar başarılı olamadık" diyerek, cemaatin 'başarıyla' TSK'ya sızdırdığı personelin yükselişinin engellenmediğini söyledi.

NEDEN İSTİFA ETTİĞİNİ ANLATTI

Işık Koşaner, 2010 yılı Yüksek Askeri Şura kararı ile Genelkurmay Başkanlığı görevine atanmıştı. 2013 yılına kadar görev süresi olan Koşaner, 29 Temmuz 2011 tarihinde -yani 1 Ağustos 2011 tarihinde başlayacak 2011 YAŞ toplantıları öncesinde- hava, kara ve deniz kuvvetleri komutanlarıyla birlikte emekliliğini istemişti.

Genelkurmay Başkanlığı'nı bırakmasıyla ilgili konuşan Koşaner şu ifadeleri kullandı:

"TSK'dan büyük bir kitle hapisteydi. Savcı ve hakimler bir şey yapmıyordu. Rastgele toplu tutuklamalar vardı ve bunlarla TSK'ya mesaj veriliyordu. Mesaj, aşağılamak ve kendi kadrolarına yer açmaktı.Biz askeriz, biz emir verdiğimiz zaman o asker ölüme gider. Biz de personelin hakkını ölümüne savunduk. Yüksek Askeri Şura'da bu askerlerin hepsini bana attıracaklardı, bu mümkün değildi. Yaptığım zaman ben de bu suça ortak olurdum".