FKF Nazım’ın Köyü’nde Müşkülelilerle buluştu
Nazım Hikmet’in ‘Vasiyet’ şiirinde gömülmeyi istediği Bursa İznik’teki Müşküle Köyü sakinleri Fikir Kulüpleri Federasyonu Uludağ Üniversitesi üyelerini ağırladı. Buluşmada öğrenciler ve köylüler Haziran Direnişi’nin yıldönümünde Nazım Hikmet için ortak anma programı yapma kararı aldı.
(İleri Haber) Fikir Kulüpleri Federasyonu (FKF) Uludağ Üniversitesi üyeleri Nazım Hikmet’in 1953 yılında yazdığı "Vasiyet" adlı şiirinde anlattığı Bursa İznik’teki Müşküle Köyü sakinleriyle buluştu. Nazım’ın “Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni/ ve de uyarına gelirse,/ tepemde bir de çınar olursa/ taş maş da istemez hani” dizeleriyle tasvir ettiği Müşküle köyü sakinlerinin daveti üzerine 19 Mayıs’ta gerçekleştirilen ve aralarında Genel Başkan Erçin Fırat’ın da olduğu FKF’lilerin buluşmasına çevre köylerden gençler de katılım gösterdi.
Gençgazete.org’un haberine göre 1963 yılında Nazım Hikmet hayatını kaybedince Nazım’ın vasiyetine uyup köye çınar diken köylüler bugün FKF Uludağ Üniversitesi’ndeki öğrencilerle bir araya geldi. FKF’lileri davet eden köylüler 31 Mayıs’ta Nazım Hikmet anması yapma kararı aldı. FKF’lilerin ve gençlerin hazırlıklara başladığı etkinlikte komünist yurtsever şair Nazım Hikmet şiirleriyle anılacak.
NAZIM VE MÜŞKÜLE KÖYÜ ARASINDAKİ İLİŞKİ
Nazım ve Müşküle Köyü arasındaki ilişkiyi Genç Gazete’ye anlatan Sezai Dörtkardeşli, “Köyde kan davasından dolayı İsmail Başaran isimli bir köylü cinayet işliyor. Bursa Cezaevine gönderiliyor. Nazım da o sırada Bursa Cezaevi’ne aktarıyorlar. Nazım ile İsmail aynı koğuşu paylaşıyor. Nazım, İsmail Başaran’a komünizmi ve devrimciliği anlatıyor. İsmail Başaran da Müşküle’yi Nazım’a… Nazım köyü fazlasıyla benimsiyor, köydeki bin yıllık çınarı da çok seviyor. Köye hiç gelmemesine rağmen Müşküle ve İznik hakkında şiirler yazıyor. Nazım öldükten bir yıl sonra köye bir çınar ağacı dikildi. Her sene Nazım anması yapılırken Çınar’a Moskova’dan toprak getirilip atılıyor. Nazım’ın çok sevdiği bin yıllık çınar ise 12 Eylül sonrasında yetkililerce görevlendirilen jandarmalar tarafından kesildi.” dedi.
NAZIM’IN ‘VASİYET’ ADLI ŞİİRİ
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni.
Hasan beyin vurdurduğu
ırgat Osman yatsın bir yanımda
ve çavdarın dibinde toprağa çocuklayıp
kırkı çıkmadan ölen şehit Ayşe öbür yanımda.
Traktörlerle türküler geçsin altbaşından mezarlığın,
seher aydınlığında taze insan, yanık benzin kokusu,
tarlalar orta malı, kanallarda su,
ne kuraklık, ne candarma korkusu.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Ama bu türküleri söylemişim ben
daha onlar düzülmeden,
duymuşum yanık benzin kokusunu
traktörlerin resmi bile çizilmeden.
Benim sessiz komşulara gelince,
şehit Ayşe’yle ırgat Osman
çektiler büyük hasreti sağlıklarında
belki de farkında bile olmadan.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
– öyle gibi de görünüyor –
Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş maş da istemez hani…