Barış Atay: Polis bize 'sosyal mesafe' bahanesiyle izin vermezken, 100 metre ötede işçiler çalışıyordu

Barış Atay: Polis bize 'sosyal mesafe' bahanesiyle izin vermezken, 100 metre ötede işçiler çalışıyordu

Sosyal mesafeye uyarak yapılacak yürüyüşe izin verilmeyip, 20 kişinin polis tarafından belirtilen araca doldurulmasının çelişkili olduğunu söyleyen Barış Atay, yandaşların ‘kibar polis-saldırgan solcular’ kurgusunun doğru olmadığını, DİSK Binası önünde yarım metre hareket etmeden polisin saldırdığını belirtti. Barış Atay, polisin çelengi parçalama çabasının dikkate değer olduğunu vurguladı.

İleri Haber

TİP Genel Başkan Yardımcısı Barış Atay, 1 Mayıs’taki saldırıya dair yaptığı açıklamada, “Polis bize sosyal mesafe gerekçesiyle yürüme izni vermezken, hemen 100 metre ötede, şantiyede 100 kişi çalışıyordu” dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay, Halk TV’de Enver Aysever’in ‘Aykırı Sorular’ programına katıldı. Burada açıklamalarda bulunan Barış Atay, 1 Mayıs’ta Taksim Anıtı’na çelenk bırakmak isteyen Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK); siyasi parti ve kuruluşların temsilcilerine yönelik saldırıya ilişkin konuştu.

‘YANDAŞLARIN KURGUSU DOĞRU DEĞİL’

Sosyal mesafeye uyarak yapılacak yürüyüşe izin verilmeyip, 20 kişinin polis tarafından belirtilen araca doldurulmasının çelişkili olduğunu söyleyen Barış Atay, yandaşların ‘kibar polis-saldırgan solcular’ kurgusunun doğru olmadığını, DİSK Binası önünde yarım metre hareket etmeden polisin saldırdığını belirtti. Barış Atay, polisin çelengi parçalama çabasının dikkate değer olduğunu vurguladı.

‘MESELE ÇELENK KOYDURMAMAKTI’

TİP Genel Başkan Yardımcısı, açıklamalarına şöyle devam etti:

“Orada kimsenin sosyal mesafe kurallarını hiçe sayarak, insan sağlığını tehdit etme gibi bir niyeti yoktu. 1 Mayıs’ın sembolik bir anlamı var. Hükümete yakın sendikalar nasıl Meydan’a çıkıp çelenk bıraktıysa, biz de oraya gitmek istedik. ‘Biz DİSK’e şartlarımızı söyledik, kabul etmediler’ gibi bir gerekçe doğru değildir. Sonrasında Meydan’a çelengi bırakmak isteyen vekil arkadaşlarla polis arasında da itiş kakış yaşandı. Mesele o Meydan’a o çelengi koydurmamaktı.”

‘POLİS BİZİ İZİN VERMEZKEN, 100 METRE ÖTEDE İŞÇİLER ÇALIŞIYORDU’

Sokağa çıkma yasağının uygulandığı 1 Mayıs’ta emekçilerin çalıştırılmaya devam ettiğini söyleyen Barış Atay, “DİSK Binası önünde polis bize sosyal mesafe gerekçesiyle yürüme izni vermezken, hemen 100 metre ötede, şantiyede 100 kişi çalışıyordu. Çıkmaya çalıştığımız Taksim’de AKM’de ve cami inşaatında işçiler çalışmaya devam ediyordu. O gün 1 Mayıs olmasına rağmen Türkiye’nin dört bir yanında yüz binlerce insan çalıştırılmaya devam ediyordu. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” dedi.

‘ERDOĞAN ‘VAKA AÇIKLAMA’ DESE, SAĞLIK BAKANI BUNA İTİRAZ EDEMEZ’

Başkanlık sistemini “bütün ülkenin, tek bir insanın o anki ruh haline bağlanması demek” olarak tanımlayan TİP Genel Başkan Yardımcısı, bunun örneklerinin yaşandığını söyledi. 10 Nisan’daki sokağa çıkma yasağı kararı ve sonrasında yaşananları örnek gösteren Barış Atay, Sağlık Bakanı’nın ‘güzel iş’ yaptığının bu sistem içinde bir önemi olmadığını vurgularken, “Saray, ‘vaka sayısı açıklamayacaksın’ dese, Sağlık Bakanı’nın buna itiraz hakkı yok” ifadelerini kullandı.

VAKA SAYILARI

Türkiye’de vaka sayılarının gerçekliği üzerine gelen soruya Türk Tabipleri Birliği (TTB) üzerinden örnek veren Barış Atay, “Ben TTB’yi iktidarın ona dönük baskısından dolayı gerçekçi buluyorum. Türkiye’de bir gerçek varsa ve bu duyurulmaya çalışılıyorsa iktidar onun üzerinde muhakkak bir tahakküm kurmaya çalışıyor” dedi

‘EKONOMİK KRİZE KARŞI BASKIYI ARTIRACAKLAR’

“Salgın sonrası iktidarın daha otoriterleşmesini bekliyor musunuz?” sorusunu da yanıtlayan Barış Atay, şunları söyledi:

“İnsanların temel yaşamsal şartlarını karşılayabileceği iş kollarını artık bulamadığı, açlık ve yoksulluk sınırının yükselmesini de geçtik, günlük ihtiyaçların karşılanmasının zorlaştığı bir döneme giriyoruz. Özellikle yaz aylarından sonra yaşamsal bir kriz ortaya çıkacağı görülüyor. İktidarın bunu bastırabilmesinin tek yolu, var olan baskıyı daha da artırmak, nerdeyse konuşan herkesi daha ağzını açmadan bastırmak şeklinde olabilir”