Barış Atay Hatay'da halk buluşmalarına devam ediyor
Hatay'da halk buluşmalarına devam eden Atay "Vekiliniz değil, yoldaşınız olarak buradayım" dedi.
07-09-2018 22:02

İleri Haber / Hatay
Türkiye İşçi Partisi Kurucu Meclisi üyesi, HDP Hatay Milletvekili Barış Atay seçim sonrası çalışmalarına halk buluşmalarıyla devam ediyor.
Hatay’ın Samandağ ilçesine bağlı Mağaracık ve Kuş Alanı Mahallelerinde düzenlenen halk toplantılarında konuşan Atay, “Ben sizin vekiliniz olarak değil, yoldaşınız olarak buradayım” dedi.
Mahallelilerin yoğun ilgi gösterdiği toplantıda “Omuz omuza, birlikte mücadele edeceğiz” diyen Atay, Hatay halkının yerel sorunlarını dinleyerek çeşitli çözüm önerileri üzerine konuştu.
Kolektif mücadelenin önemini hatırlatan Atay, bölgeye en kısa zamanda uzman bir mimar ve mühendis ekibinin geleceğini iletti.
Atay, halk toplantılarına devam edeceğini belirtti.
İLGİLİ HABERLER
Erkan Baş: 'Ergenekon'un savcısıyım' diyen cumhurbaşkanının olduğu ülkede adaletten söz edebilir miyiz?
TİP Genel Başkanı Erkan Baş, Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada Fetullah Gülen'in yargı üstündeki tahakkümüne ve AKP'yle ortaklığına değinerek "Ergenekon'un savcısıyım diyen cumhurbaşkanının olduğu ülkede adaletten söz edebilir miyiz?" dedi.
19-02-2019 22:10
İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, "Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" üzerine Meclis Genel Kurulu'nda konuştu. Yaptığı konuşmada yargının her dönemde belli ölçülerde iktidarın sopası olarak kullanıldığını fakat hiçbir dönemde, son dönemde olduğu kadar yargının sadece iktidarı ve yandaşları korumak için kullanılmadığını vurgulayan Baş, Fetullah Gülen'in yargı üstündeki tahakkümüne ve AKP'yle ortaklığına da değindi.
TİP Genel Başkanı Baş'ın Meclis Genel Kurulu'ndaki konuşması şu şekilde:
'YARGI HİÇBİR DÖNEMDE İKTİDAR VE YANDAŞLARINI KORUMAK İÇİN KULLANILAN BASİT BİR SOPAYA BU KADAR DÖNÜŞTÜRÜLMEDİ'
"Burada yasaları değiştirmek için teklifler veriyor ve üzerine konuşuyoruz ancak elbette konu adaletse, hukuksa hatırlatmamız gereken bazı şeyler var. Açık konuşmak gerekirse -cumhuriyet tarihinin tümü için söyleyebiliriz- adaletin tecelli ettiği duygu ve düşüncesinin emekçilerde, yoksul halkımızda ya da tarih önünde pek yaşandığı bir ülke değiliz. Bakın, bu ülkenin bir devrimcisi, bir komünist siyasetçi olarak söylüyorum: Bu ülkenin devrimcileri, komünistleri tarihin her döneminde siyasi olarak söyledikleri her sözün karşısında yargıyı bir sopa olarak kullanan iktidarları gördüler, her dönem bu oldu.
Hani hepimizin bildiği, herhâlde hepimizin ortaklaşacağı, en bilinen örneği Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının haksız, hukuksuz, adice katledilmesi ve sayısız örneği yaşamış bir devrimci olarak konuşuyorum; her dönemde yargı belli ölçülerde iktidarın sopası olarak kullanıldı ama hiçbir dönem bu son dönemde olduğu kadar yargı sadece ve sadece iktidarı ve iktidarın yandaşlarını korumak için kullanılan basit bir sopaya dönüştürülmedi.
'FETULLAH GÜLEN'İN YARGI ÜZERİNDEKİ TAHAKKÜMÜYLE İLGİLİ KONUŞURKEN AKP'YLE ORTAKLIĞINA DEĞİNMEMEK MÜMKÜN MÜ?'
Değerli arkadaşlar, burada muhalefet sözcüleri konuştuğunda AKP sıralarında bir hareketlenme oluyor, oturuyorlar, kalkıyorlar. Ne yapalım değerli arkadaşlar, Türkiye'de yargı üzerine konuşurken Fetullah Gülen hakkında konuşmadan değerlendirme yapmak mümkün mü? Peki, Fetullah Gülen'in yargı üzerindeki tahakkümü üzerine konuşurken AKP'yle ortaklığı üzerine söz söylemeden konuyu bütünlüklü değerlendirmek mümkün mü?
'BİZ GÜLEN'İN TÜRKİYE'Yİ KARANLIĞA SÜRÜKLEDİĞİNİ ANLATIRKEN MAHKEMELER BİZİ YARGILIYORDU'
Bakın, size yaşadığım bir örneği anlatacağım: Biz, bu ülkenin devrimcileri sokaklarda bildiri dağıtıyorduk, sokaklarda halka Fetullah Gülen çetesinin Türkiye'yi nasıl bir karanlığa sürüklediğini anlatmaya çalışıyorduk. Neyle karşılaşıyorduk, biliyor musunuz? O çeteler bize saldırıyorlardı, yetmiyordu; polisler devreye giriyordu, gözaltı yapıyorlardı, yetmiyordu; mahkemeler devreye giriyordu, bizleri yargılıyordu.
Peki, o arada ne oluyordu? O arada ben televizyondan Meclis Genel Kurulu'nu izliyordum, Adalet ve Kalkınma Partisi üyesi Adalet Bakanı çıkıyordu bu kürsüye, diyordu ki: "Fetullah Gülen bu ülkenin bir kıymetidir, ne yapıyorsa bilgimiz dâhilinde yapıyor." Biz bunun bedellerini sokakta ödüyorduk.
''ERGENEKON'UN SAVCISIYIM' DİYEN CUMHURBAŞKANI'NIN OLDUĞU ÜLKEDE ADALETTEN SÖZ EDEBİLİR MİYİZ?'
Değerli arkadaşlar, çok açık bir soru soracağım: "Ben Ergenekon'un savcısıyım" diyen bir Cumhurbaşkanının olduğu ülkede adaletten söz edebilir miyiz, hukuktan söz edebilir miyiz?
Şimdi, biraz evvel sevgili Ahmet Şık "Secde ediyorsunuz" dedi, hemen itirazlar geldi. Sanıyorum Ahmet bir mecaz kullandı, "Secde ediyorsunuz" derken gözüyle gördüğü maddi bir secdeden tabii ki söz etmiyor, bir mecazda bulunuyor ve bunun anlaşılabileceğini düşünüyor, hemen itiraz geliyor. Tamam, ben izin verirse Ahmet adına düzeltiyorum; secde etmediniz ama kaç AKP'li onun dizinin dibinde oturdu ben gözlerimle gördüm, sayısını bilmiyorum.
''NE İSTEDİNİZ DE VERMEDİK' DİYEN KİMDİ'
Değerli arkadaşlar, kaç AKP'li Pensilvanya'ya gitti, geldi, sayısını bilmiyoruz. Tamam, secde etmediniz de "Ne istediniz de vermedik?" diyen kimdi arkadaşlar? Ee, şimdi, bunları konuşmadan Türkiye'de yargı üzerine, adalet üzerine konuşamayız.
Ben gerçekten anlayabileceğiniz dilden söyleyeyim; hani beş yıl, altı yıl önceye gittiğimizde, "Kimler kimlerle berabermiş!" diye sorasımız gelmiyor mu? Beş yıl, altı yıl önceye gittiğimizde "Hepiniz oradaydınız be!" dediğimizde haksız mı oluyoruz arkadaşlar? Şimdi, bunları hatırlattığımızda kızmayacaksınız. Bunları hatırlatıyorsak, bu ülkenin, bu ülke halklarının çıkarlarını korumak için anlatıyoruz. Bundan on sene önce de yargı birileri tarafından sopa olarak kullanılıyordu, şimdi de aynı biçimde kullanılıyor. Koskoca adalet sarayları yaptınız, sadece sarayın adaleti tecelli ediyor memlekette, bunun dışında hiçbir işe yaramayan, beton yığınlarıyla dolu bir memlekete çevirdiniz.
'GALİBA 'BASIN EMEKÇİLERİNİN EN FAZLA TUTUKLANDIĞI ÜLKE' REKORUNU KAYBEDİYORUZ DİYE PANİĞE KAPILDINIZ'
Nasıl bir adaletten söz edeceğiz ki? Bakın, dünyada basın emekçilerinin en fazla tutuklandığı ülkelerden bir tanesiyiz. Galiba rekoru kaybediyoruz diye paniğe kapıldınız, hemen seçim öncesinde bu rekor elimizden gitmesin diye bugün 6 Cumhuriyet emekçisini daha yeniden cezaevine yollayacak kararlar alınıyor.
'301 MADEN İŞÇİSİ PATRONLAR DAHA FAZLA PARA KAZANSIN DİYE CİNAYETLE ÖLDÜRÜLDÜ'
Hepiniz elinizi vicdanınıza koyarak bir soruya yanıt verin istiyorum. Bu ülkede 301 tane maden işçisi gerekli önlemler alınmadığı için, bu ülkede 301 tane maden işçisi sadece patronlar daha fazla para kazansın diye açıkça bir cinayetle öldürüldüler. Şimdi soruyorum size: Bu işçilerin öldürülmesine neden olan insanlara ne ceza verdiniz? Peki, bu işçileri savunan Avukat Selçuk Kozağaçlı şimdi Silivri Cezaevinde açlık grevi yapıyor arkadaşlar, biliyor musunuz? Hangi adaletten, hangi hukuktan bahsediyoruz?
'HAKKINI ARAYAN BİR KADININ ANKARA'DA UĞRADIĞI MUAMELEYİ ANLATMAKTAN BİZ UTANIYORUZ'
Söylenecek çok fazla şey var. Gerçekten utanıyoruz; hakkını arayan bir kadının Ankara'da, Türkiye Cumhuriyeti devletinin başkentinde uğradığı muameleyi anlatmaktan biz utanıyoruz, savunmaktan utanmayanları da kınıyoruz.
'EMEKÇİLERİN SAĞLAYACAĞI GERÇEK ADALETTE HERKES İŞLEDİĞİ SUÇLARIN CEZASINI ÇEKECEK'
Şu çok net: Türkiye öyle bir noktaya geldi ki iktidar suç işliyor. İktidar yandaşlarını koruyan, suçluları koruyan bir mekanizma oluşturmuş durumda ve maalesef ülkemiz halkı adaleti kendisi sağlamaya çalışıyor. O yüzden bu yasa maddeleriyle, bu yamalarla uğraşmanın anlamı yok diyorum, halkın, emekçilerin sağlayacağı gerçek adalette herkes işlediği suçların cezasını çekecek diyorum."
TİP'li kadınlar: AKP’nin kadın düşmanı politikalarını kurumsallaştırmasına izin vermeyeceğiz!
TİP'li kadınlar, AKP'nin kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına ilişkin "AKP’nin kadın düşmanı politikalarını kurumsallaştırmasına izin vermeyeceğiz!" başlıklı bir açıklama yayınladı.
19-02-2019 19:25

İleri Haber
Türkiye İşçi Partisi (TİP) üyesi kadınlar, AKP'nin cinsel tacizi ve cinsel saldırıyı meşrulaştıran, çocuk istismarının üstünü örtmeye çalışan kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikalarına karşı bir açıklama yaptı.
TİP'li kadınların "Kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaları, siyasetçileri ve bürokratları başımızdan defedene kadar canla başla mücadele edeceğiz" dediği açıklamanın tamamı şu şekilde:
AKP'NİN KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARINI KURUMSALLAŞTIRMASINA İZİN VERMEYECEĞİZ!
AKP tarafından kadın ve LGBTİ+ bireylerin en temel yurttaşlık haklarını hedef alan politikaların giderek bizzat devlet katında kurumsallaştığına tanık oluyoruz. Kadın düşmanı yasalar ve uygulamalarla; cinsiyetçi, faşist bürokrat ve yöneticileri ile AKP’nin kadın ve LGBTİ+ düşmanlığının giderek kurumsallaşması endişe vericidir. Müftülük yasası, istismar affı girişimi, Diyanet Başkanlığı’nın açıklamaları, hamile 115 çocuğun bizzat yetkililer tarafından saklanması, günler önce bir kadına yönelik cinsel saldırıyı savunan bir emniyet müdürü ve son olarak Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) başkanının açıklamaları…
YÖK, 2015 yılında bir genelge ile üniversitelere gönderilen ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Tutum Belgesi’nin geri çekileceğini duyurdu. YÖK Başkanı Yekta Saraç “Toplumsal cinsiyet eşitliği kavramının toplumsal değerlerimiz ve kabullerimizle mütenasip olmadığı ve toplumca kabul görmediği”ni ve “üstün aile değerlerinin öne çıkarılacağını” söyledi.
Türkiye, içinde “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramının defalarca geçtiği İstanbul Sözleşmesi’nin altında imzası olan bir ülkedir ve devlet politikaları bugün imzacı olunan bu sözleşmesinin de gerisine çekilmektedir. Eşitlik gibi en temel insan hakkını ‘mütenasip bulmayan’, toplumsal yaşamı dinsel referanslarla yeniden düzenlemeye çalışan, kadınları toplumsal düzeyde değersiz ve aile kurumu içinde görünmez, LGBTİ+ bireyleri ise yok etmeye çalışan bu zihniyet durdurulmalıdır.
‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ kadınların ve LGBTİ+ bireylerin toplumsal yaşama katılması için hayati önem taşımaktadır. Eşitlik ve özgürlük yaşamsaldır. Kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaların bedelini ödeyen bizleriz ve eşitlik mücadelemizden bir geri adım bile atmayacağız.
Söz veriyoruz; bu kadın ve LGBTİ+ düşmanı politikaları, siyasetçileri ve bürokratları başımızdan defedene kadar canla başla mücadele edeceğiz.
Yaşasın eşitlik ve özgürlük mücadelemiz!
Cemal Kıral sonsuzluğa uğurlandı
Cemal Kıral dostları ve yoldaşları tarafından sonsuzluğa uğurlandı.
19-02-2019 17:00

16 Şubat'ta hayatını kaybeden sosyalist hareketin emektarlarından Cemal Kıral dostları ve yoldaşları tarafından sonsuzluğa uğurlandı.
İleri Hatırlatıyor
Cemal Kıral'ın cenaze törenine Türkiye İşçi Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, Özgürlük ve Dayanışma Partisi olmak üzere bir çok parti ve sendika katıldı. Birleşik Metal İş'te (BMİS) yapılan törende BMİS adına Genel Sekreter Özkan Atar ve Demokrasi Dostluk Dayanışma Derneği Başkanı Talat Özmen konuştu. Mezarlıkta yapılan törende de uzun yıllar beraber çalışma yürüttüğü yoldaşları Savaş Al, Celal Uyar ve Haluk Tekeli konuşma yaptı. Ayrıca Devrimci Parti Genel Başkanı Adnan Akın ve SYKP Eş Genel Başkanı Cavit Uğur da cenaze törenine katılanlar arasındaydı.
Gençliğinden bu yana mücadelenin içinde olan, Bulgaristan'da Dimitrovcu Gençlik üyesi, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Yönetim Kurulu üyesi, TKP Ege Yöre Sekreteri ve Merkez Komitesi üyesi olmuş ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 3. Bölge Temsilciliği ile Türkiye Maden-İş Genel Merkez Temsilciliği yapmış olan Cemal Kıral hastalık sebebiyle İzmir'de hayatını kaybetmişti.
Barış Atay Avcılar'da halk toplantısına katıldı
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay'ın katılımıyla İstanbul Avcılar'da 'Halk Toplantısı' düzenledi.
17-02-2019 22:58

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Hatay Milletvekili Barış Atay'ın katılımıyla İstanbul'un Avcılar ilçesi Yeşilkent Mahallesi'nde Halk Toplantısı düzenledi. Yeşilkent Mahallesi Muhtar Adayı ve Avcılar Belediyesi Meclisi Üyesi Adaylarının da katıldığı toplantıya Yeşilkent'liler yoğun ilgi gösterdi.
'İNSANCA YAŞAM SİSTEMİ KURABİLİRSEK SORUNLARIMIZ HIZLICA ÇÖZÜLÜR'
Barış Atay'ın katıldığı halk buluşmasında gündeme dair değerlendirmelerin yanı sıra, halk meclisi kurmak adına nelerin yapabileceği, Yeşilkent'te kentsel dönüşüm adı altındaki imar sıkıntıları ve kaçak yapılanmalar gibi yerel sorunlar konuşuldu.
Yereldeki sorunlar hakkında konuşan Barış Atay, "Bu ülkede ne kadar çabuk insanca yaşam sistemi kurabilirsek bu gibi sorunların çözümüde o kadar kısa sürede olacaktır" dedİ.
'EMEKÇİLER SORUNLARINI SADECE YAN YANA GELEREK, ÖRGÜTLENEREK AŞABİLİR'
Toplantıda emekçilere dönük hak gasplarına, işten çıkarmalara ve ülkedeki genel kriz ortamında nasıl bir yol izleneliceği de konuşuldu.
Taşörenleşmenin emekçilerin bütün haklarını ellerinden aldığını dile getiren Atay, emekçilerin, işçilerin sorunlarını örgütlenerek, yan yana gelerek aşabileceğini ifade etti. Atay, "Her ne kadar sendikalar ya da bir çok siyasi parti güven vermiyor olsa da oraların güvenilir olmasını sağlayacak olanlar da sendikalarda siyasi partilerde örgütlenecek emekçilerdir" dedi.
'BU EKONOMİK KRİZ SÜRDÜRÜLEMEZ'
İçinde bulunduğumuz ekonomik krizin konuşulduğu toplantıda Atay, bu krizin elimizde üretecek bir şey kalmaması yönüyle diğer krizlerden ayrıştığını, tarım, hayvancılık, sanayi gibi alanlarda üretimin bitme noktasına geldiğini ifade etti. Ülkedeki ekonomik yapının inşaat sektörüne ve Körfez ülkelerinden gelen sıcak paraya dayandırıldığını söyleyen Atay, bu ekonomik gidişin özellikle seçimlerden sonra sürdürülebileceğine düşünmüyorum dedi.
Bu krizden tek çıkışın İMF gibi kurumlardan gelen paralarla değil üretim araçlarının tekrar halka verilmesiyle gerçekleşeceğini dile getiren Atay, "İMFgibi kurumlardan gelen yardımlar sadece kısa vadeli geçici çözüm üretir ve o ülkeyi uzun vadede kendine bağımlı kılar" dedi.
Toplantının ardından Atay, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nde Sosyalist Devrimci Gençlik (SDG) üyesi öğrencilerle sohbetlerine devam etti.
Sosyalist hareketin emektarlarından Cemal Kıral hayatını kaybetti
Sosyalist hareketin emektarlarından 87 yaşındaki Cemal Kral hayatını kaybetti.
16-02-2019 12:45

İleri Haber
Sosyalist hareketin emektarlarından Cemal Kıral, hastalıkları sebebiyle 87 yaşında hayatını kaybetti.
Gençliğinden bu yana mücadelenin içinde olan, Bulgaristan'da Dimitrovcu Gençlik üyesi, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Yönetim Kurulu üyesi, TKP Ege Yöre Sekreteri ve Merkez Komitesi üyesi olmuş ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) 3. Bölge Temsilciliği ile Türkiye Maden-İş Genel Merkez Temsilciliği yapmış olan Cemal Kıral sahip olduğu birçok hastalık sebebiyle İzmir'de hayatını kaybetti.
Kıral'ın cenazesi 18 Şubat 2018 Pazartesi günü saat 11:00'da Birleşik Metal-İş Sendikası İzmir Şubesi önünden, öğle vakti Alsancak Hocazade Camii'nden uğurlanacak.
TİP'TEN AÇIKLAMA
Türkiye İşçi Partisi, Kıral'ın yaşamını yitirmesinin ardından bir açıklama yayınladı. Yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
Değerli büyüğümüz, saygıdeğer yoldaşımız Cemal Kıral'ın hayatını kaybetmesinin üzüntüsünü yaşıyoruz.
Türkiye devrimci-komünist hareketinin gelişimine ve onurlu mücadele tarihine çok büyük bir emek ve değer katan Cemal Kıral yoldaşımız, Türkiye İşçi Partisi ve Türkiye Komünist Partisi tarihinde de gururla anacağımız bir yere sahiptir.
Cemal Kıral, Türkiye İşçi Partisi' nin ülkemizde sosyalizm fikrini gerçek bir alternatife dönüştürmeyi başardığı yıllarda TİP Genel Yönetim Kurulu üyesi olmuş, Türkiye Komünist Partisi'nin atılım yıllarında TKP Merkez Komite üyesi olarak komünist hareketin yükselişine hizmet etmiş, DİSK ve Maden İş sendikalarında görev alarak işçi sınıfının mücadelesinin bir neferi olmuştur.
Cemal Kıral komünizm mücadelesinin önemli bir değeri olarak, hak ettiği şekilde gelecek kuşaklar tarafından hatırlanacaktır.
Anısı önünde saygıyla eğiliyor, mücadele birikimini ve bize teslim ettiği kavga bayrağını sosyalist iktidara taşıyacağımıza söz veriyoruz.
Türkiye İşçi Partisi’nden Varlık Özmenek’e ziyaret
Türkiye İşçi Partisi (TİP) Ankara il yöneticileri tarafından gazeteci Varlık Özmenek evinde ziyaret edildi.
14-02-2019 19:57

1961 yılında kurulan Türkiye İşçi Partisi'ne 1963 yılında üye olan ve aynı zaman da kuruluşuyla birlikte Çağdaş Gazeteciler Derneği üyesi olan gazeteci Varlık Özmenek’e TİP Ankara il yöneticileri tarafından evinde ziyarette bulunuldu.
Türkiye İşçi Partisinin yeniden siyasete dönmesinin kendisini çok mutlu ettiğini dile getiren Özmenek, “Türkiye’de eşitlik ve özgürlük mücadelemizin engelleri hep olacaktır fakat bu engelleri aşma ve yolumuza devam etme zorunluluğumuz vardır” dedi.
Varlık Özmenek, Türkiye İşçi Partisi’nin yıllar sonra Meclis’te yeniden temsil edilmesinin, sınıf siyasetinin geniş kitlelere ulaştırılması için önemli bir araç olduğunu söyledi. Türkiye’nin aydınlık geleceği için yapılacak her adımı canı gönülden desteklediğini belirten Özmenek, “Türkiye’de ihtiyacımız olan birlikte mücadeleyi hayata geçirmenizi temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
VARLIK ÖZMENEK KİMDİR
Kuruluşuyla birlikte üye olduğu Çağdaş Gazeteciler Derneği'nin halen üyesi olan Varlık Özmenek 1943 yılında Eskişehirde doğdu.
Babasının Köy Enstitüleri'nin kurucularından olması nedeniyle Köy Enstitüleri'nde eğitim gören Özmenek Gazeteciliğe başladığı aynı yıl olan 1963'de Türkiye İşçi Partisi'ne üye oldu.
Türkiye İşçi Partisi üyesi olan Özmenek aynı anda 32 ayrı sivil toplum kuruluşunda çalışmalar yürüttü.
ÇALIŞTIĞI KURUMLAR VE YAYINLAR
Yenigün,Yeni Ortam,Hürriyet,Politika,Vatan,Görev,Dünya,Şenola,Aydınlık, Demokrasi, Ülkede Gündem
İmece, 7 Gün, Yürüyüş, Adımlar, İlke(Hollanda) Bilim ve .Sanat
İSTA, THA, ANKA
TRT, WDR (Almanya), NOS, NPS(Hollanda), Sweden Radio TV (İsveç) Danimarka, Norveç, Belçika, SFB (Berlin Radyoları Türkçe Redaksiyonları) Radyo Mozaik